En Sıcak Konular

Fenerbahçe Orduevi ve 1 Mayıs oltası

28 Nisan 2008 21:39 tsi
Fenerbahçe Orduevi ve 1 Mayıs oltası "1 Mayıs 1977 de Türk Gladiosu çatıdan halka ateş etmedi mi? Bu zulüm değil mi? Hükümet 1 Mayıs karşıtlığı yaparak milli devleti savunma refleksi gösteriyorsa bu, oyuna gelmek demektir. " Nevzat Tarhan'ın yazısı...

Nevzat Tarhan/Haber7

Fenerbahçe Orduevi, Büyük Kulüp ve Ergenekon Üçgeni

27 Nisan e- muhtırasının üzerinden bir yıl geçti. Bu muhtırayı Fenerbahçe Orduevi ve Büyük Kulüp akillerinin baskısı ile veren Genelkurmay şu anda kendini kullandırtmıyor. Ayrıca Ergenekon yasadışı yapılanmasına da sahip çıkmıyor.

1 Mayıs Oltası

Genelkurmay oltaya gelmiyor ama hükümet oltaya geliyor. 1 Mayıs karşıtlığı yaparak milli devleti savunma refleksi gösteriliyorsa bu oyuna gelmek demektir.

1 Mayıs 1977 de Türk Gladiosu çatıdan halka ateş etmedi mi? Bu zulüm değil mi? İnsanları birbirine kırdırarak 12 Eylül darbesine zemin hazırlanmadı mı? Bizim gibi düşünmeyenin uğradığı zulüm dahil bütün zulümler tüm insanlığa yapılmış zulüm sayılmaz mı?

Topluma tuzak kuran devlet zihniyetini ebediyen gömmek için devletin Taksim’de işçilerle beraber yürümesi gerekir. Valilik yürüyüşü serbest bırakırsa ve ‘Kahrolsun provokasyon’ pankartları asılsa karşı psikolojik harekat gerçekleşmiş olur. Böyle durumlarda devlet otoritesi zarar görmez tam dersi devlete güven ve sadakat artar.

Çünkü zihinsel dönüşüm olmadan toplumsal dönüşüm olmuyor. Böyle bir felsefi tavır gösterilmezse Ergenekon biter, Kızılelma örgütü çıkar.

Gizli pazarlık oltası

İsmet Özel ne güzel söylemiş ‘Türklük ırk değil tarihi roldür’ diye. ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ deyişini savunurken ırkçılığa indirgenmiş bir milliyetçilik değil dünyaya çözüm üreten tarihi bir milliyetçilik rolü büyük Atatürk’ün milli hedefine daha uygun olmaz mı?

Ancak ve maalesef emekli yüksek bürokratların kendi egolarını ve imtiyazlarını Türklüğün tarihi rolünden ve çıkarından önce tuttuklarını görüyoruz. AB’ye girmeye pasif engelleme, siyasi istikrarsızlığı arzulama başka nasıl açıklanabilir? AB sanki bizi almak için çok mu arzulu? Tam tersi gerçekte hiç istemiyorlar fakat siyasi gelecekleri için Türkiye’nin AB de olması çıkarlarına uyuyor. Bunu göremeyen emekli generale en azından basireti bağlanmış demek gerekir.

Ahmet Taşgetiren’in M. Ali Kışlalı’nın yazısından çıkardığı sonuç çok anlamlıdır. ‘Darbe yerine 28 Şubatı ikame ederek Türkiye’yi büyük bir badireden kurtaran’ Genelkurmay Başkanı Sayın İsmail Hakkı Karadayı şöyle söylemiş: “Savaşta ilk hedef önemlidir, kuvvetinizi bu hedefe yöneterek sıklet merkezi oluşturmanız gerekir. Hedef seçimde CHP’nin başarılı olmasıdır. Baykal sonraki hedeftir.”

Demek ki Baykal’ın solu toparlayamamasına Fenerbahçe Orduevi ve Büyük Kulübün akil adamları çıkış yolları arıyorlar. CHP başarılı olamadı. Baykal ciddi komitacı çıktı. Çözüm iktidar partisini bölmek. Çatlak sesler çıkmaya başladı bile.

Yeni psikolojik savaş yöntemi

Şimdi psikolojik savaş yöntemlerinden olan “İtibarsızlaştırma” yöntemi devreye sokulur. Yöntemde hedef Ergenekon Savcısı olabilir. Böylece yargıya istihbari bilgi akışını ve toplumsal desteği keserek soruşturmanın yukarı gidişi durdurulmaya çalışılır ve hükümete de gözdağı verilmiş olur.

Ekonomide başarılı ama demokratikleşmede başarısız bir hükümeti dağıtmak daha kolay olur. Şemdinli’de inisiyatifi kaybetmiş ve başarısız olmuş bir iktidar varErgenekon’da da inisiyatifi kaybederse bu hükümet psikolojik dayanağını da maalesef kaybeder.

Tam burada askeri deyimlerle bir sıklet merkezi örneği de ben vermek istiyorum. “Düşman hedefine hücum edip bir noktaya kadar ilerlemişseniz karşı taraf dağılmadan durmamalısınız. Eğer karşı taraf toparlanırsa bu fırsatı bir daha bulamazsınız.” Bu örneğe göre şeytani bir teklif olan ”Ergenekondan desteği çek kapatma davasından vazgeçelim” tarzı bir gizli pazarlık oltaya takılmaktır.

Siyasi iktidar ve savcılık tarihi bir rol oynadıklarının farkındalar mı bilmiyorum. Ancak İtalyan savcı Fellice Casson’a verilen temiz eller desteği olmazsa o savcı başarılı olamazdı. 

YÖK Kanunu veya Siyasi Partiler Kanununun çıkarılmaması nedeniyle söylenen keşkelere yeni keşkelerin eklenmemesini diliyoruz.

Türkiye’nin ‘Darbe hukuku’ ile yönetilmesini düzeltecek darbe anayasasını değiştirecek siyasi adımlar en akıllıca hareket tarzı olacaktır. 
 



Bu haber 703 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,771 µs