Başbakan: Bari tülü de çekseydiniz!

19 Nisan 2008 17:38 tsi
3 günlük sessizliğin ardından dün cuma namazı için dinlendiği köşkten çıkan Başbakan Erdoğan, gazetecilerin “Neden kayboldunuz” sorusuna, “Ben de insanım. Benim de tatil yapmaya hakkım var. Ancak bir yandan da çalışmam gereken derslerim

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 3 günlük Bolu-Abant tatilinin son gününde konakladığı otelden dışarı çıkarak, vatandaşlarla biraraya geldi. Erdoğan, ailesi ile birlikte hem tatil yaptığı hem de çalıştığı Abant Köşk Otel'den öğle saatlerinde Bolu'nun Mudurnu ilçesine geçerek Cuma namazını kıldı. Yıldırım Beyazıt Camii'nde Cuma namazını kılan Erdoğan, daha sonra Mudurnu çarşısını Vali Ali Serindağ ile gezerek vatandaşlarla sohbet etti. Erdoğan, daha sonra Belediye Başkanlığı'na geçerek Başkan Metin Soygür'den bilgi aldı.
DİNLENDİM VE ÇALIŞTIM

Başbakan Erdoğan, medyaya haber vermeden 3 yaptığı 3 günlük tatille ilgili soruları da cevaplandırdı. “Abant'a bizlerden habersiz geldiniz. Biz merak ettik. Sadece dinlenmek için mi geldiniz. Yoksa çalışma da var mı?” sorusuna “Gerçekten bizim medyamız sağ olun... Çok ilginç. Biz nereye adım atsak size hep haber vermemiz lazım, bunu anladım. Benim yaşamımın bir insani yanı olması lazım. Yani vatandaş olarak haklarım var. Bunları kullanmam lazım. Kaldı ki bu arada yapmam gereken çalışmalarım da var. Onun için de şöyle bir sakin aynı zamanda da çocuklarımla beraber hem onlar bir kenarda oturup dinlenirken hem de ben kendim dersimi çalışayım istedim. Ama sağ olun bize de bu fırsatı vermediniz. Gölün taa öbür ucundan kaldığımız yeri zumlayacak kadar işi ileri götürdünüz. Bugünkü görüntülere bakılırsa nerdeyse tüllerin arkasına alacaksınız. Bu duruma işi götürdünüz. Bunlar tabi üzücü. Ben bilemiyorum dünyanın diğer yerlerinde de bunlar oluyor mu ama böyle olmasa gerek. Burada aslında bizim dayanışma içinde olmamız lazım. Bir başbakan ülkesi için bir çalışma yapıyor. Bu çalışmayı ülkesi için yapması lazım. Dinlenmesi bile ülkesi içindir milleti içindir. Bunu da düşünmek lazım. Kaldı ki iki gün fazla da bir şey değil. Benim tatilim falan yok zaten” yanıtını verdi. Erdoğan'ın bu sözleri üzerine gazeteciler “ Dinlenebildiniz mi?” diye sordular. Erdoğan, “Dinlenmek için değil, çalışmaya geldim. Çalışma yaptım. Olay bu” dedi.

HASTANEYE EN AĞIR CEZAYI İSTEDİM

Başbakan Erdoğan'a Adana'da geçtiğimiz günlerde yanan İbrahim Yıldırım adındaki çocuğa müdahale etmeyen klinikle ilgili sorular da soruldu. “Adana'da yanan bir çocuk ücret ödemediği için hastanede tedavi edilmedi. İzleyince ne hissetiniz? Müdahale ettiniz mi?” sorusuna Erdoğan, şu cevabı verdi:

“Ben bu olayı televizyonda gördüğüm anda süratle bakanımı aradım. Bakanımı aradıktan sonra hemen konuya müdahale edeceksiniz dedim. Bu tıp merkezi neresiyse gerekli olan en ağır ceza neyse bunu hemen vermeniz lazım. Bunun üzerine bir 5 günlük kapama cezası tıp merkezine verildi. Ve yavrumuz şu anda bir başka hastaneye acil olarak aldırıldı. Ben bu sabah yine aradım. Annesiyle görüştüm. Eğer orada durum iyiye gitmiyorsa gerekirse çocuğu daha uygun bir hastaneye de alabiliriz dedim. Annesine telefonumu verdim. Kendisiyle de irtibat halindeyim.”

Gömleğine imza attırdı

Başbakan Erdoğan, belediye binasından çıkışında Ali Kamil Kahvecioğlu adında bir gencin ısrarlı bir şekilde gömleğine imza atması talebi ile karşılaştı. İmza atmakta bir süre tereddüt eden Başbakan ile genç arasında şu diyalog geçti:

Başbakanım gömleğimi imzalar mısınız? Ben bunu ömür boyu saklarım.

(Başbakan tereddüt edince)

At, at. Gömlek kaybolmaz, yıkatmam da, çıkmaz da. Yıkatmam korkmayın. Bunu fenerbahçeli olaraktan söylüyorum size.

Bir kağıda atsam olmaz mı.

Başbakanım gömleğe atın hatıra olsun.

(Başbakan basın mensuplarına dönerek) Spekülasyon olur mu?

(Gazeteciler) Olmaz kesinlikle.
Bu diyalogların ardından Başbakan Erdoğan, imzayı attı.

Yeni Şafak

Bu haber 772 defa okundu.