En Sıcak Konular

Barroso başörtüsünü savunmaya devam ediyor

13 Nisan 2008 16:11 tsi
Barroso başörtüsünü savunmaya devam ediyor AB Komisyonu Başkanı Barroso, 'başörtüsünü kadın özgürlüğü kapsamında değerlendiren' sözlerine karşı çıkanlara tepki gösterdi.

"Demokrasi çoğunluğun yönetimidir." diyen Barroso, ancak çoğunluk baskısının da çoğunluğa baskının da demokrasiye aykırı olduğunu kaydetti.

Türkiye ziyaretini dün tamamlayan Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, demokrasi, laiklik ve başörtüsü konularında yaptığı açıklamalara gelen tepkileri cevaplandırdı. AK Parti'ye yönelik 'çoğunluk dayatması' eleştirilerine gönderme yapan Barroso, demokrasinin çoğunluğun yönetimi olduğunu, ancak çoğunluk baskısının da çoğunluğa baskının da demokrasiye aykırı olduğunu söyledi. Başörtüsüyle ilgili kadınların seçme özgürlüğüne yaptığı vurguyla ilgili bazı çevrelerin rahatsızlığını anlamakta zorlandığını ifade eden Barroso, "Kadınların seçme özgürlüğüne karşı mı çıkacaktım? AB olarak başörtüsü sorununun çözüm biçimi hakkında bir şey söyleyemeyiz. Bunu Türk toplumu üretecektir. Ancak bireysel özgürlükler AB'nin temel taşıdır ve müzakere konusu olamaz. Bu özgürlükler, kadınların tercihlerini yapmasını da kapsar." diye konuştu. Türkiye'nin Müslümanlığını saklamasının gereksiz olduğunu söyleyen 500 milyon nüfuslu birliğin icra organı konumundaki Komisyon Başkanı Barroso şöyle konuştu: "Önemli olan, Müslüman çoğunluğa sahip bir ülkenin demokratik standartları yakalayarak AB üyesi olması. Bunun gerçekleşmesi, günümüz dünya jeopolitiğinin en önemli hadisesi olur."


Türkiye'deki 3 günlük temaslarının son gününde bir grup gazeteciyle ikamet ettiği Çırağan Sarayı'nda kahvaltıda bir araya gelen Barroso, hem ziyaret boyunca edindiği izlenimleri paylaştı hem de soruları cevapladı. Siyasi açıdan gergin bir dönemde Türkiye'ye geldiğini ve öncelikli hedefinin reformlar konusunda bu ülkeyi teşvik etmek olduğunu söyleyen Barroso, temaslarında Türkiye'nin karşılaştığı problemleri çözecek dinamizm ve esnekliğe sahip olduğunu gözlemlediğini ifade etti.

Meclis'teki konuşmasında Türkiye ile AB'nin ekonomiden enerjiye, ticaretten dış politika ve güvenliğe birçok alanda kader birliğine sahip olduğunu vurgulayan, stratejik bir vizyon çizen Komisyon Başkanı, "Sarkozy gibi liderlerin ise Türkiye'nin Avrupa'da yeri olmadığını düşündüğü, bu çelişkinin nasıl aşılacağı" yolundaki soru üzerine şöyle konuştu:

"Avrupa'da Türkiye'yi istemeyenlerin, önyargıyla bakanların olduğunun farkındayım. Türkiye'nin AB sürecindeki en önemli nokta, 'çoğunluğu Müslüman olan bir ülkenin dört dörtlük demokratik standartları yakalayarak eşit haklara sahip tam üye olmasıdır. Bunun gerçekleşmesi, şu anki dünya jeopolitiğinin en önemli konusudur. Meclis'teki konuşmamı her yerde yapıyorum, burada böyle orada başka konuşmuyorum. Bugünkü dünyada yalan söylemek çok zor. Avrupalı liderlerin çoğu da benim gibi düşünüyor.

Meclis'te Türkiye için laf olsun diye "Boğazların Efendisi" demedim. Türkiye çok önemli bir ülke. Ortadoğu'ya, Balkanlara, Karadeniz'e, Kafkaslara, Balkanlara uzanabilen bir ülke. Sarkozy'nin seçim sürecinde açıkça Türkiye'ye karşı olduğunu söylemesine rağmen sürecin devam ediyor olması çok önemli. Çünkü o da bunun bütün AB üyelerinin oybirliğiyle aldığı bir karar olduğunu ve buna uymanın yükümlülük olduğunu görüyor. Zaten üyelik garanti değil, yolun sonuna gelindiğinde bütün üyeler buna tek tek karar verecek. Bu arada Sarkozy'nin Anayasa'daki referandum şartını kaldırmaya çalıştığını da not etmek gerekir. Birçok ülke bu itirazları yaşadı. Bunlar yıldırmamalı, aksine reform için motive etmeli. Bugün buna karşı çıkanlar statik düşünenler. Konu bugünün konusu değil. Bugün ne AB ne de Türkiye üyeliğe hazır. Ama gelecekte Türkiye AB üyesi olacak ve bundan iki taraf da gurur duyacak."

Başörtüsü konusunda kadınların tercih hakkına karşıyım mı deseydim?

Türkiye'de kadınların aile ya da çevre baskısıyla örtündüğü, buna rağmen Barroso'nun kadının seçme özgürlüğünü savunmasının çelişki olup olmadığı ve savunduğu demokratik laikliğin Türkiye'ye uyup uymayacağı sorusuna Barroso'nun cevabı şöyle oldu:

"Kadının seçme özgürlüğüne karşı olduğumu mu söyleseydim? Ben her zaman özgürlükten yanayım. Bu, hem aile baskısına karşı, hem devlet baskısına karşı hem de din baskısına karşı özgürlüktür. Bireysel özgürlük, AB'nin temel ilkesidir ve pazarlık konusu olamaz. AB üyesi olacaksan, bu temeldir. Konuşmalarımda başörtüsü tartışmasına girmek istemediğimi, AB'nin bir çözüm önerisi olmadığını, bunu Türkiye'nin kendi içinde çözeceğini söyledim. Benim yaptığım, sadece bireysel özgürlük konusunda çok temel bir ilkeyi hatırlatmak. Bana grup hakları mı bireysel haklar mı diye sorsalar, bireyi tercih ederim. Siyasi sınıf, din veya devlet hiçbir şey bireyin üzerinde değildir. Birçok şeyi müzakere edebiliriz; ancak bireysel özgürlüğü değil. Bu AB'nin köşe taşıdır."
 
zaman



Bu haber 532 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,991 µs