En Sıcak Konular

Bilim kanseri alt edebilecek mi?

13 Nisan 2008 12:54 tsi
Dünyada milyonlarca insan kanserle mücadele ediyor. Kimi bu mücadeleyi kazanıyor, kimiyse başaramıyor. Peki hangi kanser türü, hangi şartlarda iyileşebiliyor? Tıp dünyasında kanserle ilgili yaşanan gelişmeler neler? 1-7 Nisan Kanser Haftası nedeniyle, çağ

İnsanlığı ciddi şekilde tehdit eden hastalıkların başında gelen kanser, tüm dünyada milyonların canını yakıyor. Ama tıp bu illetle yarışırcasına, her geçen gün gelişiyor Yeni tedavi yöntemleri, en azından belli türdeki kanserlerde, özellikle de erken teşhisle hayat kurtarıyor. 1-7 Nisan Kanser Haftası nedeniyle sık görülen ve bazılarının tedaviyle 'yenilebildiği' kanser türlerinin uzmanlarına kulak verdik.

Kanser nedir?
İlkokuldan beri öğrendiğimiz gibi, insan vücudunu oluşturan en küçük yapı taşına hücre deniyor. Sağlıklı hücreler vücut büyümesini, aynı zamanda da hasarlı hücrelerin tamirini yapıyorlar. Normal hücrelerin büyüme yeteneği sınırlı. Bazen büyümedeki bu sınırlama yeteneği kayboluyor ve sınırsız büyüyüp çoğalan hücreler topluluğu oluşuyor. Oluşan bu kontrolsüz hücreler topluluğuna da 'tümör' deniyor. Tümörler; iyi huylu ve kötü huylu olmak üzere ikiye ayrılıyor. İyi huylu, yani kanser olmayan tümörler; vücuda yayılmıyor, yaşamı nadiren tehdit ediyor, ameliyatla alındıkları zaman genelde tekrarlamıyorlar. Kötü huylu kanser hücreleri içeren tümörler ise tüm vücuda yayılma eğilimi gösteriyor. Hayatı tehdit eden bu tümörlerde ölüm oranı yükseliyor. Ve işte bu duruma, dünyada milyonlarca insanın yakalandığı hastalık olan 'kanser' deniyor. Kanserin oluşmasında, vücut direncinin düşmesi büyük önem taşıyor. Stres, hormonlu gıdalar, sigara, hava kirliliği, bazı teknolojik ürünler, bilgisayar ışınları gibi onlarca neden de vücut direncini düşüren etkenler arasında gösteriliyor.

Kadınlarda kanser türleri
LENF KANSERİ
Lenfoma, lenf sisteminden kaynaklanan kanserlerin ortak adı. Çok çeşitli alt tiplerden oluşan, çok farklı davranış özellikleri gösterebilen bir hastalık. Birçoğunda doğru tanı ve güncel tedavi uygulamaları ile hastalıksız ve uzun süreli yaşama şansı bulunuyor. Hem çocuklarda hem yetişkinlerde görülebiliyor. Lenfoma'nın yüzeylerinde antijen denilen maddeler var. Bu antijenin pek çok lenf tümöründe olduğu tespit edildi. Onun fonksiyonunu ortadan kaldıran bir ilaç var. Bu, antijenin iş yapmasını engelliyor. O hücre kendisini yok ediyor. Bu ilaç kemoterapide kullanıldığında, lenf tümörlerinde hem yanıt vermede hem de sağ kalmada çok belirgin farklar oluşuyor. Yani hücrenin içine güdümlü bir füze gönderiliyor.
(Prof. Dr. Necdet Üskent)


MEME KANSERİ
Meme kanseri esas olarakkadınlarda görülmekle birlikte,nadiren erkeklerde de oluşabiliyor. Butür, kadınlarda en sık görülen kanser.Tüm dünyada her 10 kadından birimeme kanseri. Bu sayı bazı ülkelerdedaha da artabiliyor. Meme kanserindeönemli olan, belirtiler ortayaçıkmadan hastalığı yakalamak. En sıkgörülen belirti, memede kitle farkedilmesi. Ancak memede ele gelenher kitle kanser değildir. Erken tanıdaamaç, ele gelmeyen kitlelerisaptamak. Erken tanı için kadınlar, 20yaşından itibaren her ay kendikendine meme muayenesi yapmalı.35 yaşından itibaren her yıl bir kezdoktor tarafından muayene edilmeli. Ancak örneğin, ailesinde memekanseri olanlar, hormon kullananlar,bu muayenelere 20 yaşından itibarenbaşlamalı. 40 yaşında ilk mamografiçektirilmeli, 45 yaşından itibaren heryıl bir kez tekrarlanmalı. Memede doktor tarafında şüphelibir kitle bulunması halinde, tanıkoymak için biyopsi yapılır. Bu,genellikle iğne biyopsisi şeklindeolabiliyor. Meme kanseri tanısı konanhastada hastalığın bölgesel olupolmadığı, başka organlara yayılıpyayılmadığı (metastaz) araştırılır. Tanıkonduktan sonra tedavi seçenekleri;cerrahi, ilaç tedavisi (kemoterapi vehormonal tedavi) ve radyoterapi olur.
(Prof. Dr. Metin Çakmakçı)


RAHİM VE RAHİM AĞZI KANSERİ
Rahim ağzı kanserinde, tümdünyada 500 bin yeni vakabekleniyor. Bu sene 290 binkişinin bu hastalıktan öleceğitahmin ediliyor. Hastaların büyükçoğunluğunda hastalık çok ileriseviyede tespit ediliyor, geriyeancak radyoterapi süreci kalıyor.Bir az gelişmiş ülke hastalığı. Azgelişmiş ülkelerde sıklığı artarkenABD ve Avrupa ülkelerindeazalıyor. Batı ülkelerindeinsanların sık sık kontrole gitmeimkânı olması, hastalığın görülmesıklığını azaltıyor. Böylece erkenteşhisle kanser başlamadanhastalık önleniyor. Aşıylakoruması sağlanan ilk kanser.Son yıllarda ülkemizde de rahimağzı kanserine karşı bir aşı çıktı.Neden olan virüsü öldüren bu aşı, bir yıldır satılıyor. Aşının kanseri tedavi edici etkisi yok,ama sebep olan virüsün kişiyebulaşmasını engelliyor. Rahim kanseri ise gelişmişülkelerin hastalığı. Et ve yağdanzengin beslenme, yüksek kalorive obezite, risk faktörleriarasında. Yine faktörler arasındahiç doğum yapmamış olmak,doğum kontrol hapıkullanmamak, vitaminsizyiyeceklerle beslenmek de var.Rahim kanserinde kadının adetgördüğü süreç uzadıkça, yani nekadar erken başlayıp o kadar geçbiterse, risk de o kadar artıyor.ABD'de rahim kanseri sıklığıgittikçe artıyor. Tedavide erkenteşhis çok önemli.
(Doç. Dr. Fatih Güçer)

MESANE KANSERİ
Üriner sistem kanserleri arasında çokönemli bir yeri olan mesane kanseri, habishastalıklara bağlı ölümlerin de önemli birnedenini oluşturuyor. 1950'li yıllardanitibaren mesane kanseri görülme oranıyaklaşık yüzde 50 arttı. Ama bunun yanısıra, mesane kanserinden ölüm oranı, aynıdönem içerisinde yaklaşık yüzde 33 azaldı.Mesane kanserinin görülme olasılığı,bölgelere göre farklılıklar gösterebilir. Bukanserin oluşumunda ve ilerlemesindeetkin olabileceği rapor edilen başlıcanedenler arasında sigara içmek ya da dumanına maruz kalmak, bazı kimyasalmaddeler, bir kısım ağrı kesiciler, yapaytatlandırıcılar, bakteriyel ve parazitikinfeksiyonlar, mesane taşı, pelvik ışınlamave bazı kemoterapi ilaçları sayılıyor.Mesane kanseri tedavisi; kanserinderecesine, evresine, hastanın genel sağlıkdurumuna ve diğer birçok etkene göredeğişebiliyor. Kanserin özelliklerine göretedavide ameliyat, ışın tedavisi,kemoterapi veya immunoterapikullanılıyor.
(Prof. Dr. Haluk Onat)

CİLT KANSERİ
Bütün kanser türleri içinde deri kanseri en sık görüleni. Yıllardır artarak da tüm dünyada insan sağlığını tehdit ediyor. Bu artışın en önemli nedeni; yaşam şartlarının değişmesi, bronz olma modası, insanların bu renge kavuşmak için kontrolsüz güneşlenmeleri, solaryum salonlarına çok gidilmesi ve özellikle gençlerin bunlara rağbet etmesi. İnsan, yaşam boyu aldığı ışınların yüzde 80'ini 20 yaşına kadar alıyor. Hayatımızın ilk 10 yılındaki güneş yanıklarının ise cilt kanseri tehlikesini büyük ölçüde artırdığı biliniyor. Bu nedenle, güneşten korunmaya ilk yaşlardan itibaren özen gösterilmesi çok önemli. Aktinik keratozlar, güneş ışınlarıyla tetiklenen kanser öncüsü deri görüntüleridir. Özellikle deri rengi açık ve uzun süre güneşe maruz kalmış kişilerde sık görülüyor. 40 yaşın üzerindeki beyaz tenli insanlarda aktinik keratoz sıklığının yüzde 11 ile yüzde 25 olduğu biliniyor. Tedavisi son dönemlerde özellikle lazer ve özel bir cerrahi yöntemle yapılıyor. Deri kanserleri, melanom ve melanom dışı deri kanserleri olarak iki kategoride değerlendiriliyor ve derinin içindeki kök aldıkları hücreye göre sınıflandırılıyor. Deri tümörleri içinde en kötü seyre sahip olan malign melanom, en az görülen deri tümörü olmasına rağmen maalesef süratle artıyor. Kadınlarda yaşam boyunca görülme riski yüzde 1.2, erkeklerde ise yüzde 1.7. Malign melanom dışındaki deri kanserleri arasında ise dünyada en sık görüleni 'maligniteler'. Her yıl dünyada bu kanser tipine yakalanmış yaklaşık 1 milyon hasta tespit ediliyor.
(Prof. Dr. Gönül Ergenekon)

Erkeklerde kanser türleri
BEYİN KANSERİ
Beyin hücrelerinin kontrolsüz çoğalmasıyla oluşan beyin tümörlerinin kökeni beyin hücrelerinden olabildiği gibi, başka organlarda oluşan kanser hücrelerinin yayılması ile de oluşabilir. Oluşan tümör nedeniyle beynin hacmi artar ve beyin genişleyemeyen kafatası içinde sıkışır, kafa içi basıncının artmasına sebep olur. Nedeni tam olarak bilinmiyor. Herhangi bir yaşta oluşabilen beyin tümörleri, en çok 3-12 / 40-70 yaş grubunda görülüyor. Cinsiyet ayırımı yok. Erken teşhis, tedavide başarı şansını artırıyor. Günümüzde gelişen teknoloji sayesinde; beyin tümörlerini teşhis etmeyi, çapını ölçmeyi, beyinde görülen bir dokunun tümör mü yoksa başka bir doku mu olduğunu anlamamızı sağlayan tanı araçları var. Ancak teşhisteki başarı, tedavide maalesef sağlanamadı. Tedavideki amaç, mümkünse tümörlü dokuyu yok etmektir. İyi huylu tümörler, ameliyatla temizlendiği zaman bir daha tekrarlanmaz. Fakat kötü huylu kanser hücreleri; ağaç gibi kök salarak beynin sağlıklı dokularını tahrip eder. Günümüzde hâlâ ameliyatla çıkarılabilen kanserli tümör hücreleri çıkarılır. Beyinde kalan ve cinsi belirlenen kanser hücrelerini yok etmek için ışın (radyoterapi) ve ilaç (kemoterapi) uygulaması yapılır. Ancak ışın ve ilaç tedavisi; kanserli hücre ile beraber normal sağlıklı hücreleri de tahrip ediyor. Son zamanlarda, sağlam dokulara zarar vermeyen, sadece kanserli hücreleri tahrip eden ışınlar ve ilaçlar üretmek için çalışmalar yapılıyor. Özellikle kanserli hücrelerin yapısını bozan ilaçlar ve ışınlar yüz güldürücü cevaplar veriyor. Hatta çoğu zaman kafa içi basıncını artırmayan kötü huylu tümörlere cerrahi yapılmadan, ışın ve ilaç uygulanıyor. Bununla beraber, gen tedavisi ve kök hücrelerle kanseri tedavi etme çalışmaları da yapılıyor. Beyin tümörlü bir hastanın yaşam beklentisi tümörün tipine, hastanın yaşına, genel sağlığına ve tedaviye cavabına bağlı. Büyük sayıda hastanın sonuçlarını değerlendiren istatistiki bilgiler; ortalama değerlerdir. Oysa hiçbir hasta diğerine benzemez. Günümüzde yapılan tedaviler, kanserin oluşmasına neden olan sebebi bulmaktan çok kanserli hücreyi yok etmeye yönelik. Yapılan son gen ve kök hücre çalışmaları umut verici. Belki de hücre yapısını bozan bir virüstür ve ileride bir ilaçla erken yakalanan kanser, tedavi edilebilecektir. (Doç. Dr. Serdar DAĞ)

AKCİĞER KANSERİ
ABD'de 2007'de, 1 milyon 444 bin 920 yeni kanser saptandı.Bunların 213 bin 380'ini akciğer kanseri tanısı konan hastalaroluşturuyor. Yine bu ülkede 2007 içerisinde akciğer kanserinedeniyle 160 bin 390 hasta yaşamını yitirdi. Türkiye'de ise netistatistikler olmamasına karşılık Türk Toraks Derneği verilerine göre,her yıl 18 bin dolayında yeni akciğer kanseri tanısı konuyor. Birbaşka veriye göre 60 yaşındaki her 100 erkeğin üçü, gelecek 10 yıliçinde akciğer kanserinden hayatını yitirecek. Yakalanma oranınabakıldığında erkeklerde prostat kanserinden ve kadınlarda memekanserinden sonra ikinci sırada olmasına karşılık, ölüme nedenolması açısından her iki cinste de ilk sıraya yerleşiyor. Kadınlarıdaha az etkilediği düşünülse de aradaki fark kadınlar açısındangiderek kapanıyor. 2007'de ABD'de yaklaşık 90 bin erkek ve 70bin kadın bu hastalıktan yaşamını yitirdi.Akciğer kanserine neden olan etkenlerin başında tütün kullanımıgeliyor. ABD'de, 1990'lı yılların başından günümüze kadarbakıldığında, görülme sıklığı yıllık yüzde 1.5 kadar azalmış. Bundasigara karşıtı kampanyaların ciddi etkileri var. Ama maalesefülkemizde tütün yasağı konusunda gecikildi. Ülkemizin, 2015-2020aralığında sigara kullanımının ve buna bağlı akciğer kanseriolgularının en sık görüldüğü ülkelerin başında gelebileceğine dairveriler yayınlandı. Sigara kullanım yaşının 13-15'e indiği ve pasifiçiciliğin de etkileri dikkate alındığında, çocuklarımızın 30-40'lıyaşlarda bu kötü hastalığa yakalanma olasılıkları maalesef artıyor.Akciğer kanserinde erken teşhis çok önemli. 40 yaş üstü sigara içenve özellikle ailesinde akciğer kanseri tanısı konmuş birinci dereceyakını olanlarda, her yıl bilgisayarlı tomografi yapılması öneriliyor.Çünkü halen akciğer kanserinin tedavisi içinde cerrahi tedaviyapılabilen hastalar, tüm hastaların yüzde 20'sini oluşturuyor.Günümüzde erken ve doğru evreleme yapabilme şansımız arttı.Kemoterapi, radyoterapi ve hedef tedaviler konusunda tümdünyadaki gelişmeler ülkemize de yansıdı.
(Prof. Dr. Şükrü Dilege)

KALIN BAĞIRSAK (KOLON) KANSERİ
Yeni ilaçlar var. Sadece erken tanıda değil, tedavide de var. Bunlardan birbölümü damar yapmasını engelleyenilaçlar. Tümör, çapının 3 milimetreninüzerine çıkması için kendi damar ağınıoluşturursa, hacmini büyütebiliyor. Bunuyaparken, büyüme hormonunu kullanıyor.Bu hormonu ya kendi üretiyor ya dabulunduğu dokudan kazanıyor. İlaç bunubloke ediyor. Tümör damar yapamıyor,damar yapamadığı için beslenemiyor, yokoluyor. Bazı kemoterapi ilaçlarıyla bubirleştiğinde, tedaviye yanıt iki kat artıyor.Eskiden yaygın kalın bağırsaktümörlerinde, sıçramış tümörlerde ömür çok kısaydı. Artık neredeyse kronik birhastalık oldu. Eskiden hastalar altı-yedi ayiçinde kaybedilirken, şimdi hasta ömürleribeş yıla kadar uzatılabiliyor.Ayrıca radyocerrahisi çok gelişti. Yenigeliştirilen bir yöntem sayesinde cerrahınulaşamadığı yerlere, örneğin bir damaraulaşılabiliyor. Tümör ortadankaldırılabiliyor. Hastalığın gelişimindetümöre sinyal geliyor, öyle büyüyor.Hücreye büyüme emrini veren sinyalibloke eden ilaçlar var. Birbirinin aynısı,fotokopi hücreler oluşuyor, bu ilaç onu engelliyor.
(Prof. Dr. Necdet Üskent)

PROSTAT KANSERİ
Prostat kanseri erkeklerde en sık görülen kanser türü. Amerika'da her yıl ortalama 160 bin yeni prostat kanseri vakası tespit ediliyor. Yaklaşık her altı erkekten biri prostat kanserine yakalanıyor. Yapılan çalışmalar, bu türün en fazla 55 yaş üzerinde görüldüğünü gösteriyor. Genetik faktörler, ırk ve beslenme başlıca risk faktörleri. Bu kanserin en kötü yanı, oldukça sinsi ilerlemesi. Özellikle erken dönemde hiçbir belirti bulunmayabiliyor. Gece sık idrara çıkma, idrar yapmada güçlük, zayıf-kesik kesik idrar yapma, idrar sonrasında ağrı ve yanma gibi belirtiler sadece bazı hastalarda görülür. Eğer kanser ilerlemişse sırt, kalça veya bacak ağrılarıyla kendini gösterebilir. Prostat kanserinde en iyi tedavi, erken teşhis. Bu nedenle özellikle ailesinde prostat kanseri olan kişilerin ve 40 yaşını aşan her erkeğin yılda bir kez prostat kontrolünden geçmesini tavsiye ediyorum. Bu kontrollerde hekim parmakla makat muayenesi yapar ve PSA (prostat spesifik antijen) seviyelerini kontrol eder. Şüpheli durumlarda ultrason, iğne biyopsisi ile tanısını kesinleştirir. Prostat kanseri varsa hastanın ihtiyacına, yaşına, genel sağlık durumuna, beklenen yaşam süresine, hastalığının evresine, yaygınlığına, tümör hücrelerinin derecesine göre bir tedavi planı oluşturulur. Prostat kanserinin erken dönemlerinde radikal prostatektomi'ye yani prostatın kapsülü ile birlikte cerrahi olarak çıkarılmasına sıkça başvuruluyor. Erken dönemde kullandığımız bir başka yöntem olan brakiterapi'de; yaklaşık bir yıl boyunca prostat dokusunun içine yerleştirilen ve düşük dozda ışın veren radyoaktif çekirdekler ile kanserli doku yavaşça yok ediliyor. Hormon tedavisi tümörün prostat kapsülü dışına çıkarak vücuda yayıldığı durumlarda, erkeklik hormonu testosteronu baskılayarak tümörün gelişmesini engellemek için uygulanabiliyor. İleri dönemdeki hastalarda radyoterapi ve kemoterapi de uygulanıyor. Ciddi sağlık problemleri veya kanseri tekrarlamış prostat kanseri hastalarına yeni bir yöntem olan HIFU (yüksek yoğunluklu ve odaklanabilen ultrason enerjisi) sistemi de kullanılır. Prostat kanserinden korunmak için düşük yağ ve kalori içeren, zeytinyağı gibi doymamış yağ asitleri ve Omega 3 ile taze sebze ve meyveden zengin, selenyum ve E vitamini içeren bir beslenme planı tavsiye ediliyor.
(Prof. Dr. Halim Hattat)

Prof. Dr. Haluk Onat
40'lı yaşlardan itibaren taramalara başlayın
Kanser, erken tanının en önemli olduğu hastalık. Tanı ne kadar erken konulursa, tedavide başarı oranı da o kadar yüksek oluyor. Anadolu Sağlık Merkezi Onkolojik Bilimler Koordinatörü Prof. Dr. Haluk Onat; tanısı erken konulabilen, dolayısıyla tedavi şansı daha yüksek ve toplumda en sık görülen kanserler arasında, kadınlarda meme ve rahim ağzı, erkeklerde prostat, hem erkek hem de kadınlarda ise kalın bağırsak kanseri olduğunu söylüyor.

Sağlıklı kişilerde belirli aralıklarla yapılacak muayene ve tetkiklerle, kanserin erken tanımlanması hedefleniyor. Erken tanıda amaç; toplumda sık görülen ve erken tanındığı zaman yapılacak tedavi ile hastalığın tamamen yok edilme şansı yüksek olan kanser türleri üzerine yoğunlaşmak. Tanısı erken konulabilen, dolayısıyla tedavi şansı daha yüksek olan ve toplumda en sık görülen kanserler arasında kadınlarda meme kanseri ve serviks (rahim ağzı) kanseri geliyor. Erkeklerde ise prostat kanseri; hem erkek hem de kadınlarda ise kalın bağırsak kanseri ve deri kanserleri bu gruba giriyor. Akciğer kanseri en sık görülen kanser türü, ama akciğer kanserine erken dönemde tanı konulduğunda bile tedavisi diğer kanserler kadar başarılı olmuyor. Akciğer kanserinde erken tanı kavramı yok. Bu türde önemli olan korunmadır. Korunmanın yolu da sigara içmemekten geçiyor.

Muayene çok önemli
Kanserin tanısında en önemli basamak muayenedir. Öncelikle doktor hastayı tepeden tırnağa muayene etmeli. Bu nedenle her sağlıklı kişinin yılda en az bir kere tepeden tırnağa muayeneden geçmesinde fayda var. Kanser genellikle 40'lı yaşlardan sonra daha sık görülen bir hastalık. Çocuklarda ya da gençlerde de görülüyor, ancak bu oran yetişkinlere göre daha az. Yani aslında orta ve ileri yaş hastalığıdır. Bu nedenle özellikle 40'lı yaşlardan sonra kansere yönelik tarama testlerinin yapılmasını öneriyoruz. Ama ailesinde sık kanser görülenlerde -özellikle meme ve bağırsak kanseri- bu daha erken dönemlere de alınabilir.

Meme kanseri teşhisi
Sağlıklı kadınlara 35-40 yaşlarında başlamak üzere her yıl meme muayenesi yaptırmalarını ve ilk mamografilerini çektirmelerini öneriyoruz. Eğer mamografi sonucunda bir sorun çıkmazsa, her yıl muayene olmak kaydıyla, menopoza girinceye kadar mamografisini tekrar etmeye gerek duymuyoruz. Ancak menopozdan sonra hayatı boyunca her yıl mamografi çektirmesini öneriyoruz.

Smear (smir) testi önemli
Yine kadınlarda serviks (rahim ağzı) kanseri için genç kızlık dönemlerinden itibaren (20'li yaşlar) sağlıklı kadınların smear (smir) testi yaptırması gerekiyor. Bu test, erken tanı bakımından son derece önemli. Ülkemizde de rahim ağzı kanseri sık görüldüğü için bu testin mutlaka yapılması ve her yıl tekrarlanması gerekiyor. Bunların dışında hem kadın hem de erkeklerde sık görülen bir kanser türü olan kalın bağırsak kanserinin erken tanısı için de, sağlıklı bir insanın 40 yaşından itibaren yılda bir kez büyük tuvaletinde kan olup olmadığına bakılması gerekir. Yine bu yaşlarda bir kez kolonoskopi yapılması çok önemli. Bu tarama yöntemiyle kanser ya da polipler tespit edilebilir. Bu poliplerin kansere yol açabileceği göz önünde bulundurulduğu için, eğer varsa bu oluşumların da alınması gerekiyor. Böylece kişide ileride oluşabilecek kanser riski de azaltılmış olur.

Prostat kanserinde de erken tanı çok önemli
Günümüzde erkeklerde gittikçe daha sık görülmeye başlanan prostat kanserinin tedavisinde de erken tanı çok önemli. Bunun için 40 yaşından itibaren erkeklerin yılda bir kez makattan muayene olmalarını ve prostatlarını muayene ettirmelerini öneriyoruz. Ayrıca çok önemli ve güvenilir bir test olan PSA testi yaptırmaları gerekiyor. Deri kanserleri için de derideki lezyonların takip edilmesi, şüpheli görülen deri lezyonlarının çıkarılması ve yine şüpheli görülenlerinin takip edilmesi, erken tanı için son derece önemli.

Kanser dernekleri

Türk Kanser Derneği

Türk Kanser Derneği ilk faaliyetlerine 1964 yılında, kanserin erken teşhisi için poliklinik muayeneleri ile başladı. Faaliyetlerini geliştiren dernek, 1973 yılında Şişli'de Doktor Bedii Gorbon Erken Teşhis Dispanseri'ni kurarak, hastalara yapılan hizmeti geliştirdi. Türk Kanser Derneği'nde erken teşhis ünitesinde yapılan çalışmalarda, gerektiğinde tedavi masraflarını ödemeye gücü yetmeyen hastalara ücretsiz olarak bakılıyor ve tedavileri için yardımcı olunuyor. Kurulduğu günden bugüne 510 bin hastanın muayenesi ve tetkikleri, derneğin erken teşhis dispanserinde yapıldı. Türk Kanser Derneği faaliyetlerini geliştirip, kanser hastanesi kurmayı, hizmetlerini daha geniş çaplı sürdürmeyi amaçlıyor. Ve bu çalışmaların son aşamasına gelinmiş. Dernek 39 yıldır, kanserin erken teşhisi ve tedavisi konusunda halka yardımcı olmayı amaç edinmiş gönüllü bir kuruluş olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Tel: (0212) 238 30 30 www.turkkanserdernegi.org

Guatr ve Tiroid Kanseri Derneği
Guatr ve Tiroid Kanseri Derneği'nin amaçları: Tiroid hastalıkları ile ilgili her türlü konuda ulusal ve uluslararası gündemi takip etmek; kamu sağlığını ilgilendiren konularda tiroid hastalıklarına yönelik ülke çapında gündem oluşturmak; tiroid hastalıkları ile ilgili her türlü bilimsel gelişmeyi Türk halkına duyurmak ve ülkemizde uygulanması için öncülük yapmak; tiroid hastalıkları ile ilgili bilimsel araştırmaları desteklemek; tiroid hastalıklarının tanı ve tedavisiyle ilgilenen hekim ve diğer sağlık personelinin eğitimini sağlamak... Tel: (0212) 351 51 39 www.tiroid.org.tr

Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu
Ankara'da bulunan Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu, kanserle savaşta çağdaş düzeye ulaşabilmek için kanser konusunda araştırmalar yapmak üzere kuruldu. Kurumun diğer kuruluş amaçları arasında şunlar bulunuyor: Kanserle savaşın yöntemlerini saptayıp mücadele için kullanılabilecek kaynaklar yaratmak; kanser ile savaş ve kanser hastaları için gerekli yardımları sağlayarak bu alanda olumlu sonuçlar almak vs. Tel: (0312) 431 29 50 www.turkkanser.org.tr

Vakıflar...
Türkiye Kanserle Savaş Vakfı (0212) 278 83 41
Türk Kanser Araştırma ve Savaş Vakfı www.turkkanservakfi.org.tr
Türkiye Meme Vakfı (0212) 361 71 31
Kanser Araştırma Vakfı (0392) 223 73 14
Kanserli Çocuklara Umut Vakfı (0212) 275 43 70

sabah



Bu haber 954 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,869 µs