En Sıcak Konular

Kuzey Irak’da doğruyu yapıyor muyuz?

1 Mayıs 2008 11:48 tsi
Irak'ın Kuzeyi ile resmi temas, Ankara'nın konjonktürü idare edebileceğini güvendiği anlamına geliyor. Belki doğru belki değil. zaman gösterecek. Ama sonra 'bizi havuza kim itti' dememek gerekiyor. Çünkü iteni biliyoruz.

Başbakanlık Başdanışmanı Prof. Dr. Ahmet Davudoğlu ile Irak Özel Temsilcisi Büyükelçi Murat Özçelik kısa süre sonra Irak’a gidecekler. Bu ziyaret ne ilk ne de yeni. Ama hem ilk hem de yeni olan bir durum var.

24 Nisan’da gerçekleşen Milli Güvenlik Kurulu’ndan çıkan açıklama, "Tüm Iraklı grup ve oluşumlarla istişarelerin sürdürülmesinin yararlı olacağı mütalaa edilmiştir" cümlesini içeriyordu.

Bu tartışmaları eski ama uygulama işaretleri açısından yeni bir durum. Yeni bir durum çünkü, Türkiye’nin temsilcileri yerel Kürt Hükümeti Başbakanı Neçirvan Barzani'yle de görüşecekler.

Hükümet, ana muhalefet partisi, basının hallice bölümü bu ilk temastan memnun olacaklarını belirtmiş durumda. Cılız duyulan itiraz şerhlerine rağmen bir tür konsensus sağlanmış gibi.

Ankara’yı bu aşamaya getiren merhalelerin görünen basamakları, nedenleri; Kerkük referandumunun ertelenmesi, Bağdat'taki Kürt siyasilerin terör örgütü PKK'ya karşı bakışlarının değişmesi, Kürtler’in Irak yönetiminde önemli makamlarda bulunmaları,  Yine terör örgütünün faaliyetlerinin engellenmesi için bölge yöneticileriyle ilişkilerde bulunulması gereği ve elbette Türkiye’nin ekonomik çıkarları olarak kurgulanıyor.

Bunların hepsi tek tek veya toptan tartışılabilir. Ama temel kaygı ortadan kalktı mı? Yani Kuzey Irak’ta bağımsız bir Kürt devletinin kurulması hali? Ankara gibi bir çok Ortadoğu ülkesinin başkenti bunu istemiyor.

İstemiyor ama gelinen noktayı başka türlü nasıl tarif etmek gerek, tam net değil. Körfez Savaşları’nın her ikisinden bu yana, ABD ve İsrail, bazı Avrupalı ülkelerin buradaki oluşuma destek verdiği bir sır değil.

Ancak Türkiye şimdi Irak’ın Kuzeyi ile resmi temas sağlayarak gelişmeleri kendi lehine dönüştürebileceği, yönlendirebileceği zımni kabulüne geliyor. Bu gerçekten reel mi?

Örneğin Bağdat'ın yeni petrol ve gaz alanlarında arama yapacak şirketler listesine almadığı TPAO’nun kaybını Kuzey Irak'ta giderebileceği dillendiriliyor. Doğal olarak bunun için Ankara-Erbil ilişkilerinin oluşması lazım.

Ama kimse bu resmi ilişkilerin sağlanması için Bağdat’ın şirketler listesine Türkiye’nin alınmamış olabileceğini düşünmüyor. Herkes buradan Türkiye’nin payına büyük bir dilim düşebilir diyor. “Düşerse” gariplik olacağını aklına getirmiyor.

Bu küçük bir örnek. Adı geçen ülkeler Irak’ın Kuzeyi ile Ankara’nın resmi temas sağlanmasını bölgedeki yapılanma için bir ara basamak olarak görüyor mu görmüyor pek akla getirilmiyor.

Aradan zaman geçtiğinde, bu günlük uygulamalar anımsanmayacak. Ama bölgede Ankara’nın canını sıkacak bir yapılanma gelişirse “nasıl oldu” dememek gerekiyor.

 



Bu haber 929 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler

    2,677 µs