AKP, 'Azrail’in kapısı'nı mı çalıyor?

23 Nisan 2008 13:13 tsi
Parti kapatmanın zorlaştırılmasına ilişkin Anayasa değişikliği son davayı kapsamayacak! Anlamı şu; ‘Bakın kendimizi kurtarmaya değil, demokrasi geliştirmeye çalışıyoruz.’ Bu ‘masum’ söylem, AKP’yi kurtarmayabilir! ‘Yeni

Artık söz “savunma”nın. AKP, kapatma iddianamesine yanıtlarını gelecek aya kadar yüksek mahkemeye sunacak. Anlaşıldığı kadarı ile savunmanın “genel hatları” da kağıda dökülmüş durumda.

En azından Cemil Çiçek’in elinde resmedilen metin bunu söylüyor. Ancak bu işin biraz da “rutin” tarafı. Mahkeme sürecinin doğası yaşanıyor.

Diğer yanda ise AKP’nin ve Avrupa Birliği’nin “ihmal edildiği” üzerinde şu sıralarda mutabık kaldığı Anayasa değişikliği var. Bu değişiklik de yapılacak.

Ancak bu değişikliği bir yasama süreci dışında da okumak gerekiyor. Çünkü siyaseten önemli taktikler taşıyor. AKP, yeni Anayasa değişikliği ile parti kapatmayı zorlaştıracak.

Sağlam kaynaklara dayanan bilgiler yalanlanmazsa, bu zorlaştırma “bu davayı” kapsamayacak. Yani “bundan sonrasına” hizmet edecek.

AKP kurmaylarının bu adımı atmaktaki düşüncesi şu; Birincisi kamuoyuna ve şimdiden değişikliğe itiraz  edeceği anlaşılan muhalefete, “Bunu kendimiz için istemiyoruz, demokrasi için istiyoruz” diyebilmek.

Zaten şekli görünüm de aksine pek izin vermiyor. Kapatma davasını engelleyen bir değişikliğin yapılmasının, toplum tarafından “zevahiri kurtarmak” olarak algılanacağının farkında AKP.

Bu düzenlemeden umulan bir diğer tali fayda, “parti kapatmanın zorlaştırılmasının mevcut davalarda dikkat çekeceği”. Bu ne kadar işler belli değil.

Ya olmazsa…

Bu planın önünde iki ciddi engel bulunuyor. Özellikle muhtemel sonuçları açısından. Eğer muhalefet partileri düzenlemelere destek vermezse ve TBMM’den geçmezse, bir anlamda yapacak bir şey kalmıyor.

Seçimden başka! Bu durumda da AKP’nin bir erken genel seçimi yerel seçimlerle birleştirerek ve halka, “demokrasi için destek vermiyorlar” şikayetini yaparak, mahkeme kararı belli olmadan sandığa gitmesi.

 İkincisi ise tersi durumda ne olacağı. TBMM, Anayasa değişikliğini kabul ederse ve AKP eğer kapatılırsa ne olacağı? Bu sorunun yanıtının AKP tarafından ne kadar düşünüldüğü ve bir B planının olup olmadığı meçhul.

Ancak “mecburi” istikametler ortaya çıkabilir. Yeni bir parti ve lider kadrosunun teşkil edilmesi, ardından da yine bir erken seçim.

Başbakan milletvekillerine “erken seçimi aklınıza getirmeyin” dese de şartlar bu noktaya gelebilir. AKP’den “geriye kalanlar”ın bu seçimden nasıl bir sonuçla çıkabileceği ise ayrı bir merak konusu!

Bu haber 2,201 defa okundu.