En Sıcak Konular

Amiral, ‘Atlantis batarken’ gemi yüzdürebilir mi?

15 Nisan 2008 14:42 tsi
Amiral, ‘Atlantis batarken’ gemi yüzdürebilir mi? Zaten mesaj da “başka”! “Eski topraklar”dan, “Atlantis”ten, “ütopya”dan geliyor. Bu üçü neyi tanımlıyorsa oradan geliyor! Kime diyor? Armatör’e de diyor, tayfaya da diyor! Herkese diyor. Amiral’i

Amiral, Pazar günü standart yazılarından birini yayınladı. İç dünyasını anlattı. Esasen şaşıracak bir şey yok. Özellikle Pazar günleri Amiral bunu hep yapar.

Garipsenen, ‘neler oluyur’ sorusunu sorduran, muhalifleri açısındansa “yoksa tamam mı” detirten cümleleri şunlardı…

“Ekim ayına kadar bana eyvallah.”, “Memleketi gerçek sahiplerine bırakıyorum.” Bu satırları bağlamından kopararak aldık sanmayın.

Altındaki-üstündeki düşünce sistematiği de aynı. Hürriyet Yayın Yönetmeni’nin yazısı, “bahar kaçamağı” ile “bir tür ayrılış” arasında zikzaklar çizerek, “gidiyorum” mesajı taşıyordu.

Ve aynen böyle algılandı. Hatta bazı yayın organları, muhtemelen fazlasına cesaret edemedikleri için, küçük notlar olarak “Hürriyet’in başına kim geliyor” diye kılçık attılar. İsim bile verdiler.

Yine yanlış anladınız yav!

15 Nisan, yani bugün Amiral Özkök, yazısını “tashih” etti. Şöyle ki, “Pazar günü her baharda yazdığıma benzer yazılardan birini yazdım…. Çoğu insanın hissedebileceği gibi bir iç kaçış yazısıydı bu. Bir ’pazar’lık teneffüse çıkış da diyebilirsiniz. Bazı okurlarım bunu 6 aylık tatile çıkıyormuşum gibi yorumlamış. Hayır, bu sadece bir ’pazar’lık kendi kendime kalma yazısıydı.”

Anlaşılacağı ve “haaa” denileceği üzere, herkes yine yanlış anlamıştı. Yine diyoruz çünkü aslında Amiral bunu daha önce de yaptı.

“Ayrılıyor” veya “yönetimle limoni” havası verdiği yazılar yazıp, “düşenleri topladı”. Bu yüzden gerçekten de şaşırtıcı olmaması lazım. Amiral bunu sık yapıyor. Kendisi de söylüyor; “Her baharda yazdığıma benzer yazılardan birini yazdım”.

Fakaaat!

Yine de bu yazılarda bir “gariplik” var! Periyodik “bahar kaçak”lığından ayrı noktalar var.

Birinci mesele şu; yıllardır ve yıllardır köşe yazan, gazetecilik birikimi çağları (!) aşan, Hürriyet gibi bir gazetenin yayın yönetmenliğini “binbir tezgah” ve ikircirli ilişki arasından sıyrılıp yine yıllarca devam ettiren bir “gazetecinin”, o satırların yanlış anlaşılacağını fark etmemesi mümkün?

Bir çok köşe yazarının ve haberin satır aralarından cımbızlalayarak çekip çıkardığı, yeni bir mâna için yorumlama geleneğini bilen birinin, bu satırlardan hangi anlamların çıkacağını kestirmemesi imkanı var mı?

Buna inanmak imkansız! Diğer tüm “kalem oyunları”na evet. Ama bunu kimse yutmaz. Burada “ayrılıyor” havası var, ve bağırıyor.

Garip olan başka?

Yine de meramımız bu değil. “Yanlış anlaşılma” notu düşülmüş yazısının içeriği çok daha kıymetli ve “garip” olan da bu.

Hafta sonu Viyana’ya giden Amiral, yolda Francis Bacon’un "Yeni Atlantis" kitabını okumuş. Tabii yazının tamamını alamıyoruz ama “ruhunu” anlatalım. Sonra “asıl”a geliriz.

Burada Özkök'ün Bacon'u neden seçtiği kilit önemde! Bunu anlamadan Amiral'in yazılarını çözmek zor. Sır burada. Bunu çözdüğünüzde durum farklılaşıyor. Mesaj anlamlılaşıyor.

Özkök neden Bacon’u seçti: Özkök mü Bacon mu tanrıtanımaz? Yoksa ikisi de “ılımlı inanç” sahibi mi? TIKLAYINIZ

Amiral kitaptan gönderme yaparak, “mükemmel devlet ütopyası” üzerinden “iyi devlet tarifi getiriyor.

Bir grup İngiliz gemiyle yola çıkar. Şartlar rotadan çıkarır. Bir adaya gelirler. Adı "Bensalem"dir.

“Geminin kaptanı buraya ‘Yeni Atlantis’ adını takacaktır.” Gemi kaptanının rütbesini bilemiyoruz. Amiral olabilir!

Bu ismi verirler çünkü "mükemmel devletin" yaşayan örneğidir. Bundan sonra Amiral yazısını “gel-git”lerle sürer.

Kısmen Bensalem kısmen Türkiye. Bensalem Hıristiyandır ama örnek Müslüman ülkeye de uygulanabilir. “Din, toplumsal hayatta önemli bir rol oynar.”

Bensalem halkı, İsa’dan sonra tesadüfen Hıristiyanlıkla tanıştığndan, "dinin bozulmamış, haliyle tanışmışlardır.

Ne “yobazların ilkel aklıyla yorumlanmıştır ne de üçkáğıtçılık malzemesi haline getirilmiştir. Siyasetçi tarafından istismar edilmemiştir.”

“İnsanlar birbirlerine iyi davranırlar. Kimse kimseyi ‘öteki’ ilan etmez. Devletin yöneticileri, halkını ‘biz’ ve ‘onlar’ diye bölmez.

Amiral bu cümlelerden alınan olur diye de not düşer; “Ben Türkiye’den değil, bir hayal ülkesinden söz ediyorum.”

Romandaki gemi kaptanı "yeni bir Atlantis" keşfetmiştir ama Amiral “yeniden keşfetmeye gerek olmadığını da yazının sonuna not düşer.

Yazı biter. Ama Atlantis’in sonuna ilişkin bilgi bulunmaz.

Gelelim sadede…

Sizi başa döndürmek istiyoruz. “Yanlış anlaşılma” satırlarına.

“…….. Bir ’pazar’lık teneffüse çıkış da diyebilirsiniz. Bazı okurlarım bunu 6 aylık tatile çıkıyormuşum gibi yorumlamış. Hayır, bu sadece bir ’pazar’lık kendi kendime kalma yazısıydı.”

Görülüyor ki Amiral bir “Pazarlık” yapıyor. Önemli. Çünkü “Pazar”lık iki yazıda üç yerde geçiyor. Pazarlık, Pazara denk geliyor. Normaldir. Yeri budur. Pazarlık pazarlarda yapılır. Anneler, eşler bilir, Pazar’ın yeri pazardır ve pazarlık pazarda yapılır.

Nedir bu Pazar’lık? Başta söyledik. Özkök “giderim” diyor. “Bunaldım, sıkıştım, destek vermiyorsunuz” imâ ediyor.

“Kendi toprakları”na dönmek istiyor. “Memleketi sahiplerine” bırakıyor. Güven içinde olacağı “Atlantis”e dönmek istiyor. Normaldir, herkes evinde rahat ediyor.

Önemsiz ama kime diyor? Armatör’e de diyor, tayfaya da diyor! Herkese diyor. Amiral’in günlük işlerinde olan “herkese” diyor. Rota belirlirken “karışan” ve “dahil” olanlara diyor.

Dedik ki önemsiz, o halde bu mesaj kimin diye de sormak gerekiyor. Yeni Atlantis’i kim istiyor, merak geliyor?

Günlük politikadan bunalan Amiral, günlük politika yapanlara mesaj getiriyor. Daha üst bir “yuva”dan aşağıya mesaj veriyor. Mesaj Amiral’in değil. Anlıyoruz. Mesaj “başka”dan geliyor.

Zaten mesaj da “başka”! “Eski topraklar”dan, “Atlantis”ten, “ütopya”dan geliyor. Bu üçü neyi tanımlıyorsa oradan geliyor!

Not: Haberdeki resim yanlışlıkla konulmamıştır!



Bu haber 2,617 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,620 µs