abesle iştigal | " /> abesle iştigal | "/>

En Sıcak Konular

'Şeriat geliyor' iddiası abesle iştigal

5 Nisan 2008 13:42 tsi
'Şeriat geliyor' iddiası abesle iştigal Atatürk laikliği, çoğunluğu Müslüman bir ülkede liberal demokrasiyi korumanın en iyi yolu. AKP de bu geleneğe bağlılığını vurgularken, başörtüsü yasağını kaldırmanın şeriata yol açacağını düşünmek saçma. Üstelik, partinin AB için söz verdiği reformlar İsl

The Ekonomist'in 3 Nisan tarihli başyazısı:

Modern bir demokraside, bir mahkemenin beş yılı aşkın süredir hükümette olan ve daha dokuz ay önce tekrar iktidar seçilen bir partiyi kapatabileceği düşüncesi tuhaf görünür. Ancak Türkiye'de bu yaşanabilir. 31 Mart'ta Anayasa Mahkemesi oybirliğiyle Yargıtay başsavcısının AKP'nin kapatılması ve Başbakan Tayyip Erdoğan da dahil 70 parti mensubunun siyasetten beş yıl men edilmesi talebiyle açtığı davayı görüşmeyi kabul etti. Oy çokluğuyla Cumhurbaşkanı Abdullah Gül aleyhindeki benzer bir davayı görüşmeye de karar verdi.
Acayip bir dava gibi görünüyor olabilir, fakat 1920'lerde Kemal Atatürk tarafından kurulan katı laik Türkiye Cumhuriyeti'nde buna benzer çok örnek var. Bugünkü AKP'nin atası olan Refah Partisi de daha 10 yıl önce, ordunun parti lideri (ve dönemin başbakanı) Necmettin Erbakan'ı istifaya zorlamasından kısa süre sonra kapatılmıştı. Aynı bugün gibi o zaman da başsavcı, alenen İslamcı iktidar partisini 'laiklik karşıtı faaliyetlerle' itham etmişti. Bizzat Erdoğan da, ki o dönem İstanbul'un Refahlı belediye başkanıydı, halka İslamcı bir şiir okuduğu için kısa süre hapse atılıp yargı ağına yakalanmıştı.


Laiklerin demokrasi inancı zayıf
Ancak bugünkü şartlar, 1997-1998'den çok farklı. AKP ılımlı İslamcı olmakla beraber, Refah Partisi'nden daha yumuşak. Refah sallantılı bir koalisyonun parçasıydı, AKP'ninse büyük bir meclis çoğunluğu var. Dahası Türkiye'de savaştan bu yana en iyi yönetimi sergiledi. Ceza kanununu modernleştirdi, Kürtlere, diğer azınlıklara ve kadınlara yeni haklar verdi, orduyu sivil denetim altına aldı ve geçmişte laik seleflerinin hiçbirinin başaramadığını yapıp istikrarlı, hızla büyüyen bir ekonomiye imza attı. Ve bunu Türk hükümetlerinin 40 yılı aşkın bir süredir göz koyduğu bir ödülü 2005'te alarak taçlandırdı: AB'yle üyelik müzakereleri resmen başladı.
Yani Türk seçmenlerin Erdoğan ve AKP'yi geçen temmuzda ezici bir oy oranıyla tekrar iktidara getirmesinde şaşılacak bir şey yok. Ancak parti ordu ve katı laiklerin hışmına uğruyor. Ordu, hükümetin yeni anayasa planlarını ileriye götürmesi halinde imtiyazlı statüsünü yitirebileceğinden korkuyor. Laikler AKP liderliğinin ülkeyi şeriatla yönetilen bir İslam cumhuriyetine dönüştürmek yönünde gizli bir siyasi programı olduğundan endişe ediyor. Erdoğan ve Gül'ün birçok açıklamalarını da bunun kanıtı olarak gösteriyor (sözgelimi Erdoğan'ın demokrasiyi menzile ulaşmak için binilmesi gereken bir tren olarak niteleyen sözleri). Son olarak hükümetin kadınlara üniversitelerde İslami başörtüsü giyme izni verme planına yüksek sesle itiraz ettiler.
Atatürk'ün laik geleneği, büyük çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede liberal demokrasiyi korumanın en iyi yolu olduğunu kanıtlamış durumda. Korunmaya değer bir miras bu. Fakat Erdoğan ve Gül de bu geleneğe sıkı sıkıya bağlı olduklarını açıkça ifade ediyorlar. Ve 10 yıl önce katı bir biçimde dayatılan başörtüsü yasağını kaldırmanın şeriata yol açacağını düşünmek abesle iştigal. Dahası, AKP'nin Türkiye'yi olası AB üyeliğine hazırlamak için söz verdiği reformlar (buna yeni anayasa da dahil) bir İslam cumhuriyetinin kurulmasını imkânsız hale getirecektir.
Bunların hiçbiri, demokrasiye inançları hiç de güçlü görünmeyen orduyu ve laikleri teskin etmiyor. Generaller geçen nisanda AKP'nin Gül'ü cumhurbaşkanı seçmesini engellemek amacıyla açıkça darbe tehdidinde bulundu. Parti temmuzdaki seçimleri tekrar kazanınca ordu geri adım attı ve neticede Gül'ün seçilmesine izin verdi. Başsavcının AKP aleyhine açtığı davaysa, bu tatsız oyunun yeni bir aşamasından ibaret.


Demokrasi laiklikten önemli
Peki başarılı olacak mı? İddianame ciddiyetten o kadar yoksun ki, bilgili bir mahkeme davayı derhal geri çevirirdi. Partinin güçlü halk desteğine sahip olması gerçeği davayı daha da tehlikeli kılıyor ve zaten finans piyasaları da diken üstünde. Ancak ne yazık ki bizzat mahkeme katı laik yerleşik yapının bir parçası; geçen mayıstaki 367 kararıyla öyle olduğunu gösterdi. Aylar süren görüşmeler ve siyasi felcin ardından AKP aleyhinde karar vermesi hiç de uzak bir ihtimal değil.
Erdoğan krizin uzamasını önlemek istiyorsa, 1980 darbesinden sonra ordunun yazdığı anayasanın yerine, barışçı siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıran bir anayasa planlarını ortaya koymalı. AKP meclisin beşte üçüne sahip, yani anayasal değişiklikleri referanduma sunma gücü var. Türkiye ancak demokrasinin laiklikten daha önemli olduğunu kesin bir biçimde gösterirse, gerçekten modern bir Avrupa ülkesi haline gelecektir. (Başyazı, 3 Nisan 2008)



Bu haber 347 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,874 µs