İlker Başbuğ Hindistan'da ne yaptı?

12 Nisan 2008 22:14 tsi
Türkiye doğuya doğru askeri ve ekonomik bağlarını genişletirken, büyüyen bir Asya gücü olan Hindistan'la bağlarını derinleştiriyor. Bu ziyaret iki devletin orduları arasındaki 20 yıllık bağların üzerine geldi. İngilizceyi çok iyi konuşan General Başbuğ'

 31 Mart tarihinde Türk Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ, beş günlük resmi ziyaretini gerçekleştirmek üzere Yeni Delhi'ye vardı. Hindistan'ın Eylül 2007'de atanan yeni Genelkurmay başkanı General Deepak Kapoor ile görüşmesinin yanı sıra Başbuğ aynı zamanda Hindistan savunma bakanı Arackaparambil Kurian Antony, savunmadan sorumlu devlet bakanı Mallipudi Raju Pallam Mangapati, Kuvvet Komutanları Komitesi'nin başkanı ve Deniz Kuvvetleri komutanı Amiral Sureesh Mehta ve Hindistan Hava Kuvvetleri komutanı Fali Homi Major ile görüşmeler yapacak. (1 Nisan, Hürriyet).
 
Yetkililer Birleşmiş Milletler barışı koruma görevlerinden iki ülke arasında gelişen ikili işbirliğine kadar pek çok konunun olduğu hırslı bir ajandaya sahipler ve taraflar her iki ülkenin de karşılaştığı ortak bir problemi tartışacaklar: terörizm (1 Nisan, Haber). Başbuğ ve Kapoor arasındaki ilk görüşmenin ardından Hindistan savunma bakanı "her iki komutan küresel terörizm ve BM barışı koruma görevleri gibi sorunlarla ilgili ortak bir anlayışı paylaşıyorlar. Her iki ülke savunma kuruluşlarında eğitimle ilgili ikili askeri ilişkileri geliştirme konusunda anlaştı" dediği bir açıklama yayınladı (Indo-Asian Haber Servisi Mart 31).
 
Başbuğ'un ziyareti bir Türk Kara Kuvvetleri Komutanı'nın gerçekleştirdiği ilk ziyaret (KUNA, 31 Mart). Kendisini yalnızca üst düzey görüşmelerle sınırlamayan Başbuğ, Hint Kapısı'nda bir çelenk koyma törenine katıldığı Amar Jawan Jyoti'ye bir ziyaret gerçekleştirdi. Ardından Savunma Araştırma ve Geliştirme Örgütü'nü ve Ulusal Savunma Koleji'ni ziyaret etti. 
 
Başbuğ'un ziyareti dikkat çekiciyken aslında bu ziyaret iki devletin orduları arasındaki 20 yıllık bağların üzerine geldi. Türkiye ve Hindistan arasındaki savunma işbirliği; bir yıl öncesinden Türk başbakan Süleyman Demirel'in Hindistan'a ziyaretinin üzerine inşa edilen başbakan Turgut Özal'ın Hindistan'ı ziyaret ettiği 1986 Mart'ında başladı. Özal'ın ziyaretinin önemli başarısı sivil havacılık anlaşmasının imzalanmasıyken ikili askeri ilişkilerin teşvik edilmesi de gündeme geldi. Bu görüşmeler, Hindistan yirmi yıldan beri boş duran Ankara'daki bir savunma ataşe bürosunu yeniden açtığında meyvelerini verdi. Mayıs 1989'da Hindistan ilişkilerin ilerleme hızını arttırarak Türkiye'nin Ankara'da gerçekleştirdiği ikinci Uluslararası Savunma ve Havacılık Fuarı'na (IDEA '89) katıldı. Maalesef her iki ülke de o zamanlar önemli birer silah üreticisi değildi dolayısıyla bağlantılar büyük oranda personel etkileşimiyle sınırlı kaldı.
 
Daha sonra üst düzey bağlantılar devam etti: Eylül 1993'te savunmadan sorumlu devlet bakanı Mahbubnagar Malikarjun, Ankara'da THK Etimesgut Türk Kuşu tesislerinde TSK Güçlendirme Vakfı'nın ev sahipliğinde düzenlenen "IDEF Türkiye 1993" katılması için Türk savunma bakanı Turhan Tayan'ın daveti üzerine Türkiye'yi ziyaret etti. 108 ülkeden hükümet ve ordu delegasyonları davet edildiğinden fuar, hem Türk hem de Hint orduları kapsamlı bir ağ için bir fırsat sundu. Hindistan savunma bakanı fuarın "iki ülke arasında savunma alanında yakın ilişkilerin kurulmasına yönelik büyük bir adım olduğunu" vurguladı. (Headlinesindia Bureau, Nisan 1). 
 
1990'larda ve 21. yy.lın ilk yıllarında üst düzey bağlantı kesintileri devam ederken Türk ve Hint askerlerinin ortak bağlantı noktası, BM'nin dünyanın farklı bölgelerindeki barış koruma operasyonlarıydı. 85,000 üzerinde Hint askeri ve sivil polis çalışanı BM önderliğindeki 60 operasyonun 42'sine katıldı. Türkiye son 20 yılda 18 farklı BM barış koruma inisiyatifine personel katkısı sağladı (Türkiye BM Daimi Misyonu, 31 Ocak). 
 
Bununla birlikte Yeni Delhi ve Ankara, ikili ticaret hacmi 2002—2003 yılından beri 800 milyon dolardan 2,6 milyar dolarlık bir hacme ulaşarak yüzde üç yüz artarken en keskin ilerlemeyi ekonomik alanda kaydettiler (Indo-Asian Haber Servisi, Mart 31). İki ülke bir Serbest Ticaret Anlaşması ile ilgili görüşmelerin son aşamasında olduğundan gelecekte ticaretin büyüyeceği kesindir.
 
Dahası Hindistan hükümeti Hindistan'da Türk yatırımlarını teşvik etme çabalarının güçlü bir şekilde arkasındadır. Hindistan ticaret ve sanayi bakanı Kamal Nath, Türk şirketlerinin Hindistan pazarlarında yatırım yapmaları için ricada bulunuyor. Geçen ay Nath, dış ticaretten sorumlu devlet bakanı Kürşat Tüzmen ile Yeni Delhi'de görüştü. Her iki bakan, Hindistan ve Türkiye'nin araştırma—geliştirme ve bio-,nano- ve bilgi teknolojileri alanında ticari yan ürünlerinde işbirliği yapma konusunda anlaştı (Ticaret ve Sanayi Bakanlığı, Basın Bilgilendirme Bürosu İdaresi, Mart 19).
 
Nath'ın yatırım arttırma çağrıları, her iki ülkede Milli Hasıla'nın özel sektör tarafından belirlendiğini, her ikisinin çoğulcu, laik demokrasiye sahip ülkeler ve serbest Pazar ülkeleri olduğuna dikkat çeken endüstriden sorumlu devlet bakanı Ashwani Kumar tarafından yinelendi. Hindistan'ın hâlihazırdaki Türkiye yatırımları çeşitlidir. Demir yolu yapımı, elektrik nakli, boru hatları, enerji ve IT (bilgi teknolojileri) hizmetleri bu yatırımlar arasındadır. Hindistan'daki Türk yatırımlarının arasında turizm, seyahat, tekstil, yol yapımı ve bakımı bulunmaktadır. Hindistan'a gerçekleştirilen Türk ihracat kalemlerinin arasında petrol, makineler, inorganik kimyasallar ve baharatlar bulunmaktadır (Ticaret ve Sanayi Bakanlığı, Basın Bilgilendirme Bürosu İdaresi, Mart 19). 
 
Coğrafi uzaklıklarına karşın Hindistan ve Türkiye bir dizi ortak özelliği paylaşıyorlar. Coğrafi uzaklıkları iki devlet arasındaki çatışmaları engelliyor, bunun yerine her iki devlet de askeri güçlerini daha az dikkat çekici olan barışı koruma görevlerinde konuşlandırıyorlar. Dahası her ikisi de, dünyada politik sistemlerin yetersiz oldukları bölgelerdeki demokrasilerdir. Üçüncüsü her iki devlet de ekonomik gelişmeye derinden bağlıdırlar. Ticaretin giderek artan bir şekilde küresel dili olan İngilizceyi çok iyi konuştuğundan Türk ordusunun General Başbuğ'u Yeni Delhi'ye göndermesi belki de bir tesadüf değildir.

John C. K. Daly, dünya bülteni, çev: Ali Karakuş

 

Bu haber 1,217 defa okundu.