CHP, Anayasa Mahkemesi'ne gitti

9 Nisan 2008 13:47 tsi
CHP, nüfusu 2 binin altına düşen belediyelerin kapatılması ve yeni ilçeler oluşturulması ile ilgili kanunun durdurulması ve iptali için Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı.

CHP, 5747 sayılı Büyükşehir Belediye Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı.

CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, dava dilekçesini Anayasa Mahkemesi'ne sunduktan sonra gazetecilere açıklama yaptı.

Anadol, CHP'nin, 22 Temmuz seçimlerinden sonra 10. kez Anayasa Mahkemesi'nde iptal davası açtığını anımsattı.

Büyükşehir belediye sınırlarının coğrafi, ekonomik ve kamu hizmeti kıstaslarına göre belirlendiğini anlatan Anadol, 5747 sayılı Kanun'da ise bu kıstasların gözardı edildiğini savundu.
“Bu kanun, siyasal amaçla yerel seçimlerde AKP'ye oy taşımak için çıkarılmıştır” diyen Anadol, CHP'nin daha önce bazı yerlerin ilçe olması için verdiği yasa teklifinin ise reddedildiğini belirtti. CHP'ye oy veren mahallelerin sağ oylar içinde eritilebilmesi için yeni kurulan ilçelere bağlandığını öne süren Anadol, İstanbul'un en önemli ilçelerinden Eminönü'nün mahalleye dönüştürüldüğünü, 100-150 yıllık belediyelerin de hukuksuz biçimde kapatıldığını savundu.
Anadol, “CHP olarak, AKP'li bile olsa kapatılan belediyelerin kazanılmış haklarını savunmak için yeni kurulan ilçelerdeki adaletsizliklere, ilçe sınırlarının oluşumundaki partizanlığa karşı Anayasa Mahkemesi'nde bu davayı açtık” dedi.

Dava dilekçesinde, bazı illerde yeni ilçeler kurulmasını, bazı ilçelerin mahalleye statüsüne dönüştürülmesini düzenleyen 1. maddesi ve “katılma, bağlanma, sınır dışına çıkarılma ve isim değişikliği” başlıklı 2. maddesinin bazı fıkralarıyla geçici 1. maddenin 1. fıkrasının iptali ve yürürlüğünün durdurulması isteniyor.

TCK'NIN 301. MADDESİYLE İLGİLİ DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ

Anadol, bir soru üzerine, TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu'nun, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 301. maddesinde değişiklik öngören teklifi imzalayarak henüz ilgili komisyona havale etmediğine ilişkin haberlerin
hatırlatılması üzerine, şunları söyledi:

“Haber doğrudur. Türkiye için onur kırıcı bir durumla karşı karşıyayız. 301. madde yıllardır tartışılıyor. 301. maddeyi kim ihdas etti? Adalet ve Kalkınma Partisi. Ceza Kanunu'nu kim çıkardı? Adalet ve Kalkınma Partisi. Başbakan yurt dışından geldiği vakit zinaya itiraz etmişti, 301'e itiraz etmedi. Türbanla ilgili Anayasa değişikliği yaparken 301'i niye çıkarmadı? MHP ile pazarlık yapmıştı çünkü... Şimdi Türkiye için çok kötü bir durum. Barroso (AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso) gelmeden ona bir jest yapmak için 301 değişikliğini Türkiye'nin, Meclis'in gündemine taşımak istiyorlar. 301'i değiştirmek için bu kadar kararlısınız da niye bir Bakanlar Kurulu toplantısı sonunda hükümet tasarısı sevk etmiyorsunuz? Görevi bir milletvekiline verdiniz. Milletvekilleri günde 20-30 tane kanun teklifi veriyor. Her teklif gününde mi komisyona sevk ediliyor? 301'in sorumluluğunu, şu anda Çin'de bulunan TBMM Başkanı Sayın Köksal Toptan deruhte etmelidir. Şu anda Meclis Başkanı'na vekalet eden Mumcu da işin önemine göre ve hükümetin tasarı değil de teklif olarak sunduğu önerge için Meclis Başkanı'nı bekliyor. Olay bundan ibaret.”

Kemal Anadol, bir başka soru üzerine, TCK'nın 301. maddesinden soruşturma izninin Cumhurbaşkanı'na verilmesi yönündeki değişiklik teklifini CHP olarak doğru bulmadıklarını söyledi.

“Dış zorlamalarla, AB baskılarıyla AB'den gelen görevlileri müfettiş yerine koyan anlayışla TCK'da yapılacak değişikliklere karşı olduklarını” ifade eden Anadol, “Dış baskılarla TBMM kanun çıkarmaz. Cumhurbaşkanı'na bu yetkinin verilmesi, hukuken çok sakat bir durum. Cumhurbaşkanı'na bu yetkinin verilmesi, zaten tartışmalı olan tarafsızlığını biraz daha tartışmalı hale getirir” dedi.

haber 7

Bu haber 706 defa okundu.