'GDO kartı' masada! | " /> 'GDO kartı' masada! | "/>

En Sıcak Konular

Gıda Savaşları 3: 'GDO kartı' masada!

17 Nisan 2008 12:00 tsi
Gıda Savaşları 3: 'GDO kartı' masada! Ambarlarda bekletilen pirincin, buğdayın neden olduğu spekülasyon, spekülatörleri de aşan bir durum olabilir! Spekülatörler maşa olarak kullanılıyorsa bu maşayı tutan kim? YTÜ Biyoloji’den Prof. Şeminur Topal, pirinç spekülasyonunda madalyonun arka

Kitaba tam ortasından başlıyoruz, şu cümlelere dikkat:

Bir ülkenin stokları bir hafta içinde tükenmez. Daha da önemlisi ambarlarda bekletilen pirincin, buğdayın neden olduğu spekülasyon, spekülatörleri de aşan bir durum olabilir! Spekülatörler, maşa olarak kullanılıyor olabilir! Öyleyse bu maşayı tutan kim?

Yukarıdaki cümleler üzerine bir kitap yazılabilir. İşin içinde az uz değil, çok fazla iş var.

Yıldız Teknik Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Şeminur Topal’a göre gıda spekülasyonlarının gideceği noktalardan biri genetiği değiştirilmiş organizmaların legal hale getirilmesi.

Ölümü göster hastalığa razı et. Açlığı göster genleriyle oynanmış her türlü bulguru, pirinci, buğdayı, domatesi, biberi yedir dünyaya!

Hadiseyi biraz da bu noktadan okuyalım. Bakalım daha neler çıkacak. 

Hep savaşlar gıdadan çıkacak denir. Üçüncü Dünya Savaşı'nın açlık nedeniyle çıkacağı söylenir. Bu yoksa örtülü bir psikolojik savaş mı?

Çok mümkün. Biliyorsunuz bu işler artık çığırından çıkan stratejiler halini aldı. Gerek biyolojik savaş, gerekse transgenik ürünlerle ilgili yürütülen politikalarda insanların farklı açılardan yüreğine vurup sonuçlara ulaşılmaya çalışılıyor.

Gıda sıkıntısı bugünün meselesi değil. Kendi ülkemizden konuşacak olursak tarım politikalarım ortada. Stratejik ürünlerimizden ödünler verdik. Su, şeker pancarı, tütün, giderek fındık ve zeytin gibi en önemli stratejik değerdeki ürünlerimizde yapılan dış müdahale ve baskılarla dünya borsasındaki konumumuzu kaybediyoruz. 

Çıkan bazı haberler ürkütücü. Ciddi bir kuraklıkla karşı karşıya mıyız?

Yapılan son haberleri son derece provokatif buluyorum. Ciddi ölçüde kuraklığın halen mevcut olduğuna inanmıyorum. Henüz o mertebeye gelmedik. Hem Türkiye’de ve hem de dünya ölçeğinde bu böyle. Tamam, su kaynakları ve ürünler azalıyor ama ortada bir kıtlık yok. Yapılan spekülatif politikalar ve stratejilerin yansımasıdır, yaşananlar.

Liberal ekonomide fiyatlarla kolayca oynanabiliyor. Bizim tüketicilerimizde ise zaten savaş döneminden kalma bir ürkeklik var. Görüyorsunuz, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin önünde nasıl kuyruklar oluşturmuş insanlar.

Biz daha gölgesini görür görmez yaşıyor gibi oluyoruz. Tamamen yanlış politikaların ürünü bunlar.

Artık zurnanın zırt dediği yerdeki sorunun yanıtını aramanın vaktidir. Bütün bu spekülatif yönü de olan 'Pirinç ve buğday bitti' haberleri, genetiği değiştirilmiş organizmaları legalleştirme operasyonunun bir parçası olabilir mi?

Mümkün. Çünkü bu çalışmalar oldukça provokatif düzeye ulaştı. Buna devlet eliyle de destek veriliyor. Biliyorsunuz Biyogüvenlik Yasası halen çıkarılmadı. Tohumculuk Yasası’nın bu tekellerinin eline verilmesi gibi bir vaka var.

Hiçbir ülkede Biyogüvenlik Yasası çıkmadan önce tohumculuk yasası çıkmamıştır. Şu an Türkiye’ye ithal edilen tohumların güvencesi, ‘Tohumcular Birliği’nin inisiyatifine verilmiştir. Yani bu olabilecek bir şey değil aslında.

Ama her türlü dayatmaya açık olduğumuz için ben artık bunları vakayı adiyeden (sıradanlaşmış olay)  addediyorum. Bu alanda emek veren insanlar yıllardır tarım ve su politikalarımıza yönelik uyarılarda bulunuyoruz. Hiçbir zaman da sesimize kulak veren bir yönetici ile de karşılaşmadık.

Şu an acilen bir tarım politikamızın kurulması lazım. Bakın düzeltilmesi demiyorum, kurulması, oluşturulması diyorum. Onun bunun dayatmaları ile günlük politikalarla tarıma yön veriyoruz.


EKSTRA BİLGİ:
GDO'ya yakın plan!

Salatanıza doğradığınız domatesin, domates dışında genlere de sahip olabileceğini hiç düşündünüz mü? Örneğin balık genine...

Balık ve domates genleri arasındaki ilgiyi kuramadıysanız eğer, GDO yani genetiği değiştirilmiş organizmaların ne anlama geldiğini de bilmiyorsunuz demektir. Oysa GDO'lu ürünler market raflarında ve mutfaklarımızdaki yerini çoktan almış durumda.

Bugün dünyanın hemen her yerinde, GDO'lara yönelik ciddi tartışmalar sürüyor. Yeşil devrim olarak da adlandırılan bu süreci savunan ABD gibi ülkeler, GDO ların dünya açlığını önlemenin tek yolu olduğunu savunuyor.

GDO'lu ürünleri 'frankeştayn gıda' olarak tanımlayan GDO karşıtları ise doğal yaşamın çok uluslu şirketlerce patent altına alınarak güney ülkelerinin ve tarım nüfusunun sömürüye açık hale getirildiğini belirtiyor.

GDO Nedir?

Bir canlının gen diziliminin değiştirilmesi ya da ona kendi doğasında bulunmayan bambaşka bir karakter kazandırılması yoluyla elde edilen canlı organizmalara "Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar" veya kısaca GDO adı veriliyor.

Bir canlıdan diğerine gen aktarımı, bir çeşit kesme, yapıştırma ve çoğaltma işlemi olup, genetik mühendisler tarafından uygulanıyor. Aktarılacak gen önce bulunduğu canlının DNA’sından kesilerek çıkarılıyor. Sonra vektör adı verilen taşıyıcı virüs ile bu gen DNA molekülüne yapıştırılıyor.

'Frankeştayn Gıda' olarak da nitelenen GDO’lar bugün kolera bakterisi geni taşıyan yonca, akrep geni taşıyan pamuk, tavuk genli patates, balık genli domates gibi gıdalar şeklinde karşımıza çıkıyor!

GDO karşıtlarına göre, insanlık bugün doğal çeşitliliğe zarar vererek tür zenginliğinin yok olmasına yol açan GDO’ların çeşitli yollardan yayılarak 'yeni Frankeştaynlar' yaratma tehlikesiyle karşı karşıya.

EKSTRA HABER!

"Gıda Savaşları' 1: Ne oluyor?" haberi için tıklayanız!

"Gıda Savaşları' 2: AÇLIK - Örtülü bir psikolojik savaş mı?

BİTTİ

www.iyibilgi.com özel Ömer Çakkal

 



Bu haber 2,418 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,574 µs