En Sıcak Konular

Kocamdır döver de sever de

14 Nisan 2008 13:47 tsi
Kocamdır döver de sever de Darbe isteyenlerin Barroso'ya tepkileri 'Kocamdır döver de sever de' modundaydı. Yıldıray Oğur bugünkü yazısında krtik soruyu soruyor: Özkök'le Baykal'la, Eruygur'la, İlhan Selçuk'la mı komşuluk yapmak istersiniz, Rehn'le, Barroso'yla mı? Kim iç,

Yıldıray Oğur/Taraf

İç işlerimize karışmayın ya da kocamdır döver de sever de

AB yöneticileri Barroso ve Olli Rehn'in Ak Parti kapatma davasına karşı beyanları yeniden 'iç işlerimize karıştılar' bağrışmalarına neden oldu.

Bu iç işlerimiz edebiyatı sahiden can sıkmaya başladı artık. Nedense bu iç işlerinden bahis açılınca aklıma 'kocamdır sever de döver de sana ne' geliyor.

Hani apartmandan kıyamet gibi kavga, dövüş sesi gelir, bir kadın boğazlanıyormuş gibi çığlık çığlığa bağırır. Komşular da artık 'bu onları iç işleri' demeyip insanlık namına kapılarına dayanır, kapıyı kocasıyla birlikte gözü morarmış, ağzı burnu dağılmış olarak açan kadın 'Size ne ya, kocamdır döver de sever de' der ya, işte bu 'içişlerimize karışmayıncılar' gözünü morartıp, ağzını burnunu dağıttıklarından bir de böyle bir ulusal bilinç bekliyorlar.

Bu anoloji bile açıklamıyor aslında 'iç işlerimize karışmayıncılar'ın iç işleyişlerini, psikolojik hallerini. Kadın kendisini döven kocasını hâlâ seviyor olabilir, en azından onunla arasındaki müktesebata başkalarını karıştırmak istemeyebilir. Hani bunu anlamak bile daha mümkündür.

Ama 'iç işlerimize karışmayıncılar' kocamız değil, karımız değil, sevgilimiz değil, aramızda hiçbir zaman öyle samimi bir ilişki de olmadı. Kan kusup kızılcık şerbeti içtim diyebileceğimiz bir tane güzel hatıramız yok. Dizimizi kırıp oturacağımız bir mazimiz yok. 'Kol kırılır yen içinde kalır'a yatmak için bir tek geçerli nedenimiz yok. Peki, nereden geliyor bu samimiyet? Sırf tesadüfen aynı sınırlar içinde doğmuş olmaktan mı? Yoksa ezkaza aynı dili konuşuyor olmaktan mı?

Ve kim 'iç'tendir artık? Bir başörtülü kız, bir Kürt için her gün kendisine küfreden, şunun şurasında yaşayacağı en fazla yetmiş yıllık hayatını zehir eden yasakları, zorbalıkları savunan İzmirli gazeteciler, Ankaralı köşe yazarları, Antalyalı siyasetçiler mi 'iç'tendir yoksa en azından varlığına, hayat biçimine saygı gösteren Finlandiyalı Olli Rehn mi?

Ertuğrul Özkök'ü, Deniz Baykal'ı, Şener Eruygur'u, İlhan Selçuk'u içeride, Olli Rehn'i, Barroso'yu dışarıda bırakan 'iç'in içinde ne var? Nedir bir odada bile yalnız kalmak için geçerli bir nedenimiz kalmayan bu adamları içten, Rehn'i, Barrosu'yu dıştan yapan?

Bu hayata ilişkin hangi ortak fikir, hangi hakikat, hangi değer yargımız, hangi gelecek kurgumuz ortaktır Özkök'le Baykal'la, Eruygur'la, Selçuk'la. Onlarla mı komşuluk yapmak istersiniz, Rehn'le, Barroso çiftiyle mi? Onlarla mı dünür olmak istersiniz Rehn ile mi, Barroso ile mi? Tatile giderken çiçeğinizi hangisine teslim edersiniz? Çocuğunuzu okuldan alması için hangisine güvenirsiniz? İşinizin başına müdür alacak olsanız adaylardan Eruygur'u mu Rehn'i mi seçersiniz? Hangisinden borç para isteyebilirsiniz, hangisinin sarhoş muhabbetini çekersiniz, hangisinin sözüne güvenirsiniz? Hangisi içtendir, hangi değil?

Ne olmuş yani aynı sınırlar içinde doğduysak? Her fırsatta beğenmiyorsanız hadi Moskova'ya, hadi Arabistan'a, hadi Ermenistan'a, hadi İran'a, hadi Irak Kürdistanı'na diye yol gösterenlerle aynı sınırlar içinde doğmuş olmak bizi 'iç' yapar mı? Bu sınırların içine bizi hapsetmek isteyenler, bu sınırları mümkün olsa üzerimize kapatmak isteyenlerle mi 'iç'ti? Emin misiniz?

Ne olmuş yani aynı dili konuşuyorsak. 'Gözünden nefret saçan türbanlı kız', 'kuyruklu, maganda Kürt', 'hain Ermeni', 'kıllı bacaklı deniz ayıları', 'bidon kafalı', 'sıkmabaş', 'oyunu iki torba kömüre satan oy verme ehliyeti olmayanlar' bu dilin imkânları içinde kurulmuş cümleler de ne oluyor? Konuşulanlar bunlar olduğu sürece aynı dili konuşmak bizi 'iç' mi yapar 'dış' mı?
Kabul etmesi zor, ama böyle maalesef. Artık bir 'iç'imiz yok.

Dolayısıyla kimseyi karıştırmayacağımız bir 'iç işimiz' de.

Daha doğrusu kalmadı. Bırakmadınız. Çok kötü harcadınız ilişkimizi. Hiç verici olmadınız, hiç taviz vermediniz, hiç uzlaşmak istemediniz. Kendi içinize dahil olmayanları dışladınız. Konuşmak, sevmek, anlaşmak için değil, kendinizi benzetmek, asimile etmek, yok etmek için içinize almak istediniz. İçten olamadınız, içten pazarlıkçı olmaktan da vazgeçmedeniz. İç içe yaşamaya tahammül edemediniz, iç içeliği içinize sindiremediniz. Demokrasiyi, eşitliği içselleştiremediniz, hep bir siz daha oldu sizden içeri.

Böylece içerde hayatı hepimize çekilmez hale getirdiniz. Ve sonunda başkalarını karıştırmadan kendi başımızın çaresine bakacağımız bir içimiz de kalmadı artık. Ne tarihin yara izi sınırlar, ne her cümlede ancak anlaşamadığımıza delil olacak ortak dilimiz, hiçbirisi bizi iç yapmaya yetmiyor atık.
Başkalarının karışmasından rahatsız olacağımız, bize ait, bize has, sadece aramızda kalmasını isteyeceğimiz, 'belki bir gün barışırız, aman başkaları karışmasın iş büyümesin' diye hâlâ ümitvar olduğumuz, köprüleri atmadığımız bir içimiz de o içimize ait bir işimiz de yok.

Yani şimdi iç işlerimiz de hepimiz sahiden bağımsızız. Ve ona artık siz yabancıları karıştırmayacağız.



Bu haber 550 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,161 µs