DTP’liler neyi paylaşamıyor?

17 Nisan 2008 14:18 tsi
DTP’de ‘şahin’ ve ‘güvercinler’ arasındaki gerilim grup toplantılarına da yansıyor. Grup toplantısı bir hafta yapılamadı, önceki gün ise eksik toplandı. İki grubun çekişmesi partiyi güç durumda bırakıyor.

Ruşen Çakır / Vatan

İki hafta üstüste DTP’nin TBMM Grup Toplantıları ilginç spekülasyonlara neden oldu. Önceki hafta Salı günü, DTP Eşbaşkanı Emine Ayna, bir grup milletvekiliyle birlikte aynı saatte bir basın toplantısı düzenlediği için DTP Grubu toplanamamıştı.

Geçen Salı ise DTP Grup Başkanı Ahmet Türk konuşmasını yaparken yine Ayna başta olmak üzere bir grup milletvekili salonda yoktu. Bu iki gelişme DTP içinde “şahinler” ve “güvercinler” arasındaki çekişmenin iyice tırmandığı ve bir çatışmaya yol açabileceği şeklinde değerlendirmelere neden oldu.

DTP’yi yakından izlemeye çalışan bir gazeteci olarak, Ahmet Türk, Sırrı Sakık, Hasip Kaplan ve bir ölçüde Aysel Tuğluk gibi milletvekillerinin daha uzlaşmacı bir çizgi izlediklerini, dolayısıyla “güvercin” olarak adlandırılabileceklerini; buna karşılık DTP Genel Merkezi’ni kontrol eden Ayna, Demirtaş kardeşler (hapisteki Genel Başkan Nurettin ve Grup Başkan vekili Selahattin) gibi isimlerinse daha uzlaşmaz bir çizgiyi savunduklarını ve “şahin” tanımını hak ettiklerini biliyorum.

Görüştüğüm DTP içi taraflar, medyanın olayları abarttığını ileri sürmekle birlikte yorumların belli ölçülerde doğru olduğunu da kabul ettiler. Haziran ayında yapılacak kongrenin çekişmeleri daha da tırmandıracağını da eklediler.

Durum iç karartıcı

Her partide, siyasi harekette iktidar kavgaları olur. Ancak günümüz DTP’sinde tarafların neyi paylaşamadıklarını anlamak epey zor. Çünkü:

1) Ortada ne kendi tabanını, ne İmralı’yı, ne Kandil’i, ne de kendinden olmayan kesimleri tatmin edebilmiş bir parti var.

2) Üstelik bu parti hakkında kapatma davası açılmış durumda ve ne içerde, ne dışarıda “DTP kapatılmasın” diye kampanya yapan kimseyi bulamazsınız. İlginçtir buna DTP’lilerin çoğunu da dahil edebiliriz.

3) Bütün bunlara rağmen, içerde ve dışarıda birçok kesim, DTP’nin oy aldığı tabanın TBMM’de güçlü ve etkili bir şekilde temsil edilmesini arzuluyor.

4) Son olarak, DTP’nin Meclis’te 20 milletvekili var. Yani bir kişinin kopması durumunda DTP grup kurma şansını ve buna bağlı olarak bir dizi imkanı kaybedecek. Dolayısıyla taraflardan hiçbirinin diğerlerini kızdırma, dışlama lüksü bulunmuyor.

Silkinmeleri şart

AKP hakkında kapatma davası açılmasıyla birlikte kara harekâtı tartışmaları kesildi ve DTP hakkında da dava açılmış olduğu unutuldu. Bu karambolde DTP’lilerin onca hazırlık yapmış oldukları Nevruz kutlamaları da güme gitti. Halbuki Kürt sorunu Türkiye’nin en hayati sorunu olma özelliğini aynen koruyor.

Bu nedenle her an, beklenmedik ve muhtemelen arzulanmadık bir şekilde bu sorunla yeniden yüzleşebiliriz. Örneğin PKK’nın düzenleyebileceği herhangi bir etkili saldırı ülkede zaten varolan krizi iyice derinleştirebilir.

Böyle bir durumda DTP ve DTP’lilere çok büyük sorumluluk düşecektir. Ancak kendi sorunlarını çözemediği gibi, durduk yere bunlara yenilerini ekleyen DTP’nin bu tür bir sorumluluğu layıkıyla üstlenebileceğini düşünmek hiç de gerçekçi olmaz.

Özetle DTP’nin bir an önce toparlanması ve siyasette pozitif biçimde aktif olabilmesi Türkiye’nin hayrına olacaktır.

Bu haber 328 defa okundu.