En Sıcak Konular

Ertuğrul Özkök, Ertuğrul Özkök'e karşı

20 Nisan 2008 13:42 tsi
Ertuğrul Özkök, Ertuğrul Özkök'e karşı Karşınızda iki Ertuğrul Özkök. Biri hepimizin tanıdığı Türkye'nin amiral gemisinin amirali. Diğeri ise Arayış dergisinin pek tanımadığımız yazarı. Taraf yazarı Yıldıray Oğur iki Ertuğrul'u biraraya getirmiş. Ortaya iki zıt görüşün akıcı diyaloğu çıkmış.

Yıldıray Oğur / Taraf

Bu tarihi bir buluşma. Ben fazla konuşmayacağım. Birbirlerini 27 yıldır görmeyen iki adaşa bırakacağım yerimi. Oturup konuşsunlar, neden bunca yıldır kavgalılar, küsler oturup anlaşsınlar diye. Bir tarafta hepinizin çok yakından tanıdığı memleketin kendisiyle sabır sınavından geçtiği Hürriyet’in Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök.


Öteki tarafta ise daha az tanınan 1980 sonrasında Aydın Doğan’ın desteğiyle Ecevit öncülüğünde çıkarılan Arayış dergisinin Ecevit’e yayın yasağı geldikten sonra başyazıları yazan genç ve sivil Ertuğrul Özkök.


Biri Ak Parti kapatma davasına karşı Avrupa’dan yükselen itirazlara karşı ulusal bağımsızlık savaşı veriyor havasında. Diğeri 1980 darbesine ve parti kapatmalara karşı Avrupa’dan gelen itirazları ‘içişlerimize müdahale’ olarak gören çevrelere karşı demokrasi savaşı vermekte.
Yani aralarında çok ciddi sorunlar var. Oturup baş başa uzun uzun konuşmalılar.
Zaman ve mekân gibi ben de aradan çekiliyorum Tamamen gerçek olan iki Ertuğrul Özkök’ün tartışmasıyla sizi baş başa bırakıyorum.


- Merhaba Küçük Ertuğrul


- Oo bayağı yaşlanmışız, saçlar dökülmüş Büyük Ertuğrul.


- Zaman hepimizi çok değiştirdi. Arşivler olmasa bir geçmişimiz olduğunu kim hatırlar?


- E ne diyorsunuz siz Hürriyet’te Avrupa Konseyi’nin, AB yetkililerinin AKP’yi kapatma davası karşısındaki açıklamalarına.


- “Bu fütursuzluk beni bile çileden çıkarıyor. Bazı Batılı kurumların bu fütursuz tehditleri, benim gibi Avrupa Birliği üyeliğine inancı tam olan insanlarda bile tiksinti yaratmaya başladı. Duygularımla konuşmam gerekirse şunu itiraf etmeliyim. Bu sözler hem sinirimi bozuyor, hem ağırıma gidiyor.” (Ertuğrul Özkök - 8 Nisan 2008 / Hürriyet)

 
- Yapma böyle ama. “Ancak basit bir mantık, Türkiye’de olup bitenler Avrupa’yı neden ilgilendirsin deyip, Avrupa Konseyi’nde alınan bu kararı, gelip giden Batılı heyetlerin ziyaretlerini Türkiye’nin iç işlerine müdahale olarak değerlendirebilir. Batıyla ilişkilerimize geleneksel yerimizi sürdürmek istiyorsak, bunun gereklerinin başında demokratik bir ülke olmak geliyor. Batı ülkelerinin bu yoldaki girişimlerini gereksiz bir sinirlikle karşılamayalım.” (Ertuğrul Özkök - 17 Ekim 1981 /Arayış)


- Neyse. “Bu işin suyu çıkmaya başladı. Türkiye, Avrupa Birliği üyesi olacaksa, elbette oradan gelecek görüşleri dinlemeliyiz. Ama bu görüşler, iktidardaki partinin arzusuyla ağır bir tehdide dönüştüğü zaman, emin olun tam aksi sonuçlara yol açabilir. Ama emin olunuz, dışarıdan gelen baskılar böyle haysiyet çizgisinin altına inmeye başladığı zaman, AKP’liler en azından bu konuda doğal müttefiklerini de kaybediyorlar.” (Ertuğrul Özkök - 17 Nisan 2008 / Hürriyet)


- “İçerde her konuya dar görüşle yaklaşıp Avrupa ülkelerinin her isteğinde bir ‘içişlerine karışma’, ya da ‘şımarıklık’ arayanların baskılarına karşı Türkiye Avrupa’da kaldı. Son gelişmelerden sonra Batıya düşman kesilenlerin dediği gibi birbiri ardına ülkemize gelen Batılılar birer müfettiş mi Nazi ve Faşist hareketleri, aynı acılara katlanmak istemeyen Avrupa’yı duyarlı hale getirmiştir. İşte bu duyarlılık ‘Avrupa bilincini’, ‘temel hak ve özgürlüklere saygı bilinciyle’ özdeş kılmıştır. Avrupalı dostlarımızın bu konulardaki duyarlılıklarını ‘müfettiş’ ve ‘içişlerine karışmak’ gibi kavramlarla suçlamadan önce bu tarih bilincinin anlamını görmek gereklidir. Avrupalılık bilincinin özündeki bu düşünce dikkate alındığında Avrupa Konseyi’nin Türkiye ile ilgili kararının garipsenmemesi gerektiği anlaşılır.” (Ertuğrul Özkök - 8 Şubat 1982 / Arayış)


- Ayrıca “Avrupa Konseyi her şeyden önce... kesintiye uğrayan demokratik yaşamın vazgeçilmez kurumlarının ileride alacağı biçimle yakından ilgilenmektedir. Nitekim Avrupa Konseyi Genel Kurulu’nda kabul edilen bir değişiklikle Steiner Raporu’na eklenen bir madde bu ilginin somut bir göstergesi olarak değerlendirilmelidir. Rapora eklenen maddeye göre ‘Kapatılan siyasi partilerin temsilcileri veya üyeleri olan kişilerin gelecek meclis seçimlerinde aday olma haklarını ellerinden alınmamalıdır’.” (Ertuğrul Özkök - 8 Şubat 1982 / Arayış)


- İnanamıyorum sana. Ne kadar safsın böyle. “Hakikaten merak ediyorum. ‘Kimmiş Avrupa’dan Anayasa Mahkemesi’ne karşı böyle bir bildiri yayınlamasını isteyen?’ Gerçekten öğrenmek istiyorum. Neden mi? Yüzüne bakıp birkaç kelam etmek için. Eğer yaptığı şeyden utanmıyorsa, ortaya çıkıp, ‘Evet arkadaş ben istedim’ demeli. Ortaya çıkıp söylemezse, o zaman anlayacağız ki, kendisi de ‘yediği haltın’ farkında ve utancından saklanıyor. Birisi veya birileri Avrupa’ya koşuyor, utanmadan sıkılmadan, ‘Ülkem hakkında bildiri yayınlayın. Parti kapatılırsa, ilişkileri askıya alacağız deyin’ diye lobi yapıyor.” (Ertuğrul Özkök - 17 Nisan 2008 / Hürriyet)


- Öyle anlaşılıyor ki senin kimyan bozulmuş. Anlaşmamız mümkün değil. Zaten “Türkiye sadece kendisinin değil Batı’nın kimyasını da bozmaya başladı. Batı’nın ciddi kurumları, ciddi yayın kuruluşları, AKP’yi kapattırmak için uğraşıyor. Bakın şu üç-dört gün içinde ciddi sandığım bazı gazete ve dergilerde ne saçmalıklar yapıldı. Açık açık ABD hükümetinden Türkiye üzerinde baskı yapmasını, AKP kapatılırsa ilişkileri bitireceğini ilan etmesini istiyorlar. Bizim, Amerikan Anayasa Mahkemesi’nin aldığı veya alacağı kararlarla ilgili böyle bir tehdide hakkımız var mı?” (Ertuğrul Özkök - 8 Nisan 2008 / Hürriyet)


- Ben de seni tanıyamıyorum gerçekten. 27 yılda ne hale gelmişsin. “Batılı gazetecilerin bu konularla ilgilenmesi Türkiye hakkında olumsuz önyargılara bağlamak istiyorsun. Öte yandan Batı’nın Türkiye ile bu denli ilgilenmesi, O’nu bu topluluğun bir parçası olarak kabul ettiğinin de bir göstergesidir.” Ama bu içişlerimize karışma fobisine ne demeli. “Bu konsey kararlarını etkilemeye dönük bir taktik değilse, Avrupa Türkiye ilişkilerinin geleceğine soğukkanlı bakmayan bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir. Bu arada içişlerine karışma fobisinin boyut kazanarak gerek Avrupa gerekse Türkiye açısından olumlu sayılmayacak gelişmeler yol açabilir.” (Ertuğrul Özkök - 17 Ekim 1981 / Arayış)



Bu haber 1,008 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,757 µs