En Sıcak Konular

'Kendilerini Misak-ı Milli'ye hapsedenler bizi anlayamaz'

20 Nisan 2008 21:47 tsi
MÜSİAD genel kurulunda konuşan Erdoğan, "Misak-ı Milli sınırları içine kendisini hapsedenler bundan övünç payı çıkarmaya çalışıyor. Birileri Ankara'da oturup her şeyi dizayn etmek gibi bir vazife biçmiş kendine. Kuyu kazmakla, başaranların altını oymakl

Başbakan Tayyip Erdoğan, Katar'a yaptığı geziyi eleştiren muhalefete sert tepki gösterdi. MÜSİAD genel kurulunda konuşan Erdoğan, Türk müteahhitlerinin Katar'da 5 milyar dolarlık proje gerçekleştirdiğini, Bulgaristan'da bir yılda 600 milyon dolarlık yatırım yaptığını, İsveç'teki Türk şirketlerinin 3 bine yaklaştığını anlattı.

Başbakan, geçen yıla göre Türkiye'deki küresel sermaye yatırımlarında yüzde 85 düşüş olduğu için zevkten dört köşe olanlara, 'bunun sebebi üzerinde durun' çağrısında bulundu. Sermayenin ürkek olduğunu belirtirken, şunları kaydetti: "Misak-ı Milli sınırları içine kendisini hapsedenler bundan övünç payı çıkarmaya çalışıyor. Birileri Ankara'da oturup her şeyi dizayn etmek gibi bir vazife biçmiş kendine. Kuyu kazmakla, başaranların altını oymakla meşguller. Milletin kaderini onlar tayin edecek. İşte demokrasi bunun için önemli. Güven ve istikrarı zedeleyenleri tarih ve millet affetmeyecek."


Küresel piyasalardaki dalgalanma AK Parti'ye kapatma davası açılmasıyla birleşince yabancı sermaye endişelendi. Bu yılın ilk iki ayında Türkiye'ye gelen doğrudan yatırım tutarı, yüzde 80 azalarak 1,6 milyar dolar oldu. MÜSİAD 17. Genel Kurulu'na katılan Başbakan Erdoğan, yabancı sermaye girişinin geçen yıla göre azalmasıyla kimi çevrelerin zevkten dört köşe olduğunu söyledi. Erdoğan, şunları aktardı: "Sermaye ürkektir. Bana gelen yatırımcı firmalar şunu soruyor: 'Ne oluyor?'" Bu kesimlerin, kendilerini Misak-ı Milli sınırları içine hapsetmekten ve değişememekten dolayı övünç payı çıkardıklarını dile getiren Erdoğan, "Bunlar Ankara'ya, İstanbul'a sıkışıp kalmışlar, dünyaya sağır, dünyaya kör, gelişmelerden haberi yok. Kuyu kazmakla, engel çıkarmakla, başaranların altını oymakla meşguller." diye konuştu. Bir taraftan Türk işadamlarının her ülkede yatırım yaparken, yabancı yatırımcıya hayır denmesini eleştiren Başbakan, 'yabancı sermaye' kavramının yerini küresel sermayeye bıraktığını ifade etti: "Para adeta cıva gibidir. Kendisi için uygun zemin neresiyle oraya gider. Türkiye'yi uygun zemin görüyorlardı." Katar ziyaretiyle ilgili eleştirileri de cevaplayan Erdoğan'ın verdiği bilgiye göre, şu ana kadar Türk müteahhitlerinin gerçekleştirdiği proje tutarı 5 milyar doları buluyor. Katar'da 7 bin Türk işçi var. Diğer taraftan dünyanın en büyük 500 müteahhitlik firmasının 22'si Türk. İsveç'teki Türklerin 3 bine yakın şirketi var; 50 bin kişiye iş veriyorlar ve ciroları 3 milyar Euro'ya yaklaşıyor. Erdoğan, Türk iş dünyasının yurtdışı yatırımlarını anlattıktan sonra şunları dile getirdi: "Meclis'te 'ne işi var Katar'da diyorlar. Oturursan burada 5 yıl önce hangi noktadaysan orada kalırız. Bunların böyle bir derdi yok, vatan, millet sevgisi diye dertleri yok. Dünyaya, ülkemizi pazarlamak deyince akıllarına başka bir şey geliyor. Yine dolaşacağız ama bunların anladıkları şekilde değil. Türkiye uzun zaman Katar'da olmamış. Ama, İngiliz, Amerikan orada olmuş."

Pirinç stoklayanı ihbar edin

Pirinç fiyatlarındaki fahiş artışlara da değinen Erdoğan, şunları aktardı: "Pirinç spekülatörleri çıktı, ayıptır. Bunlarda ar diye bir şey yok. Depolarda saklamak suretiyle vatandaşa nasıl satacak? Gerekirse pirinç de yemeyiz bulgur da yemeyiz. Bu spekülatörlere aldanmayın, gerekirse ihbarda bulunun. Onların üzerine gideceğiz."


Oy hakkını tartışmak demokrasiyi tartışmaktır

Erdoğan, manken Aysun Kayacı'nın 'Dağdaki çobanla benim oyum eşit' sözünü isim vermeden eleştirdi. Demokrasinin, 'vatandaşın özgür iradesiyle serbestçe hiçbir baskı altında kalmadan oy kullanması, kendi yöneticilerini seçmesi ve iktidarın gerçek sahibi olması' anlamına geldiğini aktaran Başbakan, demokrasinin her seviyeden, her gelir grubundan kökeni, ırkı, dini ne olursa olsun, her bir vatandaşın eşit oy hakkına sahip olması anlamına geldiğini dile getirdi. Erdoğan, "Eğer bu özgürlüğü, eşitliği vatandaşın elinden alırsanız, orada demokrasiden, demokrasinin hiçbir çeşidinden bahsedilemez. Eğer oy vermedeki eşitliği tartışmaya açarsanız, doğrudan demokrasiyi tartışmaya açmış olursunuz. Demokrasinin bu en asli unsurunu, hatta demokrasinin bizatihi kendisini tartışmaya açanlara karşı, siyasi partilerden hiçbir tepkinin gelmemesi çok manidardır." ifadelerini kullandı. MÜSİAD'ın 1999'da hapse girmeden önce kendisine ilk şeref üyeliğini verdiğini anlatan Erdoğan, "Bu benim için çok anlamlıydı, gerçekten o günlerde farklı bir teşvik ifadesiydi." şeklinde konuştu.


Türkiye'nin ayağına çelme takmak isteyenler çıkabilir

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Köksal Toptan ise siyasi ve ekonomik istikrarla her alanda büyük gelişmeler kaydedildiğini söyledi. Toptan, "Türkiye'nin 2023'te dünyanın 10. büyük ekonomisi olması, elle tutulur hale gelmesi bazılarında korku, panik ve endişe oluşturuyor. Türkiye dev adımlarla yürürken sağdan soldan ayağına çelme takılmak istenecektir. Türk milleti bütün kurumlarıyla böyle bir oyuna gelmeyecektir." açıklamasını yaptı. 22 Temmuz seçimlerinden sonra yüzde 85'lik bir çoğunluğun Meclis'te temsil edildiğini hatırlatan Toptan, 4'ü grubu bulunan 7 siyasi partinin yer aldığını ifade etti ve "Türkiye 22 Temmuz seçimleriyle bazı ezberleri bozmuş, üniter yapısının bozulamayacağını herkese göstermiştir." diye konuştu. Bu yolculukta zaman zaman sıkıntıların yaşanabileceğini ifade eden Toptan, "Ne büyük dertleri ne büyük sıkıntıları atlatarak bugünlere geldik. Milletimizin bunun kıymetini bileceğinden şüphemiz yok." ifadelerini kullandı. Türkiye'de yeniden krizler, dizleri çökmüş demokrasi ve terörle mücadelede zafiyet oluşturmanın hiç kimsenin hakkı olmadığını vurgulayan Toptan, şöyle konuştu: "Büyük yoldan alı koymak isteyenlere söyleyeceğimiz şudur: 'Hadi canım sen de'."


'Parti kapatmayı zorlaştıran yasal değişiklik acilen yapılsın'

MÜSİAD Genel Başkanı Dr. Ömer Bolat da mevcut belirsizlik ortamından çıkılabilmesi için, Siyasi Partiler Yasası ve Anayasa'nın 69. maddesinde acilen gerekli değişiklikler yapılarak, şiddeti ve terörü teşvik etmeyen hiçbir partinin kapatılmaması gerektiğini vurguladı. Türkiye'de son 1 yılın siyaset açısından gerçekten fırtınalı ve zor bir yıl olduğunu, bu süreçte ekonominin doğal olarak ikinci plana gerilediğini ifade eden Bolat, "Bu yoğun siyasi gündem altında 2007 yılı ekonomi açısından bir yavaşlama ve idare etme yılı olarak geçmiştir. Büyüme, enflasyon oranı ve cari açık açısından çok da iyimser bir performans gerçekleşemedi. Yine de, makro ekonomideki göstergelerin artıda kalmasını iyimser değerlendirebiliriz." dedi. 2008'e iş dünyası olarak büyük umutlarla girdiklerini dile getiren Bolat, "Yargıtay Başsavcılığı'nın ardı ardına iki siyasi parti hakkında geniş siyasi yasaklar talebi ile Anayasa Mahkemesi'ne dava açması ve bu davaya Anayasa'ya göre sorumsuz statüde olan ve devlet geleneklerimizde hiç olmayan bir şekilde Sayın Cumhurbaşkanı'mızı da eklemesi Türkiye'mizi yeniden siyasi ve ekonomik alanda bir belirsizlik sürecine sokmuştur. Maalesef ülkemizde uzun yıllardır geçerli olan 'istikrarsızlık kural, istikrar istisna' anlayışını kırmaya çalışırken, bu dava iddianamesi, halkın iradesine, hukuk devleti anlayışına, siyasi ve ekonomik istikrara, büyük zararlar veren bir teşebbüs olmuştur. Hukukî değil, siyasidir. Bir gün herkese lazım olacak olan hukuk ve adalet sistemi siyasi iktidar mücadelelerinin aracı yapılamaz." şeklinde konuştu. MÜSİAD'ın yeni başkanı Ömer Cihad Vardan da tek dileklerinin, Türkiye'de 2003-2007 yılları arasında yakalanan siyasi ve ekonomik istikrarın devam ettirilmesi olduğunu vurguladı. Vardan, "Çünkü istikrar, ümitleri yeşertir ve insanların yatırım yapmalarına imkan verir. Bizler kaoslardan, krizlerden nemalanan kişiler değiliz. Bu nedenle sadece ülkemizdeki istikrar ve güven ortamının devam etmesini arzuluyoruz." diye konuştu. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da sosyal güvenlik reformunun TBMM'de kabul edilmesini 'takdire şayan' şeklinde değerlendirdi.

MÜSİAD'ta 2. Ömer dönemi

Görevi Ömer Bolat'tan devralan Ömer Cihad Vardan, MÜSİAD'ın 4. başkanı oldu. Daha önce Erol Yarar ve Ali Bayramoğlu da başkanlık yapmıştı. Halen Albayrak Şirketler Grubu Genel Koordinatörlüğü'nü yürüten Bolat, 1990'da kurulan MÜSİAD'da 7 yıl genel sekreterlik, 4 yıl genel başkan yardımcılığı, 4 yıl da genel başkanlık yaptı. Yeni başkan Vardan ise teşkilatlanmadan sorumlu başkan yardımcılığı görevini yürütüyordu. 1962 Hendek doğumlu Vardan, Çukurova Isı Sistemleri firmasının sahibi. İTÜ Endüstri Mühendisliği Bölümü'nü bitiren Vardan, yüksek lisans eğitimini ABD'de Ohio State Üniversitesi'nde aldı. Aynı zamanda Türkiye Makine İthalatçıları Birliği Başkanı olan Vardan, İTO'da da meclis üyesi. MÜSİAD'ın yeni yönetimi ise şu isimlerden oluştu: Ömer Cihad Vardan, Ali Rıza Arslan, Mehmet Nuri Görenoğlu, Yusuf Cevahir, Ali Gür, Mehmet Develioğlu, Dursun Topçu, Sadık Ayhan Saruhan, Mehmet Akif Özyurt, Nurettin Nebati, Eyüp Akdağ, Kenan Atalay, Hikmet Köse, Şevket Can Tülümen, Mustafa Erdem, Ali Reis Topçu, Nail Olpak, Eyüp Akbal, Özdemir İçin, Kerim Altıntaş.

Genel kurul, Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından, İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Daha sonra "İnsanlık Davası" isimli sinevizyon gösterimi gerçekleştirildi. MÜSİAD üyeleri ile en başarılı şube ve en başarılı sektör kuruluna, MÜSİAD üyeliğinde 15. ve 10. yılını dolduranlara plaketleri verildi. Toplantıya Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Enerji Bakanı Hilmi Güler, Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, eski TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın yanı sıra İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Hak-İş Başkanı Salim Uslu katıldı. 
 
Zaman



Bu haber 637 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    19,029 µs