Savunma: ABD mi AB mi? Yoksa!.. | " /> Savunma: ABD mi AB mi? Yoksa!.. | "/>

En Sıcak Konular

Savunma: ABD mi AB mi? Yoksa!..

16 Nisan 2008 12:34 tsi
Savunma: ABD mi AB mi? Yoksa!.. Soğuk Savaş emarelerinin görülmesinden bu yana Türkiye, ‘pozisyonlanma’ stratejileri düşünüyor. Bir yanda ABD var. Bir yanda da AB. Diğer yanda ise adı bu konulara hiç dahil edilmeyen bir güç. Ankara ise belki ilk defa bu denli ‘anlaşılı

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, hayli zamandır söyleşi vermiyor. Esasen Savunma Bakanları’nın sık sık kamuoyu önüne çıkma gelenekleri de yok.

Tersi örnek Sabah Gazetesi’nden Nur Batur’un Bakan Gönül ile yaptığı söyleşiyle gerçekleşti. Bu söyleşinin “sorular” kısmı biraz “genel kabuller”den geçiyor. Yanıtlar ise bunlara uygun değil.

İşte bu nedenle, bir anlamda Silahlı Kuvvetler’in de sesi olan Milli Savunma Bakanı’nın satır araları incelenmeye mecbur. Bunu hak eden fazlasıyla dipnot mevcut çünkü.

İlk not şu; Türkiye “füze kalkanı sistemi”ne katılmayacak. Önemi şu ki, Ankara gerekçe olarak, kalkanın bir NATO sistemi değil ABD sistemi olmasını gösteriyor. Bu karar, ABD ile “komşu” İran arasında ve dolaylı olarak Rusya’ya karşı Türkiye’nin pozisyon almama iradesi olarak görülebilir mi?

Anlaşılıyor ki Savunma Bakanlığı Rusya’yı “bugün için” tehdit olarak görmüyor. Kalkan için NATO kararı bulunmadığı söyleniyor ve uzak duruluyor.

Kanatlarımız yok mu artık?

İkinci konu belki bundan da önemli. Zira bir genel kabulü yıkıyor. Bugüne kadar Türkiye, NATO’nun kanat ülkesi olarak konumlandı. Ancak Bakan Gönül’e göre bu artık geçerli değil. Zira, “Doğu Avrupa ülkeleri NATO'nun kanat ülkesi haline geldiler. Bu ülkeler kendilerini güvende hissetmiyorlar.”

Yine bu zamana kadar “kanat ülkeleri”nin korunmasına ayrı önem veren NATO’nun (ABD ve AB olarak da okuyabiliriz.) artık bu önemi vermediği veya daha diplomatik yazalım, “risk algılamadığı” varsayılabilir mi?

Direkt olmasa da bu soruyu yanıt açan Bakan Gönül-füze kalkanı bağlamında-şöyle diyor; “Bugün için böyle bir şey söz konusu değil. Biz kendi hava sistemimizi kendimiz kuruyoruz. Yeterli uçak ve helikopterimiz var. Alçak, orta ve yüksek savunma projeleri tamamlandı. Alçak savunma ihalesini de gerçekleştirdik.”

Bakın burası yine ilginç. Çünkü; 1) Türkiye nava sistemini kendi kurma kararı vermiş. Çok iyi. Projelendirip ihalelere çıkıyor. 2) Alçak savunma ihalesi kime verildi? Ruslar’a. O halde bu nasıl okunmalı?

Türkiye, tehtid ister İran’dan ister başka bir yerden, ABD füze kalkanını istemiyor. “Kendimiz hallederiz” diyor. Bu yolda ilk hamleyi Rusya üzerinden yapıyor!

NATO-ABD bir yana, AB olur mu?

Bu bakışla Türkiye’nin ABD’ye biraz uzak durduğu analizini yapmak iddialı olur. Ama Savunma Bakanlığı’nın yine farklı değerlendirilmesi gereken bir yorumu var.

Bakan Gönül diyor ki, “Fransa Sarkozy'ye kadar NATO dışında başka bir güç olsun, jandarma kurulsun derken, tamamlayıcı bir güçten söz etti. Böylece, kuvvet ve zaman israfından kurtulup daha vurucu bir savunma gücü elde edilecek. Avrupa Birliği savunması NATO'ya karşı değil tamamlayıcı olacak.”

Bu iyi ama Türkiye’nin rolü ne olacak? O da şöyle anlatılıyor; “Türkiye bağımsız Avrupa savunmasında aktif rol alır mı ? Evet. Şu anda zaten AB savunma projelerinin hemen hepsinde rol alıyor. Türkiye'nin en ciddi ve kapsamlı teşkilatı silahlı kuvvetleridir. Bunun bir faktör olarak AB müzakerelerinde ağırlık kazanması bize kuvvet verir. TSK'da hükümetle aynı hedef doğrultusunda. İstikbalimizi hep beraber AB'de gördüğümüz için biz AB savunma projelerinin çoğunda varız.”

Şimdi biraz daha net görülüyor ki Türkiye, “NATO’dan ziyade” denmek istenmese de, AB’nin “bağımsız Avrupa savunmasında” rol alma arzusunda ve bunu hem güçlü bir hamle hem de siyasetin AB’ye yakınlaşma kartı olarak görüyor.

Yani ne olacak?

Bu açılım yeni mi ya da ne kadar eski bilinmiyor. AKP hükümetinin son zamanlardaki AB’ye yakınlaşma arzusunun bir parçası mı, o da bilinmiyor. Üstelik Bakan Gönül’ün söylemi içinde “kuvvetlice” yer bulan, TSK’nın da aynı doğrultuda düşündüğü vurgusu da dikkate alınmalı.

Ek olarak ABD ve Rusya’nın ne dediği de bilinmeli. Bu çok parametreli bir yol. ABD, Türkiye’nin savunma konusunda AB’ye yakınlaşmasına olumlu bakabilir. Çünkü, başta enerji olmak üzere “genel” olarak da bu fikri destekliyor.

Fransa ismi de önemli. Şu ana kadar AB müzakereleri sırasında Ankara’yı yokuşa süren Paris’in son zamanlarda Sarkozy eliyle ABD yakınlaşması, üst üste açtığı NATO askeri kanadına dönme arzusu ve Akdeniz Birliği projesi önemli.

Ayrıca ABD bakışıyla Almanya’dan kopma sinyalleri veren bu hamlelerin, Bükreş’te gerçekleşen Nabucco Projesi’ne katılım girişimleri ile birleşmesi bu havayı doğruluyor.



Bu haber 1,601 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,689 µs