Kapatma var; KAPATMA var!

Bugün gazetelerde Maliye Bakanlığı’nın incelemesinde CHP'nin Kanal Türk'e aktardığı 4.102.109,86 YTL’nin sadece 1.180.000 YTL'sine fatura kesildiği, geriye kalan kısmın ise açıktan verildiğinin tespit edildiği haberi var. Anayasa’ya ve Siyasi Partiler Kanunu’na aykırı olan bu durum nedeniyle CHP’nin de kapatılma riskiyle karşı karşıya olduğu belirtiliyor.

En başta şunu söylemeliyiz:

DTP’nin ve AK Parti’nin kapatılmasına karşı olduğumuz gibi CHP’nin de kapatılmasına karşıyız, yolsuzluk tespit edilirse sadece sorumlu parti yöneticileri cezalandırılmalıdır.

Birbiriyle ilişkili iki nokta üzerinde durmak lazım:

Birincisi CHP’nin devletin partisi olması nedeniyle kapatılacağını sanmıyoruz. Çünkü CHP ne DTP gibi Kürt, ne de AK Parti gibi dindar; hem laik, hem Türk ve ulusalcı…

Yani CHP’nin kapatılma ihtimali neyse, DTP’nin ve AK Parti’nin kapatılmama ihtimali de o kadardır. Çünkü CHP’liler ve CHP’ye oy verenler, oylarının çobanlarınkiyle eşit olmasından veryansın eden devletin “makbul vatandaşlarıyken”; AK Parti, DTP ve onlara oy verenler ise, devletin “sözde vatandaşları”, göbeğini kaşıyan bidon kafalı “çobandırlar”.

Kısacası resmi ideoloji dolayısıyla çifte standart söz konusu olacaktır. 12 Eylül’de CHP’nin bütün partilerle kapatılmasıysa, CHP’nin o dönem Ecevit’le birlikte devlet ekseninden toplum eksenine geçmesinden, toplumu daha çok önemseyip devlete değil topluma yaslanmasından dolayı idi. Yani şimdiki CHP olsaydı kapatılmazdı…

İkincisi ve daha önemlisi tam da bu çifte standartla ilgili:

Sözde vatandaşların partileri olan DTP ve AK Parti düşünceleri, kimlikleri, politikaları nedeniyle kapatılmayla yüz yüze iken; “makbul vatandaşların” partisi CHP yolsuzluk iddiaları nedeniyle, yok denecek kadar küçük ihtimal de olsa, kapatılma riski söz konusu.

Daha doğrusu AK Parti demokratikleşme ve AB süreçlerinin taşıyıcılığını yapmaya çalışırken ve DTP Kürt sorununda siyasi çözümün aktörlüğüne talip olduğunu beyan ederken kapatılmayla karşı karşıyalar. Oldukça cılız ve antidemokratik iddianamelerle…

İşte resmi ideolojilerin hakim olduğu otoriter sistemlerde adalet terazinin bozuk olması doğaldır.

Yinelemekte fayda var: CHP’nin kapatılmasına karşıyız. Çünkü CHP de kapatılma davası açılırsa, CHP demokrasi karşıtı bir parti de olsa, demokrasi yara alır. Çünkü ona oy vermiş %20’lik bir toplumsal kesim var.

Dikkat çekmek istediğimiz husus, Türkiye’deki “militan demokrasinin” (?) nasıl bir çifte standart ürettiği ve bu çifte standardın sonuçlarıdır. Kanaltürk’te darbe çağrıları yapılmasından hareketle şu soruyu rahatlıkla sorabiliyoruz: CHP bu yolsuzluğu yapma cüretini, “militan demokrasinin”, darbelerin başa getirmeyi düşlediği parti olmasından alıyor olmasın?...

www.iyibilgi.com analiz İlhan Döğüş