sürpriz senaryoları?! | " /> sürpriz senaryoları?! | "/>

En Sıcak Konular

AK Parti'nin sürpriz senaryoları?!

12 Nisan 2008 22:48 tsi
AK Parti'nin sürpriz senaryoları?! Ankara'da AK Parti'ye karşı kapatma davası ile ilgili kulisler her hafta nefesleri kesen yeni bir boyuta geçiyor. MHP AK Parti'ye tuzak mı kurdu, yardım mı etti? Başbakan Erdoğan sürpriz bir seçim teklifinde bulunabilir mi? Ya da Erdoğan'dan sonra iki

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın açtığı davanın ilk gününden bu yana belki de Cumhuriyet tarihinin görmediği bir stratejik derinlik yaşanıyor.

AKP başta olmak üzere tüm taraflar kurmaylarıyla değerlendirmeler yapıyor. Gelecek dönemde sürecin nasıl ilerleyeceği hesapları masaya yatırılıyor. Akıllar danışılıyor. Karşılıklı nabız yoklamalarla bir sonuca varılmaya çalışılıyor.

BİLGE PARANOYAKLIK
Bu zorlu yolda, kimi zaman aklı başında değerlendirmeler çıkarken, kimi zaman da,’yok yok kesin...böyle böyle olursa bu olur, bilgi sağlam daha yerden’ gibi ‘bilge paranoyaklık’ düzeyinde komplo teorileri karşınıza çıkıyor.

İşte bu noktada, artık her Cumartesi hurriyet.com.tr’nin gelenekselleşen Ankara Kulisi’nde bu hafta ise, AKP içinde son bir haftada neler konuşulduğunu birinci ağızlardan aktaracağız.

Başlık başlık neler düşünüyorlar, bu süreci nasıl görüyorlar, anlatmaya çalışacağız.

Aslında öncelikle AKP içinde neler konuşulduğunu görmek ve bütün bunları anlamak geneli anlamaya da yardımcı olacak. Belki sürecin belirleyicisi değil ama ana aktörlerden biri AKP. Bu partinin kapanması veya kapanmaması ekonomiden siyasete ve geleceğe dek bir çok yeni parametre yaratacağından çıkanlar önemli.

ACELE ETTİLER
Bir kere türban konusunda acele ettiklerini artık kabul edenler var. Burada, bir başka nokta daha mevcut. Başbakan Erdoğan’ın, Madrid’te bir İspanyol gazetecinin gaz ile karışık sorusuna, türbanın üniversitelerde önünü açan girişim için işaret fişeği atması öncesinde partinin bu konudan haberinin bile olmaması. Yani ne bir hazırlıkları vardı, ne de bilgileri. Başbakan’ın sözleri ile alelacele bir hazırlık başlatıldı.

BİR BAKAN: ‘TV’DEN ÖĞRENDİM’
Bir Bakanın bu konudaki sözleri aynen şöyle: ‘Canlı yayında izleyince ne yapacağımı şaşırdım. Çünkü, biz de bu konuyu ilk kez o basın toplantısında öğrendik.Sonrasında her şey jet hızıyla gerçekleşti.’

MHP TUZAK MI KURDU, YARDIM MI ETTİ?
Bir konu var ki partide hala içinden çıkılamıyor. O da, kendilerine en kritik konularda yardım ettiği konuşulan MHP ile ilgili. MHP’nin gerek türban düzenlemesi, gerekse Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendilerine yardım etmesindeki esrarın içinden çıkamıyorlar. Bu destek iyiliklerini, MHP’nin özel taktiklerle daha çok başlarını derde sokmak için yaptığını iddia edenler var. ABD’lilere tezkere görüşmelerinde kök söktüren tecrübeli diplomat MHP’li Deniz Bölükbaşı’nın bu işin içindeki özel taktisyenlerden biri olduğunu söyleyenler bile var.

Doğrudur, AKP’liler Türkiye’de siyaseti çok iyi okudular ve muazzam disiplinli bir çalışma ile topluma ulaşmada yüzde 47 gibi bir rekora imza attılar. Ama, Erdoğan’ın Madrid’deki türban çıkışı sonrası, MHP’nin ‘gel hemen de türban girişimine yardım edeyim’ teklifine hemen atlamalarının faturasını şimdi kendi içlerinde tartışıyorlar.

TÜRBAN DAVAYI TETİKLEDİ
Bazıları, ‘Bu kadar seri yardım etmelerindeki tuzağı görmeliydik. Şimdi tüm sorumluluk bizde kaldı. Hatta bir süredir konuşulan ama aldığımız yüzde 47 ile duran davayı bile toplumsal uzlaşma olmadan aceleciliğin yarattığı bu türban gerginliği tetikledi’ ifadelerini açıkça kullanıyor. 

MHP GERÇEKTEN NE YAPTI?
MHP’nin türban ile gelecek oylardan pay kapmak için mi, yoksa gerçekten demokrasiye destek ve sistemin işlemesi adına mı, ya da bir tuzak amacı ile mi AKP’ye destek verdiği sorusunun yanıtlarının izi hala sürülüyor. Bir grup da, aslında Başbakan’ın Madrid’de böyle bir çıkışı planlı yaptığını, çünkü yakın çevresinden birinin o sıralarda, ‘MHP’nin türban ile ilgili çalışması var. Bunu onlara kaptırmayalım’ diye etkide bulunduğunu ifade ediyor. Tabii ki, burada, MHP’nin bu söylentiyi bile bilerek mi ortaya attığı da yine konuşulan senaryolardan. 

BAŞBAKAN SIKINTILI
Başbakan Erdoğan davanın açılmasından bu yana sıkıntılı. Çevresindekilerden kendisine, ‘kapanma ihtimalimiz yüksek. Zaten Anayasa Mahkemesi de davayı oy birliği ile kabul etti ve bize mesaj verdi’diyenler oldukça da bu sıkıntılı hali tırmanıyor. Yine de, davayı aşırı kafaya takmadan ‘işlerini yapıyorlar’ kararlılıkları göstermeleri önemli.

İLK SERT ÇIKIŞLAR YANLIŞTI
Davanın ilk başvurusu ile sağduyu politikasına dönüş arasındaki sürede aşırı çıkışlar, Yargıtay’ı yerden yere vuran eleştirilerin de şimdi yanlış olduğu düşünülüyor. O yüzden de bu değişim açıklamalarda kendini hissettiriyor. Gergin ve hırçın bir çizgi, bu paralelde, Anayasa Mahkemesi’nin kapatma davası başvurusunu kabulü sonrasındaki ‘psikolojik ortamı etkileyecektir’ deniliyor.

KURTARICI PAKET OLMAYABİLİR
Şimdilerde planlar parti kapatmayı zorlaştıracak maddelerin de bulunduğu toplumun tüm katmanlarını kapsayacak bir demokrasi paketi için MHP ve CHP nezdinde nabız tutma üzerinde yoğunlaşıyor. Ama kuvvetli bir savunma için de ciddi bir çalışma var. Yurtiçinden ve dışından hukukçularla özel bir metin üzerinde yoğunlaşılıyor. Kurtarma amaçlı ve referandum uzantılı küçük çaplı anayasa değişikliği de giderek zayıflıyor. Aklanma halinde yaşanacak oy patlaması çok konuşuluyor.

EK MADDE JESTİ
Bu arada da son günlerin kulis bilgisi şu: AKP, bunu kendini kurtarmak için yapmadığını göstermek amacı ile bir ek madde ile, ‘Bu paket mevcut dava süreçlerini etkilemez’ yönünde bir jestte bulunacak.

GÜL YOK...2. ADAM BOŞLUĞU
Gelelim en çok dikkat çeken değerlendirmelerden birine. Abdullah Gül geçen Ağustos’tan bu yana partiden ayrı ve artık Çankaya Köşkü’nde. Zamanında, Tayyip Erdoğan’ı, masanın altında ayağı ile sakin olması için dürttüğünü söyleyen Gül, partide krizleri sönümleyici en kritik 2. adam rolünde oldu. Bir çok olayı büyümeden etkisi ve gücü ile önledi. Ama şimdi onun gibi bu kadar hassas ve etkin bir köprü 2. adamın olmaması Erdoğan ile partinin diğer adamları arasındaki bloğun çökmesine yol açtı. Bu sebeple, şimdi, kendini bu boşluğu doldurmak için pervane edenler, Başbakan’dan puan kapmak için partiye ‘var mı yan bakan’ mantığı ile eleştiride bulunanlara hücuma geçenler, Erdoğan’ın haberi olmadan kendine sakıncalı konuları vazife edenler de işin diğer yönü. Sonuç olarak, Gül’süz bir AKP’de zafiyet dalgaları göze çarpıyor. Yalnız kalan Erdoğan da, yoğun iş yükü ve stres de biraraya gelince bazen sinirli bir moda geçebiliyor.

PANİK SENARYOSU
Süreç enteresan olaylara gebe. Görünen kurtarma amaçlı anayasa değiştirmeye gitmeden savunma yapacakları gibi olsa da, bir panik durumunda,’Ya kapanırsak bunu riske atamayız’ diyerek paket değişikliğine ve referanduma da gidebilirler.

SEÇİM SÜRPRİZİ
Bazıları da Başbakan Erdoğan’ın davanın görüşülmesinde artık sonlara gelindiğinde, ülkede halkın yanlarında olduğunu göstermek amacı ile bir erken genel seçim ya da yerel ile erken seçimleri biraraya çeken teklif sürprizde bulunabileceğini düşünüyor. 

GERGİNLİK OLMAYACAK
AKP artık, parti kapatmayı engelleyici bir paketin varlığından söz bile etmiyor. Biraz da, Yargıtay’ın sert eleştirileri ek iddianame olarak toplayabileceği, Anayasa Mahkemesi’nin de tepkisini arttırma endişesi ile olabildiğince gerginliğin azaltılmasını hedefliyorlar. İçinde 301 ve benzeri adımların da bulunduğu, hatta din derslerin isteğe bağlı olduğu bir büyük demokrasi paketi üzerinde de duruluyor. Ama almadan vermeyecek bir muhalefetin olanaksızlığı da bu eksende canlarını sıkıyor.

HAVA ÇOK AĞIR
Başbakan Erdoğan’ın bu kapatma davası ile köşeye sıkıştığını düşünen CHP Lideri Baykal ve MHP Genel Başkanı Bahçeli bir yanda. AKP bir yanda. Yüksek yargı öbür tarafta. Gelişmeleri takip eden askerler ve kamuoyu da bir yanda.

Ağır... hava çok ağır...Başkentte nefes almak her geçen gün daha zorlaşıyor...

 

metehan demir/hürriyet



Bu haber 495 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,503 µs