Hocalar uyardı: Ergenekon meydana inebilir!

30 Nisan 2008 13:08 tsi
Yarın 1 Mayıs. Hükümet, ‘Taksim’de gösteriye izin vermem’ diyor, sendikalar ısrarcı. iyibilgi, alanında her biri birer otorite olan Mahir Kaynak, Hasan Köni, Mümtaz-er Türköne ve ASAM’dan Sadi Çaycı ile ne gibi provokasyonların ola

Geçtiğimiz yıl Taksim'de polis ile gösteriliciler arasında yaşanan gerilim halen hafızalarda. Bu yıl ortam daha fazla gergin. Zira geçen yıl ki gösterilerin ardından karanlık eller Ankara'da, Trabzon'da, Mersin'de, İstanbul'da ve nihayet Adapazarı'nda ortaya çıktı.

İçinden geçtiğimiz dönemde her zamankinden çok birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. İşçilerin haklarını savunmasına elbette evet ama bunun provoke edilerek 'karanlık eller'in tuzağına düşmeye hayır!

iyibilgi, yarınki 1 Mayıs kutlamaları öncesi vatandaşları serinkanlı ve dikkatli olmaya çağırıyor.

Alanında her biri birer otorite olan siyasetbilimci ve stratejistlerin konuyla ilgili görüşleri şöyle: 

Genelkurmay’a bağlı Milli Güvenlik Akademisi’nde uzun yıllar hocalık yapan siyaset bilimci Prof. Dr. Hasan Köni:

HÜKÜMET ÜRKEK, ERGENEKON MEYDANA İNEBİLİR!

Benim tahminim hükümetin asıl korktuğu şeyin, Ergenekon tipi bir yapının gösterileri provoke etmesi. Yoksa artık TKP binlerce polisin olduğu bu gösterilerde işçilerin arasına sızıp bir şey yapacak değil. Hükümet atılacak sloganlardan korkmuyor. İşçiler elbette maaşları artsın diye slogan atacaklar. Bu normal.

Ama yarın Taksim’de bir patlama olsa herkes birbirine girer. Bunun için topa, tüfeğe de gerek yok ki. Alıp plastik bomba koyuyor uzaktan patlatıyor. Bizim aldığımız F-35 uçaklardan daha etkili.

Kapanma davası ardından Ergenekon olayları falan derken hükümette bir ürkeklik oluştu. Böyle bir ortamda hükümetin korkması normal. Korkan olarak hükümetin ‘1 Mayıs’ta gösteriye izin vermem demekte haklı.

Eski istihbaratçı, Star Gazetesi Yazarı Prof. Dr. Mahir Kaynak:

TAKSİM'E GİDEN PROVOKASYONDAN KAÇAMAZ!

Bir kere böyle giderse önümüzdeki dönemde Türkiye’de sosyal sigortalar sistemi çökecek. Ya o zaman hiç kimse maaş dahi alamaz. O nedenle bu haklar sendikalar ve hükümet arasında doğru bir diyalog ile çözülmeli.

İkincisi işçilerin haklarını savunmaları için taksim meydanına çıkmak şart değil. Zira Taksim’de ciddi bir provokosyon hazırlığı var gibi görünüyor. Türkiye’deki genel duruma baktığımda önümüzdeki dönemin hareketli olabileceğini seziyorum.

Taksim’e giden işçiler provokasyona gelmemek için şunları, bunları yapmalı’ diye bir şey de diyemem. Zira vatandaşlar provokasyondan kurtulamazlar!

Eğer birisi bir proje hazırlanmışsa vatandaş bunu aklıyla yenemez. Zaten yenecek olsalardı gizli servislere ve polislere ihtiyaç olmazdı.

Organize olaylarla organize güçler mücadele eder. O bakımdan vatandaşın yapacağı tek şey taksim’e gitmemek. Böyle bir ısrara gerek yok. Vatandaş evvela ortamdaki havanın nasıl olduğuna bakmalı.

Vatandaşlar şunu iyi bilmeli: bu provokasyonlar, sizin amaçlarınızı ve eyleminizi araç olarak kullanır. Bu mücadele sizin için yapılmıyor. Sadece sizin şikâyetleriniz bir koz olarak kullanılıyor.

Gazi Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim üyesi ve Zaman Gazetesi Yazarı Mümtaz-er Türköne:

TAKSİM'E GİTMEYİN!

1 Mayıs 1977’de bir katliam yaşandı. Bu katliamın nedeni, sol örgütlerin kendi iç çelişkileri yüzünden provokasyona uygun bir ortamı oluşturmaları idi. DiSK, Halkın Kurtuluşu Örgütü’nü meydana almayacağını açıkladı ve kontr-gerilla da muhtemeldir ki bu fraksiyon çatışmasından ilham alarak bu katliamı gerçekleştirdi.

Yaşananlardan ders çıkarmak lazım. Sendikaların Taksim Meydanı noktasındaki ısrarına anlamış değilim. Valilik, açık açık polis barikatlarına yönelik saldırı olabilir diyor. İlk defa hükümet kanadı 1 Mayıs’ı bayram ilan etti.

Bir kibrit tutuşturulsa ortalık yangın yerine dönecek bir atmosfer var. Şu an özellikle STK temsilcilerine düşen bu provokasyonların bir parçası olmamak.

Şu an ki Türkiye’nin atmosferi 1 Mayıs 1977ye çok benziyor. O gün bir dönüm noktası olmuş ve Türkiye’de şiddet tırmanışa geçmişti.

Sendikalar haklarını aramakta elbette haklı ama bu özel durumları hesap ederek en azından bu yıl için serinkanlı bir şekilde yarın Taksim’den uzak durmalılar.

ASAM Başkan Danışmanı ve Güvenlik Uzmanı Doç. Dr. Sadi Çaycı:

HUKUK SİSTEMİNE MEYDAN OKUMA VAR!

Burada kamu düzeni ve güvenliği en öncelikli konu. Dolayısıyla bunun sağlanması için yasaların esas alınması gerekilir. Yasalara göre taksim gösteri ve toplantı yeri değil. En önemli nokta bu.

Demokrasilerde hükümetlerin pek hoşuna gitmese de sivil itaatsizlik diyebileceğimiz basit, masım eylemler olabilir.

Ama şu an konuştuğumuz olay, sivil itaatsizliğin çok ötesinde devletin yürürlükteki hukuk sistemine meydan okuma anlamını taşıyan bir yaklaşım var. İşte bu çok tehlikeli ve her türlü provokasyona açık bir durum.

www.iyibilgi.com özel Ömer Çakkal

Bu haber 2,887 defa okundu.