Türkiye'yi içe kapatma ideolojisi | " /> Türkiye'yi içe kapatma ideolojisi | "/>

En Sıcak Konular

Çelik: Türkiye'yi içe kapatma ideolojisi

8 Nisan 2008 19:10 tsi
Çelik: Türkiye'yi içe kapatma ideolojisi Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Türkiye'de adına ''ulusalcılık'' denilen bir ideoloji bulunduğunu belirterek, ''Ulusalcılık Atatürk milliyetçiliği değildir. Ulusalcılık vatanperverlikle, yurtseverlikle alakalı olan bir kavram değildir" dedi.

Çelik, İstanbul Aydın Üniversitesi'nde ''Küreselleşme Sürecinde Türkiye'' konulu konferans verdi.

Dünyada ekonominin, hukukun, siyasetin hatta terörün bile artık küresel olduğunu, küreselleşmenin fakiri daha fakir, zengini daha zengin yapan boyutu bulunduğunu anlatan Çelik, bu nedenle bu realiteyi görerek buna göre hareket etmek gerektiğini söyledi. Çelik, ''Küreselleşmeye karşı mı, taraf mı olalım sorusunu sormanın artık zamanı geçti. Türkiye kendini dışarıya kapatamaz. Bizim dışımızda olanların farkında olup, ona göre tedbirlerimizi almamız gerekiyor'' dedi.

Küreselleşmenin etkilerine değinirken Türk dilinde kullanılan yabancı kelimelerden örnekler veren Çelik, İspanyolca, Fransızca, İngilizce, Arapça ve Farsça ne kadar yabancı kelime varsa hepsinin çıkarılıp atılması halinde geriye dil kalmayacağını söyledi.

Çelik, dil konusuyla ilgili TBMM'deki görüşmelerde öz Türkçeyi savunan CHP'lilere ''Eğer dediğiniz gibi yabancı kökenli kelimeleri kaldırıp öz Türkçe kelime getirirsek, sizin partinizin adından geriye 'si' kalır'' dediğini belirtti. Çelik, partinin adındaki ''Cumhuriyet'' ve ''Halk'' kelimelerinin Arapça, ''Parti'' kelimesinin de İngilizce olduğunu ifade etti.

-''TÜRKİYE'NİN ELDEN GİTTİĞİ'' İDDİALARI-

Zaman zaman Türkiye'de ''Küreselleşme yüzünden memleketimiz elimizden gidiyor'', ''Topraklarımız metrekare metrekare yabancılara satılıyor'' denildiğini ifade eden Çelik, Türkiye'nin yerinde durduğunu, bir yere gitmediğini söyledi.

Çelik, Türkiye'de toprak satışının karşılıklı mütekabiliyet esasına göre yapıldığını, Türk vatandaşları hangi ülkede mal, mülk, gayrimenkul edinebiliyorsa, o ülke vatandaşlarının da Türkiye'de edinebildiğini belirtti.

Bununla birlikte toprak satışının bir sınırı olduğunu ve ancak toprakların binde dördünün satılabildiğini belirten Çelik, ''Yani bin metrekareden 4 metrekare satılabilir. 5. metrekareyi kimse satamaz. Biz göreve geldiğimizde Hatay'da satılan arsa oranı binde 4 düzeyinde idi. Atatürk döneminden beri bütün iktidarlar döneminde karşılıklılık mütekabiliyet esasına göre satılmış. Şimdi de 'GAP bölgesinde İsrailliler topraklarımızı satın aldı. Yeni bir İsrail kuracaklar' deniyor. Kesinlikle bunun gerçekle alakası yok. AB ülkelerinin büyük bölümünde bu kota da yok. Paranız varsa Londra'nın yarısını satın alabilirsiniz. AB ülkeleri kendi ülkelerini bizim kadar sevmiyor mu?'' dedi.

-''ULUSALCILIK'' İDEOLOJİSİ-

Bakan Çelik, Türkiye'de adına ''ulusalcılık'' denilen bir ideoloji olduğunu da ifade ederek, şöyle konuştu:

''Ulusalcılık, Atatürk milliyetçiliği değildir. Ulusalcılık vatanperverlikle, yurtseverlikle alakalı olan bir kavram değildir. Bu bir ideolojidir. Türkiye'yi içe kapatma ideolojisi. Biz Türkiye Cumhuriyeti devletiyle, milletiyle bu küresel sürecin pasif, edilgen, sürüklenen, yönlendirilen, yönetilen bir objesi mi olacağız, yoksa biz yöneten ve yönlendiren iradenin bir parçası mı olacağız? Buna karar vermemiz lazım. Türkiye bir yol ayrımındadır. Ya ulusalcı, fukara, içe kapalı bir ülke olacağız ya da ulusal zenginlik ve açılımın tarafında olacağız. Bundan başka Türkiye'nin yolu yok.''

Kıbrıs konusunda da kendilerine ''Kıbrıs'ı sattılar'' yönünde ithamlar yapıldığını anlatan Çelik, 2002-2008 yılları arasında dünyadaki büyümede bir numaralı ülkenin KKTC olduğunu, ancak diğer ülkeler tarafından kabul edilmediği için istatistiklere girmediğini söyledi.

Çelik, 2002 yılında Kıbrıs'ta 4 bin dolar olan kişi başına milli gelirin 2007'de 12 bin dolara çıktığını ifade etti.

İlk defa kendi dönemlerinde Kıbrıs konusunda savunma pozisyonundan çıkılarak, dünyada haklı tezlerin ifade edilmeye başlandığını savunan Çelik, ''Kıbrıs Barış Harekatı''nın ardından geçen 34 yıllık süre içinde hep masaya oturup kalkıldığını ve çözümsüzlüğün çözüm olmadığını söyledi.

Çelik, AB'ye üye olunması halinde milli birlik ve bütünlüğün, egemenliğin ortadan kalkacağı yönündeki eleştirilerle ilgili olarak da, ''AB üyesi 27 ülke var. Bu ülkelerden egemenliğini kaybeden var mı? Hiç birisinin milli birliği, bütünlüğü, hakimiyeti elinden gitmiyor, biz girdiğimiz zaman niçin gidecek?'' diye sordu.

Almanya Başbakanı Merkel ile Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'in üyelik konusunda Türkiye'yi rahatsız eden ifadeleri bulunduğunu dile getiren Çelik, ''Bizde Merkeller, Sarkozy'ler yok mu? Bizde de istemeyenler var. AB'de de farklı farklı düşünceler var, bizde de...'' dedi.

-''DİPLOMASİDE DÜŞMAN DEVLET DİYE BİR ŞEY OLMAZ''-

Çelik, dünyada ABD, Avrupa ve Uzakdoğu olmak üzere 3 büyük ekonomik merkez bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:

''Siz bu 3 merkezden birisine bir şekilde ekonomik olarak sırtınızı yaslamazsanız, 'biz kendi başımıza yeteriz' derseniz, kaybedersiniz. AB bir devletler kartelidir, tröstüdür. ABD dünyanın bütün 'en'lerini bünyesinde barındıran ülkedir. Dünyanın en büyük ekonomisi, ticareti, askeri, bilimsel ve teknolojik gücü onda. Bütün enleri sayın. Buna rağmen yanına Kanada'yı, Meksika'yı aldı NAFTA'yı kurdu. Rusya, Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra yanına eski cumhuriyetlerin büyük bölümünü alarak Birleşik Devletler Topluluğu'nu kurdu. Biz ne yaptık?''

Bakan Çelik, milletvekili olduğu 2001 yılında dönemin Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı'nın Türkiye'nin komşularıyla ilgili verdiği bir konferansta İran, Irak, Suriye, Ermenistan, Güney Kıbrıs ve Rusya'yı ''düşman'' olarak gösterdiğini hatırlattı.

İktidara geldiklerinde Türkiye'nin komşularıyla olan ticaret hacminin yüzde 6 olduğunu, ancak şu anda bu oranın yüzde 34'e çıktığını ifade eden Çelik, ''Diplomaside dost devlet, düşman devlet diye bir şey olmaz. Ülkelerin karşılıklı birbirleriyle ilişkileri ve menfaatleri vardır. İçeride düşman göstereceksiniz, dışarda düşman göstereceksiniz, herkesi düşman sınıfına sokacaksınız. Siz o ülkeyi idare edemezsiniz...'' diye konuştu.

-''SUNİ KRİZ''-

Çelik, Türkiye'nin enerjisini, kalkınmasına, insanının huzur ve refahına harcanması halinde önünde kimsenin duramayacağını belirterek, şunları söyledi:

''Ama bu potansiyelin farkında olmamız lazım. Bir bakıyorsunuz bir suni kriz çıkıyor, işin şekli değişiyor. 1971'den beri Türkiye'deki siyasetçiler, etkili, yetkili bütün şahıslar 'milli birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla muhtaç olduğumuz bu günlerde'' sözünü söylerler. 38 yıldan beri ben bu sözü duyuyorum. Bu birlik bütünlüğü, birbirimizi kabul ederek oluşturacağız. Senin dinin, benim dinimden farklı, rengin, etnik kökenin benimkinden farklı. Olabilir... Ama biz insanlık ortak kimliğiyle, birbirimizle buluşmak zorundayız. Biz bir devletin fertleriyiz, bir milletin mensuplarıyız. Bizim bir vatanımız, bir bayrağımız var. En azından bu 4 payda bizi birbirimize bağlıyor, ama artırırsanız yüzlerce birlikteliğimiz var. Esas birlik, bütünlük bu demokratik çoğulcu sistem içinde birbirimizi anlayarak, konuşarak sağlanabilir.''

Türkiye'de ''misyonerlik'' faaliyetlerine ilişkin yapılan eleştirilere de değinen Çelik, bu konuda herkesin kendisini başkasının yerine koyması gerektiğini söyledi.

Çelik, Avrupa'da 5 bin camiden 4 bin 800'ünün Türkler tarafından kurulduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti:

''Misyonerlik faaliyetlerinde hepimizin karşı çıkması, asla müsamaha edilmemesi gereken şu; insanların çaresizliğinden, sefaletinden, fakirliğinden yararlanarak maddi menfaat karşılığında eğer siz onları din değiştirmeye zorlar, teşvik ederseniz, bu kesinlikle hiçbir ahlaki ölçüye sığmaz. Hepimiz bunun karşısındayız, ama düşünce özgürlüğü kapsamında sen diyorsun ki, 'İsviçre'de Almanya'da dernek, vakıf kuracağım, kendi kültürümü, dinimi anlatacağım, ama onlar anlatmasın'. Bu doğru mu? Sen Kur'an-ı dağıtacaksın, 'bu benim hakkım' diyeceksin. Onlar İncil dağıtırken 'din elden gitti' diye propaganda yapacaksın. Bu doğru bir yaklaşım değil.''

 



Bu haber 276 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,784 µs