Adı üstünde: FİTNE!

12 Nisan 2008 18:50 tsi
Hollandalı politikacı Geert Wilders tarafından yapılan İslam karşıtı film, Rotterdam'da, Uyum Bakanı Ella Vogelaar'ın da katıldığı bir toplantıda tartışıldı.

Hollanda Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu tarafından Rotterdam Mevlana Camisi'nde yapılan toplantıda, filmin ülkedeki Müslüman toplumu üzerinde yarattığı olumsuz etkileri ele alındı.

Uyum Bakanı Ella Vogelaar, İslam karşıtı filme demokratik bir hukuk devleti hükümeti olarak, düşünce ve ifade özgürlüğü ilkeleri çerçevesinde yaklaştıklarını söyledi. Filme, yayımlanmadan önce ülkedeki Müslümanlara hakaret edildiği, düşmanlık tohumları atıldığı noktasından hareketle yasaklama getirmelerinin mümkün olmadığını kaydeden Vogelaar, bu noktada kararı hukukun vereceğini söyledi.

Film çerçevesinde ortaya çıkan sıkıntıların, tartışmalar yoluyla çözülmesi gerektiğini belirten Vogelaar, filmin yanlış bilgi ve korkular içerdiğini, filmi, popülist bir politikacının siyasi çıkarları için bu yola başvurduğu şeklinde gördüklerini söyledi. Vogelaar, Hollanda'nın tarihte din çatışmalarının acılarını çok çektiğini ve bu konuda yeterli deneyime sahip olduğunu, dolayısıyla bütün din ve kültürlere eşit mesafede durduklarını anlattı.

Vogelaar, Hollanda'nın bir hoşgörü ülkesi olduğunu vurgulayarak sorunları karşılıklı saygı ve barış ortamı içinde tartışarak çözeceklerini ifade etti. Hiçbir din ya da kültürün diğer bir grup üzerinde baskı kuramayacağını, toplumu yerli-yabancı ayırımı yapmadan hep birlikte daha iyi bir geleceğe hazırlayacaklarını belirten Vogelaar, ülkedeki Müslüman toplumun yaşadığı kaygıları hükümetin de paylaştığını kaydetti.

Toplantının açılışında konuşan Federasyon Başkanı Kasım Akdemir, Wilders tarafından yapılan filmi, Türk toplumu olarak geçen 40 yıl içinde oluşturmaya ve yaşatmaya çalıştıkları hoşgörü, dostluk ve dayanışma anlayışına indirilmiş büyük bir darbe olarak gördüklerini söyledi.

Bu film dolayısıyla, fikir özgürlüğü ve sorumluluk açısından Batı dünyasının İslam karşısında bir sınavdan geçtiğini belirten Akdemir, sınavın ortaya koyacağı sonuçların İslam ve Batı dünyasının gelecekteki ilişkileri büyük ölçüde belirleyeceğini kaydetti.

Akdemir, Hollanda'daki Türk toplumunun, aynı zamanda birer Hollanda vatandaşı olmaktan gurur duyduğunu ve Wilders gibi politikacıların oyunlarına gelmeyeceğini, bu oyunlara hiçbir şekilde alet olmayacağını anlattı.

Türkiye'nin Lahey Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri Bülent Şenay da, Avrupa ülkelerinde kültür ve dinler konusunda var olan ön yargı ve ortaya çıkan sıkıntıların bilgisizlikten kaynaklandığına işaret etti.

Avrupa Konseyinde ilk kez kısa bir süre önce dinler hakkında doğru bilgi edinme yollarının tartışıldığını anımsatan Şenay, bu tartışmanın yapılmasında Hollanda'da gündeme gelen İslam karşıtı filmin de rol oynadığına dikkati çekti.

Şenay, Kutlu Doğum Haftasının başladığı bu günde yapılan bu tartışmanın, toplumların kaynaşması ve dayanışması anlamında haftanın içeriğiyle örtüştüğünü belirterek şöyle dedi:

"Bilgi, çözüm için en iyi yoldur. Avrupa toprakları artık 25 milyona yakın Müslüman için yabancı değildir. Yerli-yabancı tartışması ortadan kalkmalıdır. Bu ülkelerde yaşayan Müslümanlar bu ülke toplumlarının bir parçasıdır."

Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı ve Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi Fevzi Hamurcu, İslam karşıtı filmler gündeme gelen sorunları samimi bir ortamda tartışabilmenin, sorun ve kaygıların yarı yarıya çözebilme anlamına geldiğini belirtirken, Hollanda Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu Onursal Başkanı Emin Ateş, Müslümanların çeyrek yüzyıl önce bu ülkedeki konumlarının bugüne göre daha iyi olduğuna dikkate çekti.

Emin Ateş, ülkedeki Müslüman toplumun 25 yıl sonra önemli kaygılarla karşı karşıya kalmasının çok dikkat çekici olduğunu belirtti ve İslam dininin daha iyi tanıtılması gerektiğini kaydetti. İslam ile ilgili tartışmalardan kaçınılmamasını isteyen Ateş, özünde Hollandalı ve Müslüman toplumun gelecek açısından aynı kaygıları paylaştığını söyledi. 

haber7

Bu haber 566 defa okundu.