Baykal Atatürk'ü istismar etmekle suçladı

15 Nisan 2008 18:04 tsi
Deniz Baykal'ın, Atatürk’e sığınıyor suçlamalarına, İnönü'nün paralardaki resmine, Avrupa Birliği, Laiklik ve Erbakan ile ilgili açıklamaları.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, kendisini “Atatürk'ün arkasına saklanarak siyaset yapma” diye eleştiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a “Biz kimsenin arkasına saklanarak politika yapmıyoruz. Saklanmamı gerektiren bir şaibem yok. Benim hakkımda ne bir yolsuzluk iddiası var, ne yalan söylemişim ne takıyye yapmışım, ne kimseyi aldatmışım, ne rüşvet almışım. Bunların hiçbiri yok, niye saklanayım ben. Alnım açık başım dik, milletin önündeyim. Saklanmaya ihtiyacım yok. Ben Atatürk'ün de arkasına saklanmıyorum dokunulmazlığın da arkasına saklanmıyorum” dedi.
CHP Lideri Baykal, partisinin grup toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. Başbakan Erdoğan'ın geçen hafta içinde yaptığı bazı değerlendirmelerin gündem değiştirme ve polemik amaçlı olduğunu ifade eden Baykal, bunları Başbakan'a yakıştıramadığını söyledi. Baykal, “Başbakan Erdoğan'ın herşeyi eleştirip sonra da niye bu kadar konuşuyorum diye kendi kendine rahatsız oluyor. Bunu yaptığına da pişmanlığını da ifade ediyor. Eee... Konuşma o zaman, sana konuş diyen mi var. Niye konuşuyorsun? Herşeyden dolayı sıkıştığı her noktada CHP'yi ve Baykal'ı suçluyor. Yani en son Danıştay cinayetiyle ilgili de bizi suçlamıştı. Geçen hafta getirdi 1938 yılında, Atatürk öldükten sonra paralardan Atatürk'ün resminin çıkarılmasıyla beni suçladı. 1938 yılında ben daha emekliyordum. Ayağa kalkmış değildim. Erken yürüdüm ama bu kadar da erken yürümedim. Ben bu işlere iyice alıştım. Başbakan biraz daha sıkışırsa Amerika'da Kızılderililerin katledilmesinin sorumlusu olarak da bizi gösterebilir. Kennedy cinayetinin de faili tam netlik kazanmadı, o cinayeti de bize bağlayabilir. Başbakan o yapar” diye konuştu.

KİMSENİN ARKASINA SAKLANMIYORUM-

Erdoğan'ın “Atatürk'ün arkasına saklanarak siyaset yapma” diye eleştirisine yanıt veren Baykal, “Biz kimsenin arkasına saklanarak politika yapmıyoruz. Kimsenin arkasına saklanmamı gerektiren bir şaibem yok. Benim hakkımda ne bir yolsuzluk iddiası var, ne yalan söylemişim, ne takıyye yapmışım, ne kimseyi aldatmışım, ne rüşvet almışım. Bunların hiçbiri yok, niye saklanayım ben. Alnım açık başım dik, milletin önündeyim. Saklanmaya ihtiyacım yok. Ben Atatürk'ün de arkasına saklanmıyorum dokunulmazlığın da arkasına saklanmıyorum” diye konuştu.

“GEL SEN DE ATATÜRK'ÜN ARKASINDAN SİYASET YAP”-

“Başbakan'ın evrakta sahtecilikten dosyası var, kalpazanlıktan dosyası var, cürüm işlemek için teşkilat kurmaktan dosyası var… Saklanıyorsan sen saklanıyorsun sayın Tayyip Erdoğan” diyen Baykal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Atatürk'ün arkasından siyaset yapma diyor. Ben de diyorum ki gel sen de Atatürk'ün arkasından siyaset yap. Atatürk'ün arkasından siyaset yapmak yanlış değil. Yasalara aykırı değil, ülkenin menfaatine aykırı değil. Atatürk bir siyasi şahsiyet. Ben isterim ki sen de onunla beraber siyaset yap. Sen niye yapmıyorsun.”
Salondan, “O Hikmetyar'ın arkasından siyaset yapıyor” lafının atılması üzerine Baykal, “Hikmetyar'dan yapar sonra da 10. Yıl Marşı'nı söyler. Geçen haftanın bence en önemli olayı 10. Yıl Marşı'nın AKP Kongresinde söylenmesi. Siz şimdi diyecekseniz ki 'Başsavcı iddianameyi hazırladı ya ondan söylüyorlar' Kesinlikle hayır. Atatürk o kadar büyük bir insan ki kendi haklılığını gücünü 80 küsur yıl sonra bunlara bile kabul ettiriyor” dedi.
Erdoğan'ın Atatürk'ün ölümünden sonra CHP'nin Atatürk'ün resimlerinin paralardan kaldırdığı eleştirisine üzerine Baykal, “Böylece hem bizim Atatürkçülüğümüzle ilgili kuşku yaratmış oluyor hem de kendi Atatürkçülüğünü bedavadan ispatlamış oluyor” diye konuştu.

BU BİZİM GELENEĞİMİZE UYGUN-

Atatürk daha sağken 1925-26 yıllarında Atatürk'ün yaptığı bir düzenlemeyle cumhurbaşkanlarının fotoğraflarının konulması düzenlemesinin getirildiğini belirten Baykal, “Bu bizim geleneğimize uygun. İş başına gelen Fatih, elbette kendi adına sikkeyi bastırır. Ne olacak kimin egemen olduğu ortaya çıkacak. Peki Beyazıt'ın sikkesini iptal mi edecek? Böyle bir şey olur mu bu bir süreç” dedi.
Baykal, böyle bir şeyden dolayı dönemin CHP'sini suçlamanın mümkün olmadığını söyleyerek, Başbakan'ın her sıkıştığı zaman bunu ortaya attığı ifade etti. Baykal, “Bundan sonra işimiz var. Bundan sonra sayın Başbakan çok sıkışacak. Bol bol o lafları dinlemek zorunda kalacağız” dedi.

“DAHA NE KADAR BÖYLE KONUŞACAKSIN”-

Başbakan Erdoğan'ın “laiklik meclis iradesiyle millete benimsetilerek Anayasaya girmiştir” ve “milletimizin laiklikle ilgili bir sorunu yoktur” açıklamalarını da değerlendiren Baykal,
“Güzel bir tespit. Biz de aynı görüşteyiz. Milletimizin laiklikle ilgili bir problemi yoktur ama millet adına iktidar kullanan bir kısım insanların laiklikle ilgili problemi vardır ve bu problem de oradan kaynaklanıyor” dedi. Baykal, Erdoğan'ın “Yahu bu millet isterse tabi laiklik gidecek” açıklamalarını anımsatarak, “Bunu söyleyen bir insan geçen hafta, 'milletimizin iradesiyle benimsenmiştir' diyor. Şunu bir anlasaydın, bunu başından beri bir görseydin, bu lafları etmeseydin de Türkiye'yi buraya getirmeseydin. Bu laflara inanalım diye aklımızdan geçiyor. Daha ne kadar böyle konuşacaksın bilmiyoruz ki” diye konuştu.

-“BİZ ZİNCİRBOZAN'A SÜRÜLÜRKEN BATI NEREDEYDİ?”-

Türkiye'nin demokrasi mücadelesi verdiği zaman batı ülkelerinin bunun karşısında olduğuna işaret eden Baykal, “Askeri müdahale dönemlerinde ne oldu. Batı bize, demokrasi güçlerine destek mi verdi? Biz Zircirbozan'a sürülürken o dönemin siyasetçileri 10 yıla kadar siyaset haklarından yoksun bırakılırken, askeri yönetimlerle hiçbir rahatsızlık içine girmeden işbirliği yaptılar” dedi. Baykal konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Askeri müdahale yapanlara “bizim çocuklar yapmışlardır” diye değerlendirmeye tabi tutuyorlar. Bunları geçelim. Demokrasiyi biz sağladık, biz istedik, onun mücadelesini bedelini biz ödedik. Kimsenin bize demokrasi dersi vermeye, demokrasi ukalalığı yapmaya hakkı yoktur.”

-"LAİKLİK ORTADAN KALKARSA DEMOKRASİ DE KALKAR"-

CHP Genel Başkanı Baykal laiklikle ilgili dünya medyasında “Türkiye nereye gidiyor?” şeklinde yazılar yazıldığına dikkat çekerek, Türkiye'ye laiklikle demokrasi arasında bir seçim yapılmasının dayatıldığını belirtti. Bunun vahim bir olay olduğunu söyleyen Baykal, Türkiye'nin hiçbir şey için çağdaş ve laiklik bir toplum olmaktan vazgeçmeyeceğini, bundan vazgeçmesi durumunda bir demokrasinin olmayacağını belirtti. Baykal, “Laiklik ortadan kalkarsa demokrasi de ortadan kalkar. Laiklik ortadan kalkarsa ulusal bütünlüğümüz de ortadan kalkar. Onun için kaldırmayacağız. Demokrasiye de sahip çıkacağız, laikliğe de sahip çıkacağız” dedi.

ERBAKAN MİLLİ GÖRÜŞÇÜ ERDOĞAN İŞBİRLİKÇİ-

AKP'nin daha önce yaşanan MSP, FP deneyimlerinden bazı dersler aldığını söyleyerek, milli görüş çizgisine göre AKP'nin batılı güçlerle çatışmadığını kaydetti. Baykal, “Erbakan ile Erdoğan farklıdır. Erbakan milli görüşçüdür. Bu, işbirlikçidir. Aradaki fark odur. Erbakan milli görüşçü olmanın bedelini ödedi. Bu işbirlikçi olmanın avantajını tahsil etmeye çalışıyor” diye konuştu.
Baykal, Başbakan Erdoğan'ın ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney'e kendileri hakkında kapatma davası açıldığı şikayetinde bulunup bulunmadığını sorduğunu ancak bir yanıt alamadığını belirtti. Baykal, “Başbakan'ın kendi maaşlı danışmanlarına yaptırdığı profesyonel yalanlamalar bu sorunun cevabı değildir. Ben Başbakan'ın çıkıp, 'Ben böyle bir şey konuşmadım' demesini bekliyorum” dedi.
Aktif Haber

Bu haber 554 defa okundu.