En Sıcak Konular

Hukukun üstünlüğü, Ertuğrul Özkök ve Zarife'nin namusu

3 Nisan 2008 19:23 tsi
Mehmet Ali Bulut / Sonsaniye.net

Hukuk hak kökünden gelir ama her zaman ‘hakk’a hizmet etmez.

Hukuk üstündür deyip duruyorlar.

Hayır. Hukuk değil hak üstün’dür. Onun üstünlüğü de adalet içeriyor olmasındandır.

Demek ki üstün olan ve üstün olması gereken adalettir.

Hukuk adaletin tecelli yollarından sadece biridir.

+  +  +

Atv’de oynayan bir dizi var; Elveda Rumeli diye…

Son iki bölümünde yaşananlar, hukuk mu adalet mi esastır tartışmalarına iyi ışık tutuyor.

Sütçü Ramiz’in güzel kızı Zarife, Makedonyalı bir Hıristiyan olan Aleks’e gönlünü kaptırmış. Zaman zaman gizlice buluşuyorlar. Ama aralarında bir şey yok. Temiz bir aşk yani.

Fakat evlenmeleri imkânsız… Çünkü Müslüman kızın Hıristiyan’la evlenmesine kanunlar müsaade etmiyor.

Böyle, yine gizlice buluştukları bir anda, iki sevgili, isyancı militan Dimitri ve arkadaşlarının baskınına uğrarlar. Böylece Müslüman Zarife ile Hıristiyan Aleks’in aşkları faş olur.

Zarife, bu durumu ailesinin şerefine yediremez ve Aleks’e, birlikte kaçmayı önerir. Ve kaçarlar.

Zarife’yi seven yarı meczup bir tip, olayı yetkililere bildirir. Müslüman kızı Zarife’nin bir Hıristiyan gençle kaçmış olması onur kırıcı kabul edilir.

Önce, Ramiz Efendi bunu kendine yediremez ama o babadır. Sonunda kızını affeder.

Fakat biri var ki o affetmek istememektedir. Entrikacı ve muhteris vekil kaymakam!

İlla da Zarife’ye zina isnat ettirip cezalandırmak ister! Tahrik ve yalanlarla halkı da yanına çeker.

Kadı da emrindedir. Dört de şahit bulunur. Hukukun istedikleri deliller hazır yani.

Ama izleyici, yetkililer, ailesi Zarife’nin masum olduğunu biliyorlar. Fakat  hukukun hüküm vermek için istediği şartlar tam: Çünkü dört şahit var ve Zarife’nin Aleks ile zina yaptığını iddia edip “gördük” diyorlar.

Suçsa suç. İddianame ise iddianame… İsnat ise isnat ve şahit ise şahit! Hukuk için her şey tamam. Ve karar:

Zarife zina etmiştir!

Oysa Zarife masum! Bunu herkes biliyor. Fakat hukuk diyor ki “Zarife’nin zina ettiği vuku bulmuştur, kırbaç vurula!”

…..

İşte AK Parti de bana göre böyle bir hukuki karara kurban edilmek üzere! Yani hukuk diye diye adalet hanımın namusu bir kere daha kirletilecek.

Yüz yıldır, en az beş on kere tanık olduğumuz işlem bir kere daha gerçekleştirilecek.

Yaşasın “hukukun üstünlüğü”!

Adaletin ırzına geçilmiş kimin umurunda!

*  *  *

“DUVARA ASILACAK FOTOĞRAF”

AK Parti’nin kapatılması ile ilgili İddianamenin kabul edildiği gün, tek sıra halinde dizilmiş Anayasa Mahkemesi üyelerinin Yüce Divan toplantısının fotoğrafını, Hürriyet, manşetten vermişti. Ertesi gün Ertuğrul Özkök de o resimle ilgili bir yazı yazmıştı.

Yazının başlığı “Duvara asılacak Fotoğraf”tı. Şöyle diyordu:

“Bundan tam bir yıl önce, 4 Nisan günü bir yazı yazmıştım. Bir gün önceki Hürriyet'in manşetinde, Anayasa Mahkemesi'nin Yüce Divan olarak çalışmasını gösteren bir fotoğraf yayınlanmıştı.

O fotoğraf çok etkileyiciydi.

O gün, "Keşke bütün siyasiler odalarının duvarına bu fotoğrafı asıp her gün ona baksalar" diye geçirmiştim…”

Siz de bu cümlenin altındaki tehdidi hissediyor musunuz?

Ertuğrul Eefendi, sistem adına aba altından sopa gösteriyor. Suret-i haktan görünerek, laikçilerin onayını almayan ama toplumun yüzde 80’inin itimadını kazanmış siyasilere diyor ki;

- Ayağınızı denk alın! Biz ne diyorsak odur. Tezgâhımıza ilişirseniz, emrimizdeki askeri üzerinize salarız. Onlar yapmazlarsa Yargımız var. O da olmazsa Anayasa Mahkemesi var. İndiririz tepenize demokrasinin laiklik kılıcını –yoksa Demokles’in mi olacaktı- sizi ezeriz. Sakın bunu unutmayın! Öyle ben siyaset yapıyorum. Benim arkamda halk var falan yemez!

Ertuğrul Bey, tabii ki bunu, demokrasi zarar görmesin(!) diye yapıyor. Yoksa o tehdit gibi banal işlerle uğraşır mı hiç(!) Kendileri medenidirler çünkü. Hem rakı yerine şarap içerek, bildiğimiz ulusalcı laikçi Atatürkçülerden olmadığını ispat bile etmiştir.

……

Fakat nedense o cümlesi bana beş maymun kıssasını hatırlattı.

Malum adamın biri, maymunları terbiye edilebilir miyim diye merak etmiş. Büyük bir kafes yaptırmış. Kafesin tavanına muz asmış, bir de yüksekçe bir merdiven koymuş. Ardından da bir maymunu kafese kapatmış.

Hayvan doğal olarak muzu fark eder etmez, merdiveni dayamış muzun altına ve tam muzu alacakken, yukarıdan üzerine sıcak su dökülmüş.

Bu deney, sayısız kere tekrar edince, sonunda maymun, o muzlara dokunulmaması gerektiğini öğrenmiş.

Derken kafese ikinci bir maymun konulmuş. Sıcak su ile terbiye edilen maymun yeni geleni, merdivenden uzak tutmaya çalışmış. Ama bir türlü yeni maymun anlamak istemiyormuş. Her fırsatta merdivene tırmanıp muzları yemek istiyormuş.

Eski maymun bakmış olmuyor, yeni gelen ve muza ulaşmayı kafaya koymuş maymunu bir güzel pataklamış. İkinci maymun da sonunda dayak yiye yiye merdivene çıkmamak gerektiğini öğrenmiş…

Derken üçüncü bir maymun konulmuş kafese. Bu sefer de dayakla terbiye edilmiş maymun, hemen merdivenin önüne geçmiş ve yeni gelenin merdivene yönelmesini engellemeye çalışmış.

Artık muz falan yoktur. Çünkü merdivene çıkmayı denemek bizatihi tabu olmuştur. Üçüncü maymun da, dayakla terbiye olmuş ikinci maymunun tehdit ve yıldırmaları sonunda merdivenin yasaklı olduğunu öğrenmiştir.

Derken dördüncü ve beşinci maymunlar da sırayla kafese alınmışlar ve her biri kendinden öncekinin tehdit, baskı ve dayağı ile merdivene tırmanmamak gerektiğini öğrenmişlerdir.

Aslında birinci maymundan başka hiç kimse, niçin o merdivene tırmanılmaması gerektiğini tam bilmiyordur. Fakat merdivene tırmanmak kutsala saygısızlık halini almıştır sonunda…

Derken bu maymunlar alınıp her şeyin serbest olduğu ve dileyen maymunun dilediği gibi davrandığı dev bir kafese bırakılmışlar. Diğer maymunlar istedikleri gibi merdivenlere tırmandıkları ve tavanlarda asılı muzlardan yedikleri halde, bu beş maymun asla merdivenlere tırmanmıyor ve tırmananlara da mani olmaya çalışıyorlarmış. Ama nafile… Artık merdivenler çok ve muzun farkında olanlar da sayısızmış…

Kıssadan hisse çıkarmaya gerek var mı bilmem ama ben yine de ana hatlarıyla temas edeyim. Siz geri kalanını tamamlarsınız.

1945’lere kadar millet ne zaman ki biraz hürriyet ve inanca saygı istedi, üzerine kaynar sular döküldü.

Kaynar su dökülerek terbiye edilen ve memuriyetle taltif edilen ilk nesil, sistemin gönüllü bekçileri oldular.  Ve kendilerinden sonra gelen ve farklı şeyler isteyen herkesi döverek bir şey istememeye alıştırdılar.

Sayın Özkök’ün nesli; yani 68 kuşağı da teşbihte hata olmasın dövülerek terbiye edilmiş bir nesildir. O yüzden onun tepkilerini anlayabiliyoruz. Empati yapabiliyoruz.

Ama o da artık empati yeteneğini kullanarak artık yasak tanımayan ve bir şeyler istedi diye dayak yemek istemeyen bir nesil geldiğini fark etsin. Tek istediğimiz bu.

Yoksa şartlar onları mensup oldukları kesim ile birlikte azınlık kalmaya mahkûm edecek. O zaman anlayacaklar:

 “Adalet, çağın demokratik gelişimlerine ayak uyduramayan hukukun üstünlüğünden daha üstündür!”

 



Bu haber 834 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,738 µs