Holmes darbeyi neden destekliyor? | " /> Holmes darbeyi neden destekliyor? | "/>

En Sıcak Konular

Holmes darbeyi neden destekliyor?

20 Nisan 2008 15:08 tsi
Holmes darbeyi neden destekliyor? Bu Holmes, Sherlock Holmes değil. Ama ondan daha karanlık biri... Etyen Mahçupyan Amerikan-Türk Konseyi Başkanı James Holmes'in ticari ilişkiler ağından yola çıkarak, onun neden Türkiye'deki darbeyi desteklediğini açıkladı.

Etyen Mahçupyan/Gazetem.net

Darbeye dışardan bakış

Demokratik sürecin iki partinin birden kapatılma istemi sayesinde şirazesinden çıktığı bir noktada, gözler yurt dışından gelecek mesajlara çevrildi. Bunun iki nedeni bulunuyor: Birincisi geçmiş darbelerin hepsinin de özellikle ABD’nin bilgisi ve onayı altında yaşanmış olduğuna dair çok yaygın bir kanı var. Çünkü bu ülkede zor olan darbe yapmak değil, darbe sonrasını yönetebilmek. Bu ise uluslararası piyasaların ve örneğin IMF gibi kuruluşların zımni desteğine muhtaç olduğu gibi, güvenlik açısından da NATO’nun göz yumması ile mümkün. ABD bütün bu üst teşkilatlanmaların içinde orantısız söz sahibi olduğu için, bu müttefikimizin darbeye nasıl yaklaşacağı son derece önemli. İkinci neden ise yaşamakta olduğumuz son darbe sürecinin iyice zamana yayılmış ve deşifre olmuş olmasından dolayı, demokrat kesimin hazırlıksız yakalanmasına meydan vermemesi. Nitekim bugün darbe karşıtlığının medyada ve sivil toplum dünyasında çok net bir biçimde ifade edilebildiğini ve laik kesimin ikiye bölünmüş olduğunu görüyoruz.

Dışardan gelecek onay ihtiyacının içerdeki bölünmüşlükle birleşmesi, kamuoyunu yurt dışına karşı epeyce hassas hale getirmiş durumda. Bu nedenle geçen hafta AB Komisyon Başkanı Barroso’nun Meclis’te konuşması son derece etkili oldu. Çünkü bu bir sahiplenme mesajıydı... AB’nin Türkiye ile ilgili olduğu, darbe destekçilerinin sandığı gibi meseleye teknik açıdan bakarak ‘küsmeyeceğini’ ortaya koydu. Diğer taraftan Barroso’nun mesajları açıktı ve fikir özgürlüğü, laiklik ve hukuk alanında yaşanmakta olan ideolojik karmaşaya ve bilinçli kaypaklığa yanıt teşkil etti. Barroso “insanlar kendi görüşlerini dile getirdikleri için yargılanırlarsa demokrasi tehdit altında olur” demekten çekinmedi. Diğer bir deyişle 301 gibi maddeleri savunanların demokrasi korkusuna işaret etti. İkinci olarak laikliğin bir din olmayıp, farklı inançlar karşısında eşit mesafeli bir tutum olduğunu yinelemek zorunda kaldı. Ne yazık ki Türkiye bu basmakalıp tespiti neredeyse her gün kendisine tekrar etmek zorunda kalan ve gene de söz konusu basit doğruyu uygulamaktan aciz olan bir ülke... Ancak Barroso bir adım daha atarak, başörtüsüne ilişkin olarak ‘laikliğin’ ne anlama geldiğini de ekledi: Başörtüsünün, yani kapanmanın bir standardının olamayacağını belirten Komisyon Başkanı “bu her kadının kendi görüşü ve inancına göre alacağı karardır” derken, laiklik adına insanların başının açılamayacağını, laikliğin kapanmaya eylemi karşısında ‘nötr’ olduğunu vurguladı. Nihayet hukuk açısından da mesaj netti: Kapatma davasında Mahkeme’nin hukukun üstünlüğüne, AB standartlarına, AİHM kararlarına ve Venedik ilkelerine uyması beklenirdi.

Kısaca söylemek gerekirse Barroso aslında Türkiye’deki demokrasiye, dolayısıyla da demokratik bir Türkiye’ye sahip çıktı. Avrupa’nın böyle bir Türkiye beklediğini, ama Türkiye’nin de ancak demokrasiyi becerebilirse Avrupa’lı olacağını söylemiş oldu. Siyaseten yorumlandığında Komisyon Başkanı’nın yaşanmakta olan darbe girişimini diplomatik bir dil içinde ama açıkça kınadığını vurgulamak gerekir.

Buna karşılık geçen hafta yurt dışından başka sesler de vardı. Örneğin Amerikan-Türk Konseyi Başkanı James Holmes, Türkiye’ye dışardan yapılan tavsiyelere karşı olduğunu, zaten Türklerin de bundan hoşlanmadığını ve Türkiye’nin “demokratik kurumlara, mahkemelere ve hukuk kurallarına” sahip olduğunu söyledi. Bu zatın aynen Türkiye’deki darbe destekçileri gibi konuşmasını ise herhalde kimse yadırgamadı. Çünkü söz konusu Konsey’in Amerikan büyük endüstriyel şirketlerinin yönlendirmesi altında olduğunu, ayrıca üyelerinden bazılarının adları açığa çıkmamış ‘Türk yetkilileri’ ile ilginç bir ilişki içinde olduklarını, raporlara göre bu ilişkinin “geniş çaplı uyuşturucu kaçakçılığı ve başka bazı suçlar” içerdiğini, bir süre önce Türk asıllı bir FBI ilgilisinin kamuoyuna yaptığı açıklamalar ve ardından gelen gazetecilik çalışmaları sayesinde öğrenmiştik.

O nedenle de Holmes’in ‘hukuka saygı’ mesajına sadece gülümsedik. Küresel dünya böyle ilginç sonuçlar üretiyor: Artık Türkiye’deki darbelerin dünyanın uzak noktalarında bile hem karşıtları hem de destekçileri var...



Bu haber 726 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,075 µs