En Sıcak Konular

'Kapatma davası seçimlerin rövanşı'

5 Nisan 2008 11:26 tsi
'Kapatma davası seçimlerin rövanşı' AB-Türkiye Karma Parlamento Eşbaşkanı Joost Lagendijk'in iktidar partisine açılan kapatma davasına yönelik Avrupa'nın görüşünü dile getirdi. Yeni Şafak'tan Murat aksoy'a özel röportaj veren Lagendik, ilginç açıklamalarda bulundu.

Murat Aksoy'un Yeni Şafak'taki özel röportajı

AK Parti'nin kapatılma davası gündeme gelince AB'den peş peşe sert açıklamalar geldi. AB-Türkiye Karma Parlamento Eşbaşkanı Joost Lagendijk, AB Komisyonu genişlemen Sorumlu Üyesi Olli Rehn yaptıkları açıklamalarla, AB üyelik ilişkilerinin askıya alınabileceğini ima ettiler. Türkiye'nin “AB Yılı” ilan ettiği 2008 yılında ilişkilerin askıya alınması hoş değil.

AB Türkiye Karma Parlamento Eşbaşkanı Joost Lagendijk ile Conrad Otel'in lobisinde buluştuk. Bir önceki akşam İstiklal Caddesi'nde tek başına gördüm onu. Açıklamaları zaman zaman rahatsız edici olsa da o, bizden biri. Türkiye'nin yaşadığı kaostan çıkış yolunu AB üyeliği olarak gören Lagendijk, “üyelik Avrupa için değil Türk halkı için bir ihtiyaç” diyor. Onu AB ilişkilerimizden ile tanıyoruz. Bir özelliği daha var “yabancı damat” Gazeteci Nevin Sungur ile evli olan Joost Lagendijk, önümüzdeki yıl parlementerliği bırakabileceğini ve sakin bir hayat sürmek istediğini söyledi. Türkçe öğrenememekten şikayetçi. Garsona “cappicuno lütfen” ve ardından da “çok teşekkürler” dedi. Eminim daha fazlasını öğrenmiştir.

AK Parti'nin kapatılması davasının Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilmesi sizi şaşırttı mı?

AK Parti'nin kapatılma davası konusunda, Avrupa ülkeri arasında davayı savunacak ve bu hukuksal müdahaleyi anlayabilecek tek bir politikacı bile bulabileceğinizi zannetmiyorum. Pek çok yorumcu, benim de daha önce kullandığım şekilde bu süreci "hukusal bir darbe" olarak niteliyor. Çünkü bu dönemde olanlar, seçim döneminden sonra olanları birebir hatırlatıyor. Baykal'ın ve diğerlerinin laikliğin elden gittiği yönünde ağıtlar yakanların söylemleri dışarıdan hiç de inandırıcı bulunmuyor. Biliyorsunuz, çözümsüzlük istendi ve seküler yapılanma ülkeyi seçimlere taşıdı, istenen sonuç olmadı ve artık ordunun da müdahale edemeyeceği bir noktaya gelinen Türk siyasetinde, Temmuz 2007'da siyasi olarak tamamen "kaybetmiş" olan katı-Kemalist kesimin artık tek umudu devlet bürokrasisiydi.

DAVA AK PARTİ'Yİ AB'DE GÜÇLENDİRDİ

Yaşananlar "kaybedenlerin" intikamı mı?

AKP ve CHP arasında Türk toplumunun yönü neresi olacak şeklinde bir tartışma yaşanıyor, eğer CHP, AK Parti'ye muhalefet etmek istiyorsa, öncelikle Türk halkını inandırmalı. Toplum size değil, AK Parti'ye daha çok inanıyorsa, o zaman siz kaybetmişsiniz demektir. Bu durumu geçen seneki seçimlerin intikamı olarak görüyorum. Bu durum bir anlamda seçimlerde "hata" yaptığı düşünülen topluma, "bakın siz seçimlerde hata yaptınız, biz şimdi durumu düzeltiyoruz kendi yollarımızla" gibi bir hiç de demokratik olmayan bir mesaj verilmektedir.

Dava Türkiye-AB ilişkilerine etkisi ne olur?

Bu dava için katiyen AB tarafından bir destek söz konusu değildir. Ve esasında Avrupalıların bakış açısından, AK Parti'yi demokrasi savunucusu olması açısından daha yüksek konuma getirmektedir. Avrupalılar bu davayı demokrat bir rejimin bir parçası olarak görmek istemezler. Parti kapatılmasının demokrasi içinde yeri olmaz. İşte tüm bunlar esasında demokrasiye bağlıdır, illa ki AK Parti'nin her yaptığıyla bağlantılı olmak zorunda değildir, dediğim gibi kapatılma demokrasiyle alakalıdır bu konu. Bu açıdan, Mahkeme kararı ile ilgili olarak daha evvelki basın görüşmelerimde de belirttiğim gibi hiçbir şekilde sempati ile yaklaşılması söz konusu değildir. Türkiye'nin AB ülkeleri içindeki imajı zedelenmektedir. Avrupa içinde parti kapatılması gibi konular olmaz. Evet, İspanya'da yaşandı ama uzun yıllar önce terörist örgüt sebebiyle, ancak diğer geri kalan ülkelerde eşi benzeri yok parti kapatmanın. Bu durumda çıkan sonuç, gerçek demokrasinin varlığı ya da yokluğunu tartışmak olacaktır.

AK PARTİ DE HATALAR YAPTI

Davayı AB'de sevinçle karşılayanlarda vardır sanırım...

Evet Fransa ve Avusturya mesela. İnanın, Paris ya da Viyana'daki kimi kesimler bu mahkeme kararından dolayı çok mutlular, çünkü biliyorlar ki bu dava Türkiye'nin AB üyeliğinde ciddi bir yarar almasına yol açıyor. Anayasanın 68 ve 69 nolu maddelerinin değiştirilmesi konusunda ben AK Parti'yi destekliyorum. Ancak AKP'ye tavsiyem şu şekilde, sadece bu iki madde ile sınırlı kalmamalı, oluşturulan Anayasa Reform Paketini külliyen uygulamaya koymalı. Dolayısıyla son birkaç ayda AK Parti'nin bunu gündeme bile getirmemesinden dolayı eleştiriyorum.

AK Parti nerede hata yaptı?

Ben her zaman başörtüsü yasağının kalkmasını savundum, ancak bunun tek başına yapılmaması gerektiğini, genel bir reform paketinin bir parçası olarak görülmesi gerektiğini vurguladım. Bu açıdan AK Parti hatalıydı. Ancak her şeye rağmen bugün AKP'nin önünde eşsiz bir fırsat var. AB hedefine ne kadar bağlı olduklarını, kısmı demokrasi için değil, tam demokrasi için bir yolda olduklarını gösterebilirler geniş çaplı bir reform paketinin hayata geçirilmesi ile. Bu paket ifade özgürlüğünden azınlık hakları, Kürtlerin durumuna kadar pekçok konuda zengin içerikte olmalı. Esasında AK Parti 2003 ve 2004'te bu hedefe yaklaşıyordu, ancak son birkaç senede uzaklaşmaya başladı. AK Parti bu geniş tabanlı reform paketiyle aynı zamanda sadece Türkiye'deki liberallerle değil, Avrupa'daki liberallerle arasındaki buzları eritmiş olur ve yeni bir köprünün inşası için son derece sağlam bir adım atılmış olunur. Benim de tüm umudum bu yönde. Ayrıca benim gibi düşünenler, AK Parti'yi son birkaç yıldır destekleyenler samimi olarak AK Parti'yi eleştiriyor. Örneğin başörtüsü ile ilgili yasa değişikliğinde de, içerik olarak AK Parti'ye destek vermemize rağmen, yapılış yolu - metodu açısından ciddi şekilde eleştirdik. Kürt konusunda da benzer bir durumla karşılaştık.

Bu hatalar düzeltilebilir sanırım...

Evet. Parti kapatılması konusunda ise stratejik bir hata var. Evet, herkes hata yapabilir, ancak hatanızı anlamak ve telafi etmek de mümkündür. AK Parti bu hatayı genel bir reform paketi ortaya koyarak düzeltebilir. Bu olursa, sadece Avrupa'dan değil, aynı zamanda Türkiye'deki liberaller ve demokratlardan da destek alınmış olunur. AK Parti bugün sorunun çözülmesi için uygun bir konumda esasında, ancak umarım bu konuda ellerini çabuk tutarlar.

TOPTAN REFORM ŞART

Yapılması gerekenler neler?

Bütünlüklü bir reform. 301 nolu yasa, konuşma özgürlüğü, vs. Bu tip hassas konularda Avrupa Türkiye'yi yakından inceliyor, ancak sırf Avrupa istediği için tek bir yasa geçirmek hoş karşılanmaz, daha bütüncül düşünmeli ve gerçektende de Türkiye'nin bu anayasal reforma ihtiyacı olduğu için yapılmalı tüm reformlar. İfade özgürlüğü, azınlık hakları, Türkiye bunları istediği için yapılmalı, Avrupa istedi diye olmamalı. Avrupa Türkiye'yi adil şekilde değerlendiriyor ve yorumluyor. Temel değerler konusunda Sarkozy'e ya da Avusturya'ya bakmamak gerekiyor, Avrupa baskı yaptığı için değil, Türk halkı istediği için reformların yapıldığını Türkiye Avrupa'ya kanıtlamalı. 2007 seçimlerden itibaren ben bu yönde bir atılım bekliyorum, ancak AK Parti'den böyle bi hamle göremiyorum. Seçimlerden sonra AK Parti, yüzde 47'lik oy zaferinin de etkisiyle kendine çok güvenmeye başladı ve her istediklerinin kayıtsız şartsız kabul edileceği gibi bir yanlışlığa düştü. Ülke içindeki liberalleri, Avrupa'daki ittifaklarını unuttu. Bu da esasında anlaşılabilir bir durum, AKP'nin büyük bir parti olduğu ortada ancak artık geniş çaplı bir reform paketi için uğraşmalı, ve ülke içinde ve dışında unuttuğu dostlarını yeniden kazanmaya çalışmalı.


AK Parti Kürt sorununda çözümü biliyor

AK PARTİ Kürt "Sorununa" nasıl yaklaşmalı(ydı)?

Esasında bu konu tam da sivil operasyonlarla ilgili tam da belirtmek istediğim konuya denk geliyor. Esasında AK Parti ne yapması gerektiğini biliyor. Ekonomi konusunda, bu uzun vadeli bir konu, bir günde istihdam yaratamazsınız, AK Parti son birkaç yılda gayet başarılı işler yaptı. Ve ekonomik iyileşme AK Parti'nin bu denli oy almasında önemli bir rol oynadı. Sosyo-ekonomik olarak yapabileceklerinin yanısıra, diğer konularda da AK Parti daha cesaretli olmalı, örneğin dil özgürlüğü. Şuan son derece belirsiz bir durum var. Örneğin TRT bölgede yayın yapıyor, ancak bir lokantada Kürtçe su istediğiniz zaman hakkınızda suç duyurusu açılıyor. Bu durum Türkiye'ye faydadan çok zarar getiriyor. Türkçe ve Kürtçe neden birlikte olmasın. Kürtlerin yoğun yaşadığı şehirlerdeki valiler sadece Kürtçe konuşabilen vatandaşların olduğunu biliyorlar. Kürtlerin reform sürecine dahil edilmesi, farklı etnisitelere sahip olmak bir zayıflık değil, tam tersine bir kuvvet doğurabilir.

Bu süreç PKK'yı denklem dışına çıkarabilir sanırım...

Evet aynen öyle. Sosyo-ekonomik olarak, dil özgürlüğü ve diğer kültür-kimlik-tanınma temelinde verilecek özgürlükler ile PKK tamamen saf dışı bırakabilir. Bu şekilde siyaset de rahatlamış olur, parlementoda Kürt sorunu kaynaklı yaşanan gerilimler bertaraf edilmiş olur. Bugün hala anlayabilmiş değilim, AK Parti askeri müdahaleyi yaptıktan sonra neden orada durdu ve sivil reformlara girişmedi. Bugün kapatılma denildiğinde AK Parti ön plana çıkıyor, ancak DTP de kapatma davası kapsamında.


Avrupa CHP'ye inanmıyor

CHP bu süreçte nerede duruyor sizin gözünüzde?

Esasında Türkiye'deki liberal ve demokratların sorunu, bizimkiyle aynı. AK Parti bugün demokrasiye bağlılık gösteren tek büyük parti. Ancak diğer taraftan CHP ise, esas muhafazakar onlar. AK Parti bu açıdan muhafazakar olarak Avrupa içindeki hem liberal hem de sosyalist partilerle koalisyona gidebilir, CHP ise tamamen marjinalize olacak ve yalnızlaşacaktır. Avrupa'da kimse onlara inanmıyor ve desteklemiyor. Avrupa'dan görünen şu, ne zaman AK Parti bir reform yasası geçirmeye çalışsa, CHP mahkemelere başvuruyor ve engellemeye çalışıyor. Bugün parlementoda AK PARTİ gibi AB lehine bir parti olması hem Türkiye, hem de AKP için son derece faydalı olacaktır. AKP dışında bugün bu taahhütü verecek başka bir parti yok Türkiye'de.


DTP PKK'ya mesafe almalı

DTP'yi kapatmanın hangi amaca hizmet edeceği meçhul, ayrıca bu noktada DTP'yi de eleştirmek gerekiyor. Zira PKK ile aralarına bir türlü mesafe koyamamaları hem onları hem de Türkiye'yi gittikçe zor bir duruma sokuyor. Eğer PKK ile bağlantıları olmadığını ortaya koyarlarsa ve sadece Kürtlerin siyasi hakları için varolduklarını vurgularlarsa, o zaman hayat Kürtler için daha güzel olacak, AK Parti ile birlikte olup hayatı Kürtler için daha iyi bir hale getirebilirler.



Bu haber 321 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,588 µs