sınıf çelişkisi teferruattır | " /> sınıf çelişkisi teferruattır | "/>

En Sıcak Konular

Mevzu laiklikse, sınıf çelişkisi teferruattır

1 Nisan 2008 12:38 tsi
Mevzu laiklikse, sınıf çelişkisi teferruattır Türkiye kadar Marks'ı yanıltan başka bir ülke var mıdır acaba? TÜSİAD ile DİSK laiklik konusunda bir araya geliyor. Peki nerede sınıf çelişkisi? Yoksa biz gerçekten sınıfsız, kaynaşmış laik bir toplum muyuz?

İlhan Döğüş/Yeni Şafak

Konu laiklikse sınıf çelişkisi teferruattır

Marksizm, üstyapı dediği eğitimin, kültürün, hukukun, siyasetin, dinin, sanatın altyapısı olarak ekonomiyi addettiği bakışını, insanı "homoeconomicus", diğer bir ifadeyle "ekonomik bir makine" olarak görmesi üze-rine kurar. Tarihi sınıfların uzlaşmaz çelişkisinin hikayesi olarak gören bu bakışa göre, üst yapılar egemen sınıfın iktidarlarına göre tasarlanırlar ve altyapıdaki değişime göre yeniden biçimlenirler.

Bu teoriye göre, üstyapıların arasındaki çelişkilerin altında aslında sınıf çelişkisi yatmaktadır. Yani iki din ya da iki millet/kimlik arasında bir çatışma varsa bu sınıfsaldır ve dolayısıyla bu sorunun çözümü o sınıfsal sorunun çözülmesiyle mümkündür.

TÜRKİYE'NİN ÖZEL DURUMU

Hem Türkiye'de devletin taşıdığı rol bakımından Batı kapitalizminden farklı bir kapita-lizm örgütlenmesi olduğundan, hem de küresel kapitalizmin yaşadığı derin değişimler dolayısıyla bu teori günümüzü pek açıklamıyor. Nitekim bugün, bu teorinin açıklayıcılığına dair güçlü bir kanının hakim olduğu zamanlardaki gibi sistemli bir kapitalizm yok. Günümüzde her yeri içine almış, dışarıda hiçbir şey bırakmamış örgütsüz, dağınık bir kapitalizm söz konusu. Sınıf ilişkileri Marksizm'in ortaya koyduğu gibi sadece iki zıt sınıftan ibaret değil; çok daha karmaşık. Karmaşık çünkü çok küçük bir azınlık sadece sömüren iken ve yine %10-15 civarında bir kesim sadece sömürülürken; dağınık sömürü ağları çerçevesinde toplumun büyük bir kesimi bir başkasını sömürürken, aynı anda başkası tarafından sömürülüyor; bir şekilde kapitalizm içerisinde kapitalistleşerek direniyor, var olmaya çalışıyor.

Sınıf ilişkilerinin sınıfın ötesine taşınmış olduğu bu örgütsüz kapitalizmde, sınıflar birbirleriyle sadece sınıf ilişkileri kurmuyorlar. Ayrıca altyapıyla-üstyapı arasındaki ilişkilerin altüst olduğu bu dünyada sınıf ilişkileri de sadece sınıflar arasında tecelli etmiyor. Tüm bunlara sebep olan ise, örgütsüz kapitalizmin sömürüsünün üretim sürecinin/fabrikanın dışına taşmasıdır. Örneğin dünyanın önce güvensizleştirilip ardından güvenliğin insanlara satılması da bir sömürüdür.

İşte TÜSİAD Başkanı Arzuhan Yalçındağ ile DİSK Başkanı Süleyman Çelebi'nin görüşmesini ancak böyle anlamlandırabiliyoruz. Hoş Türkiye gibi karmaşık, melez bir toplumu Batı'dan olduğu gibi kopya edilmiş bir teoriyle hiçbir zaman anlayamadık, sadece anladığımızı sandık. Ama DİSK ile TÜSİAD arasındaki uzlaşma mesajlarını ve uzlaşılmasını talep ettikleri konuyu Marksizm'in klasik sınıf bakışıyla bir yere koyamıyoruz. Eğer uzlaşılmasını talep ettikleri konu işçilerin çalışma ve yaşam koşullarına dair olsaydı, evet Marksizm'le çelişen bir durum yoktu. Fakat mesele bu değil...

Gelelim karmaşıklaşan sınıf ilişkilerinin ifadesi olan beyanlara:

TOBB'un sağduyu çağrısına içeriğine katılmakla beraber mesajın muhatabının net olmaması nedeniyle katılmayan DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, "TÜSİAD ve DİSK farklı iki ayrı çıkar grupları ama birçok konuda farklı çıkarlarımız olsa da ülkenin sorunları ve gerilimini gidermek için başka konularda ortak noktaların, iradelerin ortaya konulması, benzer yaklaşımlarla değerlendirme yapmak elbette mümkün" dedi. DİSK'in öncülüğünde örgütlenen 10 Aralık Hareketi'nin AK Parti'nin kapatılmasıyla ilgili bildirisini bu beyanla beraber okumak gerekiyor.

PATRONLA İŞÇİ NERDE BULUŞUR

Yalçındağ ise özetle şöyle konuşmuş: "Türkiye'nin bu gerginliklerden kurtulup gerçek gündemine odaklanıp ilerlemeye ve yola devam etmesini istiyoruz. Onun için süreç içinde istişareler devam edecek”. Türkiye'nin derin devletinden temizlenmesi kadar daha önemli ve gerçek gündemi ne olabilir sorusunu bir tarafa bırakırsak, burada da görülüyor ki, günümüzdeki karmaşık sınıf ilişkileri içerisinde sadece iki zıt sınıf uzlaşmaz bir çatışma içerisinde değiller. Bugün hem sınıfları kendi içlerinde bölen, hem de farklı sınıflar içerisindeki grupları bir araya getiren bir kimlik siyaseti var. Çünkü insanların ekonomi kadar değerli başka sorunları var. Bu buluşmayı tetikleyen de böyle bir dert...

İşte 28 Şubat sürecinde ve Nisan ayında Cumhuriyet mitinglerinde de yan yana gelen TÜSİAD ile DİSK'i bir araya getiren laik yaşam biçimi. Yani ortak kimlikleri ve bu kimliklerine dair (yersiz) şüphe duydukları AK Parti hükümetine karşı tavırları, beyanlarında da ifade ettikleri gibi bu iki farklı sınıf temsilcisi için sınıfsal çıkarlarından daha önemli ve onları bir araya getirebiliyor.

Başka bir ifadeyle laiklik, AK Parti karşıtlığı mevzu bahis ise; sınıf çatışmasının teferruat olarak görüldüğünü söylemek mümkün... Daha da kötüsü "uzlaşılsın" mesajlarıyla AK Parti hükümetinin Ergenekon terör çetesine yönelik operasyonlarında frene basması ima ediliyor.

Bu durumda TÜSİAD'ın ne kadar burjuvazi, DİSK'in ne kadar işçi sınıfı temsilcisi olduğunu sorgulamayı başka bir yazıya erteleyerek, bu birlikteliğin katalizatörlerinden birinin Kemalizm, yani iki sınıf siyasetinin devletle kurduğu ilişki olduğunu belirtmek gerekiyor. Ne de olsa, biz "sınıfsız, kaynaşmış (laik) bir toplumuz" ve İlhan Selçuk da iki sınıf temsilcisinin abisi...



Bu haber 1,061 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,499 µs