İran’a nükleer destek Tür

2 Mayıs 2008 10:31 tsi
İran’ın nükleer programına en çok katkıda bulunan ülke olan Rusya’da ilginç bir iddia ortaya atıldı. Aslında duyuran Rusya ama iddianın sahipi-ne alaka diyebilirsiniz, Japon istihbaratı. Buna göre İran'a nükleer desteği veren Türkiye imiş! Ga

Bugün Hürriyet'in dünya sayfalarına sıkıştırılan mini bir haber, kapladığı alandan çok ama çok daha fazlasını ifade ediyor. Önce yüzü görelim sonra sırta bakarız:  "7.ru" internet haber sitesi, Japon istihbarat kaynaklarına dayanarak hazırladığı "Türkiye ortak mı, aracı mı?" başlıklı haberde İran’ın nükleer silah amaçlı programında asıl kritik ülkenin sanıldığı gibi Rusya değil, Türkiye olduğunu yazdı.

Habere göre, İran’a uygulanan ambargo Türkiye üzerinden deliniyor. Örnek olarak 2006 yılında Türk güvenlik güçleri tarafından ortaya çıkartılan "Step S.A." şirketinin İran ile gerçekleştirdiği "askeri amaçlı kullanılabilen malzeme" kaçakçılığı gösterildi.

İran’ın bu firma üzerinden Türk ortaklarını kullanarak AB’den İran’a yasak teknoloji transferi yapmayı başardığı öne sürüldü. Benzer yasak teknoloji transferinin 2007 yılında İran-Türkiye sınır kapısında bir daha ortaya çıkartılmasıyla Türkiye’deki bir dizi bankanın da ABD tarafından kara listeye alındığı belirtildi.

Böyle şey olur mu?

Haber bu kadar ama bunun altının iyi okunması gerekiyor. Belki bu haber Rusya merkezli olsaydı farklı bir bakış sunulabilirdi. Rusya, İran ile nükleer ilişkilerine bir şekilde Türkiye'yi de dahil ederek Batı kampından Ankara'yı uzaklaştırmak istiyor manidar manası çıkarılabilirdi.

Ama açık biçimde Batı tarafında olan, kendi bölgesininin İran'ı Kuzey Kore'ye karşı nükleer protesto pozisyonunda bulunan Japon istihbaratının bu bilgiyi vermesi gerçekten ilginç. "Ne alaka" demek şart hale geliyor!

Bu durumda istihbaratın bir Batı espiyonajı olduğu varsayılabilir. Haber veya istihbarat Türkiye'nin resmi kurumlarını bağlamıyor elbette. Ama illegal olarak Türkiye üzerinden İran'a nükleer kaçakçılık yapıldığı iddiası, İran'a ve bağlı olarak Rusya'ya yönelik Batı bakışının bir parçası haline getiriyor.

Yani bin anlamda Türkiye'ye, bu iki ülkeye fazla yakın durma, onlardan birisi gibi gösteririz mesajı taşınabiliyor. Bunun resmi boyuta çıkarılabileceğinin işareti ise haberde geçen Türk bankalarının ABD tarafından kara listeye alındığı iması.

Böylece iş, illegalden sanki legale, yani resmiyete dökülür anlamı yükleniyor. Peki Rusya bu oyunda hangi konumda? Bu da ilginç. Normalde Rusya'nın bu hamleyi sezip haberi hiç görmemesi, fark ettirmemesi beklenirdi.

Ama anlaşyılıyor ki onlar da "işlerine geldiği" gibi davranmışlar. Çünkü Ankara'ya dönük bu "ithamın", Tahran-Moskova-Ankara üçgenini yakınlaştıracağı varsayımında bulunmuşlar. Tabii bu değerlendirmeler ilk bakışın sezdikleri. Bakalım ardından neler çıkacak?

 

 

 

 

 

Bu haber 2,129 defa okundu.