En Sıcak Konular

Bahçeli'den Erdoğan'a son teklif

1 Nisan 2008 13:26 tsi
Partisinin Meclis Grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, büyük bir siyasi depremin yaşanacağını savundu. Bahçeli, Erdoğan'a son teklifini yaptı:

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partilerin kapatılmamasına ilişkin önerilerinin çok açık olduğunu belirterek, ''Bu da siyasi partilerin kapatılarak cezalandırılması dışında, bundan sorumluluğu olduğu tespit edilen yöneticilere yaptırım uygulanmasıdır. AKP yöneticilerinin bu önerimizi doğru anlamalarını ve değerlendirmelerini beklediğimizi samimiyetle ifade etmek isterim'' dedi.

Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, AK Parti'ye açılan kapatma davası sonrası yaşanan gelişmelere değindi.

Türkiye'nin sancılı bir haftayı geride bıraktığını, AK Parti'nin kapatılması için dava açılmasının üzerinden 17 gün geçtiğini hatırlatan Bahçeli, Anayasa Mahkemesinin dün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının iddianamesini kabul etmeyi kararlaştırdığını, böylece dava sürecinin başladığını söyledi.

-''NAZİK BİR DÖNEME GİRİLDİ''-

Devlet Bahçeli, ''Kapatma davasının siyasi sonuçlarının daha fazla hissedileceği ve AKP'nin hükümet ve Meclis düzeyindeki bütün tasarruflarının tartışmaya açılacağı ve sorgulanacağı çok nazik bir döneme girilmiştir. Karşı karşıya olduğumuz tehlikeler, artık kamuoyunun gözleri önünde cereyan etmekte ve maalesef sorunlar giderek ağırlaşmaktadır'' diye konuştu.

Bu sürecin; stratejik ve jeopolitik açıdan istikrar ve huzura, sosyal ve siyasal dengeler açısından güçlü iktidara ve milli gelecek açısından ise birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğunu ifade eden Bahçeli, Türkiye'nin böyle bir noktaya gelmiş olmasının her bakımdan büyük bir talihsizlik olduğunu bildirdi.

''Bütün temennimiz bugünkü krizin bir Anayasa krizine ve rejim bunalımına dönüşmemesidir'' diyen Bahçeli, ancak karşılarındaki tablonun, bu konuda iyimser olmaya fazla yer bırakmadığını söyledi.

Siyaset kurumunun, istikrar ve hukuku esas alan çözümler üreterek, krizi aşma yönünde çaba gösterme dirayetini ve basiretini gösteremediğini savunan Devlet Bahçeli, şöyle devam etti:

''TBMM çatısı altında çözüm yönünde demokratik süreçler ve mekanizmalar harekete geçirilememiş, bunun için gereken diyalog kanalları açılamamıştır. Tıkanan ve kilitlenen siyaset kurumu, gelişmelerin peşinde sürüklenmekte ve bunun sonucu başlı başına bir kriz unsuru haline gelmektedir. Kapatma davası sonrası çalkantı ve gerilim döneminde, karşıt tutumları giderek kemikleşmekte yeni bir gerginlik ve çatışma ortamının direniş mevzileri her geçen gün güçlenmektedir. Ortak aklın ve iyi niyetin yerini, siyasi miyopluk ve çıkar hesabı almış, gemlenemeyen siyasi ihtirasların çatıştığı bir cepheleşme sürecine girilmiştir. Türkiye çok ağıt tahribatı olacak siyasi bir depremin öncü sarsıntılarını yaşamaktadır.''

-MHP'NİN TAVRI-

MHP Lideri Bahçeli, 22 Temmuz seçimlerinden sonra 70 milletvekili ile TBMM'de temsil edilen MHP'nin, sorumlu muhalefet anlayışı ile son beş yılda üzerlerine çöken sisleri dağıtmaya çalıştığını, yapıcı ve çözüm getiren yaklaşımıyla kutuplaşma ile gerilen Türkiye'nin tansiyonunu düşürmeyi hedeflediğini bildirdi.

Ancak yaşanan gelişmelerin; MHP'nin attığı adımların karşılık bulmadığı, basit ve günlük hesaplarla heba edildiği, yeni bir siyasal münakaşa ortamını doğurduğunu öne süren Bahçeli, ''Daha düne kadar, partimizin Meclis çatısı altında gerginlikleri azaltmak için yürüttüğü uzlaştırıcı siyasete karşı çıkanlar, eleştirenler ve destek vermeyenler, partimizi hafife alanlar, karalayanlar, nihayet bugün bizim çizgimize bir nebze olsun yaklaşabilmişlerdir'' dedi.

-STK'LARIN SAĞDUYU ÇAĞRISI-

Sivil toplum örgütlerinin sağduyu çağrılarına da değinen Bahçeli, şöyle konuştu:

''Herkes şu hususlar üzerinde çok iyi düşünmeli, önyargıları ve suya-sabuna dokunmadan ortalama konuşma alışkanlıklarını bırakarak bunlardan doğru sonuçları çıkarmaya çalışmalıdır. Bu konuda adım atması ve inisiyatif alması gereken sadece ve sadece siyaset kurumudur. Yargı bu sürecin dışındadır. Krizden çıkış arayışlarının yegane adresi TBMM'dir. Meclis'te sahip olduğu çoğunluk nedeniyle bu süreçte tek başına belirleyici konumda olan AKP'dir. Bu bakımdan gerilimi azaltma yönünde somut adımlar atarak çözüm arayışları sürecini başlatmak ilk planda Sayın Başbakanın görevidir. Aleyhine kapatma davası açılan ve kendisini meşruiyet içinde hukuki yollarla savunmak durumunda olan da AKP'dir. Bu nedenle, Sayın Başbakan somut çıkış yolu olarak neyi öngördüğünü, muhalefetin desteğini hangi konuda aradığını, geliştirdiği hangi yöntemi tartışmamızı istediğini ve bundan neyi amaçladığını bütün yönleriyle açık ve dürüst olarak ortaya koymak zorundadır.

Konunun siyasi ve hukuki çerçevesinin bunlar olduğunu aklı başında herkes görebilecektir. Ancak Sayın Başbakan bütün bunlar yokmuş gibi fevri hareket etmekte; bir çözüm sürecinin önünü açmak için makul bir yaklaşımla ortaya çıkamamaktadır. Sayın Erdoğan'ın kapatma davası sonrası sergilediği tavır bu bakımdan anlaşılabilir değildir. Konunun özünden sürekli kaçan Sayın Başbakan mutlak haklılık psikolojisi içine girmiştir. Buna göre herkes haksız, herkes hatalı ve herkes kendisine tezgah kurmaktadır. Kendisinin bu noktaya gelinmesinde hiçbir hatası ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Böyle bir savunma mekanizması geliştiren Sayın Başbakan, etrafına ördüğü sorumsuzluk duvarı içinde özeleştiri yapamamakta, gerçekleri ve tehlikeleri görememektedir.''

-''...BİLİNÇ ALTI''-

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın milletvekili dokunulmazlığını bugüne kadar arkasına saklanacağı bir koruma zırhı olarak gördüğünü, şimdi de aynı amaçla milli irade kalkanına sığınmaya çalıştığını ileri sürdü.

''Arkamda halk desteği var, önümden çekilin'' diyen Başbakan'ın, meşruiyet sınırlarını tanımama ve her istediğini yapma konusunda açık çek istediğini savunan Bahçeli, ''Bunun doğal bir sonucu olarak, kendisi bir kenara çekilmekte ve bu krizden çıkış yollarını bulma sorumluluğunun, bunu yarattığını vehmettiği çevrelere ait olduğu düşüncesindedir'' diye konuştu.

Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın Bulgaristan'da, ''Ben ne yanlış yaptım ki geri adım atayım'' sözlerini de eleştirerek, şunları söyledi:

''Sayın Başbakan'ın, 'Eğer muktedir olsaydım kapatma davasını önlerdim' sözleri de aynı psikolojinin bir yansıması olmuştur. Bu sözün anlamı, Sayın Başbakan'ın bilinç altında yargıya müdahale etme niyetini taşıdığını, ancak gücü olmadığından bunu yapamadığıdır. Bu söz bilinçli olarak söylendiyse, bu aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının siyasi meşruiyetini kaybettiğinin ve eğer imkan bulursa Anayasa suçu işlemeye hazır olduğunun açık bir ikrarı olacaktır. Bu ruh hali sağlıklı bir durum değildir. Bu psikoloji, kendisi ve partisi için çıkmaz bir sokağın adresidir. Önümüzdeki siyasi krizden en az hasarla çıkılabilmesi eğer hala mümkün olabilecekse, bunun için ilk önce bu ruh hali ve kafa yapısının süratle değişmesi elzemdir. Sayın Başbakan'ın şimdi sükunete, sağlıklı düşünmeye ve soğukkanlı bir vicdan muhasebesi yapmaya ihtiyacı bulunmaktadır.''

-''HER YOLU MUBAH SAYIYORLAR...''-

''Bu süreci demokrasi taraftarları ve karşıtları arasında son savaş olarak gördüğü anlaşılan AKP'nin, her yolu meşru ve mubah sayan bir anlayışla bütün imkanlarını cepheye sürme hazırlığında olduğu anlaşılmaktadır'' diyen Bahçeli, bunun için milli irade ile yargının karşı karşıya getirildiğini, basın üzerinden yargıya adeta cihat ilan edildiğini öne sürdü.

Devlet Bahçeli, yargı süreçlerini basın vasıtasıyla etki altında bırakmak için başlatılan kampanyanın, son dönemde hız kazanarak sürdürüldüğünü belirterek, ''Bu baskı kampanyası zaman zaman tehdit niteliğine dönüşmekte, yargı organları alenen hedef haline getirilmektedir. Bağımsız yargı ağır bir kuşatma altına alınmıştır. Bu kapsamda; AKP'nin, meşru olup olmadığına bakmaksızın, her yolla kendini savunma hakkının doğduğu, yargı darbesini boşa çıkarmak için gerekirse ülke dışından müdahalelerin meşru sayılabileceği ve AKP'nin, AB ve ABD'nin desteğini alarak yargıya karşı mücadele etmesi gerektiği gibi hezeyanlar gazete sütunlarında hayasızca dile getirilebilmektedir'' dedi.

AK Parti'nin kontrolü altındaki basın vasıtasıyla başlatılan bu kampanyada, basın üzerinden Yüce Mahkemenin yargılanmak istendiğini ileri süren Bahçeli, bunların hukuk devleti, demokrasi anlayışı, basın ahlakı ve sorumluluğuyla bağdaşmadığını bildirdi.

-KAPATMA DAVASI VE AB-

MHP Genel Başkanı Bahçeli, bakanların ön planda rol aldığı yargıyı etkileme seferberliğinde, AB sopasının da bir tehdit silahı olarak kullanıldığını ve kapatma davası sürdürülürse AB sürecinin askıya alınacağı şantajıyla yargıya gözdağı verilmek istendiğini savundu.

''Bu konuda da AB'ye sığınan ve yardım isteyen AK Parti'nin, ''İmdat'' çağrısına beklenen cevabın gecikmediğini ifade eden Bahçeli, ''AB sözcüleri, 'Türkiye'de yargıya güvenilemeyeceği, yargı reformunun şart olduğu' ve 'Kapatma davasının Türkiye'nin Anayasal çerçevesinde değişiklik gerektirebilecek bir sistem hatası bulunduğunu gösterdiği' yolunda yakışıksız beyanlarda bulunmuşlardır. AB, PKK'nın sözcülüğünü yapan etnik bölücü partilerin de kapatılmamasını istemektedir. AKP aleyhine açılan dava konusundaki sözde hassasiyeti de Türkiye'de demokrasinin güçlenmesi aşkından ziyade, her istediklerini yaptırdıkları bir taşeronu kaybetme telaşından kaynaklanmaktadır. AKP bu tutumuyla, bu krizi TBMM çatısı altında aşmak yerine, çareyi Türkiye'yi her vesileyle aşağılayan AB'nin koruyucu kanatları altına sığınmakta bulduğunu göstermiştir'' diye konuştu.

-CHP'NİN TUTUMU-

Devlet Bahçeli, CHP'nin, bu konudaki tutumu ve kendisi için belirlediği savunma çizgisinin artık bütün yönleriyle bilindiğini dile getirerek, ''Türkiye'nin ortak değeri ve devletin temel taşlarından birisi olan laiklik ilkesini bir cephe hattı olarak gören bu yaklaşım, siyasi gündemdeki sorunları ve bunların çözüm imkanlarını münhasıran bu pencereden değerlendirmektedir'' dedi.

Bahçeli, ''Böyle bir yaklaşım içinde olan ana muhalefet partisi, yaşadığımız siyasi krizden çıkış yolları arayışlarına peşinen kapalı ve karşı olduğunu beyanlarıyla ortaya koymuştur'' diye konuştu.

''Terörü ve şiddeti meşru bir siyasi araç olarak gören ve etnik bölücülüğün siyasi merkezi olarak faaliyet gösteren PKK maşası siyasi partinin tutumu hakkında ise değerlendirme yapmak yersiz ve gereksiz'' diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bunların yegane amacı, hiç bir Anayasal ve yasal engel ve müeyyide olmaksızın serbestçe melanet icra etmek imkanına kavuşmaktır. Bu parti, amaçlarının bir kısmını, milletvekili dokunulmazlığı konusunda Sayın Başbakan'ın verdiği garanti ile gerçekleşmiştir. Terörü destekleyen partilerin kapatılmaması ve sorumluların cezalandırılmaması hedefine de AKP'nin dümen suyunda yakında ulaşacakları ümit ve beklentisi içine girmişlerdir. AKP kapatma davasını düşürmek amacıyla kendisi için özel Anayasal düzenlemesi yaparsa, bu parti de bundan yararlanacak ve terörün siyasi araç olarak kullanılması ve etnik bölücülük meşru siyasi faaliyet haline gelecektir. Yaşadığımız süreçte bu partinin hesabı budur. Bu yöndeki bir Anayasa değişikliği için Meclis'te AKP ile işbirliğine hazırdır.''

-''BİZİM TUTUMUZ AÇIK VE NET''-

MHP'nin parti kapatılmasına yönelik tutumunun ilk günden beri açık ve net bir şekilde ortaya koyduğunu ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:

''Önerimiz çok açıktır; bu da siyasi partilerin kapatılarak cezalandırılması dışında, bundan sorumluluğu olduğu tespit edilen yöneticilere yaptırım uygulanmasıdır. Bu yöntem, demokratik hukuk devleti ilkesine aykırı olmayacağı gibi, çağdaş ceza hukukunun evrensel normu olan cezaların şahsiliği ilkesine de uygun, makul bir çözüm olacaktır. Bizim bu konudaki yegane telaşımız demokrasiye sahip çıkmak ve demokratik rejimin yara almasını önlemek olmuştur. Bunun dışında bizim şahıslarla bir meselemiz yoktur.

Bu bakımdan AKP yöneticilerinin bu önerimizi doğru anlamalarını ve değerlendirmelerini beklediğimizi samimiyetle ifade etmek isterim. Konuya şahıslar penceresinden değil, ilkeler ve Türkiye açısından bakan MHP, hukuka ve Anayasaya gölge düşürmeyecek, adalet duygularını yaralamayacak ve kamu vicdanını rahatsız etmeyecek bir yaklaşımı ortaya koymuştur.''

"TÜRKİYE'Yİ BU GİRDABIN DIŞINA ÇIKARMAK GÖREV VE SORUMLULUĞU ŞİMDİ SAYIN BAŞBAKAN'IN VE AKP'NİN OMUZUNDADIR''

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ömür boyu siyasi yasağın hiçbir zaman gündemlerinde olmadığını belirterek, ''Önerimizin amacı, açılmış olan bir davada parti kapatılması yerine ara yaptırımlar uygulanabilmesi için bireysel sorumluluğu belirlemede mahkemeye yeni değerlendirme kriterleri vermek, yeni bir yorum alanı ve imkanı sağlamaktır'' dedi.

Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, AK Parti'li bazı bakanların ve bu zihniyetin basındaki temsilcilerinin, MHP'nin önerisini çarpıttığını öne sürdü.

Önerilerinin amacının, açılmış olan bir davada parti kapatılması yerine ara yaptırımlar uygulanabilmesi için bireysel sorumluluğu belirlemede Mahkemeye yeni değerlendirme kriterleri vermek olduğunu kaydeden Bahçeli, kendilerine hakim olan düşünceleri tahrif ederek kişiselleştirmenin, MHP'nin samimi çabasına gölge düşürmek anlamına geldiğini bildirdi.

-''AKP İLE SANDIKTA HESAPLAŞACAĞIZ''-

''Bizim dürüst ve ilkeli siyaset anlayışımızda mağduriyetten siyasi kazanç sağlamaya yer yoktur. Biz Sayın Başbakan ve AKP ile sandık başında hesaplaşacağız'' diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Sayın Genel Başkanınız sizin olsun. Biz kendisini alıp da ne yapacağız... Kapatma davası iddianamesinde suçlanan Genel Başkanınız ve partiniz, bu süreçte savunmasını yapar ve aklanırsa, biz bundan demokrasi adına sadece memnuniyet duyarız. Sizler de şarkı nakaratlarına uygun olarak yolunuza devam edersiniz.

 Bizim sizin Genel Başkanınızla ve sizlerle beraber yürüdüğümüz ve bundan sonra da yürüyeceğimiz bir yol yoktur. Milliyetçi Hareket, iyi niyetli bir yaklaşımla yapıcı bir öneride bulunmuş ve bunun tartışılmasını istemiştir. Bunu tenkit edenlerin, bunu yetersiz bulanların yapması gereken, bulanık suda balık avlamak ve gölge oyunu oynamak yerine, kendilerinin somut bir düşüncesi varsa bunu dürüst ve açıkça ortaya koymaktır.

Bu noktada, açıkladığımız görüşler arasında farklılıklar bulunduğunu, iki hafta önce söylediklerimizle şimdi söylediklerimizin farklı şeyler olduğunu iddia eden Sayın Başbakan'a buradan seslenmek istiyorum: Sayın Başbakan, bizim siyasi ve fikri çizgimizde hiçbir devirde kırılma ve sapma olmamıştır. İnandığımızı söylemiş, söylediğimize inanmış ve bunun arkasında da sonuna kadar durmuşuzdur. Siyasi parti kapatılması konusunda söylediklerimiz, bunu duymak ve anlamak isteyenler için, çok açıktır, berraktır ve her yönüyle tutarlıdır. Bizim beyanlarımız ayaküstü söylenen sözler değildir. Tümü kamuoyu önünde dile getirilmiş ve yazılı metne bağlanmıştır.''

-''SAYIN BAŞBAKAN, SİZDEN BEKLENEN...''

MHP Lideri Bahçeli, Başbakan'ın, Bulgaristan'da basınla yaptığı sohbet toplantısında başörtüsü konusunda MHP'nin çağrısı üzerine kendilerinin de adım atmak zorunluluğunun doğduğunu söyleyerek, anlaşılması güç bir savunma telaşı içine girdiğini savundu.

Bahçeli, şöyle devam etti:

''Sayın Başbakan, bu beyanlarının akla getirdiği şu sorulara cevap vermek durumundadır: Bu sözler, başörtüsü konusunda istemeden ve isteksiz olarak bir adım atmak zorunda kaldığınızın ve bundan şimdi pişmanlık duyduğunuzun bir ifadesi olarak mı görülmelidir? Sayın Başbakan, durum bu ise yapmanız gereken, dolaylı yollara sapmadan, sözü eğip bükmeden, dürüstçe ortaya çıkıp bunu açıkça söylemek ve geçmişe dönük olarak günah çıkarmaktır.

MHP'nin desteğinin görmezden gelindiğini söylemenizin ve buna ikircikli bir yaklaşım olarak değerlendirmenizin amacı ve muhatabı da tam anlaşılamamıştır. Kim neyi görmezden gelmiştir? Bu sözleriniz, bu çevrelere bir davetiye, bir suç duyurusu olarak mı anlaşılmalıdır? Bu çevrelerin bu ihbarın gereğini ne şekilde yerine getirmesini istiyorsunuz?

Sayın Başbakan, sizden beklenen bu davetin konusunu ve muhatabını açıklamanızdır. Bunun siyasi ahlakın asgari bir icabı olacağını dikkatinize getirmek isterim. Biliniz ki her kararımız siyasal tarihimizin, ilkelerimizin ve duruşumuzun kırılmayan çizgisine uygun olarak alınmaktadır. Milletimizin her türlü sorununu çözmeye yönelik olarak aldığımız kararların, vardığımız mutabakatların ve verdiğimiz sözlerin dün olduğu gibi bugün de arkasında olduğumuzu, buradan bir kez daha kararlılıkla ifade etmek istiyorum.''

-''...İKİ ALTERNATİF YOL BULUNMAKTADIR''-

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Anayasa Mahkemesindeki kapatma davasının ve önünde bulunan ve henüz karara bağlanmayan diğer konuların, siyasi bir pazarlık denkleminin parçası olmasının hiçbir şart altında düşünülemeyeceğini belirterek, sürecin kendi mecrasında seyredeceğini bildirdi.

Bunun aksini düşünmenin, hukuk ve siyaseti bir takasın unsuru olarak görmenin ve bunları ucuz bir meta olarak masaya sürmenin çok çirkin ve gayri ahlaki olacağına işaret eden Bahçeli, ''Böyle bir sakat anlayış; yargının bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı ve demokratik hukuk devleti ilkelerinin açıkça katledilmesi anlamına gelecektir'' diye konuştu.

Devlet Bahçeli, bulunacak çözümün Anayasanın 68. ve 69. maddeleri ile milletvekili dokunulmazlığına ilişkin düzenlemeler olması gerektiğini ifade etti.

Bahçeli şöyle dedi:

''Bu çerçeve içinde yapılacaklar da bellidir. Bunun için önümüzde iki alternatif yol ve tercih bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, partilerin cezalandırılması yerine, bireysel sorumluluk ve siyasi yaptırım odaklı yeni bir Anayasal ve yasal çerçevenin hayata geçirilmesidir. İkinci yol ise devletin temel ilkelerine, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı fiil ve eylemlerin tümünü cezasız bırakmak, terör ve bölücülük dahil bu esaslara aykırı faaliyetleri, siyasi partiler ve yöneticileri için meşru hale getirecek zorlamalarla Anayasal düzenin temellerine dinamit koymaktır. Meclis çoğunluğuna sahip AKP'nin önündeki tercihler bunlardır. Sayın Başbakan şimdi bunlardan birini seçecektir.

Bu gerilim yüklü ortamı rahatlatmak ve basiretli bir kriz yönetimi ile Türkiye'yi bu girdabın dışına çıkarmak görev ve sorumluluğu şimdi Sayın Başbakan'ın ve AKP'nin omuzundadır. Bu konulardaki düşüncelerini son iki hafta içinde bütün yönleriyle ortaya koymuş ve gereken telkin ve uyarılarda bulunmuş olan Milliyetçi Hareket siyasi bakımdan vicdan huzuru içindedir.''

-''KABRİ NUR, MEKANI CENNET OLSUN''-

MHP Genel Başkanı Bahçeli, 4 Nisan Cuma gününün MHP'nin kurucusu ve ilk Genel Başkanı Alparslan Türkeş'in ölümünün 11. yıldönümü olduğunu anımsatarak, ''Bu vesile ile kalplerimizdeki yeri, gönlümüzdeki sevgisi hiç değişmeyecek olan Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey'i bir kez daha saygı ve minnetle yad ediyorum. Merhum liderimizin kabrinin nur, mekanının Cennet olmasını Cenab-ı Allah'tan diliyorum'' dedi.

 



Bu haber 762 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,336 µs