iyibilgi okuyucularında! | " /> iyibilgi okuyucularında! | "/>

En Sıcak Konular

Söz iyibilgi okuyucularında!

20 Nisan 2008 17:15 tsi
Söz iyibilgi okuyucularında! İyibilgi, okuyucularından gelen yorumları yayınlamaya devam ediyor. Okuyucularımızdan Nurhayat Kızılkan, AB karşıtı ulusalcılara dair yazısında soruyor: Aydın Doğan'ın damadı Yiğit Bulut, Arzuhan Yalçındağ Doğan'ın başkanı olduğu TÜSİAD'ın Brüksel tems

Nurhayat Kızılkan

Yiğit Bulut, Aydın Doğan ve AB

Sabah kahvaltıda CNNTurk seyrediyorum. Malum Amerikan CNN’i tarafından kurulan bir kanal şu anda Aydın Doğan yayın grubuna ait bir kısmı (% kaçı acaba?).

Sabah programında “Damat” Yiğit Bulut yayın yapıyor biliyorsunuz. Jöleli saclar, clean cut görünüş.Yakasında ay yıldızlı bir rözet.

Sağlam ulusalcı…

Her sabah “AB’ye girmeyelim” diye yayın yapıyor.

Bildiğiniz gibi Yiğit Bulut Aydın Doğan’ın yeğeni ile evli olduğundan “Damat” olarak bilinmektedir ve kayın pederi, “Hz. Muhammed Türk’tür” diyen MHP’li siyasetçi Namık Kemal Zeybek’tir.

Bu sabah ki programda seyircilere bir araştırma bildiriliyor: “AB’ye girelim mi?” diye halka sorulmuş girelim diyenlerin sayısı iyice düşmüşmüş. ( %40’in altına düşmüş…) Öyle bir yayın yapıyor ki, AB’ye tümüyle karşı olan Türk halkının hilafına AB’ye giriliyor ve buna kimse dur demıyor…”Üniversitelerde yapılan TV programlarında da görüldüğü gibi” gençler de zaten AB’ni istemıyormuş. Program bu minvalde devam ediyor…

Bilmem Ali Kırca’nın yönettiği gecen hafta (10 Nisan Persembe akşamı) AB yanlısı olan ve olmayan iki taraftan konuşmacılar ve Bahçeşehir Üniversite öğrencileri ile olan gece yarısı yayınlanan Siyaset Meydanı programını seyrettiniz mi? Oturup seyretmiştim, uykumu alamadığıma hala yanarım. Neyi alkışladığını bilmeyen ve dünyadan uzak ülkem gençliği.. Sinan Aygün ve Yiğit Bulut vakaları ve Prof Erol Manisalı bir taraftalar. AB’ci taraf olan diğer tarafta da Avrupa Parlamenteri ve turizmci Vural Öger, TUSIAD Brüksel temsilcisi Bahadır Kaleağası ve Prof. Eser Karakaş var.

Hatırlatayım Sinan Aygün, Ankara Ticaret Odası Başkanı olup,  yaptırdığı enteresan araştırmalarla dikkati çeken bir STK önderimiz ve en son yaptığı sansasyonel icraat da yine bir sabah programı ama haber kanalı değil, “normal” kanallardan bir kanalda bir sabah programında Esra Ceyhan’la “ekmeklerde domuz yağı yoktur” polemiğine girmesi..

Bu arada Aydın Doğan demişken Aydın Doğan’ın kızı da TUSIAD’ın Başkanı ve bu kurumun Brüksel temsilcisi Bahadır Kaleağası AB’ye girelim tarafında otururken, Doğan’ın damadı Yiğit Bulut AB’ye girmeyelimciler tarafında. Gel de çık işin içinden çıkabilirsen…
.
Televizyonu açtığımda, Yiğit Bulut,  Romanya’nın Türkiye'den önce AB üyesi olmasından yola çıkarak “Romanya’nın neyi  ileri Türkiye’den? Dolaşıma soktukları bazı mallar var onu biliyoruz” sözleriyle AB’ne giren Romanya’da (AB’ne girdikleri için) kadınlar vücutlarını satıyor demekle meşguldü. Yani demirperde yıkıldığı, sosyalizmden kapitalizme geçtikleri için değil. Sonrasında salondan gelen erkek gülüşleri ve Ali Kırca’nın ikazı ile özür diledi ama yabancı kadınlara karşı işlenmiş yine-yeni-yeniden bir “milli utanç” olarak kayıtlara geçmişti bile…
.
Program memleketin aydın zannedilen kesimlerindeki kafa karışıklığını o kadar güzel özetliyordu ki bütünüyle “tarihe ışık tutacak” bir ayna gibi dersem abartı olmayacaktır. Hatta iyi ki böyle bir program yapılmış. Örneğin Avrupa Parlamenteri ve turizmci Vural Öger de programda ve gençlere soruyor...”Fenerbahçe’nin Chelsea'yle mi mücadele etmesini mi daha çok istersiniz? Yoksa Tahran veya Islahat'la mi?” Büyük milliyetçi Sinan Aygün hemen atılıyor: ”Tabii ki Tahran. Hiç olmazsa gol atariz…eleriz... İki yüz yıldır sizin gibi Avrupacılar yüzünden sürekli gol yitiyoruz… Türkiye AB'li olacağına  Iran olsun daha iyi...”

Seviyesiz tartışmalara zemin olan bu program üzerine insan düşünüyor yani milliyetçi bir ekonomist emperyalizme veya “sıcak paraya” tepkili olabilir, ama bu kadar bilgiden yoksun bu kadar vizyonsuz ve somut çözüm önerisiz ve tribün amigosu gibi olabilir mi? Hayır, işin tuhafı genç seyirciler üzerinde de etkili de oluyorlar. Seyircinin bir “goool” diye bağırmadığı kaldı. Bir tarafta akli başında, bilgi sahibi, ne istediğini bilen insanlar yani Vural Öger ve Bahadir Kaleağası. Diğer tarafta Ticaret Odası Başkanlığı yapan, Haber kanalında program yaptırılan (ve prim yaptırılan) Sinan Aygün ve Yiğit Bulut… Hiçbir somut çözüm önerisi sunmuyorlar, tribün amigosu gibi bağırıp duruyorlar ve maalesef etkili oluyorlar. Bahçeşehir Üniversitesi’nin salonu alkıştan yıkılıyor.

Bir de bu kadar kafa karışıklığı, bu kadar ironi hangi harekette var? Her şeye karşı olmak bir alternatif midir? Çünkü örneğin Arap sermayesi veya Arap denince de bu grubun sinirleri bozuluyor, Araplara üstten bakan bir iki laf etmeden sözü bitirmiyorlar ve AB’ye asla üye olmamamız noktasında Araplarla buluşuyorlar?!!

Ha bu arada programda TUSIAD’ın Brüksel temsilcisi Bahadır Kaleağası da, Yiğit Bulut’un bu aymazlığı karsısında onunla ayni seviyede bir cevap yetiştirdi: “Programınızın sponsoru bir Arap firması” dedi!! Ayrıca ona bunu kimse hatırlatmadı ama bu çok milliyetçi televizyoncumuz bir Yunan bankasında çalışıyor.

Aslında AB'yi istemeyenlerin niçin istemedikleri çok acık gibi görünüyor. En basta ellerindeki oligarşik konfor kalkacak. Google'da mail grup avına çıkıp, önlerine gelen siteyi kapatamayacaklar...Sembolik mesajlar pesinde koşamayacaklar…”Nasil da Jandarma Komutanı ile alt düzey karşıladık AB temsilcisi Barroso’yu ”demeye getiren başlıklar atamayacaklar. Memlekette andıçlanmadık insan bırakmayan andıçlar hazırlanamayacak...Kuzey Kore ile işbirliği anlaşması yapıp oturacaklar herhalde. İşin tuhafı böyle bir ülkeden Avrupa’ya ilk alışverişe, eğlenceye ve de vs.ye gidenlerden biri de Yiğit Bulut ve Sinan Aygün olur herhalde…

Programda Prof.Eser Karakaş’ın sorduğu bir soru aslında tüm durumu özetliyordu ama üzerinde duran kim?!! Soru suydu: Türkiye, dünya yasam standardı kalitesi sıralamasında 171 ülke arasında 84ncu sırada ve ilk 20 ülkenin içinde 15 kurucu AB üyesi var. Ayrıca AB’ye son üye olanlar da dahil AB ülkelerinin tamamı bu sıralamada bizim üzerimizdeki sıralarda… Simdi sormazlar mi bu durum Cumhuriyet projesi açısından bir utanç değilse, nedir? Cumhuriyet’imizin 100. yılı yaklaşıyor ve bir hedefimiz bile yok ?!  2023 yılı için bir hedef var mi? Örneğin 15 sene içerisinde bu sıralamada örneğin 30’lu sıralara  çıkmayı hedefleyen bir yaklaşım, bir çalışma veya bir plan program var mi? Yok…Değil böyle bir hedef ve standart konması ve bu uğurda ilerlemeye çalışmamız, AB perspektifini benimseyip benimsememenin kendisi tartışılmaya çalışılıyor. Böyle bir hedef için bir umuttur AB perspektifi. Ülkenin yönü konusunda önerilen diğer formüller veya alternatifler içerisinde de en güçlü şekilde gerçekleştirilme ihtimali olan AB perspektifidir ancak bırakın toplum genelini öyle anlaşılıyor ki, ülke üniversitelerine yolladığımız gençlerimiz tarafından bile anlaşılamamaktadır. Programda da bir örneğini gördüğümüz sığlık: yani “nasıl olsa bizi almazlar”, “AB bir Hıristiyan kulübüdür”, “bağımsızlığımız elden gidiyor” sığlığı entelektüeller arasında da yer bulmaktadır … O zaman sunu istemek gerekiyor AB dışında bir perspektif varsa buyursun insanları ikna etsinler. Yoksa amigo gibi tribünlere oynanarak, tüm hayatımızda bayraklaşarak alternatif üretilebilecek bir sey değildir bu… O zaman düşünenler mecburen soruyor: Enerjimizi neden Avrupa Birliği’ne odaklayamıyoruz? AB’ye girme-me-mizden kimin ne çıkarı var? Ha isin obur tarafı, Hükümetin bu konuda kabahati var mi? var…Hız kestiler mi? kestiler…Sanki her şey tam yapılmış gibi topu AB’ye attılar mi? attılar…Simdi tekrar AB perspektifine dönmeleri tek çözüm mu? Evet tek çözüm gibi görünüyor ama onlar da tribünlere oynarlarsa vay halimize…

 www.iyibilgi.com söz sizde



Bu haber 860 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,127 µs