Darbeyi kim durduracak? | " /> Darbeyi kim durduracak? | "/>

En Sıcak Konular

Darbeyi kim durduracak?

13 Nisan 2008 16:46 tsi
Darbeyi kim durduracak? Bugün bir darbenin ne toplumsal meşruiyeti var, ne de uluslararası desteği. Darbeciler darbeden sonra ne yapacaklarını da bilmiyorlar. Peki herşeye rağmen darbe yaparlar mı? Yapacak kadar irrasyoneller. O zaman hiç mi umut yok? Mahçupyan o küçük ihtimali

Etyen Mahçupyan/Gazetem.net

Darbeyi kim durduracak?

Bunca başarılı darbeden ve onun en az 5 misli kadar irili ufaklı darbe teşebbüsünden sonra, Türkiye ilk kez bir darbe sürecini açıkça tartışma ve adını koyma fırsatı yakaladı. İşin teknik özelliklerini dikkate alırsanız, muhakkak ki darbelerin başarısı toplumun söz konusu girişimden haberdar olmamasıyla ve eylem sonrasında istikrarın garanti edilmesiyle bağlantılıdır. Ne var ki küresel bir dünya dinamiği içindeyseniz, darbe yapmak için gereken bilgi gizliliğini sürdürmek zorlaştığı gibi, asıl tedirgin edici sorular darbeden sonra ne yapacağınız konusunda yoğunlaşıyor. Çünkü kurulacak yeni düzenin ekonomik, sosyal ve siyasal olarak ne denli kabul göreceği, dünyaya adaptasyon açısından ne denli başarılı olacağı meçhul. Herhalde kimse hızlı ve başarılı bir darbe gerçekleştirdikten bir hafta sonra, utanç verici bir aşağılanmaya maruz kalmak istemez...

Ancak bu analiz darbecilerin rasyonel olduklarını varsaymakta. Ya öyle değillerse? Doğrusunu isterseniz benim tahminim Türkiye’deki darbeci geleneğin hiçbir zaman rasyonel olmadığı, ancak kutuplaşmış bir dünyanın varlığı sayesinde yaptıklarının ‘rasyonel’ gibi gözüktüğüdür. 28 Şubat darbesi bir geçiş döneminin ürünü olarak utancın kıyısından dönmüştü. Ama AKP iktidarının düşürülmesine yönelik darbe arayışı esas olarak bir cehaleti ima ediyor. Çünkü bugünkü karmaşık ilişkileri ve dengeleri dikkate aldığınızda, darbeyi çare olarak görebilen bir zihniyetin gerçek sorunlar karşısında nasıl çuvallayacağını öngörmek hiç de zor değil. Nitekim son 5 yıl içinde neredeyse 6-7 tane darbe girişimi olmasının nedeni de bu: Bürokrasinin de içinde tabii ki aklı başında birçok insan var ve onlar bu işin çıkmaz bir yol olduğunun farkındalar. Dolayısıyla da darbe için gerekli olan kurumsal bütünlük bir türlü sağlanamıyor...

Öte yandan bu gözlem Türkiye’de bürokrasinin demokrasi bağlamında ikiye bölünmüş olduğunu ima etmiyor. Bölünmüşlük muhtemelen sadece taktik açıdan geçerli... Yani eğer bir darbenin kamu oyundaki meşruiyeti garanti altına alınabilirse, bürokratik kurumsal mekanizmanın büyük oranda darbe destekçisi haline gelebileceğini öngörebiliriz. Şu anda yaşanmakta olan sürecin de sorunu zaten bu... Diğer bir deyişle 27 nisan muhtırası ile bütünleşmiş olan ve 367 kararından kapatma davasına ‘uzanan’ yargı darbesinin ne toplumsal ne de hukuksal bir meşruiyeti bulunmuyor.

Ama ya tüm bu meşruiyet eksiğine rağmen darbecilerin irrasyonel hayalleri galip gelir ve AKP’nin kapatılması sayesinde arzularına ulaşırlarsa? Bu durumda Türkiye’nin kaybedeceği yeni on yıllar bir daha Avrupa’yı yakalaması için bir sonraki yüzyılı beklemesini gerektirecek, ancak bunun olasılığı da son derece düşük olacaktır. Geleceğin Türkiye’sinin parlak beyinlerini sürekli olarak dışa göç veren, her konuda giderek vasatlaşan bir Orta Doğu ülkesi olacağı açık...

Bu süreci engellemek için tabii ki AKP’nin yapacakları var: Öncelikle geniş bir reform paketini gündeme getirerek siyasal alanı genişletmeye çalışmak herhalde epeyce işlevsel olacaktır. Ancak bunun darbe sürecini durdurmak açısından hiçbir garantisinin olmadığını da görmekte yarar var. Unutmayalım ki darbe arayışı, AKP reformları eksik yaptığı için değil, tam aksine reformları hayata geçirdiği için ortaya çıktı. Dolayısıyla bir toplumsal ahmaklık olacağı açıkça görülen darbenin durdurulması, şu ana kadar bu teşebbüsün arka planındaki aktörlerin ne yapacağına bağlı. Söz konusu aktörlerden biri de medya... Önümüzdeki dönemde eğer ittihatçı medyanın tavrı değişmez ve gayri ahlaki bir tutumu sürdürmeyi tercih ederlerse durum zorlaşır çünkü kamuoyunda büyük bir kafa karışıklığı üretilebilir. Ancak tabii ki asıl belirleyici karar bürokratik kurumların en tepesindeki insanlara düşüyor. Çünkü çok açıktır ki bu insanlar halen yargı üzerinde bire bir etkili durumdalar ve 367 kararı nasıl alındıysa, aynı şekilde kapatma kararı da alınabilir. Öte yandan eğer gerçekten sorumluluk ve sağduyu galip gelebilirse, aynı aktörlerin bu süreci bir anda durdurmaları hiç de zor olmaz... Çok değil bu yıl içinde Türkiye bürokrasisinde sağduyu var mıymış, hep birlikte göreceğiz.



Bu haber 1,197 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,409 µs