En Sıcak Konular

‘Sünni Hilâl’e Türk yıldızı!

29 Nisan 2008 14:28 tsi
Ankara ise bu riski ne denli görebiliyor belli değil. Görüyorsa da kamuoyuna yansıtmaması normal sayılmalı. Ancak kriz-petrol-sıcak yabancı para üçgeninde sıkışan bir Türkiye’nin, iç politik hengamelerle de bunaltılması, Sünni Hilal'ine Türk yıldız

AKP hükümetinin ekonomik istikrarın başatı saydığı dış yatırımların azalma ve çekilme ihtimali, yeni para kaynaklarının bulunmasını gerektiriyor. Bu para ‘petro-dolar’ ülkelerinde var. Arap ülkelerine yapılan karşılıklı ve sık ziyaretlerin arkasında bu yatıyor.

Türkiye muhtemelen, bu parayı-iç ve dış dengelere bağlı olarak-bulacak! Çünkü bu parayı dağıtan aslında yine Batı! Tali bir sonuç olarak da Ortadoğu’nun asıl çekişme konusu olan Şii-Sünni rekabetinde taraf olacak.

Türkiye’ye Batı’dan gelen sıcak paranın yarattığı rahat hayat; özelliştirme kalemleri, borsa, bankalar, aracı kurumların da batılılaşması ağır eleştirilerine uğrasa da altı yıllık AKP iktidarına rahat nefes aldırdı.

Doğrulu yanlışlığı bir tarafa özellikle ilk bey yılda bu süreç tıkır tıkır işledi. Ancak bugün durum aynı değil. Batılı sıcak para aynı hızla gelmediği gibi, kontrollü biçimde, varolanlar da azalıyor.

Oysa Türkiye’nen çekilip çevrilmesi için milyarlarca dolar seviyesinde yıllık dış sıcak paraya ihtiyaç bulunuyor. Bu çekilmenin nedenleri, küresel kriz söylenceleri, ABD’deki mortgage çöküntüsü, kontrol edilemeyen petrol fiyatları, Türkiye iç politik dengelerinin hassasiyetleri ilintisi kurulabilir.

Hepsi doğru veya hepsi yanlış olabilir. Ama her iki halde de akla getirilmesi gereken bir ihtimal mevcut. Türkiye’nin para ihtiyacının giderilmesinin uluslar arası dengelerde kullanılması olasılığı.

Petro dolar eşittir Batı!

Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı ve ilgili bakanlıkların son dönemde Arap ve Körfez ülkelerine (Suudi Arabistan, Oman, Kuveyt, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn) yaptığı sık ve karşılıklı ziyaretlerin ardında, anormal yükselen petrol fiyatları nedeniyle taşma noktasında biriken petro dolar birikimleri bulunuyor.

Bir çok dünya ülkesi gibi Türkiye’nin de gözü bu parada. Peki bu para hangi politik amaçlarla Ankara’ya verilebilir?

Kimse parasını bedavaya vermeyeceğine göre, salt ticari beklentilerle yatırım yapma dönemi dünyada artık geçtiği ve iş buna kalırsa bir çok ülkenin sert rekabet yapacağı düşünüldüğünde bu sorunun yanıtı önemli.

Körfez ülkeleri dünya petrol ihtiyacının yüzde 20'sini karşılıyor. Haliyle paranın büyüğü burada. Kendileri de dünyada yatırım yapmak, birikimlerini katmenlendirmek için ciddi fırsatlar arıyorlar.

Ancak burada çok önemli bir nokta bulunuyor. Bu ülkelerin yatırım kararları Batı’nın elinde. Baştan bağlanmış ve stratejik seviyedeki ortaklıklar eliyle, petro doların nereye yatıralacağı Amerikalı ve Avrupalı danışmanlar eliyle kararlaştırılıyor.

Yani çok incelikli bir söylemle dillendirmek gerekirse, Türkiye’nin bu ülkelerden para getirme isteği, Türkiye’ye uzun süredir yatırım yapan Batılıların verdiği paradan farklı değil.

Birinde kendi paraları diğerinde başkasının parası olsa da, kontrol yine Batı’nın elinde! Garip bulunabilir ama dünyanın gerçekleri böyle. Bunu elimizde tutalım.

Hepsi Sünni, hepsi Şiilik’ten korkuyor

Bu Arap ülkelerinin, coğrafi ortaklığı ve petro-dolar zenginliği dışında bir ortak yanları daha mevcut. O da Sünni olmaları, Şiilik’ten çekinmeleri. Ortadoğu’da bir Şii ekseninin veya moda deyimle “Şii Hilali”nin oluşması riskinden kâbus görüyorlar.

Bu nedenle İran’dan veya Irak’ın bölünmesi ihtimalinden çekiniyorlar. Esasen bölgedeki tüm kriz noktalarından mutsuzlar. Herbirinin Şii-Sünni gerginliği tetikleyebileceğini düşünüyorlar. Suriye-Lübnan-İsrail sorunları da dahil tüm sorunların çözümü için dua ediyorlar.

Tersine söylemle, “Sünni Hilali” oluşturuyorlar. Bu ABD söylem ve planlarına da uygun. İran merkezli Şii harekete karşı bir Sünni Hilali’nin oluşturulması ve burada sulh olması planı Washington’a ait.

Bu nedenle hilalin geliştirilmesi, büyümesi ve bir uzlaşı ortamının sağlanmasını destekliyorlar. Bunu da elimizde tutalım.

Suriye-İsrail: Aracı kim?

Şam ve Tel Aviv yönetimleri arasında son dönemlerin en aktif arabulucusu elbette Ankara. Bu yolda ciddi emek sarf ettiği gibi, belli bir merhale de katetmiş görünüyor. Başarı olursa, bölgede önemli bir kriz taşı devrilmiş olacak.

Ancak ABD ve İsrail’in tutumlarını ayrıştırmak gerekli. İyi polis ve kötü polis olarak. İsrail uzlaşıya sıcak bakıyor çünkü bu aslında Sünni Hilal’in güçlenmesi Şii Hilal’in zayıflaması anlamına gelecek.

ABD ise daha sert çünkü ona göre Şam yönetimi Şii ve İran’la hep sıkı ilişkileri oldu. Bu nedenle belki, uzlaşmayı destekliyor ama Suriye’de başka bir yönetim istiyor. Herhalükarda, Ortadoğu’da İsrail ile ABD’yi zıtlaştıran uygulamalara pek rastlanmadığı düşünüldüğünde “aynı amaç”ın arandığı varsayılabilir.

Irak’ın toprak bütünlüğü konusunda da Körfez Ülkeleri ile Türkiye hemen aynı noktada. Körfez Ülkeleri, Irak’ın parçalanmasının İran hakimiyetin bir coğrafya ve Şii avantajını ortaya çıkaracağını, hemen hepsinin ülkesinde bulunan Şii’ler için örnek teşkil edebileceğini düşünüyorlar.

Sünni Hilal’in en güçlü ülkesi kim olacak?

Bu halde elimizde şöyle bir tablo bulunuyor; Batı tarafından petro dolara itilen (para çekerek, paranın adresini göstererek, paranın kendi kontrollerinde olduğu bilinirek) ve muhtemelen bu ülkelerden para verilecek bir Türkiye, aynı zamanda bölgenin politik ayrışmalarında da taraf olabilecek.

Ankara ise bu riski ne denli görebiliyor belli değil. Görüyorsa da kamuoyuna yansıtmaması normal sayılmalı. Ancak kriz-petrol-sıcak yabancı para üçgeninde sıkışan bir Türkiye’nin, iç politik hengamelerle de bunaltılması elini mahkum kılabilir.



Bu haber 1,807 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,281 µs