yerli değil, 'millî' hiç değil! | " /> yerli değil, 'millî' hiç değil! | "/>

En Sıcak Konular

'Operasyon' yerli değil, 'millî' hiç değil!

21 Nisan 2008 12:45 tsi
'Operasyon' yerli değil, 'millî' hiç değil! Yeni Şafak'ın kaptanından uyarılar: Haluk Koç'un söyledikleri Baykal'dan farklı değil. CHP'yi 'statüko partisi' olmaktan çıkaracak adam Koç değil! Mahir Kaynak haklı. Bu 'operasyon' yerli değil, 'milli' hiç değil...

Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Ziya Cömert'in yazısı...

Bugün pazar. (Gazete diliyle 'dün pazardı' demek oluyor.) Gazeteye çocuklarımla geldim. Bilgisayarımı onlara terk ettim, gazetelerimi okudum ve televizyonlarda ne var diye şöyle bir baktım.

Ekranda Hüsamettin Cindoruk'u gördüm. Cindoruk, 'boş' bir adam değil. Neler konuşacağı bilinir ama, iki üç cümlesini dinleyeyim dedim. Dinlerken, Cindoruk'un, Yassıada'da rahmetli Menderes'i gerçekten savunduğundan niye şüphe ediyorum diye kendime tekrar sordum.

Savunduysa bile, savunurken samimi miydi diye de sordum. Zihnim, bugünden baktığımda, yani 28 Şubat'ları, 27 Nisan'ları gördükten sonra baktığımda, Ethem Menderes, Süleyman Demirel ve Hüsamettin Cindoruk'u aynı hizaya getiriyor. Bu soruları, bu 'hizalama'yı acımasız bulanlar olabilir. Ne yapabilirim, zihnim, gayrı iradi, böyle bir 'işlem' yapıyor.

Program, Star televizyonunda. Adı, 'Her Açıdan'. Haluk Koç da var orda, İlter Türkmen, Sema Kendirci ve Ahmet Hakan da.

Haluk Koç, Baykal'dan biraz farklı. Mütebessim bir adam. Ama, söyledikleri, Baykal'ın söylediklerinden farklı bir yere varmıyor. CHP'yi 'statüko partisi' olmaktan çıkaracak politikacı, Haluk Koç değil yani.

Ve Ahmet Hakan…

Ahmet Hakan'ın 'doğru söylediğini' söylemeye, biliyorum, birçok kimse cevaz vermiyor. Ama bana göre, doğru bir söze doğru demekte bir beis yok.

Tartışmada söz, AK Parti'nin, Anayasa Mahkemesi'ni Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'ni şikayet edip etmediğine geldi.

Benim bildiğim, 'şikayet etti' diye suçlanan siyasiler, 'hayır, şikayet etmedik' diye açıklamalar yaptılar. Demek ki, AK Parti'nin muarızları, bu açıklamaları inandırıcı bulmak istemiyor.

Ahmet Hakan, 'Hukuka saygı' ifadesinin çok kullanıldığı bu tartışmada, 'hukuka saygı'nın, 'hukukun eleştirilip eleştirilemeyeceği'nin nasıl anlaşılması gerektiği konusunda örnekler verdi.

Suudi Arabistan'da, kadınların otomobil kullanmalarının yasak olduğunu, İran'da başörtüsünün isteyen istemeyen herkese mecbur edildiğini söyledi ve bunların da o ülkelerin hukukuna uygun olduğuna dikkat çekti. Detaylara inmedi ama, 'mevzuat' ile, 'yargı' ile, 'hukuk'un aynı anlama gelmediğinin anlaşılması için bir kapı açtı.

AK Parti'nin, bir 'gizli gündem'i olduğunu düşünmediğini söyledi. Parti eylem ve söylemlerinin 'şiddet' içermediğini, şiddet içermeyen söz ve fiillerden dolayı bir partinin kapatılmasının 'hukuki' olmayacağını savundu.

Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında yapılan 'aritmetik' hesapların, yani 'Sezer'in yargıçları' vurgusunun basında sık sık yer aldığını hatırlattı.

AK Parti'yi, partilerin kolayca kapatılmasına imkan veren yasaları yıllardır iktidar olduğu halde değiştirmediği için eleştirdi.

Doğru bir çizgiydi, Ahmet Hakan'ın tartışmada izlediği…

İnsanlar, işte bu minval üzre tartışıyor 'kapatma davası'nı, 'yargı'yı, 'hukuk'u, 'demokrasi'yi. Bir başka boyut var ve o boyutun, Yeni Şafak yazarları dışında, pek dile getirilmediğini düşünüyorum.

Amerika Birleşik Devletleri sözcüleri, 'kapatma davası'yla ilgili açıklamalarında 'iki cepheli' ifadeler kullanıyor. (İkiyüzlü demedim.) 'Anayasal süreç' ve 'Demokrasi' kavramlarını eşleştiriyor.

Yeni Şafak okurları hatırlar, Mahir Kaynak, Mehmet Gündem'in yaptığı röportajda, 'kapatma davası'nı da içeren 'süreç'in bir 'operasyon' olduğunu söylüyordu.

Bu 'operasyon' dikkat edilirse 'ulusalcı' bir 'mizaç' taşıyor.

Bu 'ulusalcı' mizaç, bana bir 'ambalaj'mış gibi görünüyor. 'Operasyon'u icra etmeye çalışan 'irade'nin, Erdoğan Hükümeti'nden farklı olarak, ABD'nin Ortadoğu'ya, özellikle İran'a, Kuzey Irak'a ve İsrail'e matuf taleplerine pazarlıksız 'evet' demeye 'hazır' olduğunu, hatta bu yönde taahhütlerde bulunduğunu düşünüyorum.

İçinde bulunduğumuz süreç, Mahir Kaynak'ın dediği gibi bir 'operasyon'sa, böyle bir operasyondur.

Yerli değil, 'milli' hiç değil.

Kimya denklemlerinde olduğu gibi, etkileşime giren bütün unsurlar, sonucu etkiler. Çok küçük bir 'faktör' bile, sonucu tersine çevirebilir.

Yani, 'operasyon' ille de başarılı olacak diye bir kural yok.



Bu haber 1,007 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,275 µs