Hasidik Yahudilerin gizli dünyası | " /> Hasidik Yahudilerin gizli dünyası | "/>

En Sıcak Konular

Hasidik Yahudilerin gizli dünyası

29 Nisan 2008 09:39 tsi
Hasidik Yahudilerin gizli dünyası "New York’taki Hasidik dünyasının kapısını açmaya karar verdim. Onlarla temasa geçip kapının diğer tarafında ne olduğunu bulup bulamayacağımı denemeye karar verdim." Aydoğan Vatandaş yazdı...

Aydoğan Vatandaş'ın gasteci.com'da kaleme aldığı yazısı...

Bundan bir süre önce, bir arkadaşımla buluşmak üzere Brooklyn’de iken, siyah pardüseli, siyah şapkalı binlerce adamın anlamadığım bir dilde bir sinagogun etrafında şarkılar söyleyerek dans ettiklerini gördüm. Bu insanlar kimdi? Neden bu tuhaf giysileri giyiyorlardı? Dillerinin İbranice olduğunu sonradan öğrendim.

Yirmi yıldan daha uzun bir süredir Brooklyn’de ticaretle uğraşan arkadaşım Mehmet Şenkaya’ya sordum bu insanların kim olduklarını.

‘Bunlar Hasidik Yahudiler’ dedi Mehmet Şenkaya. Çok dindardırlar, kendilerinin dışındaki Yahudileri de pek Yahudi olarak görmezler’ deyince şaşırdım. ‘Kendi aralarında da farklı gruplar var ve bunlar Lubavitç Hasidikleri’ dedi.

Sonra biraz çekingenlikle o siyah manto ve şapkalı sakallı Yahudilerden birini gözüme kestirerek yanına yaklaştım. Öğrendiğime göre “Simçat Torah” denilen bir Yahudi bayramını kutluyorlarmış. Tevrat’ın okunuşunun bir yılda tamamlandığı güne “Simcat Torah” deniyormuş. Tevratı sinagog etrafında yedi kez dolaştırdıklarını ve Hasidik cemaati ile Tevrat arasında özel bir ilişki olduğuna inandıkları için bir tür memnuniyet ifadesiymiş bu bayram.

Bu insanlar kimdi ve neden Amerikan kültürünün ana damarından bu kadar ayrık görünüyorlardı? Merakım gittikçe daha da artıyordu.

Böylece New York’taki Hasidik dünyasının kapısını açmaya karar verdim. Onlarla temasa geçip kapının diğer tarafında ne olduğunu bulup bulamayacağımı denemeye karar verdim.

Tarihsel olarak baktığımızda Hasidizm on sekizinci yüzyılın ikinci yarısında Polonya’da başlayan cemaatsel-dinsel bir hareketti.

Bu hareket dua, gizemcilik, dans etme, şarkı söyleme, öykü anlatma ve günlük yaşamın kutsanmasını Talmud ilmiyle geleneksel Yahudi değerlerini yeniden tanımlamıştı. (Talmud Yahudilerin sözel yasası ile bu konuda M. Ö. Üçüncü ve beşinci yüzyılda Filistinli ve Babilli alimlerce yazılmış olan yorumlara verilen addı.)

Lider merkezli hareketlerin genellikle liderlerinin adlarıyla anıldığını biliyoruz.

Yıllar içinde gelişen ve Divan (Court) denilen çeşitli Hasidik grupları, Avrupa’da kurucularının doğum yeri olan bölgenin adıyla adlandırılmıştı.

Belzliler Belz’den, Bobovlular Bobov’dan (ikisi de Galiçya kasabası) gelmişti vb. Bostonlu denilen ve liderinin divanı Boston’un Brookline banliyösünde olan Amerikalı bir grup bile vardı.

Bugün dünyada, yüzyılın başındaki sayının beşte biri olan iki yüz elli bin kadar Hasidik Yahudisi olduğu tahmin edilmektedir. İki yüz bin kadarı Birleşik Devletler’de ve bunların yaklaşık yarısı da Brooklyn’de yaşıyor.

Adlarını yıllarca hanedanlarının merkezliğini yapmış olan şehirden alan Lubavitçliler’in dünya çapındaki en kalabalık, soykırım ve Rus pogromlarını atlatan cemaatlerden biri olduğuna inanılıyor.

Brooklyn’in Williamsburg kesiminde yaşayan Satmarlılar ise New York’taki en kalabalık grup.

Köken itibariyle Macaristan’dan gelmiş olan bu grup, II.Dünya Savaşı ülkelerine 1944’e kadar ulaşmadığı için savaşı büyük sayılar halinde atlatabilmişler. Diğer grupların çoğu (aralarında Gerliler, Bobovlular ve Belzliler var) Brooklyn’in Boro Parkı kesiminde yaşıyorlar.

Küçük bir grup da Westchester, Rockland County ve New Jersey’de yaşıyor. Gruplar birbirine çok benzese de, bazıları arasında farklılıklar ve hatta derin husumetler de gelişmiş zaman içerisinde.

Şehir içi ve çevresindeki kalabalık Hasidik mevcudiyetine karşın, beni yaşamlarına kabul edecek bir aile bulmak, bana bu insanların ne kadar kuşkucu olduğunu da kanıtladı. Hasidismin çoğu yabancılardan kuşkulu, gazetecilere karşı da çok güvensiz. Aylar süren araştırmadan sonra, Lubavitçlileri denemeye karar verdim.

Çoğu New Yorklunun aşina olduğu Lubavitçliler geleneksel olarak diğer Hasiklere’e göre yabancılara daha açık olagelmişler. Kendisi de Yahudi ama dindar olmayan bir Amerikalı yazar dostum beni Lubavitçli bir aile ile tanıştırdı. Dostum, isimlerini yazmamam ve fotoğraflarını çekmemem koşuluyla beni evlerine kabul edebileceklerini söyledi. Aslında aylar süren çabalarımdan sonra bu bile bir şeydi.

Crown Heights, şehrin on beş bin Lubavitçlinin çoğunun yaşadığı yer. Burada çoğunlukla Doğu Avrupalı, ultra-ortodoks Yahudiler yaşadığı için, koşer kasap ve lokantaları, dini okul ve kitapçılar, ayin ve dinsel hayat olabildiğince on dokuzuncu yüzyılda olduğu gibi korunmaya çalışılmış. Fakat modern dünyada yaşayan Yahudiler için bile burası yabancılar için gizemli bir dünya. Mahallenin sınırları kuzeyde Atlantic, güneyde Clarkson Avenue, doğuda Ralph, Doğu New York ve Utica Avenue ve batıda Ocean ve Flat-bush Avenue…

Fakat gerçekte Lubavitçlilerin Crown Heights’ının sınırları havraları, okulları, koşer dükkanları ile daha küçük bir alanı içeriyor.

Mahalle sakinlerinin çoğunluğu gerçekte zenci, fakat belki de giysilerindeki eski modadan, ya da havralarının önünde toplandıklarında göze kalabalık göründüklerinden Hasidikler çoğunluk gibi görünüyor.

Savaş sonrası yıllarda mahalle yoğun olarak Yahudiymiş, fakat elli ve altmışların sonlarında çok sayıda zenci ve Porto Rikolunun gelmesiyle, Yahudi nüfusunun çoğu buradan ayrılmış. Tam anlamıyla bir Yahudi mahallesinde yaşamak isteyenler Boro Park’a taşınmış, daha mobil olanlar banliyöye taşınmış. Lubavitçliler ise burda kalmış.

Mahalleye ilk ziyaret günümde, sokaklarda sakallı, siyah şapkalı, kara giysili adamlar gördüm. Birbirlerine benzer görünüyorlardı. Diğer insanlarla göz temasından kaçınarak gözleri yerde, son derece mahcup bir şekilde aceleyle yürüyorlardı.

Başlarının hafifçe gerisine konmuş siyah şapkalar, kara buruşuk giysiler ve boynu düğmelenmemiş beyaz gömlekler giyiyorlardı. Ceketlerinin altından, erkeklerin dinsel görevlerini yerine getirmelerini hatırlatmak üzere parmak çevresindeki bir tel sarar gibi giydikleri dört köşeli saçaklı bir iç çamaşırı olan masal düğümünün uçları sarkıyordu. Bütün Hasidikler gibi “Sakalının köşesini bozmayacaksın” (Leviticus 19:27) Tevrat emrine uygun sakalları vardı.

Bununla birlikte diğer Hasidiklerin aksine yetişkin Lubavitçliler, alimleri sakal kesmeye aykırı emrin kakülü içermediğini düşündüğü için peyes ya da kakül bırakmıyorlardı. (Henüz sakalları çıkmamış genç Lubavitçli erkeklerin kakül bırakması gerekiyormuş.) Şapkaları Yahudi geleneğine ait olmadığı ve sadece Doğu Avrupalı Yahudilerin eski Polonyalı derebeylerinden ödünç aldıkları bir aksesuar olduğu için Şebt ve diğer özel olaylarda çoğu Hasidik yahudinin tercih ettiği shtreimls denen geniş kürklü şapka takmıyorlar. Diğer Hasidik grupları Lubavitçlileri bazen geleneksel Hasidik giysisinin şıklığını vurgulamadıkları ya da çoğunun yaptığı gibi aynı duygusal gösteri ile daven (dua) etmedikleri için suçluyorlar. Lubavitçliler ise bu eleştiriyi umursamıyorlar.

Atalarının geleneklerini takip etmelerine karşın, kişinin dinsel duygusunun yoğunluğunun dua ederken öne arkaya sallanmakla ya da şapkasının biçimiyle açıklanamayacak kadar özel bir şey olduğunu savunuyorlar.

Hasidik giysisi, çeşitli çar ve kayzerlerin, Yahudilerin toplumun geri kalanından farklı giyinmesini yasaklayan bir ferman yayınladığı zaman yapılması gereken uzlaşmaların bir sonucu olarak ortaya çıkmış. Hasidikler hiç bir koşulda şapkalarını çıkaramayacağına göre (Allah’a saygının bir ifadesi olduğuna inandıkları için), en makul olarak kendi yurttaşlarının şapka biçimini uyarlamışlar.

Modern bir hareket olarak Hasidizm on sekizinci yüzyılda başlamasına karşın, kökleri Tevrat yıllarına kadar gidiyormuş. İbranice hasid sözcüğü ‘sadık’, ‘mümin’ anlamına geliyor ve her zaman bir tür ruhsal titizlik ifade etmiş. Sözcük Mezmurlar Kitabında ve Makkabilerin Birinci ve İkinci Apokrifal kitabında geçiyor. M.Ö. ikinci yüzyılda, Filistin’de, ‘Hasidean’ denen bir grup, Yahudileri Helenleştirmeye kalkışan ‘Antiochus Epiphanes’e’ karşı Judas Maccabaeus’un isyanına katılmış. Bu Hasideanlar, saflık ve azizlikleriyle tanınmış olmalarına karşın Yahudi dindaşlarından herhangi biçimde ayrı olarak değerlendirilmemişler; fakat baskı karşısında yoğun imanları ve dinlerine inatla bağlılıkları nedeniyle dindaşları tarafından hayranlık görmüşler.

(Devam edecek)



Bu haber 10,350 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,883 µs