Doğu cephesi’nde yeni birşeyler var? | " /> Doğu cephesi’nde yeni birşeyler var? | "/>

En Sıcak Konular

Doğu cephesi’nde yeni birşeyler var?

22 Nisan 2008 12:51 tsi
Doğu cephesi’nde yeni birşeyler var? Bazı ülkeler Rusya’ya 'ayak sürüyor'. Diplomaside ‘ayak sürümek’ farklı anlamlara geliyor. Bunu Moskova’ya yapıyorsanız, biri sizin ayağınızı sürüyor demektir. Bu işler bir de Türkiye yakınlarında oluyorsa, ayaklarımız yerinde mi

21 Nisan yani dün itibariyle gelen bir habere bakalım; “Azerbaycan, İran'ın Buşehr'deki nükleer santrali için teknoloji malzemesi taşıyan Rus araçlarını Astara sınırından İran'a geçişi sırasında durdurdu.”

“Pasaport kontrolü” kadar basit görünen bu olay aslında hem Tahran’ı hem Moskova’yı kızdırır. Çünkü her iki başkent de “zarfa değil mazrufa bakmayı” iyi bilir.

29 Mart gününden beri tutulan bu taşıma araçları Azeri yetkililere göre gerekli izni taşımıyormuş. Özel izin gerekliymiş.

Yani aslında iki ülke arasında bir geçiş anlaşması varmış ama bu “malzeme için” bakanlar kurumu izni icap edermiş. Bu gecikme, İran'ın Buşehr santralinde kullanılacak nükleer santralin daha önce açıklanan zamanda bitirilmesini engelliyor.

“Mânası”na bakacağız. Daha doğrusu “altını kazıyacağız” ama önce ikinci mini habere bakalım. O da aynı tarihli! Yani dün oluyor.

“Gürcistan Savunma Bakanlığı, Rusya'nın Abhazya'da hafta sonunda keşif uçuşu yapan bir insansız Gürcü uçağını düşürdüğünü iddia etti.”

Rusya suçlamaları reddediyor ama Bakanlığın açıklamasında uçağın MIG-29 tipi bir Rus savaş uçağından açılan ateşle düşürüldüğü ve bunu kanıtlayan görüntüler olduğu belirtilmiş.

Ayı ile şaka olmaz!

Bu iki olay ne anlama geliyor. Elbette bu küçük piyon hamlelerinin bağımsız olduğunu hatta yeni olduğunu söylemek imkansız.

Kökeninde iki temel mesele bulunuyor. İlki ve nispeten önemsizi, bu coğrafyaya uzak bir yer de Kosova’nın bağımsızlık ilanı ve bunun Rusya ile Batı arasında yarattığı ciddi gerginlik.

İkincisi ise son NATO toplantısında, bazı eski Sovyet ülkelerinin NATO’ya alınması üzerinde koparılan fırtına.

Kremlin her iki olayı da kendisine karşı girişilen, ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin merkezinde bulunduğu bir kuşatma harekatı olarak okuyor. Ve bunu öylesine ciddiye alıyor ki, bir tür “casus belli-savaş nedeni” sayacağının işaretlerini veriyor.

Doğrusunu söylemek gerekirse, bu olaylara füze kalkanı ve enerji meselesi eklemlendiğinde Rusya’nın algısını tamamen boş görmek de zor. Burada bir haklılık haksızlık konusu da yok.

Küresel oyunun kuralları yerine getiriliyor. Meselenin genel çerçevesi bu. Ama detaylar daha önemli.

Adı geçen NATO toplantısında Gürcistan'ı üyelik eylem planına dahil edilmemişti. Edilmemesinin nedeni elbette Rusya’yı fazla kızdırmamak. Ama Tiflis'in ileride üye olacağı güvencesi karar altına alındı.

Tabii Rusya için bu bile sinirlenme nedeni. Kosova örneğinin ilişkisine gelince. Düşürülen Gürcü uçağı Abhazya bölgesinde keşif yapıyordu.  Hatta Abhazlar “uçağı biz düşürdük” bile dedi.

Gürcistan, ülkesinin sınırları içinde yer alan Abhazya'daki ''ayrılıkçı'' güçlerin Rusya tarafından kışkırtıldığını iddia ediyor.

Zaten gizli bir şey de değil. Zira Moskova kısa süre önce Abhazya ve başka bir ayrılıkçı bölge olan Güney Osetya ile daha sıkı bağlar kuracağını açıklamıştı. Gerginlik bu yüzden iyice tırmandı.

Azeriler kapı tutuyor!

Tiflis’in endişesi ise Moskova'nın bu bölgeleri ilhak etmeye çalışması. 1990'ların başında iki bölgede ciddi çatışmalar olmuş, Gürcistan'dan ayrılmak isteyen Abhazya ve Osetya'ya BM barış gücü ve Rus askerleri gönderilmişti.

Azeriler için de benzer şeyler söylemek mümkün. Onların da dağlık Karabağ dosyası hala ortada duruyor. Öte yandan Azeriler hayli zamandır Batı yanlısı politikalar izliyor ve bu da Rusya için stres nedeni.

Keza ülkenin İran-Rusya hattında bulunması ve İkinci Körfez Savaşı’ndan bu yana küresel dengelerin ana parçalarından biri olarak birbirine yaklaşan Moskova-Tahran arasında kapı konumunda bulunması stratejik açıdan önemli.

Bu iki olay ve ülke tek başına bunları yapabilir mi? Bu zorlama bir iddia olur. Bu basit gelişmelerin gösterdiği asıl büyük resim, ABD’nin Rusya’ya güneydoğu kısmından da “çemberleme” arzusu.

Türkiye açısından ise durum biraz daha karışık. Azerbaycan ve Gürcistan ile coğrafi yakınlıktan başka, özel ilişkileri bulunan Ankara, aslında bu çekişmede arada bulunmak istemiyor.

İstemiyor ama elden gelmeyen durumlar var. Örneğin Azerbaycan’la büyük ticari ve enerji ilişkileri, yatırımları, Ermenistan üzerinden pozisyonları mevcut. ABD ile Rusya’nın hegemonik kavgalarına bulaşmamaya çalışsa da bu çok olası değil.

Sonuç olarak, Ayı (Rusya) ile Kartal (ABD) arasında “oltadaki balık” olmamak gerekiyor. Ama nasıl?



Bu haber 3,356 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,310 µs