itirafı | " /> itirafı | "/>

En Sıcak Konular

Birand'dan Avrupa Konseyi itirafı

23 Nisan 2008 10:40 tsi
Birand'dan Avrupa Konseyi  itirafı M. Ali Birand, Avrupa Konseyi'ni geçmişte nasıl kışkırttıklarını yazdı. Birand, AKPM'nin kapatmaya karşı bildiri için: "Eskiden bu oyunu bizler oynamıştık, şimdi AKP’liler oynuyor." dedi.

Posta gazetesi yazarı Mehmet Ali Birand'ın bugünkü yazısındaki ilginç itiraflar...

Hepimiz zamanında, Avrupa Konseyini kışkırtmıştık...

Geçen hafta, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Ak Parti hakkındaki kapatma davasının Anayasa Mahkemesi tarafından ele alınması üzerine yayınladığı bildiri kıyametler kopardı.
Konsey Parlamenter Meclisi Başkanı bir demecinde, bu yönde bir talep olduğunu açıklayıp, bunun da AKP’li üyelerden geldiğini ima edince, birbirimize girdik.
Medya’daki yorumlar ve manşetler, bu girişimi vatana ihanetle eş değerde tuttu. Bazı Sivil Toplum Örgütleri ayaklandılar ve AKP’li Milletvekillerinin Türkiye’yi gammazladıklarını öne sürüp protesto ettiler. Tabii en şiddetli tepki, muhalefetten geldi. Özellikle de CHP’liler ayaklandılar. AKP’yi yerden yere vurdular. Dünkü yazımda, yaşananların AKP’lilerin beceriksizliklerinden veya deneyimsizliklerinden kaynaklandığını ileri sürmüştüm. Bugünkü yazımda olaya farklı bir açıdan değineceğim. Biraz gerilere gideceğim ve bazı tanıklıklarımı hatırlatacağım.
Geçen hafta AKP’yi taşlayan gurupların tümü (yani Medya, Sivil Toplum Örgütleri ve Muhalefet partileri)- eğer AKPM’yi harekete geçirmek bir suç ise- bu suçu geçmişte işlemiş veya bu suçlar işlenirken seyirci, hatta teşvik edici olmuşlardır.
12 Mart 1970 muhtırasında hükümetin istifaya zorlanmasından sonra olsun, 12 Eylül darbesinden sonra partilerin kapatılıp liderlerinin sürgüne gönderilmesinden sonra olsun, her defasında, Avrupa Konseyi Parlamentosunda üye olan ve mağdur duruma düşen partilerin milletvekilleri, Parlamentoyu tahrik etmişler ve Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı direnmeye, protesto etmeye çağırmışlardır.
Bütün bu dönemlerde ben de oradaydım. Bunları bizzat gözledim. Medya olarak, Türk parlamenterlerin kulis faaliyetlerinin içinde yaşadık, ancak yazmadık. Bunları vatana ihanet gibi görmedik.
Avrupa Konseyi Parlamentosu aslında bunun için vardır.
Görevi , Parlamenter Demokrasiyi korumak ve kollamaktır.
Herşeyin başında da, mağdur duruma düşen parlamenter arkadaşlarına arka çıkar. Onlarla dayanışmasını gösterir. Teröre bulaşmadığı sürece, hangi parti olursa olsun, hangi gerekçeyle kapatılırsa kapatılsın, karşı çıkar. Anlayışı budur ve değiştirmekte imkansızdır.
Geçmişte Avrupa Konseyi Parlamentosunu kullandık, bugün de kullanıyoruz.
Gayet tabii iki süreç arasında önemli bir fark var: 12 Mart ve 12 Eylül’de askeri bir darbe söz konusuydu. Bu defa, Anayasa Mahkemesi’nin vereceği bir karardan söz ediyoruz.
Ancak dikkat edilecek olursa, Avrupa Konseyi Parlamentosunun, 21 gibi cılız bir oyla yetinen açıklaması, Anayasa Mahkemesi’nin herhangi bir kararına karşı çıkmıyor. Sadece bir hatırlatma yapılıyor:
“...Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ilkelerine göre hareket edin. Demokrasi içinde kalın. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) bundan önceki kararlarına uygun şekilde karar verin...Laik Demokratik rejimi koruyun .” diyor.
Biz bu olayı tam tersine okuduk.
Eskiden, farklı koşullarda olsa dahi , bizim bizzat kullandığımız Parlamentoyu AKP’liler de kullanmaya kalkınca kıyameti kopardık. Oysa şunu çok iyi bilelim ki, Uluslararası ilişkilerde oyun böyle oynanıyor.
Göreceksiniz, dün sadece 21 oyla cılız bir açıklama yapan Parlamento, yarın AKP kapanır ve bunun gerekçesi de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olursa, bu defa 221 imzayla zehir zemberek bir bildiriyle karşımıza dikilecek ve Türkiye’nin Konsey’den çıkarılması sürecini dahi başlatabilecektir.
Beğenelim veya beğenmeyelim, Avrupa’daki Demokrasi oyunun kurallarından biri de budur. Partiler - teröre bulaşmadıkları, faşizmi getirmedikleri, laik demokrasiyi yıkmadıkları sürece- korunur.
Rahmetli Metin Toker bu mekanizmaya “emme basma tulumba” adını takmıştı.
İçerde bir takım yazılar yazılır. Demeçler verilir. Bu yazılar veya demeçler üzerine, Strasburg’daki Türk parlamenterler veya medya veya Sivil Toplum Örgütleri Parlamentoyu kışkırtırlar ve Türkiye’deki bu gelişmeyi eleştiren bir bildiri çıkmasını sağlarlar. Sonra da, aynı medya büyük büyük “Avrupa parti kapatmasına karşı- Avrupa Türkiye’deki gelişmeyi kınadı” manşetleri atarlardı.
Bugünkü durum da farklı değil.
Bence tek farkı, AKP’lilerin yarı yolda korkup kaçmaları veya işi beceriksizce başka taşeronlara (Azeri heyetine) bırakmaları oldu. O kadar...
Sonuç olarak, şu kadarını bilmemizde yarar var: Eskiden bu oyunu bizler oynamıştık, şimdi AKP’liler oynuyor.



Bu haber 428 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,167 µs