Yargı darbesi mi Kemalist darb

3 Nisan 2008 10:18 tsi
İktidar partisi hakkında açılan kapatma davası pekçoklarına göre adeta bir yargı darbesi. Mehmet Altan bugün farklı bir noktaya dikkat çekiyor. "Acaba" diyor, "Bu son hamle başka bir anlama geliyor olabilir mi?"

Mehmet Altan / Star
 
Aslında. Bugün için uzun bir NATO analizi yapmak niyetindeydim. Le Monde Gazetesi’nin ‘Türklerin Kötü Cinleri’ başlıklı başyazısını görünce vazgeçtim. Le Monde geçenlerde de Kıbrıs’ı başyazı konusu yaptı. Ama...

NATO Bükreş toplantısının başladığı ve Fransa’nın NATO’nun askeri kanadına dönüp dönmemesinin ülkede büyük bir tartışmaya sebep olduğu bir günde, yeniden Türkiye’yi konu etmesi çok çarpıcıydı..

Le Monde, genel seçimlerden yüzde 46,7 oranında oy almış iktidar partisi AKP’nin yasaklanmasının, ‘hakiki bir hukuk darbesi’ sayılabileceğini söyledikten sonra yaşanan süreci şöyle özetliyordu:

‘...Bu kapatma kararı DPT’yi de içine alırsa, genel seçimlerde kullanılan oyların yüzde 54’ü gayrimeşru sayılmış olacak. AKP’nin seçim zaferinin hemen sonrasında, üniversitelerde türbanlı kızlara dair yasakların kaldırılmasına dair acelesi, laik ve liberal çevrelerde, muhafazakar partinin gizli bir ajandası olduğu şüphesini ve ülkeye bu ajandayı dayatacağı endişesini besledi...’

Le Monde, Cumhuriyet Başsavcısı’nın açtığı davadaki temel açıyı ‘Kemalizm’den miras kalan laikliğin’ savunulması olarak vurguluyordu...

Ayrıca bu gelişmeyi, ‘Türk usulü Baasçılık’ olarak da nitelendiriyordu...

Yazının bir bölümü şöyleydi:

‘...AKP’yi yaptıkları üzerinden değerlendirecek olursak, tartışılamayacak bir şekilde ‘koyu sofu’ olmasına karşılık, ekonomide liberal, politikada ise pragmatik bir yol izledi.

ABD ve İsrail ile var olan stratejik müttefiklik anlaşmalarını tartışma konusu yapmadı, bu da olgunluğunun işaretiydi. 2007 genel seçimlerinde halkın çoğunluğunun oyunu alarak tekrar iktidar olması bilançosunun - siyasi istikrar, kapsamlı ekonomik reform - olumlu ve Avrupa’dan kopmama konusundaki açık isteğinin sonucuydu.

Bu bütünlük bugün, AB süreci başta olmak üzere tehdit altında olma riskini taşıyor. Müslüman bir gücün AB’ye üye olmasına muhalefet edenlerden, riyakarca, yargının güç gösterisini bahane ederek, Türkiye’nin demokratik olgunluğunu sorgulamalarını bekleyebiliriz...’

***

Fransa’nın ünlü gazetesi Le Monde, ‘Kemalist laiklik’ üzerinden ‘yargı darbesinden’ söz ederken, Almanya’da Türkçe yayın yapan Deutsche Welle’ye özel bir demeç veren Alman Sosyal Demokrat Parti’nin Grup Başkanvekili Walter Kolbow, Adalet ve Kalkınma Partisi hakkında açılan kapatma davasını ‘Kemalist güçlerin demokrasiyi rafa kaldırması’ olarak nitelemekte..

Ayrıca Alman Sosyal Demokrat siyasetçi bu gelişmenin ‘Türkiye’nin AB yolunda geri adım atması anlamına geleceğini’ söylemekte...

Federal Meclis’in Dış İlişkiler, Savunma, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma, İnsan Hakları ve İnsani Yardım Komisyonları’nda üye olan sosyal demokrat politikacı Walter Kolbow durumu şöyle değerlendiriyordu:

‘Bu girişim, tamamen gelişim karşıtı bir tavırdır. Halkın büyük bir çoğunluğu tarafından seçilmiş olan bir iktidar partisinin yasaklanmak istenmesi anlaşılmayacak bir durum ve Avrupa standartları ile çelişki oluşturuyor. Kanımca burada muhafazakar bazı Kemalist güçler Türkiye’de demokrasiyi rafa kaldırmaya çalışıyor. Bu durumun Avrupa hukuk anlayışı ile uyuşan bir tarafı yok. Eğer gerçekten parti kapatılırsa, bu, Türkiye’nin AB yolunda geri adım atması anlamına gelecektir.’

***

Alman Sosyal Demokrat Parti Federal Meclis Grup Başkanı Kolbow, aynı Le Monde’un bir önceki baş yazısı gibi, Kıbrıs’a değinmeden geçemiyor..

Kıbrıs’ta Türk ve Rum liderlerin son buluşması kapsamında, adada barışa giden yolda yeniden olumlu hava esmesini de şöyle değerlendiriyor:

‘Ben, bu olumlu sinyallerin Kıbrıs sorununun çözümü için umutları yeşerttiği kanısındayım. Avrupa, bu gelişmeyi sadece adada desteklemekle kalmamalı, Atina ve Ankara’yı da etkileyerek, görüşmelerin dışarıdan sabote edilmesini önlemeli. Özellikle Türkiye’nin de adanın kuzeyindeki işgal kuvvetlerini kademeli olarak geri çekme konusunda hazır olması gerekmekte.’

***

Bize ‘tek parti zihniyeti’ olan Kemalizm’i yıllardır ‘sosyal demokrasi’ olarak sundular...

Şimdi taşlar yerli yerine oturmakta...

İttihat ve Terakki mantığı halk iradesine karşı baş kaldırınca, Batı dünyası da İttihat ve Terakki’nin modern çocuğu olan Kemalizm’i deşifre ediyor...

İster buna Le Monde gibi ‘yargı darbesi’ deyin...

İster Alman Sosyal Demokrat siyasetçi gibi ‘Kemalizm’in demokrasi darbesi’...

***

Halk iradesine alerjisini ‘Serbest Fırka’ ile ifade etmeye başlayan Cumhuriyet, son kozunu AK Parti ile oynuyor...

Halkı kapatamadığı için parti kapatan anlayış bu...

Bu haber 663 defa okundu.