GS’de ilk 11’i kim kuruyor?

5 Nisan 2008’de ne olmuştu? Feldkamp, futbolcuların Başkan Polat’a ilettikleri şikâyetler doğrultusunda yönetimin yaptığı uyarılara “patron benim” demiş, yönetim de bu mesajı dikkate almadığını belirterek Alman Hoca’ya görevi bırakması yönünde baskı yapmıştı. Yaşanan bu gelişmelerin ardından Kalli yönetime istifasını (!) sunarken, yardımcı antrenör Akcan’dan da istifası istenmişti.

Dünyadaki çoğu örneğe bakacak olursanız bir takımın teknik direktörü istifa ederse özellikle de Galatasaray’ın olduğu gibi takım zor bir virajdaysa göreve yardımcı antrenör getirilir. Takıma hâkimdir. Takımı tanıyordur. Örneğin, Liverpool kalp ameliyatı olan hocası Gerard Houllier’nn olmadığı dönemde ki bu dönem neredeyse bir yıl takımın başına yardımcı antrenör Phil Thompson’ı getirdi. Peki, antrenörlerden biri geçmez mi? Onlardan biri de geçer ama düşüncelerine inanarak getirdiğiniz bir hocanın yardımcısını değil de antrenörlerden birisini takımın başına geçirirseniz demek ki ekibinize hiç güvenmemişsinizdir.

Galatasaray, zoru seçti, takımı Cevat Güler ve diğer antrenörlere emanet etti. Ancak Cevat Güler’i getirerek soru işaretleri de getirdi. Cevat hoca belki geniş bir futbol bilgisine sahip olabilir. Takımı çok iyi tanıyor da olabilir. Ancak takımı tamamen Cevat Hoca mı kuruyordur yoksa Adnan Sezgin mi? Acaba Adnan Polat da görüş bildiriyor mudur? Bana kalırsa takımın kurulmasında Hakan Şükür de etkin rol oynuyordur. Zira Hakan da Cevat Hoca kadar takımı tanıyor ve neredeyse Adnan Sezgin kadar da rol sahibi. Takım kaptanı. Türk futbolunun efsane golcüsü. Bence bu apoletler takım kurulma aşamasında Hakan’a bir söz hakkı olarak geri dönüyordur. Hakan’ın da görüş belirttiği son iki haftada çıkan on bire bakacak olursak aşikâr…
 
Sezon sona ererken gerçekleşen bu değişim Galatasaray’ı pek etkilemeyecektir. Zira Türk futbolcusu futbolu kalbiyle oynar. Galatasaray bundan iki sezon önce şampiyon olduğunda da durum aynı bugünkü gibiydi. Belki o yıl hoca konusunda sorun yoktu ama Fenerbahçe bugün olduğu gibi ligin favorisiydi. Galatasaray’a şans verilmiyordu. Galatasaray o yılı şampiyon kapatırken futbolcular bu gelişmelerden besleniyor ve hırsla mücadele ediyordu.

Fenerbahçe’nin favori olduğu bir ligin sonunda Galatasaray’ın hocası olmasa da şampiyonluğa ulaşacağını düşünüyorum. Üstelik kupadan elenmiş olması da Sarı-Kırmızılılar için bir itici kuvvet olabilir. Artık hataların telafisi olmadığı bu dönemde düğüm Ali Sami Yen’de de çözülmeyecektir. Şampiyonluk yarışı son haftaya kadar Galatasaray’ın burun farkıyla sürecektir. Sonuç mu? Hep birlikte göreceğiz.

www.iyibilgi.com özel Murat Uludağ