tarih mi olacak tarih mi ya | " /> tarih mi olacak tarih mi ya | "/>

En Sıcak Konular

AKP tarih mi olacak tarih mi ya

7 Nisan 2008 15:41 tsi
AKP tarih mi olacak tarih mi ya Türkiye çok ağır bir krizden geçiyor. Bu kriz aşılırsa yeni bir Türkiye kurulacak. Peki AKP bunu başarabilecek mi? Masada iki hap var. Mavi hapı alırsan geleceğe uzanırsın. Kırmızı hapı yutarsan kendini kanalizasyon çukurunda bulunsun!

Yıldıray Oğur / Taraf

AKP’nin radikallik korkusu

“Bu çok ağır bir kriz. Bu krizi aşmayı başarırsak yeni bir Türkiye kurmamız gerekecek. Ama AKP bunu yapacak kadar radikal bir parti değil” dedi Ömer Laçiner Gülhane’deki Demokrasi Sınıfında.

Bu kriz gerçekten de diğerlerine benzemiyor. Bugüne kadar nice krizler atlatmış, tahtlarını korumuş, top sesleriyle istifini bozmamış iktidar sahiplerinin telaşı yeterli krizin derinliğini anlamak için. Uzlaşma, sükûnet, bir adım geri atma, istikrar çağrıları kavganın her iki tarafı içinde artık bir şey ifade etmiyor.

Ele geçirdikleri normalliğin tahtının altlarından çekildiğini fark edenler şimdi öfkeyle azgın azınlıktan, kışkırtıcılardan, kavga isteyenlerden, huzura kastedenlerden, durgun suyu bulandıranlardan, kraldan çok kralcılardan, Başbakan’a gaz verenlerden, rejimle sorunu olanlardan, Cumhuriyeti hazmedememişlerden, askerle meselesi olanlardan, önce gazı verip sonra darbe olduğunda bir mantar tabancası bile patlatmayacak olanlardan bahsediyorlar.

Normalliğin tahtı sallanıyor. Merkez gazeteler örgüt gazeteleri gibi çıkıyor. Pazar günü terlikleriyle süt, ekmek ve gazete almaya gidenlerin gözü kapalı tercihleri olma imtiyazlarını, toplumun bir kesiminin daha büyük bir kesimine karşı duyduğu öfkenin sözcüsü olma heyecanına tercih ediyorlar.

Bu kriz sahiden diğerlerine benzemiyor. Normalliğin tahtı ilk kez bu kadar güçlü bir şekilde sallanıyor.

Cin şişeden çıktı artık. Türkiye’nin tüm sorunları bir araya geldi, tek bir sorun haline geldi. O yüzden şimdi AKP’den yeni bir anayasa yapmasını, Kürt Sorunu’nu çözmesini, AB için adım atmasını, derin devleti çökertmesini bekliyor herkes.

100 yıllık çözülemeyen tüm bu ağır sorunlar, halka bu sorunları çözeceğini vaad ederek bile oy almamış popüler bir partinin omuzlarında şimdi. Onlar da tarihin onlara böyle bir oyun oynayacağını tahmin etmiyorlardı. Baraj yapıp, okul açarak ülkeyi yöneteceklerini zannediyorlardı. Kadrolarını o yüzden belediyelerden, su işlerinden, adliyelerden mühendislerle, avukatlarla doldurmuşlardı. Şimdi memleketin 100 yıllık sorunlarının, artık üzerinde söylenmemiş söz kalmamış ağır meselelerinin çözümünü bekliyoruz onlardan.

Kadrolarının yetersiz olması sürpriz değil. Bu sorunları çözmeye zaten hangi kadro yeterli olabilirdi ki? Hayatlarını bu sorunlar üzerinde düşünerek geçirmiş Şerif Mardin’den Mete Tunçay’a mükemmel bir 11 kurulsa o bile yetersiz kalır. Ama AKP’nin asıl trajedisi kadrolarının yetersizliği değil, AKP’li, dinci görünmek korkusuyla kimsenin de onlara yardımcı olmaması.

Söz konusu olan geleceğimiz. 100 yıllık sorunları çözemezsek, o sorunlar bizi 100 yıl daha çözecek. Bir kavşaktayız. Ama bu ölüm kalım arenasında bir statüko var bir de AKP. Gerisi alkışlamayı ve yuh çekmeyi bile beceremeyen, siyaset yapmayı unutmuş kuru kalabalık. Birkaç gazete manşeti, birkaç köşe yazarının çırpınması, birkaç STK’nın çırpınmasından başka siyasi aktör yok ortada. Aydınlar bildiri imzalamaktan yorgun düşmüşler. Son enerjilerini de, artık enerjisi ve birikimi tüm bu sorunları taşımaya ve çözmeye yetmeyen, yere düşmüş AKP’ye tekme atmak için kullanmaktalar. Salak, salak demokrat değilsin ki diye dalga geçmekteler!

Asıl mesele keşke kadro olsaydı. Ömer Laçiner’in dediği gibi, AKP bu krizden sonra Yeni Bir Türkiye çıkaracak radikal bir parti değil. Huzurun, saadetin, sükunetin makbul olduğu bir gelenekten gelmekteler. Orta yolculuğun, merkez parti olmanın konforuyla ısıtılmış koltuklarından kalkmaya niyetleri yok. Ama tarih onlara öyle bir oyun oynadı ki şimdi ya konforlarından taviz verecekler ya da yok olacaklar.

Önlerinde iki seçenek var. Uzlaşın, geri adım atın diyenleri dinleyebilirler. Demirelleşirler. Baraj açarlar, Diyarbakır’ın kanalizasyon sorununu çözerler, stadyum törenlerinde halkı selamlar, davet açılış dolaşırlar. Siyasetin onlara uygun görülen kırmızıçizgileri içinde kalırlar. Az konuşup, az düşünürler. “Ne varmış burada” deyip devletin kirli çamaşır sepetlerini karıştırmazlar, üzerinde “giriş yasak” yazılmış odaların kapılarını zorlamazlar, boylarından büyük işler karışmaz, kendilerini alakadar etmeyen büyük meselelere burunlarını sokmazlar. Konforlu ve huzur dolu bir hayat bu. Belli bir çevre içinde de hep itibarlı. Ama son kullanma tarihleri geçince de siyasi çöplüğe atılacaklarını bilirler. Cenazeleri devlet mezarlığına törenle kaldırılır.

İkinci yol zahmetli ve tehlikeli. En önce konforlarını yitirmeyi göze almalılar. Linç edilmeyi, uğraşılmayı, aile saadetlerinin bozulmasını, çocuklarının istikbalinin kararmasını, gemilerini, fabrikalarını kaybetmeyi. Üzerilerinden gelecek nesiller geçsin diye bataklığa saplanan tank olmayı. Gözlerini açmalılar. Bugün normal diye yutturulmaya çalışılanın aslında anormal, makul olanın aslında azgın olduğunun farkına varmalılar. Radikallerin, anarşist, bozguncu, marjinal olduğuna dair bildikleri her şeyi unutmalılar, onları ikna etmeye çalışan sol omuzlarındaki şeytanı dinlemeliler. Evet, işleri zor, 100 yıllık sorunlarımızı çözme zorunluluğu onların omzunda. Belki siyasete daha küçük hedeflerle girmişlerdi. Bir süre memlekete hizmet edip işlerinin başına döneceklerdi...

Şimdi ya kahraman olacaklar ya hain. Ya tarih olacaklar ya da tarih yapacaklar.

 



Bu haber 777 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,399 µs