Star Grubu'ndan Çalık'a destek!

27 Nisan 2008 10:52 tsi
Doğan medyasının savaş açtığı Çalık'a Star Medya Grup Başkanı ve Star gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu'ndan destek geldi. Çalık'a 'hoş geldin' diyen Karaalioğlu 'temiz bir müsabaka' temennisinde bulundu...

Mustafa Karaalioğlu  / Star

Medya... Temiz bir maç olsun

2008 yılı Türkiye için her açıdan değişiklikler yılı olacak. Sadece siyasi dalgalanmalar değil, siyasete en yakın duran alanda medyada da büyük değişim potansiyeli var. Çalık grubu, Sabah-atv'yi alıp medyaya girerek değişimin ilk büyük adımını attı. Adı bugüne kadar hep başarılı projelerle anılan Ahmet Çalık'ın medyada da başarılı olamaması için bir sebep yok. Nitekim, daha ilk günden kendisine yönelen okların şiddetinden de anlaşılıyor ki sektörün eskileri de Çalık'ın başarılı olacağına dair bu kanaati paylaşıyor. Saldırıların insafsızlığı, seviyesizliği ve özellikle de 'organize' karakteri Çalık'ın medya için sıradan bir değişim anahtarı olmadığını gösteriyor.

Kredi konsorsiyumundaki kamu bankalarından Katar'lı ortağa kadar her malzemenin didik didik edilişi, medyaya dişli ve ciddiye alınması gereken bir oyuncunun girdiğini gösteriyor. Üstelik, Çalık'ı hedef tahtasına oturtan Doğan grubu yayınlarının, geçmişte kullandıkları kamu kredilerine ve bugün kendilerinin de yabancı ortaklıkları olmasına bile aldırmadan atışa başlamaları hepimizin dikkatini çekiyor.

Hepimizin, yani medyadaki bütün oyuncuların. Çünkü, medyaya giren her grup doğal olarak bizim rakibimizdir.

Star, 2007'nin tirajda en çok büyüyen gazetesi olarak tirajını ikiye katlayıp 200 binler kulübüne dahil oldu. Bugün de aynı çizgisini sürdürüyor ve sadece yeni yüzüyle değil, güçlü satış operasyonlarıyla sektörün lider gazetesi olmayı başardı.

24 televizyonu da 1 yıl gibi çok kısa bir süre içerisinde doğdu, büyüdü ve gelişti. Ve sadece bir yılın sonunda hem prestijli bir haber kanalı olmayı başardı, hem de rakiplerimizden CNN Türk'ün karasal verici ağından çekilmesiyle birlikte NTV'den sonra erişimi en yüksek haber kanalı haline geldi.

Star ve 24 bugün medyanın hem etkili hem de 'ezber bozan' iki güçlü sesidir.

2008'in de en çok büyüyen gazetesi olacağımıza da, olmamız gerektiğine de inanıyoruz. Çünkü, medyada ileri düzeyde bir güven sorunu var ve toplum, yalan haberler, çarpıtmalar ve özellikle de son dönemdeki anti-demokratik tavırlar nedeniyle gazetelerden uzaklaştı. İnsanların medyaya güvenini sağlamak zorundayız.

Bu nedenle rekabeti önemsiyoruz çünkü, toplumun bağımsız ve doğru haber alma hakkı, bir şekilde sağlanmış satış ve reklam garantileriyle sektörde üstünlük elde eden gazete ve televizyonların insafına bırakılamaz.

Esasen, Türk medyası 10 yıl öncesinin tek sesli düzenini kırmayı başardı. Reklam henüz olmasa da tiraj ve rating paylaşımı yarıya kadar değişti. Artık yalan haber, yapanın yanına kar kalmıyor, cevabı anında geliyor. Kamuoyu oluşturma garantisi de bitti; son seçimin sonuçları bunu ilan ediyor.

Yalan haber ve çarpıtma belki henüz ölmedi ama ömrü kısaldı.

Mesela sanki 10-20 yıl öncesindeymişiz gibi, sanki o günlerdeki tek sesli medya sistemi varmış gibi, sarıklı-sakallı resimleri, 'irtica' palavraları yine manşetlere çıkabiliyor. Durup dururken, bir hocanın sıradan evi 'villaya bak' başlığıyla gündeme itilebiliyor. Ama o yalan artık anında paketlenip geri gönderiliyor. Futbolcu, 'Kutlu doğum haftasına yaraşan bir maç olsun' deyince infaz ediliyor. O'na sahip çıkan antrenörün sözleri ise, 'şaşırtan destek' başlığıyla önemsizleştirilmeye çalışılıyor. Ama bu çarpıtmanın ömrü de bırakın ertesi günü, akşama bile varamıyor. Çünkü, artık medya tek sesli değil.

İsteyen Ergenekon'u görmezden gelebilir, fark etmez. Çünkü bu ülkede, gizlenmekle küçülmeyecek o gerçeği yazacak veya yayınlayacak belki bir düzine dürüst medya organı faaliyet gösteriyor.

Dünyanın, parti kapatmaya karşı tepkisini çarpıtmak yine de hala mümkün ama inandırmak değil. Çünkü, işin aslını, dünyanın bizim hakkımızda ne düşündüğünü kelimesi kelimesine yazacak çok gazete, gerçeği söyleyecek çok televizyon kanalı var.

Anormal olanı normal gibi gösteren o en tehlikeli gazetecilik türünün nefesi kesiliyor. Şimdi...

Türk medyasına satış ve reklamı içine alan güçlü bir rekabet lazım. Ama aynı zamanda, dürüstlük ve demokratlıkta da yarışmak gerekiyor. Hem ticari, hem mesleki rekabet şart ve ikisinin birden olması kaçınılmaz. Çalık'ı hedef alan tepkiler de zaten, bazılarının bu rekabete şimdiden başladıklarını gösteriyor.

Çalık Grubu'na 'hoş geldin' derken, medyada değişim yılı olacağı şimdiden belli olan 2008'in 'temiz' bir müsabakayla tamamlanmasını temenni ediyoruz.

 

Bu haber 433 defa okundu.