ODTÜ Rektörü kim olsun?

24 Nisan 2008 14:48 tsi
Taraf'ın demokrasi doktoru yazarı Sivilay Abla'ya bu hafta birbirinden şirin üç soru geldi. Sivilay Abla, ODTÜ'deki rektörlük seçimlerini, Diyarbakır'daki manavın hıyar, damotas ve limonu yanyana dizememe 'dramını' ve Deniz Baykal'ın 23 Nisan sevin

Sivilay Abla / Taraf

Soru: Sevgili Sivilay Abla, ODTÜ’lü bir öğrenciyim. Üniversitemizde yakında bir rektörlük seçimi olacak. Rektörlük binasındaki odalarından dışarıya bakarken gelip geçen öğrencileri yürüyen para banknotları olarak gören, ‘düşünce kulübü’ kurmak isteyen öğrencilere “Ne gerek var canım, Atatürkçü Düşünce Kulübü var ya” diyen yönetim belki de değişecek. Ancak ne yazık ki seçimlerde sadece öğretim üyeleri oy kullanabiliyor. Size göre rektör seçimlerinde öğrencilerin fikirlerinin alınması ODTÜ’nün devrimci ruhuna daha uygun değil mi? (2. Yurt’tan Cem Kemer)

Cevap: Aman diyeyim. Öğrencileri bu işe karıştırma. Öğretim üyeleri iyi kötü birini seçiyorlar. Bu işi ODTÜ’nün devrimci öğrencilerine bıraksan; 2007 seçimlerinde yurtlar bölgesinde açılan sandıklarda en yüksek üçüncü oyu alan Hulki Cevizkabuğu büyük ihtimalle rektör olarak seçilir. Katılımcı demokrasinin sınırlarını zorlayalım deyip dekan ve bölüm başkanlığı seçimlerinde de ‘devrimci’ öğrenci oylarını saymaya kalkarsan Tarih Bölüm Başkanı Turgut Özakman, Siyaset Bilimi Bölüm Başkanı Yaşar Nuri Öztürk olur. Biz de eski rektörü bile mumla ararız.

Kayacı ile Erdoğan arasında düzeyli bir ilişki var

Soru: Ülkemizin biricik demokrasi doktoru Sivilay Abla! Ünlü manken Aysun Kayacı, hükümeti ayak takımının iktidar ettiğini söylemişti. Geçen gün de Sayın Başbakan sendikacılar için “Ayak takımı baş olursa kıyamet bundan kopar” dedi. Kim ayak kim baş oldu şimdi? Sendikacılar mı AKP’yi iktidar yaptı yani. Aysun Kayacı ile Başbakan arasında nasıl bir ilişki var? Ne oluyor? Biri ışıkları yaksın. Şaka yapıyorlarsa hiç komik değil. Ben bu işin içinden çıkamıyorum. Lütfen kafamdaki bu kör düğümü çöz abla. (Aylak Takımından biri)

Cevap: Sevgili Aylak çocuğum. Önermeler arasındaki bu uyuma bakılırsa Başbakan ile Aysun Kayacı arasında düzeyli bir ilişki var. Genç Siviller’in ÖSS sorularına dönecek ama gel birlikte bu iki önermenin bizi nereye ulaştırdığını bulalım:
Aysun arkadaş “AKP’yi ayak takımı iktidara getirdi” demiştir. Tayyip arkadaş ise “Ayak takımı baş olursa bundan kıyamet kopar” diye eklemiştir. Bu iki önermeye göre AKP’nin iktidar olması sonucunda ne kopmaktadır?
Doğru cevap
: Kıyamet, olacaktır. Lütfen kimse kızmasın, Başbakan kopya verdi.

Diyarbakırlı manav

Soru: Sivilay Abla, Hayatımda ilk kez Diyarbakır’a gittim. Diyarbakır dünyadaki hiçbir yere benzemiyor. Örneğin trafik ışıkları Mavi-Turuncu-Kırmızı. Ben bir gün kaldığım için fark edememiş olabilirim. Siz bilge kişiliğinizle biz aydınlatsanız. Diyarbakır’ın başka eşsiz özellikleriyle ilgili bizi bilgilendirseniz ne güzel olur. (Toygar Onur)

Cevap: Toygarcığım, ben 36 sene boyunca Gezelim Görelim programında Nuray Yılmaz’ın asistanlığını yaptım. En az gittiğim yere sekiz kez gitmişimdir. Diyarbakır’ı da çok iyi bilirim. Örneğin, Diyarbakırlı bir manav temel salatalık malzemeleri olan Hıyar, domates ve limonu bir arada tezgâhına dizemez. Aralarına havuç ya da turp atmak zorundadır. Diğer taraftan Galatasaray, Diyarbakır’da maçlarını toprak sahada yapabilmektedir. Sarı, kırmızılı kıyafetlerle pikniğe gidilememektedir. Çiçekçilerin siyasi danışman bulundurmak zorunda olduğu tek şehir Diyarbakır’dır. Daha sayamıyorum. Çünkü aynı zamanda Diyarbakır, hakkında bu kadar uzun konuşmanın sakıncalı olabileceği bir şehirdir.

Deniz’in 23 Nisan Coşkusu

Soru: Sivilay Ablacığım nasılsın? Ben Ankara’dan Yaşar. Ablacığım, Deniz Baykal bu sefer gerçekten iyi değil. “Din benim, millet benim, devlet benim, sana ne” demeye başladı. Dağ gibi adam niye bu hallere düştü? Bir çare bul ne olur. (Rumuz: Denize bakar bakar ağlarım)

Cevap: Sevgili Yaşarcığım, dün 23 Nisan’dı. Allah biliyor. Bu resmî bayramlar içinde bana en sempatik geleni 23 Nisan. 23 Nisan’ın da en hoşuma giden ritüeli bir bayramlık koltuk değişimidir. Şimdi Deniz Baykal’ın bu hallerini de 23 Nisan coşkusuyla açıklıyorum. Bir saatlik Başbakanlar, Cumhurbaşkanları gibi Baykal’da bir bayramlık bile olsa milletin, dinin sahibi olmanın keyfini sürmek istemiş, Çok mu? Ancak devleti niye saydı, onu ben de çözemedim, zaten onların tapulu malı değil miydi?

Bu haber 396 defa okundu.