Dışardaki imajımız yerle bir oldu...

6 Nisan 2008 23:06 tsi
Yayın organları ve önemli merkezlerde sürekli adı krizlerle, darbelerle anılan Türkiye'nin imajı yerle bir oluyor. Ülke dışında yayınlansın diye hazırlanan reklamlar, tanıtım filmleri çöpe gidiyor, milyonlarca dolar boşa harcanıyor....

Yurtdışındaki Türkler, bugünlerde Türkiye’den gelen haberlere kilitlenmiş durumda. Her toplantının ilk konusu; iktidardaki AKP’ye açılmış olan kapatma davası. İki kişi bir araya gelse; ‘ne olacak bu davanın sonunda’ sorusuna cevap arıyor. Dava ile ilgili gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında yayınlanan haber ve yorumlar dikkatle takip ediliyor. Uluslararası ajanslar ülke adını krizle anarak an ve an gelişmeleri geçiyorlar. Ciddi gazetelere Türkiye’nin siyasi istikrarı konu oluyor. Demokrasinin ciddi bir tehdit altında olduğu yazılıyor. New York Times, kapatma davasını, iktidar partisine sert darbe olarak niteliyor. 

İçinde bulunduğumuz yüzyılda bile demokrasinin kesintiye uğrama tehlikesi herkesi kaygılandırıyor. Ülkedeki gelişmeleri birbirlerine izahta zorlanan Türkler, yabancılardan gelen bu yönde sorulara da tatmin edici cevaplar vermekte güçlüğe düşüyor. New York Times gibi bazı önemli Amerikan gazeteleri de, seçimleri kısa süre önce yapmış, halkın büyük bir desteği ile iktidara gelmiş bir partinin hangi gerekçe ile ve nasıl kapatabileceğine akıl sır erdirmeye çalışıyor. Bunu haber ve yorumlarına yansıtıyor.

Türkiye ile ekonomik, siyasi ilişkiler içinde olan yabancıların kafasında soru işaretleri oluşuyor. Uluslararası kurumlar, ekonomik krizden korkuyor, yatırımlarını gözden geçiriyorlar. Ticari ilişkilerin olumsuz etkileneceği yorumları yapılıyor. Nitekim, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor's (S and P), son günlerde artan siyasi tansiyonu
bahane göstererek ekonomik görünümü, durağandan negatife çeviriyor. S & P, bütün yatırım bankalarına Türkiye’yi “eksi” konumda tanımlamış oluyor. Ülkenin bayraktarlığını yapan, milli çıkarlarını savunan kurumların eli zayıflıyor. Ülkenin hasımları, seviniyor. Expo 2015 fuarı kaybediliyor. Avrupa Adalet Divanı, “PKK’nın AB terör örgütü listesinden çıkarılması talebi”ni kabul ediveriyor. Dünyanın önemli başkentlerinde geleceği belirsiz bir ülke hakkında böylesi kararlar alabilmek kolaylaşıyor. Ermeni tasarıları da sırada bekliyor.

Yayın organları ve önemli merkezlerde sürekli adı krizlerle, darbelerle anılan Türkiye’nin imajı yerle bir oluyor. Ülke dışında yayınlansın diye hazırlanan reklamlar, tanıtım filmleri çöpe gidiyor, milyonlarca dolar boşa harcanıyor. Ankara içine kapanıyor. Hükümet üyeleri krize odaklanıyor, yurtdışını gündemlerinden ister istemez çıkarıyorlar. Ne Amerika ne Avrupa ne de dünyanın başka önemli yerlerindeki gelişmeleri yeterince takip edebiliyorlar. Fırsatlar kaçırılıyor. Hükümet ve ülke enerjisini iç tartışmalara harcıyor.

Türkiye’deki her kriz yurtdışına etki yapıyor. Türkiye’nin geleceği ile ilgili kaygıların, endişelerin dile getirildiği yayınlar, ülke dışında yaşayan Türklerin morallerini bozuyor. Demokratik, sosyal hukuk devletinde yaşadığını göğsünü gere gere söyleyen Türk vatandaşları, işadamları ve çeşitli kurumlar, demokrasi liginden düşüşün korkusunu yaşamaya başlıyor. 21. yüzyılda totaliter rejimlerle birlikte anılma ihtimali insanlara utanç veriyor.

Dünyadan kopuş ve içi kapanma

Türkiye’nin kapatma davası ile ne kadar iç gündeme döndüğünü görmek için son bir haftanın Türk gazeteleri ile Amerika ve Avrupa’da yayınlanan gazetelerin birinci sayfalarını yanyana koymak yeterli. Kapatma davasının kabul edildiği günün ertesi günü (1 Nisan) yayınlanan Türkiye’deki gazetelerin birinci sayfaları ile aynı günün Amerika’da yayınlanan ulusal gazetelerinin birinci sayfalarına göz attım. Dünyada ağırlığı olan iki önemli aktör ABD  ve Türkiye gündemleri arasında küçücük bir kesişme bile yoktu. New York Times, USA Today, Washington Post, Wall Street Journal gibi gazetelerin en önemli gündem maddeleri ekonomik krizdi. Hazine Bakanı’nın açıkladığı 218 sayfalık tedbirler paketi birinci sayfalardaki en önemli haberdi. Petrol fiyatlarındaki artış, Çin’de düzenlenecek Olimpiyatların boykot edilmesi, bu ülkedeki insan hakları ihlalleri,  NATO zirvesi ve Gazze’deki gelişmeler diğer birinci safya haberleri olarak sıralanıyordu. Türkiye’nin gündeminde ise sadece ve sadece kapatma davası  vardı. Amerika’da etkisini iyice hissettirmeye başlayan ve Türkiye’yi de içine alacak ekonomik buhranla ilgili bile Türk gazetelerinin birinci sayfasına yansıyan tek bir haberin olmaması durumun vahametini gözler önüne seriyor.

Büyük devletler, uluslararası büyük- küçük kuruluşlar, yıllık, beş yıllık, on yıllık planlarla geleceklerini planlıyor. Yaklaşan ekonomik bunalıma çareler arıyorlar. Ülkemizde ise yarın ne olacak kimse bilmiyor. 6 ay içinde iktidar partisi kapatılır ve demokrasiyi iptal ediyoruz denirse bu yılla birlikte önümüzdeki yıl ve yıllar da kaybedilebilir. Bir avuç darbecinin göz göre göre uçuruma süreklediği ülke,  hepimize acı ve ızdırap veriyor.

cafesiyaset.com

Bu haber 725 defa okundu.