'İsrail üniversite zindanı!'

19 Nisan 2008 10:02 tsi
Filistinli esir vekiller, İsrail zindanlarını akademik bir araştırma merkezine dönüştürdü. Aralarında bir yıl içerisinde üç kitap yazan bile var.

Dünya siyasal tarihinde bir ilktir belki de bir ülkenin parlamento üyelerinin neredeyse tamamının hiçbir gerekçe gösterilmeden ve tüm insani değerlere aykırı bir şekilde tutuklanarak cezaevine konması.

Dünyada hukuksuzluk alanında şu ana kadar birçok ilke imza atmış olan İsrail işgal güçlerinin böyle bir uygulamaya olur vermesi de aslında kimse tarafından tuhaf karşılanmadı.

Varlığı bile tartışmalı olan ve siyasi yapısı hukuksuzca gasp ettiği topraklar üzerinde yükselen bir ülkenin her gün katlettiği bir halkın seçtiği milletvekillerine hayat hakkı tanımamasından daha tabii ne olabilir ki? Eşkıyanın vazifesi yağma ve gasptır. Garip olan eşkiyanın insanlara iyi davranması, malları gasp etme ve yağmalama gücü ve imkânı varken bunu yapmamasıdır. 

Gelelim konunun diğer yönüne. Bunca haksızlığa maruz kalan ve inşa ettikleri her şey, ev, mescit, okul, vakıf, dernek, hayır kurumu, üniversite, hükümet ve parlamentosu İsrail işgal yönetimi tarafından saldırıya ve yıkıma maruz kalan Filistinli tutsaklar, hapishanede neler yapıyor, günlerini nasıl geçiriyorlar?

Maruz kaldıkları haksızlıklara kahredip kendi iç dünyalarında psikolojik travmalara yol açacak iç çatışmalar mı yaşıyorlar yoksa hapishane ortamını bile benliklerini yeniden inşa etmenin ve ilmi eksikliklerini tamamlamanın bir fırsatı olarak mı görüyorlar?

Filistinli tutsak yakınları kendileriyle görüşen gazetecilere Filistinli tutsak vekillerin daha şimdiden hapishaneleri Medrese-i Yusufiye haline getirmiş olduklarını söylüyorlar.

Buradaki zamanlarını inceleme, araştırma ve kitap okumalarla geçiren vekillerden kimi Kuran-ı Kerim’i ezberlemiş kimisi de yaptığı araştırmalar sonucu farklı konularda kitap yazmış.  

Tutsak vekiller her ne kadar yazdığı eserleri dışarıya çıkarma ve eseri yayınlatma noktasında büyük güçlüklerle karşılaşsa da kendileriyle görüşmeye gelen yakınları ya da avukatları aracılığıyla bu eserleri sızdırabilenler, kitaplarını yayıneviyle buluşturmayı başarıyorlar. 

YENİ İSLAMİ ORTADOĞU

Hamas’ın tutsak vekillerinden Nizar Ramazan (47), hapishanede boş durmayıp her saniyesini değerlendiren ve yoğun çalışma sonucu fikri ve siyasi konularda birçok kitap yazabilmiş isimlerden biri. 

Yeni İslami Ortadoğu adında bir kitap telif eden Ramazan, eserinde Ortadoğu’yu jeo-stratejik açıdan ele alarak bölgede meydana gelen gelişmeleri değerlendiriyor. 

Ramazan, kitabında ABD ve İsrail’in ürettiği Yeni Ortadoğu Projesi’nin bölgede İslami uyanışın ve emperyalizm karşıtı ülkelerin güçlenmesiyle tersine dönüşeceğini ve bunun sonucunda bu projenin Yeni İslami Ortadoğu olacağını söylüyor. 

Hamalsı tutsak vekilin nokta koyduğu çalışmalardan biri de İslam Fıkhında Ateşkes adlı eser..Eserinde yazar, ateşkesi imzalayan açısından bağlayıcılığını, süresini ele aldıktan sonra Hamas’ın ateşkese bakışını irdeliyor. 

Ramazan’a ait üçüncü araştırma ise İslam’da Fikri ve Siyasi Çoğulculuk adını taşıyor. Yazar, bu eserinde de önce Rasulullah döneminde fikri ve siyasi çoğulculuğa ilişkin uygulamaları ve bu çoğulculuğun ötekiyle girişilen ilişkilerdeki önemini mercek altına alıyor. Kitapta ayrıca çağdaş İslami yapı ve hareketlerin çoğulculuğa bakış açısı de ele alınmış.

YÜKSEK LİSANS DİPLOMASI

Yazılan bu eserlerin eşinin daha önce geçirdiği tutukluluk dönemi sırasında meydana getirdiği çalışmaların bir devamı olduğunu belirten Ümmü Muntasır, eşinin 2002-2003 yıllarındaki hapis yattığı dönemde Filistin’de Çağdaş İslami Söylem adında bir eserle yüksek lisans diplomasını aldığını belirtiyor. 

Ummu Muntasır, eşi Ramazan’ın 1993 yılında önde gelen birçok Filistinli şahsiyetle birlikte kovuldukları Mercu’z Zuhur’da iki yıl süren sürgün yılları boyunca iki kitap çıkardığını söylüyor. Kitaplardan biri Vatan’ın Beşiğinde, diğeri ise Yeni Dünya Düzeni, Başlangıç mı son mu?…

Hapishanede bu işlerle uğraşan ve kendisini yetiştiren tek kişi Nizar Ramazan değil elbette. Aynı hapishanede yatan Parlamento Başkanı Abdülaziz Düveyk de kendini yetiştirmiş isimlerden biri. Filistin Meclisi’nin tutsak başkanı, Kuran-ı Kerim’i tecvidiyle birlikte ezberlemiş...

Filistin Enformasyon Merkezi’nin geçtiğimiz günlerde verdiği bir haberde, Filistin Tutsak Araştırmaları Merkezi, Düveyk’in hapishanede Kuran-ı Kerim-i baştan sonra hıfzetmekle yetinmediğini, ezberlediklerini arkadaşlarına da dinlettiğini belirtiyor. 

Aziz Düveyk’in içinde bulunduğu rahatsızlık nedeniyle sürekli hastaneye gidip gelmesine ve askeri mahkemeyle hapishane arasında mekik dokumasına rağmen, Kuran-ı Kerim’i, tecvidiyle birlikte başarıyla ezberlemiş...  

İLİM MERKEZLERİ

Hapisten yeni çıkan Filistin Âlimler Birliği eski Başkanı Hamit Beytavi de tutsakların zindanları İsrail’in istediği gibi bir kabir olmaktan çıkarıp yeninde dirildikleri bir direniş kalesine dönüştüğü belirtiyor. Düveyk’in sürekli kitap okuyup spor yaptığını, vaaz ve konuşmalarda bulunduğu, dini konularda dersler verdiğini belirten Beytavi, tutsak vekilin bir saat bile boş vaktinin olmadığını dile getiriyor. 

İsrail’in Filistinli tutsakların moralini bozma ve psikolojisini yıkma girişimlerinin sonuçsuz kaldığına işaret eden Beytavi, tutsakların zindanı Medrese-i Yusufiye’ye çevirdiğini vurguluyor. 

Parlamento başkanı Düveyk yüksek derecede ilmi kariyere sahip bir isim. Kendisi, eğitim, şehir planlaması ve bölgesel planlama gibi üç alanda yüksek lisans diplomasına sahip. Düveyk ayrıca, ABD’nin Philadelphia eyaletindeki Pensilvannia Üniversitesi’nde şehir planlaması alanında doktorasını başarıyla tamamlamış bulunuyor. 

Filistinli tutsak vekillerin avukatları da, vekillerle yaptıkları görüşmelerde iki vekil ve bir eski bakanın işgal zindanlarında bulundukları süre içerisinde Kuran-ı Kerim-i bütünüyle hıfzettiklerini öğrendiklerini belirtiyor. 

Ayrıca esir vekillerin avukatları, 10. hükümette devlet bakanlığı görevini yürüten Mühendis İsa Caberi, Kudüs Milletvekili Muhammed Tahtuh ve el-Halil milletvekili Basim ez-Zearir’in Kuran’ı bütünüyle hıfzettiklerini kaydediyor. 

Esirler, konuyla ilgili yaptıkları açıklamada, “Mümin’in her işi hayırdır, hapishanede de başka yerde de Allah’la baş başa kalmalıdır. Ömrünü boş şeylerle geçirmemeli, hayatını Allah’a vakfetmelidir.” şeklinde düşüncelerini ifade ediyorlar.

Beytavi’nin kendisi de bir yıl boyunca idari tutuklu olarak kaldığı hapishanede, “Kuran’da Yahudilerin Vasıfları”, “Zindan Hatıralar”ı ve “İsrail Devleti’nin Zevalinin Kesinliğine Dair” adlı üç çalışmayı nihayetlendirmiş.

TİMETURK

Bu haber 660 defa okundu.