Başbakanı 1 Mayıs'ta kim aldattı iyibilgi zoom" /> Başbakanı 1 Mayıs'ta kim aldattı iyibilgi zoom"/>

En Sıcak Konular

Başbakanı 1 Mayıs'ta kim aldattı 2 Mayıs 2008 17:16 tsi
Başbakanı 1 Mayıs'ta  kim aldattı Öyle görünüyor ki, ya başbakan artık halktan biri gibi bakıp sezmeyi unuttu veya biri onu fena halde faka bastırdı! Görünüşe göre ikinci şık daha makul geliyor.... Ne dersiniz? iyibilgi zoom

Mehmet Ali Bulut/Bugün

1 Mayıs’ı yine yüzümüze gözümüze bulaştırdık.

Yine dünya ajanslarının birinci haberi olduk, insanlık dışı görüntülerle ve fotoğraflarla…

Elbette polisi suçlamaya hakkımız yok. Polis kendisine verilmeyen bir yetkiyi kullanmadı ki. O da ‘devletin güvenliğini sağlamakla görevli bir işçi’ olarak Taksim’e gelmişti ve kendisinden isteneni yapmıştı.

Tıpkı, oraya gelen yüzü maskeli, boynu poşulu ‘işçiler’ gibi…

Oysa hiç de böyle olmayabilirdi?

Başbakan bütün gönülleri telif etmek ve işçileri de arkasına almak için muazzam bir fırsat yakalamıştı. Mutlak bir başarıdan böyle bir fiyasko çıkarmak, muhakkak ki ‘müdebbir bir aklın’ başarısıdır!

Eğer gerçekten Ergenekon’un her taşın altından çıkabiliyorsa emin olabilirisiniz ki bu da, Ergenekon’un bir marifetidir ve Erdoğan’a siyasi geleceği açısından ciddi bir darbe indirmiştir!

Taksim meydanı Erdoğan’ın ‘kırmızı çizgisi’ değildi ki. Hiçbir zaman da olmadı. Taksim, ‘derincilerin’ ve ‘laikçilerin’ kırmızı çizgisidir!

-Yani ne olur orada işçiler de miting yapsalar?

-Hayır, olmaz!

-Niye olmaz?

-Birileri öyle istiyor!

-Birileri öyle istediği için Taksim’e cami de yaptıramamıştı sayın Erdoğan. Ne çabuk unuttu.

Başbakan eline geçen büyük fırsatı tepip kendisi de ‘kırmızı çizgicilerin’ safına geçti maalesef..

Oysa 1 Mayıs günü Taksim’e gidip işçilerle birlikte oraya bir çelek bıraksaydı emin olabilirsiniz ki bugün karşısına aldığı milyonları, arkasına almış olacaktı...

Ama olmadı.

Birileri Başbakan’ın aklına girdi ve onu, işçilerle karşı karşıya getirdi.

Hem de herkesten çok işçiye, memura ve halkın desteğini ihtiyacı olduğu bir hengâmede!

* * *

Edindiğimiz bilgiye göre başbakan Türk-İş yöneticileriyle yaptığı görüşmede bayağı makul görünmüş ve hakikaten uzlaşmacı tavırlar sergilemiş.

Türk-İş yöneticileri, Başbakan’dan 1 Mayıs’ın tatil olmasını istemişler. Başbakan, bu talebi makul karşılamış. ‘Başka ne istiyorsunuz’ sorusu üzerine yöneticiler, ‘Bu yıl 1 Mayıs’a Taksim’de kutlamak istiyoruz’ demişler. Başbakan bu teklifi de düşüneceklerini söylemiş. Ama sonra, Bakanlar Kurulu toplantısından, nedense tamamen aksi bir tedbir ortaya çıkmış…

Eminim, ‘devletin istihbaratı(!)’nı değerlendirmişlerdir.

* * *

Bu olay bana, 1977 Haziran’ını hatırlattı.

Türkiye’nin yine müthiş gerilimler yaşadığı, sağ - sol olaylarının ayyuka çıktığı bir seçim dönemdi. Ecevit, 3 Haziran’da Taksim’de miting düzenlemek istiyordu..

Birileri, Ecevit’e Taksim’de miting yaptırmak istemiyorlardı. Yine birileri, halkla bilek güreşine girmek niyetindeydi. (Zaten oldum olası, şu bizim derin devletimiz, hep halkıyla bilek güreşire tutuşur. Başka bir halt da edemez…)

Yaparım – yapamazsın kavgası öyle büyütüldü ki, iş artık çığırdan çıkmak üzeriydi. Demirel, Ecevit’i bu amacından vaz geçirmek için kendisine verilen ‘devlet istihbaratı’nı ifşa ettti:

-Ecevit’e suikast düzenlenecek, biz bu vebali üstlenemeyiz!

Bu açıklama bardağı taşırdı ve Ecevit, “ölüm pahasına da olsa, ben taksim’de miting yapacağım” dedi ve yaptı. Bir şey de olmadı.

Ertesi gün Demirel, kendisini yanılttıkların kabul etti ve dedi ki ‘Ben Devletin verdiği istihbarata uydum!”

İşte o istihbarat da derin devletin bir operasyonu idi ki Ecevit’in yıldızını parlattı. Demirel ise iyot gibi açığa düştü…

3 Haziran 1977 Taksim mitingine 500 bine yakın insan katıldı. 5 Haziran’da yapılan seçimlerde ise Ecevit, oyların yüzde 42’yeyakın alarak 213 de milletvekili çıkardı… Operasyon başarılı olmuştu.

Demirel gibi, ‘derin devlet’ oyunlarını en iyi bilmesi gereken bir adam bile ‘derin fısıltılara” kulak verdiği için kaybetmişti.

Şimdi anlıyorum ki Tayip Erdoğan’ı da aynı tongaya düşürmüşler! Tabi ne yapsın Başbakan! Devletin verdiği istihbarata güvenecek. Güvendi ve halkın karşısına yasakçı, zorba ve işçi düşmanı gömleğiyle çıkmış oldu.

Hâlbuki Erdoğan, bütün varlığını daima ‘halktan yana tavır almaya ve halk gibi davranmaya’ borçludur. Hep halkın, kurumsal güçler nezdindeki sözcüsü ve müdafii olduğu için sevildi, tutuldu.

O da gidip kurumsal güçlerin yanında yer aldı ve işçileri ayaklar altında ezdirdi. Gazetelerin manşete çektikleri şu fotoğraf, birçok siyasetçinin geleceğini bitirecek kadar etkili bir nutuk oldu!

Yazık!

Ya başbakan artık halktan biri gibi bakıp sezmeyi unuttu veya biri onu fena halde faka bastırdı! Bana ikinci şık daha makul geliyor.

Bunun tek telafisi var, işçilerden özür dilemek ve gerçekten kendisini aldatmışlarsa onları deşifre etmek.

Yoksa ayaklar altında çiğnenen o resim kendi dönemini hatırlatan yegâne fotoğraf olarak tarihe geçer!



Bu haber 1,661 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler

    3,546 µs