TEMEL SORU: Provokasyonla nasıl | " /> TEMEL SORU: Provokasyonla nasıl | "/>

En Sıcak Konular

TEMEL SORU: Provokasyonla nasıl

11 Nisan 2008 18:01 tsi
TEMEL SORU: Provokasyonla nasıl Bombalı eylemler, suikastler ve saldırılar... Ankara, İstanbul ve Antalya üniversitelerindeki olaylar... Bugünün en önemli sorusu şu: Bu provokasyonla nasıl mücadele edeceğiz? Cevabını madde madde arayalım...

Dr. Bekir Çınar'ın Zaman için kaleme aldığı makalesi...
 
Türkiye'de emniyet ve güvenlikten sorumlu birimlerin kabul etmekte zorlanmalarına rağmen, Türkiye'de iç güvenlik zafiyeti vardır. Bütün bu olup bitenlerin bu şekilde yaygınlaşmasının sebebi de bu zafiyettir. Özellikle polislerin sürekli operasyonlar yaparak yakaladıkları patlayıcı ve silahlar, bu zafiyetin boyutunu göstermektedir. 
 
 
 
Farklı yazarların da belirttiği gibi, Türkiye'de yaşanan olaylar kendiliğinden ortaya çıkıyor değiller. Mutlaka bütün bu olup bitenlerin bir planlayanı, programlayanı ve yapılan program ve plana uygun olarak da eyleme geçirenleri var.

Her geçen gün sayısı ve niteliği artan bu eylemlerle ulaşılmaya çalışılan bir hedefin olduğunu herkes ifade ediyor. Öyleyse şunu açıkça ifade etmekte fayda var ki, ulaşılmaya çalışılan hedef, geçmişte yaşanan tecrübelere bakıldığında, pek de Türkiye'nin ve Türkiye'de yaşayanların çıkarına değil. Türkiye'de emniyet ve güvenlikten sorumlu birimlerin kabul etmekte zorlanmalarına rağmen, Türkiye'de iç güvenlik zafiyeti vardır. Bütün bu olup bitenlerin bu şekilde yaygınlaşmasının sebebi de bu zafiyettir. Özellikle polislerin sürekli operasyonlar yaparak yakaladıkları patlayıcı ve silahlar, bu zafiyetin boyutunu göstermektedir. Polislerin operasyonlarda başarılı olması, onların vazifelerini yaptıklarını gösterir; iç güvenlik zafiyetinin olmadığını değil. Burada temel sorun, ciddi bir iç güvenlik politikasının olmamasıdır. Eğer bu politika varsa, halkın emniyet ve güvenliğinden sorumlu kurum ve kuruluşların ciddi şekilde bu politika etrafında koordinasyonunun sağlanamadığını ifade etmek yanlış olmayacaktır.

Bu zafiyetin ortadan kaldırılması için, hükümetin iç güvenlik politikalarını gözden geçirmesi zaruridir. Çünkü mevcut politikalar, arzu edilen seviyede halkın huzur içinde yaşaması için yeterince güven vermemektedir. Her gün ya yürüyen 'cephanelikler' ele geçirilmekte ya da yurdun birden fazla köşesinde çatışmalar gündemi işgal etmektedir. Bazılarının bütün bu olup bitenleri 'provokasyon' olarak değerlendiriyor olmaları, Türkiye'de ciddi olarak var olan güvenlik zafiyetinin varlığını ortadan kaldırmaz. Türkiye'de ciddi şekilde kadim bir iktidar mücadelesi devam etmektedir. Özellikle hükümetin güçsüzleştirilmesine yönelik planlanan bu mücadele, her geçen gün şiddetini artırmaktadır. İç güvenlik politikalarının değiştirilmesinde iki temel yol bütün dünyada uygulanmaktadır. Birincisi artan eylemlerin yasal düzenlemelerle suç kapsamına alınması, başka bir ifadeyle bu tür eylemleri planlayanların ve eylemlere katılanların yaptıkları işin, yeni bir yasal düzenlemeyle suç kategorisine sokularak bu tür suçlara verilecek cezaların caydırıcı olacak şekilde yeniden tanımlanması; ikincisi, iç güvenlikten sorumlu kurum ve kişilerin yeni politikalar çerçevesinde yeniden organize edilmesidir. Hükümetin, her iki düzenlemeyi bir an önce yapması, hem tırmanan provokasyonların önüne geçecek hem de halkın güvenliğinde doğrudan sorumlu güvenlik güçlerinin sevk ve idaresinden sorumlu olan görevlilerin kendine çekidüzen vermesini sağlayacaktır.

İngilizcede 'generation gap' Türkçede 'kuşak çatışması' dedikleri çatışma, Türkiye'de yıllardır vardır. Çağı okuyamayan fakat hep tecrübenin öneminden bahseden bürokratlar ile çağı okuyan fakat farklı yerlerle bağı olmayan yeni nesil bürokratlar arasında sürüp giden bir çatışmadan söz ediyoruz. Türkiye'de liyakat ve başarı yıllar önce uygulamadan kalktığı için söz konusu çatışma belli bir süre daha devam edecektir. Bu tür çatışmanın olduğu yerlerde sadece 'iç güvenlik zafiyetinden' değil birçok alanda zafiyetten söz edilebilir. Bu çatışmanın bertaraf edilmesi girişimleri 'kadrolaşma' olarak gündeme taşınarak muhalefet tarafından karşı çıkılmıştır. Bu durum ciddi bir karşıklığa sebep olmaktadır. Bir taraftan hükümetin politikalarını hayata taşıma noktasında isteksiz davranan üst düzey bürokratlar, diğer taraftan Türkiye'nin kronikleşmiş problemlerini çözmek için sürekli politika üreten kabine üyeleri ve ortada bulunması gereken uyumdan hiçbir iz bulunmaması, söz konusu çatışmanın sürdüğünü göstermektedir. İç güvenlik konusunda önemli bir nokta olarak özel güvenlik şirketlerinin hem yasal hem de uygulama olarak yeniden gözden geçirilmesi gerekir. Bugün Türkiye'de birçok kamu kurum ve kuruluşları ile özel kurumların güvenliği bu şirketler tarafından sağlanmaktadır. Görünen o ki, bu şirketlerin sanıldığı kadar hükümetin iç güvenlik politikalarına uygun olarak istihdam edilmedikleri ortadadır. Hükümetin iç güvenlik politikalarına uygun olarak bu şirketlere ve çalışanlarına yönelik yapılacak düzenlemeler, bu alanda da var olan zafiyetleri en aza indirecektir.

İzlenecek yolun ikinci kısmı iç güvenliğe yönelik olarak yasal düzenlemelerdir. Yasal düzenlemeler Türkiye'de aceleye getirildiğinden sık sık yeniden düzenlemeleri beraberinde getirmektedir. Yasal düzenleme yapılırken sorulması gereken soru şu olmalıdır: Türkiye'de tam bir iç güvenliğin sağlanması için hangi eylemlerin suç sayılması gerekir? Bu suç sayılan eylemlere ne tür bir ceza verilmeli ki caydırıcı olsun? Bu konuda yapılması gereken bir başka konu da halkın güvenlik ve emniyetinden sorumlu birimlerinin her alanda koordinasyonu zaruridir. Sonuç olarak şunları ifade edebiliriz:

'Ergenekon' da dahil olmak üzere birçok yasadışı yapılanma hükümetin iç güvenlik politikalarını net olarak uygulama imkanı bulamamasından kaynaklanmaktadır.

Söz konusu yeni oluşumlar, yeni bir tür suç olmalarına rağmen Türkiye'de var olan mevcut kanunlarda yer alan tanımların içerisinde yeterince açık olarak var değildir. Bu nedenle polis 45 kişiyi gözaltına alıyor, çünkü suç işlediklerine inanarak mahkemeye sevk etme aşamasında savcı araya girerek 39'unu salıveriyor. Geriye kalan 6'sını da hakim serbest bırakıyor. Çünkü suç var, genel kanaat öyle diyor, fakat bu var olan suç yasal düzenlemelere konu olmadığı için savcılar ne tür bir ceza verileceğini talep edemiyor, hakimler de olmayan cezayı veremiyorlar. Sonuçta eylemciler kendilerinden emin olarak işlerine devam ediyorlar.

Kamuoyu ve medya 'bu filmi daha önceden görmüştük' ifadesi yerine, hükümeti ve yasama organını gerekli düzenlemeleri yapmaya zorlamalıdırlar.

Vazifesini yapmayan bir hükümet ve yasama organı, ne Ergenekon'u çözme ne de son günlerde tırmanan provokasyon eylemlerini önleme imkanını hiçbir zaman bulamayacaktır. Bu konuda ümitvar olanları maalesef bir hayal kırıklığı beklemektedir.

Türkiye'nin huzurunu ve aydınlık yarınlarını arzu edenlerin, hükümeti ve yasama organını görevini yapmaya zorlamaktan başka çareleri yoktur. Beklemek sadece var olan problemleri kronikleştirir, onlara çözüm bulmaz.
 



Bu haber 337 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,897 µs