En Sıcak Konular

Darbeye Direniş - 1 Numaralı Bildirge

2 Nisan 2008 13:42 tsi
Darbeye Direniş - 1 Numaralı Bildirge
Darbeler hep bir numaralı bildirgeyle duyuruldu TRT ekranlarından. Taraf yazarı Yıldıray Oğur darbeye direnme bildirgesi yayımladı. Bu da direnişin bir numaralı bildirgesi olmuş oldu.

Yıldıray Oğur / Taraf

Bilmiyorum kaç kişiyiz biz. Sayamadım. Ama isterse bu yazıyı okuyan bir sen bir de ben kalalım, hiç mühim değil. Şu saat itibariyle darbeye direnişi başlatıyorum. Var mısın?
Ne mi yapacağız? Önce konforumuzu bozacağız. Birkaç ay fedakârlık yapacağız. Hiç aklına gelir miydi bizim kuşağın da bu darbecilik meseleleriyle yıllarını kaybedeceği. Bak işte oldu ama. Şoku çabucak atlatıp, bari gelecek nesli kurtarmak için harekete geçmemiz gerek.
İkna oldun mu?
O zaman somut koşuların somut analizine geçelim.
Şimdilik sadece iktidar partisini ve DTP’yi kapatıyorlar. Onlara oy verenler hâlâ açık. Televizyonlar, gazeteler de açık. Sıkıyönetim kanunları yürürlükte değil. Yani sivil bir direniş mümkün, demokratik ölçüler içinde yapılabilecek tonlarca şey var. Durum çok kötü gözükmüyor.
Ama rehavete de kapılma, iktidar gizli, yani daha tehlikeli. Metin aralarına sıkışmış darbeci şeytan. “Demokrasi diyor”, “Hukuk” diyor herkes. Kim dost kim düşman belli değil. Kim mavi, kim kırmızı kuvvet belli değil. Şeytan sağdan soldan yaklaşıyor. Hatta bazen “Ama onlar da kendine demokrat” diyor, “Sus bu kavgada işin yok”. “Yani ama”lara çok dikkat önce. En çok “ama”lar suça ortak.
Yeter artık “Daha seçimlerin üzerinden kaç ay geçti” diye isyan etmeyi de bırak lütfen. Pek umurlarında değil senin şikâyetlerin, bilesin. Amerikan filmi repliği olacak ama “bu gerçeği kabul etsen artık iyi olacak dostum”.
Hem hatırlasana 27 Mayıs’ın kudretli generallerinden Cemal Madanoğlu “Demokrat Parti iktidara geldiği gün darbe hazırlıkları da başlamıştı” demişti. Anlaşılıyor ki AKP için de aynı şey geçerliymiş. Baksana daha 2004’te iki darbe teşebbüsünden ucuz kurtulduğumuzu öğrendik geçenlerde.
AKP’den sonsuza kadar kurtulmayı kafalarına koymuşlar, Kürtleri de susturmayı. Bu uğurda pek çok masum insanı öldürdüler biliyoruz. Gözlerini bayağı bir karartmışlar yani. AB hedefi gitmiş, ekonomi batmış umurlarında değil. “Ya statüko, ya ölüm” diyorlar.
Böylece meşruiyetlerini kaybediyor, anlaşmayı bozuyorlar. Ve bir de meydan okuyorlar; Ne yapacaksan yap bakalım.
İşte ne yapacaksak şimdi yapacağız.
Ama önce bir sakin olalım tabii. Paniğe mahal yok. İlk kez bir darbe olmuyor bu ülkede. Tamam, her kuşağın kendine has darbeleri var, herkes için kendi darbesinin yeri ayrı ama hikâyelerin hepsi aşağı yukarı da aynı. Onlar darbe yapmakta tecrübeliyse biz de darbe yemekte tecrübeliyiz.
O yüzden de bu kez amatörce davranmayalım bari. “Ama”larımızı demokrasi rayına oturuncaya kadar, siyasetin namusu kurtuluncaya kadar toprağa gömelim.
Darbeye direnirken karşımıza en çok “ama” engeli çıkacak. Ne çektiysek o “ama”lardan çektik zaten. Hiç de ders almadık “ama”ların başımıza açtıklarından. “Ama hiç huzur da kalmamıştı” demişti muhafazakâr halk 12 Eylül’de. Şimdi de 12 Eylül’de huzuru bozulanlar “Ama o AKP’lilerin babaları da bizi 6. Filo mitinginde dövmüşlerdi” diyor çocukça bir kindarlıkla. “Şimdi onları döv devlet amca, bizim için de iki tane vur.”
Bir de “ama”ları meşrulaştıran analizler var. Tanklar burnumuzun dibinde ama “Ordu-AKP ittifak yaptı”. Boş ver, yesinler birbirini. “Ama” çünkü “AKP-MHP muhafazakâr-otoriter ittifakı var”. “MHP kapatmacılarla ittifak içindeymiş nasıl dersin bunu hâlâ?” diye üsteleme. “Analize gerek yok, AKP de faşistmiş zaten” saadetlerini bozma!
Darbeye karşı çıktığın için seni AKP’lilikle suçlayacaklar. Onlara şöyle de: “AKP demokrat olduğu için değil biz demokrat olduğumuz için darbeye karşı onu destekliyoruz.” Çok zorda kalırsan, “Ama AKP de demokrat değil” diyenlere “12 Eylül’de işkence tezgâhlarından geçen devrimcilerin çoğu da pek demokrat değildi” diye hatırlatılabilirsin, ama sahiden çok zorda kalırsan.
Hâlâ ikna olmadılarsa tecavüzcü-mini etekli kız hikâyesini anlat. Hep işe yaramıştır. “Bu söylediğin tecavüzcü suçlu ama kız da mini etek giymeseydi demeye benziyor” de, susacaktır. İkinci bir bildiriye kadar herkes görevinin başına!
Ben dememiş miydim?
Başörtüsü tartışmaları sırasında bu arka sayfada kendimi paraladım “İlhan Selçuk ile ortak bir frekans tutturdunuz, dikkat edin” demekten. Şimdi ben dememiş miydim hakkımı kullanmak istiyorum.
Bakın savcı, “Başörtüsüne üniversitede serbestlik getiren düzenleme yüzünden açtım,” diyor “davayı”. Siz o tartışmalarda 3. yollara sapıp, sanki laiklik başörtüsüyle tehlikedeymiş gibi “hem laiklik hem özgürlük” bildirileriyle darbecilere entelektüel lojistik destek verdiniz, farkında mısınız? Onları cesaretlendirdiniz. Sizin küçük laiklik kaygınız, onların “bakın bu liberal, sol demokratlar bile kaygılı, laiklik sahiden elden gidiyor” darbesine dönüştü.
Hâlbuki AKP’nin meşruiyetini güç bela koruduğunu, her an siyaset dışı yolların açılabileceğini, fanatik bir laiklik anlayışının demokrasiyi çabucak kurban edebileceğini bilen insanlardınız. İçinize tam sinmese de bu olacakları tahmin edip, temel bir insan hakkı olan başörtüsü için “ama”sız bir destek vermeliydiniz. O zaman emin olun bu darbeciler de sizden yüz bulup bunları yapamazdı. Gazete televizyon dolaşıp “AKP AB’yi unuttu, tek derdi türban” demekle, AKP’nin meşruiyet krizine çalı, odun taşımış oldunuz ama o odunlar şimdi Türkiye-AB ilişkilerinin altını fokur fokur kaynatıyor. Farkında mısınız? Yoksa Olli Rehn de mi çok AKP’li olmuş görüşmeyeli?



Bu haber 1,921 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,356 µs