Özal’ın ruhu Erdoğan’a kâbus olacak!

30 Nisan 2008 14:21 tsi
AKP’nin kapatma davası ile birlikte ivmelendiği, parti içindeki eski Özal ruhuna sadık isimlerin icraattan uzak kalmaları ile pekişen bu “ruh hali”nin, kabinedeki son ve en güçlü ANAP’lı Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Ç

AKP Kırıkkale Milletvekili Vahit Erdem’in önce yerel bir gazetede ardından da Hürriyet’in manşetinden çıkışı ile başlayan yeni bir sürecin kuvvetli işaretleri yaşanıyor.

Bu işaretlerin uyandırdığı temel intiba, AKP içinde ANAP’lı kuşaktan gelen bir odağın “hafif isyan” sinyalleri vermesi. Aslında “isyan” yerine, “yeni bir yol” arayışı da denebilir.

AKP’nin kapatma davası ile birlikte ivmelendiği, parti içindeki eski Özal ruhuna sadık isimlerin icraattan uzak kalmaları ile pekişen bu “ruh hali”, kabinedeki son ve en güçlü ANAP’lı Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in Fikret Bila’ya verdiği iddia edilen röportajla zirve yaptığı söylenebilir.

Bu “arayış”ın ya da mahfilin sadece AKP içinde kıpırdanmaya başlandığını söylemek de yetersiz kalabilir. AKP’nin “ömrünün buraya kadar” olduğuna kanaat getirip getirmediği henüz bilinmeyen bu grup, kuşkusuz parti dışındaki önemli “Özal isimlerinin” ilgisini çekecek.

Mesut Yılmaz, Erkan Mumcu gibi. Süleyman Demirel’in pozisyonunun ise ne olacağı elbette bilinmez. Bilinmez ama AKP’yi “yavaşlatacak” bir çıkışa kapı tutması da sürpriz olmaz.

AKP içinde ise daha başka isimler de bulunmasına rağmen özellikle iki siyasi figür kritik. Cemil Çiçek’in “Erdoğan’la ipleri attığına” ilişkin haberleri şimdilik spekülasyon olarak okumak da fayda var.

Çünkü Fikret Bila’ya konuşan “gizemli bakan”ın kimliği net olmadığı gibi, bu açılımın Başbakan Erdoğan’dan gayrı yapılıp yapılmadığı çok şüpheli. İkinci isim ise ismi oldukça unutulan ama hep önemli sayılması gereken biri; Abdülkadir Aksu.

Aksu son kabine değişikliğinde (22 Temmuz’un hemen öncesi) bakanlıktan ayrılmıştı. Bu ismi AKP’nin Güneydoğu’lu vekilleri üzerindeki etkisi bağlamında da değrlendirmek gerekecek.

Bu iki ismin yanı sıra, kadim ANAP’lı ama şimdinin AKP Bayburt milletvekili Ülkü Gökalp Güney ve hatta şu an için ismi geçmeyen ANAP’lılar da (tıpkı Lütfullah Kayalar gibi) anımsanmalı.

Esasen ANAP kökünden gelmeyen AKP’li vekillerin bu isimlere gösterdiği ilgi de azımsanamayacak gibi. Ama bunun nedeni “eğer bir oluşum varsa dahil olmak” değil. Daha çok bu isimlerin birşeyler bildiği ya da AKP’de çatlama olup olmayacağı merakından kaynaklanıyor.

Dün TBMM’deki AKP kulislerinde bu vekillerin etrafının milletvekilleri tarafından neredeyse ablukaya alınması da bu nedenle. Ama asal faktör, bir kapatılma kararı sonrası partide çatlama olup olmayacağı sorusu.

Bu “kıpırdanış” TBMM içinden dışarıya sirayet ettiğinde bir karşılık bulması da söz konusu olabilir. Demokrat Parti, ANAP, Demirel, Mesut Yılmaz sair etkiler sisteme girdiğinde yaratacağı komplikasyonlar AKP bünyesinde ateş yapabilir.

Peki bu ihtimal var mı? Elle tutulur veriler az. Ancak Türk siyasi hayatının tecrübeleri bu kulvara çok sıkı bir dikkat gerektiriyor. Yani bu ihtimal var.

Bu haber 2,474 defa okundu.