Bu dava bitmez! | " /> Bu dava bitmez! | "/>

En Sıcak Konular

Ümit Kardaş açıkladı: Bu dava bitmez!

25 Nisan 2008 18:14 tsi
Ümit Kardaş açıkladı: Bu dava bitmez! 'Ayışığı' ve 'Sarıkız' darbe günlükleri davasına ilişkin ilginç iddialarda bulunan Alper Görmüş'ün avukatı Ümit Kardaş, yenilgiyi kabul etmediklerini ve temyize gideceklerini söyledi. Hükümetle darbeciler arasında anlaşma emareleri gördüğünü öne sür

Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Emekli Oramiral Özden Örnek'in, kapanan Nokta Dergisi'nin Yayın Yönetmeni Alper Görmüş'e açtığı dava beraatla sonuçlandı. Ancak Görmüş'ün avukatı emekli askeri hâkim Ümit Kardaş, Yeni Aktüel'e davayı temyize götürüp darbe teşebbüsünü ispata kararlı olduklarını açıkladı. Temyizin kabul edilmesi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan R. Tayyip Erdoğan ve eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün tanık sandalyesine oturması anlamına gelebilir. Kardaş'ın, günlüklerin doğruluğunu ispatladığı söylenen Emniyet raporuna ilişkin sözleri daha da ilginç: "Varlığına dair, gazete haberinden öte bir bilgi hâlâ yok ama rapor Ergenekon savcısı Öz'de. Hükümet ve asker uzlaşırsa, rapor hiç gün ışığına çıkmayabilir. Böyle bir belge yok edilirse cumhurbaşkanı, başbakan, asker veya savcı, sorumlusu her kimse suç işlemiş olur!"

- Darbe günlükleri davasını Türkiye demokrasisi için tarihi bir dava olarak görüyordunuz. Alper Görmüş'e beraat kararı çıktı ama böylece bir anlamda darbe günlüklerinin doğru olup olmadığı konusunda daha öteye gidilemedi. Bu sonucu bekliyor muydunuz?

Baştan beri bekliyordum. Alper Görmüş'e daha en baştan "Seni mahkûm edemezler ama bu dava istediğimiz şekle de dönüşmez" dedim. Zaten Özden Örnek de şikâyetçi olduğu için pişman olmuştur. Şikâyetçi olmasaydı, darbe günlükleri sadece bir haber olarak kalacak ve belki de çoktan unutulacaktı. Bu işin tarihi bir dava haline gelmesinin baş kahramanıdır Örnek. Herhalde panik haliyle dava açtı. Darbe günlüklerinde adı geçen diğer komutanların da Örnek'e kızdığını düşünüyorum, şikâyetçi olduğu içinO pişmanlık da, dava böyle garip bir şekilde sonuçlandırılarak telafi edildi.

- O "tarihi fırsat" kaçırıldı mı yani?

Kaçırıldı diyemeyiz ama soruşturmanın genişletilmesi talebimiz kabul edilseydi yerel mahkemede tarihi bir hale dönüşebilirdi bu dava. Darbe teşebbüsünün ispatı için eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül gibi bazı tanıkların dinlenmesini istedik ama mahkeme kabul etmedi. Bize, darbe günlüklerini ispat hakkı tanınmasını istiyoruz ve bu anayasal hakkımız.

- Fırsat kaçırılmadı derken, düşündüğünüz bir şey mi var?

Bu, istediğimiz ve bizim açımızdan tatminkâr bir sonuç olmadı. Mahkemenin gerekçeli kararı henüz gelmedi ama muhtemelen "Görmüş'ün darbe iftirasında kasıt yoktur" filan yazacak. Bu gerekçeyi temyiz edeceğiz ve bize darbe teşebbüsünü ispat hakkı tanınmadığını söyleyip soruşturmanın genişletilmesini isteyeceğiz. Darbe günlükleri haberinin doğruluğunu, darbe teşebbüsünü ispat için hukuk içinde her yolu denemekte kararlıyız. Eski Genelkurmay Başkanı Özkök'ün önemli tanıklıkları olduğunu düşünüyoruz. Daha önce bir söyleşisinde "Zamanı gelince konuşulur" diyerek bazı şeyler bildiğini ima etmişti.

- Hilmi Özkök'ün mahkemeye çağrılırsa daha ötesini anlatacağını düşünüyor musunuz?

Kestiremiyorum ama netice itibariyle bir şey söylemesi gerekecek. Nihayetinde, adı geçen emekli generallerin, Genelkurmay'da darbe teşebbüsünü konuştukları günlüklerde açıkça belli. Özkök'ün de bu teşebbüsleri önlediği söyleniyor. Bütün bunları yaşamış biri olarak, bildiklerini daha fazla saklayamayıp mahkemede açıklayabilir. Abdullah Gül'ün de dışişleri bakanıyken yaptığı bir söyleşide "Darbe planlarından haberdardık" şeklinde beyanları var. Bir de Başbakan Erdoğan'ın dinlenmesini istedik, çünkü bir Başbakan'ın tüm bunlardan bihaber olması mümkün değil.

- Bu tanıkların dinlenmesine neden gerek duymadığını sormadınız mı hâkime?
Davanın kendisi için hakaret ve iftira davasının ötesinde bir şey ifade etmediğini, davayı tarihi görmediğini ve hatta sıradan gördüğünü söyledi. Oysa darbecilerle hesaplaşamamak, Türk demokrasisinin önünde en büyük engel. Endonezya, Filipinler, Arjantin hesaplaşıyor ama Türkiye yapamıyor.

"12 Eylül'ün yargılanmasının bile önünü açabilir"

- Darbe teşebbüsü ispatlansa ve buna karıştığı iddia edilenler ceza alsa, bu durum sadece teşebbüslerin değil mesela 12 Eylül gibi 'başarılı' darbelerin yargılanmasının da önünü açabilir mi?

Evet, darbecilerin dokunulmazlıklarının kalkması anlamına gelir. Önümüze ne gibi hukuki engeller çıkar bilemem ama en azından bir soruşturma başlatılması gerekir. Ayrıca işin şöyle bir kırılma noktası var: Şemdinli İddianamesi'ni yazan Savcı Ferhat Sarıkaya adeta yok edildi. Ortada böyle bir örnek varken, hiçbir savcının artık bu tip soruşturmalara teşebbüs etmesi mümkün değil. Belki darbe günlükleri davası, hâkim ve savcılara da yeniden cesaret verecek.

- Sizce, birileri "Dava daha ileri giderse bu iş geri dönülemez hal alır. İyisi mi dava burada noktalansın ve herkes yoluna gitsin" mi dedi?

Tamamen böyle bir şey. Eğer mahkeme Cumhurbaşkanı, Başbakan ve eski Genelkurmay Başkanı'nın tanık olarak dinlenmesine karar verseydi, dava gerçekten geri dönülmez bir hal alacaktı, Türkiye'de demokrasiye geçişin yolu açılacaktı. Ve Türkiye'de, bir daha darbeye teşebbüsü düşünecek generaller görmeyecektik. Bu kadar iddialıyım.

- Mahkemeye davayı noktalaması için bir müdahale olduğunu mu, yoksa yargının kendi kendine durumdan vazife çıkardığını mı düşünüyorsunuz?

Bugünkü atmosfer bütün hâkimlerde endişe yaratır. Yargı ve Yargıtay üstünde bir baskı olduğu çok açık. Yereldeki hâkimler de bu havayı teneffüs ediyor sonuçta. Direkt bir şey söylenmiştir, söylenmemiştir, bilemeyiz ama söylenmemiş olsa bile bu atmosfer hâkimlerin durumdan vazife çıkarması için yeterli. Bir gücün gölgesi altında bir yargı, vahim bir şey. Bu, askeri bürokrasinin bütün alanlara abandığının göstergesi. Türkiye'de iş şirazesinden çıktı. Bırakın daha fazla demokrasiyi, normal rejimin ana ve asgari kuralları bile uygulanmıyor. Türkiye demokratik bir ülke değil.

"Hükümetle darbeciler arasında uzlaşma emareleri"

- Geçen hafta bazı gazetelerde, darbe günlüklerinde adı geçen generallerin Genelkurmay'a başvurup yargılanma izni isteyecekleri iddiası yazıldı. Size bu konuda bir bilgi geldi mi?

Hayır. Yargıya güvenmeleri iyi bir şey ama hangi yargıya güvendikleri önemli. Sivil savcılığa, mesela Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gidip yargılanma istesinler. Darbe teşebbüsünde bulunanların, aslında sivil mahkemelerde yargılanması gerek. Çünkü darbeye teşebbüs ya da darbe askeri bir suç değil, sivillere karşı işlenen bir suçtur. Böyle birtakım siyasi suçlar Türk Ceza Kanunu'ndan alınmış, Askeri Ceza Kanunu'na konup askeri suç haline getirilmiş. Askeri mahkemelerin varlık nedeni ordunun disiplinini sağlamasıdır. Firar, emre itaatsizlik gibi sadece askerlerin işleyebilecekleri ve iç disiplini ilgilendiren suçları yargılaması için düzenlenmişlerdir. Ama bizde askeri suç kavramı o kadar genişletildi ki, askeri mahkemeler askerleri koruyan bir zırh haline geldi. Türkiye'de sivil bir kişi bir askerle birlikte bir suç işlerse ve bu "askeri suç" kapsamına giren bir suçsa, o sivil bile askeri mahkemede yargılanıyor. Öyle böyle bir gariplik değil. Tabii askeri mahkemeler siyasetin içine girmiş; üst düzey askerler, generaller için bir zırh. Alelade bir teğmen, üsteğmen aynı suçu işlese gözünün yaşına bakmıyorlar. Darbe günlüklerinde adı geçen generaller de sivil yargı yerine Genelkurmay'a başvuruyor, çünkü sonunda bir şey çıkmaz diye düşünüyorlardır. Askeri mahkeme zırhına sığınmak istiyorlar ya da Genelkurmay'a "Vatanı kurtarmak için darbe teşebbüsünde bulunduk ama şimdi sıkıştırılıyoruz. Müdahale için ne bekliyorsunuz. Darbe mi yapacaksınız, hükümetle mi anlaşacaksınız; ne yapacaksanız yapın artık" mesajı veriyorlar gibi geliyor bana.

Çünkü parti kapatma davasından dolayı AKP şu an can derdinde. AKP bugüne kadar hep aynı çizgide gitti: Nerede, nasıl uzlaşabilirim. Kapatma davasından bugüne bazı geri adımlar da attı AKP. Başbakan Erdoğan "Kapatılacağımızı düşünmüyorum" dediyse, orada bir şeyler var demektir. AKP'ye kapatma ve Ergenekon davaları üzerinden, Şemdinli'deki gibi bir anlaşmanın emareleri bunlar. Burada AKP'nin duruşu, adımları çok önemli ve AKP'nin uzlaşmaya dönük hareket edeceğini düşünüyorum. Ama öyle şeyler de yaşandı ki, Türkiye bundan sonra nasıl başa dönecek ve tüm bunlar hiç yaşanmamış gibi davranacak merak ediyorum.

- AKP'nin çekinmesinde kısmen de olsa bir haklılık payı yok mu? Çünkü yakın ve reel bir darbe ihtimali halen konuşulan bir şey

Bu çekince her gün ölümle yaşamak demek. Cesurca, demokrasinin gerektirdiği gibi davranacaksınız. Evet belki darbe olabilir ama bu darbeyi yapacakların hiç şansı olmaz. Tutunamaz, maceracı olurlar. Türkiye'de bir darbenin artık tutunma şansı yok. Amerika darbecileri desteklerse bilemeyiz tabii! Ama şu an içeride, darbeye meşruiyet sağlayacak bir ortam yok. Ayışığı ve Sarıkız'ı niçin yapamadılar, neden sadece teşebbüsten ibaret kaldılar? Artık darbe ihtimalinin olmadığını ama bir 'sopa' olarak kullanılmaya devam ettiğini düşünüyorum. Çıkacak üç, beş maceracı darbeci de tasfiye olur.

"Darbe teşebbüsünün belgesi, gün ışığına hiç çıkmayabilir!"

- Duruşmada gündeme getirdiğiniz ve darbe günlüklerinin Örnek'in bilgisayarından çıktığını kanıtladığı iddia edilen Emniyet raporuna gelelim. Günlerdir bu rapordan bahsediliyor ama başta Emniyet, hiçbir yetkili böyle bir raporun varlığını şimdiye kadar doğrulamadı. Nerede bu 'hayalet' rapor?

Bu rapor, Ergenekon soruşturmasını yürüten Savcı Zekeriya Öz'de. Savcı, Alper Görmüş'ü dinledi ve Görmüş'ten darbe günlüklerine dair CD'yi aldı. Zaten dinlemesinin nedeni de darbe günlükleriydi, çünkü Görmüş'ü dinlemesinin başka bir anlamı ve nedeni yok.

Röportaj: Murat Yalnız

 



Bu haber 1,362 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,676 µs