En Sıcak Konular

'Ak Parti özgürlükleri bütün olarak getirsin'

14 Nisan 2008 13:55 tsi
'Ak Parti özgürlükleri bütün olarak getirsin' Ünlü İslam teorisyeni ve eski Sudan Meclis Başkanı Hasan El Turabi, Ak Parti'ye 3. yol bildiricileri gibi sesleniyor; Herkes için özgürlük iste, özgürlükleri aynı anda savun! Nevzat Çiçek'in röportajı...

Nevzat Çiçek/Taraf

Ünlü İslam teorisyeni ve eski Sudan Meclis Başkanı Hasan El Turabi ile İnsani Hak ve Özgürlükler Vakfı'nın (İHH) programı nedeniyle gittiğimiz Sudan'ın başkenti Hartum'daki evinde buluştuk. Sudan'daki mevcut rejime karşı görüşleri nedeniyle siyasi yasaklı olan Turabi ile biz de yakından takip ettiği Türkiye siyasetini konuştuk. Turabi üniversitede okuyan kızların eğitim için okul kapısında başörtüsünü çıkarıp okumalarını söylemiş son olarak da kadın imam olabileceğini söyleyerek gündeme gelmiş liberal bir İslam alimi. Turabi Ak Parti'ye 3. yol bildiricileri gibi sesleniyor; Herkes için özgürlük iste, özgürlükleri aynı anda savun!

Türkiye Ak Parti'ye açılan kapatma davasını konuşuyor.Buradan başlayalım isterseniz.

Anayasa Mahkemesi sizde parlamentonun üzerinde ve ne yazık ki başka yerlerde de demokrasinin yaşadığı bu durumu sizde tekrar gördük. Şimdi sizin ülkenizdeki Anayasa Mahkemesi'nin nereden geldiğini bana söyler misiniz? Allah mı getirdi?

1960 askeri darbesinden sonra kurulan bir kurum?

Demokrasi güçlü olanın güçsüz olanı ezmesini getiriyor ama bu İslam'da yok. Sen güçlüysen senin ezmemen gerekiyor. Sizdeki Anayasa Mahkemesi aynı Batı'daki kilise gibidir. Medine İslam Devleti'ne baktığınızda, orada azınlıkta olan gayrı müslimlerin hakları güvenceye alınmıştı. Orada ne Birleşmiş Milletler Gücü ne de yabancı askerler vardı. Bu Anayasa mahkemesini kimin getirdiğini tekrar söylüyorum; bu sistem içerisinde getirilmedi mi? Türkiye'de azınlığın elinde olan iki şey var, birincisi asker, ikincisi ise Anayasa Mahkemesi'dir. Öyle bir şey oldu ki; farz edelim bu kurum başına başörtülü bir insan atandı. O zaman ne olacak, ne denilecek? Şunu anlamak lazım; size geçmiş tarihiniz hükmediyor. Halkın istekleri ile geçmişinizden size dayatılanlar farklı. Bu aşamada ben Atatürk'ün size demokrasi getirdiğine inanmıyorum çünkü kendisi kuvvetle geldi.

Bu Türkiye'ye özgü değil ama?

Bu Türkiye'ye özgü bir durum değil. Çünkü demokrasi anlayışının farklı olduğu ülkelerde iş başına gelen hükümetlerin İslami ufak bir teması veya geçmişleri varsa, hemen saha dışına çıkarılıyor. Cezayir ve Hamas örneklerinde bunu çok net gördük. Geçmişte İslami bir kolu olan partiyi (Refah-Fazilet) Anayasa Mahkemesi ve asker iktidardan indirdi. Yalnız Ak Parti o kadar büyük bir güçle geldi ki; indirmekte bayağı zorlanıyorlar.

Erdoğan ne yapmalı? Nereden başlamalı?

Bana göre Erdoğan'ın yapması gerekenlerin başında herkesin özgürlükleriyle ilgili çalışmalar gelmeli. Bu konuda eğer Anayasal düzenlemeleri yaparsa, gerisi kendiliğinden gelecek. Özgürlükleri ayırmamalı ve bir bütün olarak ele almalı. Bu noktada İslami söylemlerle kendisini ifade etmemeli ve kullanacağı dile dikkat etmeli.

Ak Parti kapatılırsa ne olur?

Ben şunu anlamak istiyorum; herkes gidecek peki Türkiye Cumhuriyeti'ni kim yönetecek? İslam'da eğer 'emir ül müminun' hata yaparsa, halk bunu indirir. İran örneğinde bunu çok net gördük ama hürriyet adına bazı keyfi şeyleri yapamazsınız. Halkın iradesinin önüne geçemezsiniz. O zaman halk iradesini nereye koyacaksınız?

Askeri yönetimlere nasıl bakıyorsunuz? Çünkü siz de askeri yönetimle iş birliği yapıp iktidara geldiniz.

Askerin şu anlayışı her yerde aynıdır: Emir komuta zinciri içerisinde hareket eder ve kibir gösterir. Bakın Hazreti Ömer, Halid Bin Velid'i iyi bir asker olmasına karşın kibir ve zulüm gösterebilir diye görevden aldı. Stalin bir askerdi ve muhaliflerini Latin Amerika'ya gönderip, orada öldürdü. Baas Partisi'nin fikir babaları, asker iktidara geldiğinde kaçmak zorunda kaldı. Mehdi Hükümeti'nden sonra iş başına gelenler askerdi ve halkı öldürdü. Bugün Sudan'ın en büyük problemlerinin başında da bu mantık geliyor. Bizim fikir ayrılığımızın başında da bu bakış açısı var. Darfur sorununu da bu askeri mantıkla çözmeye çalışıyorlar ama sonuç ortada. Dinimizin askere şunu emrettiğini unutmamamız gerekiyor: "Niçin öldürüyorsun?"

Okuyan kızların okul kapısında başörtüsünü çıkarıp okuyabileceğini söylemiştiniz.

Evet. Fransız bir gazeteciyle yaptığım röportajda dile getirdim. İslami kıyafetler noktasında değil ahlaki hükümler var. Çıplak olan kişiler için de hükümler var. Peygamber efendimizin hanımlarının örtünmesi diğerlerinden daha farklıdır. Örtünmeyle alakalı bu durum, yasanın toplumuyla alakalıdır. Domuz eti haramdır ama açlıktan öleceğiniz zaman bu eti yiyebilirsiniz. İlim almak başı kapatmaktan daha önemlidir.

Vicdani red noktasında da farklı görüşleriniz var.

Askerliği red etme hakkınız vardır. Türkiye'de bunun değiştirilmesi lazım, çünkü bir insana zorla askerlik yaptıramazsınız. Peygamber bile insanları savaşmaya çağırırken davet ediyordu ama kimseyi zorla almıyordu. Kimseyi zorlamamak lazım ve bu konuda liberal bir dil kullanılmalı.

Sizin Darfur için önerdiğiniz federatif yapıyı Türkiye'de Kürtler için de isteyenler var.

Türkiye'de Kürtlere fedaratif yapı verilmesi sizin ülkenin gerçeğine aykırı. Çünkü sizde sadece Kürtler ve Türkler var ama bizdeki yapılar çok farklı. Federatif yapı yerine o bölgede özel ekonomik önlemler alınabilir. Ana dilde eğitimleri önündeki engeller kaldırılır. Oradaki insanların kendi yerel yönetimleri de kaynakları o bölgede kulanmaları için özel düzenlemeler oluşturulur ve kendi dillerinde eğitim için imkân verilirse, bu daha gerçekçi olur. 

***

DARFUR SORUNU

Darfur meselesi Sudan'ın dünyadaki prestijini çok sarsıyor. Darfur'da neler oluyor?

Darfur Mehdi Devleti zamanında başlı başına bir devletti. Daha sonra burayı İngilizler işgal etti, çünkü Osmanlı'ya kendiliğinden yardım edip asker göndermişlerdi. Daha sonra Sudan'la birlikte tek bir devlet oldular. Sudan'ın güneyinde olaylar başladı ama Darfur halkı hep unutuldu ve merkezi hükümetten uzakta, hak ve adaletten yoksun bir şekilde ekonomik gelişmeler sağlanmadan yaşamına devam etti. Uluslararası baskı neticesinde, Sudan güneyle anlaşınca, bütün güçlerini Darfur üzerine yolladı ve bu insanların köylerini yakmaya başladı. İnsanları büyük kamplarda tutmaya başladı. Darfur'daki insanlar, Sudan'da başkalarına sağlanan hak ve adaletin kendiliğinden uygulanmasını istedi. Ancak El Beşir yönetimi buna silahla karşılık verdi ve şiddetli çatışmalar meydana geldi. Çünkü, insanlar artık isyan etme noktasına geldi. Bu olayların tek çözümü; federatif yapı içerinde buradaki insanlara haklarının verilmesidir. Kamplar ise tek bir ağaç altında, hiçbir yiyeceğin olmadığı, suyun kıt olduğu yerler ve durumlar içler acısı.

***
Hasan Et Turabi Kimdir?

Ünlü İslamcı teorisyen Hasan Et Turabi, Fransa ve İngiltere'de hukuk eğitimi gördü. Sudan'daki Müslüman Kardeşler cemaatine girdi, ancak sonra bu cemaatten ayrı olarak İslami Milli Cephe'yi kurdu. 1970'li yıllardan itibaren dünyadaki bütün İslami akımları etkileyen bir teorisyen olarak tanınmaya başladı. Sudan'da 1989 yılında gerçekleştirilen "Milli Selamet Devrimi"nin teorisyeni olarak bilindi. Milli Meclis'in başkanlığını yaptı.1969 askeri darbesiyle iktidara gelen Cager Nümeri'nin 1983 yılında şeriatı uygulamaya koymak istemesi üzerine 1972 Addis Ababa Anlaşması'yla sona eren iç savaş tekrar başladı. Nümeri'nin 1985'te kendi hükümetinin savunma bakanı tarafından devrilmesinin ardından 1986 yılında genel seçimler yapıldı. Seçimler sonucunda Umma Partisi lideri Sadık El Mehdi başkanlığındaki koalisyon hükümetleri iktidarında geçen kısa süreli sivil yönetim, Tuğgeneral Ömer Al Beşir liderliğinde 1989'da gerçekleştirilen askeri darbeyle ("Milli Selamet Devrimi" deniyor) sona erdi. Ömer el-Beşir, beklenmeyen bir kararla 12 Aralık 1999'da yeni bir darbe yapıp Milli Meclisi feshetti. Ülkenin ikinci adamı Turabi, gözaltına alınıp hapse atıldı. İki yıl hapis cezasından sonra evinde ikamete mecbur edildi ve gözlem altında tutuldu. 2003 sonbaharında serbest bırakılan Turabi şiddetli muhalefetine devam edince, 31 Mart 2004'te yönetimi değiştirmek için darbe hazırlığında olduğu gerekçesiyle kendisine yakın bazı subaylarla birlikte gözaltına alındı. Bir müddet cezaevinde kalan Turabi, 30 Haziran 2005'te serbest bırakıldı. Devrimden önce yedi, sonra da beş yıl cezaevinde kalan Turabi'nin kaleme aldığı eserler, İslam dünyasında ve Batı'da uzun dönem ilgiyle takip edildi. Hasan Et Turabi'nin dostları, siyasetten elini çekip mütefekkir olarak düşünce ve fikirleriyle devleti şekillendirme teklifinde bulunmuşsa da bütün ısrarlara rağmen Turabi, bu teklifi kabul etmedi. Bugün Sudan Halk Kongresi'nin liderliğini yapan Turabi, Arap dünyasında birçok ülkenin anayasa çalışmalarında yer aldı. Liberal bir İslami anlayıiı savunan Turabi, bugünlerde mevcutları yetersiz bulduğu için bir Kuran-ı Kerim tefsiri üzerinde çalışıyor



Bu haber 844 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,872 µs