AKP için 6 senaryosu | " /> AKP için 6 senaryosu | "/>

En Sıcak Konular

Ruşen Çakır'ın AKP için 6 senaryosu

3 Nisan 2008 17:19 tsi
Ruşen Çakır'ın AKP için 6 senaryosu NTV siyaset danışmanı ve Vatan yazarı Ruşen Çakır, Anayasa Mahkemesi'nin son hamlesi sonrası AKP için olası senaryoları ve sonuçlarını kaleme aldı.

İşte Ruşen Çakır'ın Vatan'daki yazısı:

AKP kapatılma davasından en az hasarla kurtulmak için her yolu deneyecek: Parlamento içi uzlaşma çabaları sonuç vermezse referandum, o da sonuç vermezse yeni partiyle yola devam edecek.

AKP'nin birinci alternatifi 
AKP, MHP ile anlaşır, Anayasa’yı değiştirir ve kapatılmaktan kurtulur

MHP’nin daha önce Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve türban düzenlemesinde AKP ile işbirliği yapmış olması nedeniyle ilk akla gelen seçenek buydu. Ancak türban konusunda AKP tarafından bir tür kullanıldığını düşünen MHP bu sefer iktidar partisiyle birlikte hareket etmek için aynı heyecanı göstermedi. Öte yandan MHP lideri Bahçeli tarafından geliştirilen “partilerin kapatılmasını engelleyip partililerin cezalandırılması” önerisi, liderleri Erdoğan’ın siyasi yasaklı olması ihtimali nedeniyle AKP’lilerce benimsenmedi. Şu günlerde, AKP yanlısı bazı medya kuruluşları ve yazarlar MHP’yi 367 krizindeki ANAP ve DYP’nin durumuna düşüyor olmakla eleştiriyorlar. Fakat MHP bu tür gözdağlarına iltifat etmeyip krizi belli bir mesafeden izlemeyi tercih edeceğe benziyor. Kaldı ki bu formülün, CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne gitmesi kesin olacağı için sonuç alıcı olma şansı hayli düşük.

AKP'nin ikinci alternatifi
AKP, CHP ile anlaşır, Anayasa’yı değiştirir ve kapatılmaktan kurtulur

Her iki partinin, özellikle de liderlerinin son yıllarda birbirlerine karşı amansız bir yıpratma stratejisi izlemeleri nedeniyle en son akla gelen seçenek bu. Ülkenin ezici bir çoğunluğu CHP lideri Baykal’ın, sandıkta yenemediği AKP’nin kapatılıp Erdoğan’ın yasaklı kılınmasını arzuladığına inanıyor. Buna karşılık aynı Baykal’ın aynı Erdoğan’ın siyasi yasağını kaldırtmış olduğu da hatırlatılıyor. Bir diğer hatırlatılan husus da 1980 öncesinin Türkiyesi. ÖDP lideri Ufuk Uras’ın da altını çizdiği gibi Süleyman Demirel ile Bülent Ecevit hiçbir şekilde uzlaşmayınca ülke askeri darbeyle tanışmıştı. Fakat iki lider de bugüne kadar doğrudan ya da dolaylı olarak diyaloğa geçeceklerine dair herhangi bir işaret vermiş değiller. Ayrıca Baykal’ın neler karşılığında AKP’yi ve Erdoğan’ı kurtarabileceği; Erdoğan’ın da bunları kabul edip etmeyeceği belirsiz.

AKP'nin üçüncü alternatifi 
AKP tek başına Anayasa’yı değiştirir, referanduma gider, kazanır ve kapatılmaktan kurtulur

MHP ve CHP ile uzlaşmanın imkansız olduğunu düşünen AKP’lilerin önemli bir bölümü geriye bir tek referandum seçeneği kaldığını düşünüyorlar. Her ne kadar AKP’liler referandum için gerekli olan 330 oya ulaşmada sorun yaşamayacaklarını, yani gruplarından 10 kişi fire vermeyeceklerini düşünseler de böylesi bir gelişme pekala mümkün. Muhtemel fireleri dengelemek için DTP’ye yönelmek de parti içindeki Türk milliyetçilerinin tepkisine yol açabilir. Öte yandan Cumhurbaşkanı Gül de doğabilecek riskler nedeniyle referanduma yanaşmayabilir. Şöyle ki Baykal “Anayasa değişikliklerinin referanduma sunulması laikliğin oylanması olur” demişti. Bahçeli de referandumun “Türkiye’yi çok büyük sarsıntı ve bölünmelere sürükleyeceği” ve yeni “tehdit ve tehlikelere” yol açacağı uyarısında bulundu.

AKP'nin dördüncü alternatifi 
AKP Anayasa değişikliğine gitmez, savunmasını yapar ve aklanır


AKP’liler bir yandan Anayasa’yı değiştirmenin formülleri üzerinde çalışırken diğer taraftan çok iddialı bir savunma hazırlığı içindeler. Normal şartlarda mükemmel bir savunmayla bu iddianamede dile getirilen iddiaların çoğunu geçersiz kılmak pekala mümkün olurdu. Ancak Mahkeme’nin daha önceki 367 kararı nedeniyle AKP’liler hiç ama hiç umutlu değiller.

AKP'nin beşinci alternatifi 
AKP Anayasa değişikliğine gitmez, savunmasını yapar ve Hazine yardımının kesilmesi cezasına çarptırılır

Anayasa’nın 69. maddesine Ekim 2001’de eklenen “Temelli kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasî partinin Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verilebilir” cümlesini krizden en yumuşak şekilde çıkabilmenin yegane formülü olarak görenler var. Çünkü Mahkeme böylece hem AKP’yi cezalandırmış, hem de Türkiye’yi daha derin bir krizin içine çekmemiş olur. Fakat şu an itibariyle böyle bir ara cezanın çıkması çok düşük bir ihtimal olarak görülüyor. Fakat AKP dava sürecinde “laikliğe karşı eylemlerin odağı” olmadığını kanıtlama yolunda üstün bir gayret sergilerse ve bu çabalar toplum ve devlette AKP’ye kuşkuyla bakan çevreler tarafından takdir edilirse durum değişebilir.

AKP'nin altıncı alternatifi 
AKP Anayasa değişikliğine gitmez, savunmasını yapar ve kapatılır

Toplumun büyük bir bölümü bu Anayasa ve Anayasa Mahkemesi’nin bu yapısıyla, bu iddianameyle AKP’nin kapatılıp Erdoğan başta olmak üzere çok sayıda partilinin yasaklı olmasını mukadder görüyor. İşin ilginci en yukarıdan en aşağıya kadar AKP’lilerin ezici çoğunluğu da aynı kanıda. Eğer böyle bir gelişme yaşanırsa, yasaklı olmayan AKP’liler ya daha önce kurulmuş veya davadan sonra kurulacak bir partiye geçer, yeniden TBMM’de çoğunluğu oluşturur ve yeniden hükümeti kurarlar. Erdoğan ve diğer milletvekillerinden yasaklı olacaklar da ilk seçimlerde (ara seçim de olabilir) bağımsız olarak seçilip Meclis’e dönebilirler. Bunlardan bazıları kabinede bile yer alabilir; başbakan olup olamayacaklarıysa tartışmalı. Ancak bu yeni parti de, daha kurulduğu andan itibaren Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın sıkı denetimi altında, her an bir kapatma davası açılacakmış gibi yoluna devam etmek zorunda kalır.

HÜRRİYET, SAMİ TÜRK İLE KONUŞTU

Bugün Hürriyet Gazetesi de aynı konuya eğilen bir habere yer verdi. Hürriyet'teki haberde Hikmet Sami Türk'ün görüş ve öngörülerine yer verildi. İşte o haber:
 
Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, Hürriyet’e, "Getirilen yasak siyasi partiye ilişkin olur. Anayasa’ya göre bir partinin kapatılmasına neden olan kişi, başka bir partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve denetçisi olamaz. Bağımsız olarak siyaset yapmaya engel yok. Partili siyaset yasağı var. Olası bir kapatma ve siyasi yasak kararı Erdoğan’ın bağımsız adaylığına engel teşkil etmez" dedi. Türk, Anayasa Mahkemesi’nin vereceği olası kararlar ve sonuçlarını şöyle anlattı:

HAZİNE YARDIMI KESİLEBİLİR: Anayasa Mahkemesi’nin kapatma dışında bizim dönemimizde 2001’de getirilen Hazine yardımından tamamen veya kısmen kesme cezası verme olasılığı da var. Anayasa Mahkemesi kapatma dışında AKP’ye Hazine yardımından kesme cezası verebilir.

MİLLETVEKİLLİKLERİ DÜŞER: Anayasa Mahkemesi, AKP’nin kapatılmasına söz ve beyanları ile neden olduğuna karar verdiği kişilere beş yıl süreyle siyaset yasağı koyar ve milletvekilliklerinin düşürülmesine de karar verir. Bu karar Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer.

ERDOĞAN YARGILANABİLİR: Milletvekilliğinin düşmesiyle birlikte Erdoğan’ın dokunulmazlığı kalkar. Başbakan hakkında daha önceden açılmış dava veya davalar varsa bunlardan yargılanır hakkında yeni soruşturma ve dava açılabilecekse, yeniden dokunulmazlık alana kadar yürütülebilir.

HÜKÜMET DÜŞER: Erdoğan’a, siyaset yasağı getirilip milletvekilliğinin düşürülmesi, AKP hükümetinin de düşmesi sonucunu doğurur. Çünkü Başbakanın bir milletvekili olması gerekiyor. Anayasa’nın 84. maddeye göre Erdoğan’ın milletvekiliği düşerse, AKP hükümeti de düşer.

SEÇİM YAPILABİLİR: Siyasi yasak istenen 71 kişiden 40’ı milletvekili. Bunlardan 28’inin milletvekiliğinin düşürülmesine karar verilirse, Anayasa’nın 78. (Meclis’te yüzde 5’lik boşalma halinde ara seçim şartı) maddesi gereği üç ay içinde ara seçime gitmek mecburi hale gelir. Bu durumda ara seçim ya da genel seçim ilan edilebilir.

BAĞIMSIZ SEÇİLEBİLİR: Bu durumda Erdoğan bağımsız olarak Meclis’e girer ve ona destek verecek bir bağımsızlar topluluğu ile yeniden Hükümet’i kurma görevini elde edebilir.

GÜL ÇEKİLMELİ: Burada yargılanan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül değil AKP’dir. AKP’nin laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline gelip gelmediğidir. İddianamede, Gül’ün Dışişleri Bakanı olarak gönderdiği yazılar, yaptığı konuşmalar yeralmaktadır. Siyasi yasak ise milletvekilleri için sözkonusudur. Ancak, Cumhurbaşkanı Anayasa gereği partisizdir. Bu durumda, Cumhurbaşkanı laik Türkiye Cumhuriyeti’nin başkanı sıfatıyla laikliğe aykırı fiillerin odağı olduğu gerekçesiyle kapatılan bir siyasi partinin siyasi yasaklılar listesinde yer alırsa, hukuki açıdan değil ama siyasi etik bakımından çekilmesi gerekir.

Vatan/Hürriyet



Bu haber 682 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,774 µs