'iktidar sırrını' veren AKP'li | " /> 'iktidar sırrını' veren AKP'li | "/>

En Sıcak Konular

Deniz Baykal'a 'iktidar sırrını' veren AKP'li

15 Nisan 2008 12:35 tsi
Deniz Baykal'a  'iktidar sırrını' veren AKP'li AK Parti ile birlikte girdiği son üç seçimden yenilgi ile ayrılan CHP lideri Baykal'ın nasıl iktidara geleceğini kara kara düşünenler için AKP'li vekilden küçük bir tüyo geldi.

AK Parti İstanbul milletvekili Dr. Mehmet Müezzinoğlu, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a çok yakın bir isim. Yıllarca birlikte siyaset yaptılar. Müezzinoğlu, AK Parti İstanbul İl Başkanı iken 22 Temmuz seçimlerinde milletvekili seçildi.

Avcılar'da kendisine ait Avcılar Hospital Hastanesi'nde görüştüğümüz Müezzinoğlu'na AK Parti'yi kapatma davasının partide ve çevresinde nasıl yankılandığını sorduk..Müezzinoğlu, son dönemde AK Parti'ye dönük eleştirilerini sertleştiren CHP lideri Deniz Baykal için de bir 'küçük tüyo' verdi...

Tayyip Erdoğan'ın parti içinde önem verdiği isimlerden olması sebebiyle Müezzinoğlu'nun ağzından çıkan her kelime ve cümleye 'dikkat kesilmek' gerekiyordu. Biz de öyle yaptık..

Bakın nasıl bir sonuç çıktı?

-Anayasa Mahkemesi'ne AK Parti'yi kapatma davası açılması partide nasıl algılandı?
AK parti adına açıkçası kahrolduk, mahvolduk gibi böyle bir psikoloji yok. Ama hukuk devleti, demokrasi, milli irade adına üzüldük..Türkiye Büyük millet Meclisi'nde Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir yazar. Milli Egemenliğin bu kadar zedelenmesi, egemenliğin sık sık sekteye uğratılması ve bu süreçleri tarihte geriye bırakmak isterken yeniden muhatap olmanın verdiği bir sıkıntının içindeyiz elbette. Neticede biz milet adına görev ve sorumluluklara talip olmuş bunları yerine getirmeye çalışan insanlarız..Milletin iradesine bu yanlışlıkların kolay yapılmaması gerektiği kanaatindeyim. Bana kalırsa 1960'lı, 1970'li, 1980'li ve 1990'lı yıllarda da milli iradeye gereken duyarlılık gösterilmedi. Şimdi yapılan da benzeri bir uygulamadır. Şimdi de milletçe aynı sıkıntıyı yaşıyoruz..

-Peki ne yapmak gerekiyor sizce?
Ben şuna inanıyorum, milletimiz milli iradeyi koruyacak, geliştirecek yolları yine mutlaka bulacak ve geliştirecektir. Ki ülkemiz demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti. Anayasa devam ettiği sürece milletimiz de kendi iradesini ortaya koymaya devam edecektir. Ha a şıkkıyla, veya b şıkıyla. Benim bu anlamda hiçbir tereddütüm yok. Neticede demokrasiyle idare edilen bir halkımız var, demokrasiyi amaç edinen bir siyasi anlayışımız var. Ben inanıyorum ki Anayasa Mahkemesi'ne giden bu konuda hukuk, milli iradenin hukukunu ve hakkını koruyacaktır. Böyle bir kararla bunu sonuçlandıracaktır.

-Hani geriye dönüp baktığınızda keşke siyasi partileri kapatmayla ilgili daha radikal önlemler alsaydık, parti kapatmayı anayasadan temelli kaldırsaydık dediğiniz oldu mu, oluyor mu?
Keşke diyebileceğimiz bir durumla karşı karşıya değiliz. Niye? Siyasi partilerle ilgili kapamayı zorlaştırıcı yasal çalışmaları bu parti geçtiğimiz dönemde yaptı zaten. Ama siz ne yaparsanız yapın, partileri kapatmayı ne kadar zorlaştırırsanız zorlaştırın gibi bir anlayış da ortaya çıkabilir. Tüm bunlara rağmen, bence bunu zorlaştırmaktan ziyade bunun çok doğru olup olmadığını kurumsal olarak da benimsememiz lazım. Netice olarak siyasi partileri millet kurar, geliştirir ve millet kapatır. Bu işin özünün buraya taşınması lazım. Biz siyasi partileri kapatmayı zorlaştırıcı yasal düzenleme yapmışız ama bunun da üzerine çıkarak bir dava açıldıysa sonucunu beklememiz lazım.

Bizi yeter ki millet gönlünde kapamasın. Millet gönlünü kapatmadığı sürece bu yolculuk zaman zaman sendelese de sağlıklı bir şekilde devam edecektir. Ama şunu da istiyoruz; Millet iradesi de iki de bir sendeleme zedelenme, noktasına gelmemeli. Ayrışma noktasına gelmediği sürece millet iradesine olan saygıyı korumak gerekir.

DENİZ BAYKAL'A AĞIR İTHAM

-CHP lideri Deniz Baykal Meclis kürsüsünden partisinin görüşlerini dile getirirken bir türlü 'parti kapatmaya karşıyım, velev ki bu AK Parti bile olsa.." demedi, demiyor. Siz bunu neye bağlıyorsunuz?
İşin can alıcı noktası zaten burada. Türkiye'de siyaset yapanların tamamı, hangi partide, hangi ideolojide ve programda siyaset yaparlarsa yapsınlar siyaset yapanların tamamının öncelikle birinci görevi bana göre milli iradenin zedelenmesine müsade etmemektir. Milli iradenin hukukunun korunmasında görev ve sorumluluklardan vazgeçmemektir. 1960'lı yıllardan başlayarak bugüne kadar milli irade ne zaman zede aldıysa diğer siyasi partiler bana göre görevlerini layıkıyla yapmamışlardır. Bu noktada hukuku suçlamak siyasetin görevi değildir. Ama bizde zaman zaman ne yazık ki milli iradenin temsilcileri tabir yerindeyse pusuya yatmışlardır.. 'şöyle bir silkelensin, başına şu veya bu gelsin acaba bana buradan ne düşer..' diye..Bunun siyasi etikle yakından uzaktan bir ilgisi yoktur...Bunu Cumhurbaşkanlığı seçimi süreçlerinde de gördük. Anavatan Partisi ve Doğru Yol Partisi dedi ki 'biz milli iradenin mahkemeye gidişine karşıyız..' Girseler mahkemeye gitmeyecek..Ama girmediler..Milli iradeyi mahkemeye götürmek sandıktır. Cumhuriyet Halk Partisi bunu mahkemeye götürme yerine 'bizim adayımız da şudur' deseydi , iş mahkemeye gitmeseydi daha iyi olmaz mıydı? Ama bunu 10 kişilik bir mahkeme heyetinin huzuruna götürmesi milli iradeye uygun bir davranış biçimi değildir. CHP'nin bu anlayışı neredeyse kurumsallaşmış bir anlayış..Cumhuriyet Halk Partisi denmesine rağmen Halk'ı buradan çıkarmak lazım bence..CHP'nin geçmişte, rahmetli Bülent Ecevit dönemlerinde zaman zaman halka yakın olduğu dönemler olmuştur ama genellikle baktığımızda bu parti milli iradenin savunuculuğunu ne yazık ki yapmamıştır. CHP'nin bugün de yaptığı budur başka birşey değildir.

CHP lideri Deniz Baykal, "Biz AK Parti'ye çok uyarılarda bulunduk, Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde, başürtüsüyle ilgili anayasa değişikliği konusunda ama bizi bir türlü dinlemediler ve bu süreç yaşandı.." diyor..
Valla biz de kendisine çok uyarılarda bulunduk; siz böyle halka uzak kaldığınız sürece asla iktidar yüzü göremezsiniz diye.. Sayın Baykal da bizim bu önerimizi dinlese bu ülkede siyasi iktidarı umut eden bir parti haline gelecek..Sayın Baykal kapalı ortamlardaki birilerinin sözcülüğünü yapıyorsa onu bilmiyorum. Daha çok demokrasi, daha çok insan hakları, daha çok hukuk mu, yoksa daha çok yasak,daha çok kurallar mı? Dünya milletlerinin gittiği bir yön olmasa gerek bu. Bunlar monarşi yapıların söyleyeceği şeylerdir.

AK PARTİ'NİN YOL HARİTASI VAR MI?

Kimse temmeni etmez, ben de şahsen temenni etmiyorum ama diyelim ki Yüksek Mahkeme'den AK Parti için kapatma kararı çıktı. Bu aşamadan sonra AK Parti nasıl bir yol haritası düşünüyor? Ne yapmayı planlıyor?
Bizde yol haritasını milletin kendisi çiziyor. Biz bu ülkenin hukuk devleti olduğuna inanıyoruz. Hukukun daha saygın noktalara taşınması için de gereken tüm desteği de veriyoruz..Savcılık bir iddianame hazırlamış buna saygı duymak lazım. Bu iddianameyi savunabilecek gücümüz ve irademiz olduğuna da ben inanıyorum. Biz bu ülke için ne bölücülük ne de laiklik anlamında bir yanlış yapmadık. Biz bundan eminiz. Bunu da Anayasa Mahkemesi'ndeki değerli hukukçulara anlatacağımıza inanıyoruz..Bu anlamda Anayasa Mahkememiz bir saygınlık kazanacaktır. Dava savcının istediği gibi sonuçlanıyor diye bir kaide varsa o zaman olmaz zaten. Biz kendimizden eminiz ve bunun beraatle sonuçlanacağına inanıyoruz. Ha aksi olursa ne olur? Biz zaten böyle zor bir süreçten geliyoruz. Genel Başkanımız hakkında ömür boyu siyaset yasağı vardı, parti kurucularımız kurucu olamaz diye Anayasa Mahkemesinde dava vardı. Genel Başkanımız milletvekili listelerinden çıkarılmıştı. Biz milletin gönlünde kapatılmadığımız sürece neticede bir çatı yeniden kurulur ve o günün koşullarında bunlar yeniden değerlendirilir. İki kişiden birinin oyunu almış ve milletin gönlünde yer etmiş bir siyasi partiyiz biz.

Peki bu kapsamda somut bir çalışmanız var mı?
Hayır hayır...Kapatılırsak..diye bir gündemle çalışmamız mevcut değil. Parti kurmak kolay...20-30 kişi biraraya geldiği zaman İçişleri Bakanlığı'na bir dilekçe ile bunu sağlayabiliyorsunuz. Ama bizim hukuka saygımız var. Hukukun verdiği kararı görmeden böyle bir şeye ihtiyaç da yoktur, gerek de yoktur.Şimdi bakın AK Parti Gençlik kolları kongresini yeni yaptık... Ben Muğla'da Kadın Kolları ikinci olağan kongresinde idim. Önümüzdeki günlerde İstanbul kadın kolları kongresini yapacağız. Mahalle mahalle çalışma yapan bir partiyiz..Uluslararası yerel yönetimler sempozyumu yapıyoruz..

MORAL BOZUKLUĞU VAR MI?

Peki bir moral bozukluğu yok mu sizde ve arkadaşlarınızda?
Kesinlikle böyle birşey sözkonusu değildir. Moral bozukluğu şöyle olur; eğer sokağa çıktığınızda vatandaş sizden başını sağa çeviriyorsa, elinizi uzattığınızda elinizi sıkmıyorsa, selamınızı almıyorsa, bunlardan da hayır gelmez diyorsa bizde işte o zaman moral bozukluğu olur..

Yerel yönetimlerde hedefiniz ne olacak?
Kesinlikle yüzde 50'den fazla almayı hedefliyoruz..Son milletvekili seçimlerinde aldığımız yüzde 47'yi aşacağız. Bunu haketmek için de geceli gündüzlü çalışıyoruz. Bunu hakedebilmek için halkımızı daha çok dinliyoruz. Halkın ortak aklının temsilciliğıini yapmaya çalışıyoruz. AK Parti kurulduğundan bu yana, 6 yıldır hep başarılı oldu biz de halkımıza yanlış yapmamaya gayret ediyoruz.

8 AYDIR AK PARTİ NE YAPTI?

22 Temmuz seçimlerinden bu yana AK parti iktidarının en önemli faaliyeti ne oldu sizce?
Aşağı yukarı 8 ay oldu. Bu zaman dilimi içinde AK Parti'nin yapmış olduğu en büyük hizmet hiç kuşku yok ki, Türk demokrasi tarihine geçecek bir çalışmadır; Cumhurbaşkanlığı seçimini gerçekleştirdik. Çünkü daha önce 367 meselesi bu seçimi tıkamıştı. Bunu da aşarak Köşk seçimlerinin yapılması başlı başına Türk demokrasisi açısından büyük bir aşamadır. Bu olayın sorunsuz bir şekilde aşılabileceğini de gösterdi. Bu çok büyük bir başarıdır ama bundan daha başarılı bir hizmetimiz daha oldu..

Nedir o?
Cumhurbaşkanı seçiminin halk tarafından yapılsın mı yapılmasın mı bunun referandumunu yaptık biliyorsunuz. Bu seçim de sorunsuz bir şekilde gerçekleşti. Cumhurbaşkanlığı seçimi millete bedel ödetme gibi bir sorun olmaktan çıkacak artık.Millet son sözü söyleyecek..TBMM'nin ülke, toplum ve demokrasinin geleceği adına yaptığı bu hizmet çok önemli diye düşünüyorum. Bunların yanısıra yasama açısından baktığınızda bu 8 ay içinde bizim çok önemsediğimiz eksikleri, gedikleri olsa bile bir Sosyal Güvenlik Yasası var. Bunu da çok önemsiyoruz. Reform denebilecek bir yasa inşallah bu hafta tamamlamış olacağız. Yasanın en büyük can alıcı noktası da 18 yaşına kadar tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sosyal güvenlik kapsamına alınmasıdır. Yine Nüfusu iki binin altındaki belediyelerin belediyelik statüsünden düşmesi yine bana göre önemli.

Peki bundan sonraki süreçte..
Bundan sonra da gerek demokratikleşme sürecinde gerekse Avrupa Birliği sürecinde daha çok demokrasi, daha çok hukuk, daha çok insan hakları anlamında üzerine düşen görevleri yapacaktır.

 Cafesiyaset



Bu haber 369 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,836 µs